Son zamanlar da Vergi idaresi, süresinde ödenmeyen SGK primlerine tahakkuk eden gecikme cezası ve gecikme faizlerini giderleştiren ya da beyannamesinde vergi matrahını azaltacak şekil de indirim konusu yapan mükellefleri incelmeye tabi tutmakta ya da düzeltme yapması konusunda uyarmaktadır.
İşte bugünkü makale konumda SSGSSK da gecikme cezası ve gecikme zammı ne demektir.Gecikme cezası ve gecikme zammı giderleştirilebilinir mi?Yasal dayanağı nedir?Bu hususları anlatacağım.
Tabi her zaman söylediğim gibi “Malimüşavirlik mesleği hukuk mesleğidir.Katiplik mesleği değildir.”sözümle konuya girmek ve bu sorunun T.C.Anayasası,193 sayılı GVK,6183 sayılı AAUHK,5510 sayılı SSGSSK hükümleri çerçevesinde çözmek gerektiğini belirtmek isterim.
Sosyal güvenlik mevzuatında Gecikme cezası ve Gecikme zammı nedir?hususlarına açıklık getirelim.
Bir çok kişi bu ifadeleri Vergi hukukunda belirtilen şekilde olduğunu sanabilir.Ancak sanıldığı gibi bir tanımlama söz konusu değildir.213 sayılı VUK.da belirtilen gecikme zammı 6183 sayılı yasanın 51.maddesinde,gecikme faizi ise vuk.nunun 112.maddesinde, 6183 sayılı yasanın 51.maddesine atıf yapılarak tanımlanmaya çalışılmıştır.
VUK nuna göre; Gecikme faizi, vergiyi doğuran olayın sonradan öğrenilmesi nedeniyle (resen, ikmalen ve idarece) olağan dışı yapılan vergilendirme işlemlerinde uygulanan ve gecikme zammından ayrı tahsil edilen bir ek yükümlülüktür.
Gecikme Zammı ise vadeyle ödeme tarihi arasında geçen süre için uygulanır.
Sosyal Güvenlik mevzuatında gecikme faizi şeklinde bir ifadeye rastlanmamaktadır.Sık sık gecikme faizinden değil ,kanuni faizden söz edilmektedir.Bu yasada ifade edilen gecikme zammı 5510 sayılı yasanın 89.maddesinin 1. Ve 2. Fıkralarında anlatılmakta ve gecikme zammını ;Kuruma prim ve dğer borçların ödenmemesi halinde ilk üç aylık sürede her bir ay için %2 oranında alınan fer-i alacak olarak tanımlamaktadır.
Gecikme zammı ise; her ay için bulunan (Prim +prim*0,02) tutarlara ödeme süresinin bittiği tarihten başlamak üzere borç ödeninceye kadar her ay için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizi bileşik bazda uygulanması neticesinde ortaya çıkan feri tutar olarak tanımlanmaktadır.
(Ek fıkra: 03/12/1988 - 3505/12 md.) Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizleri, vergi matrahından ve gelir unsurlarından indirilmez.”hükmü yer almaktadır.
5520 sayılı yasanın 11/d bendinde de aynı ifadelere rastlamaktayız.
Bu madde hükümlerinde açıkça, gecikme zammı ve faizinin vergi matrahından indirilebilmesi için Amme alacakları tahsil usulü kanununda yer alması ve bu kanunun ilgili maddelerinin teması olması gerekir.Denilmektedir.
6183 sayılı AATHK nunun 1.maddesinde “Devlete, İl Özel İdarelerine ve Belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait yargılama giderleri, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer’i kamu alacaklarını ve aynı idarelerin sözleşmeden, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve kamu hizmetleri uygulamasından kaynaklanan diğer alacakları ile; bunların takip giderleri hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.”denilmekte ve görüldüğü gibi SGK ya ödenen gecikme zammı ve gecikme cezası bu kanun kapsamındadır denilmemektedir.
Zaten 5510 sayılı yasanın 88.maddesinin 15.fıkrası “Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının,Amme alacaklarının tahsil usulü hakkında kanunun 51.,102.,106. Maddeler hariç,diğer maddeleri uygulanır.”hükmü de, gecikme zammı tanım ve oranını gösteren 51.madde hükmünün, bu alacaklarda uygulanmayacağını alenen belirtmektedir.
Konu ile ilgili olarak Danıştay 3.Dairesinin 09.11.1995 tarih, E:1994/3265, K:1995/3532 sayılı kararında da; “(...) Sosyal Sigorta Primleri ve buna ait gecikme zamlarının 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre değil, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 80.maddesine göre ödendiği, maddede (...) 6183 sayılı Kanuna atıfta bulunduğu, tahsilatın doğrudan 506 sayıla Kanuna göre yapıldığının anlaşıldığı (...) sosyal sigorta primlerine ait gecikme zamlarının 5422 sayılı Kanunun 15.maddesinde sayılan “indirimi kabul edilmeyen giderler” arasında sayılması mümkün olmadığından gider olarak kabul edilip matrahtan düşülmesinin gerektiği” belirtilmiştir.
Sonuç olarak; 6183 sayılı yasada gecikme cezası tanımlanmadığı gibi SGK ya ödenen yada bu kurumca tahakkuk eden gecikme zammı da, 6183 sayılı yasanın 51.maddesinin 5510 sayılı yasaca uygulama dışı bırakıldığı hususları ve yine gerek 5510 sayılı yasanın 88/11. bendinde sadece fiilen ödenmeyen primlerin gider yazılamayacağı,fakat fer’ilerinin bu madde hükmünde yer almadığı,GVK 90.madde ve KVK 11/d bendinde de sadece 6183 sayılı yasa kapsamında ve dahi VUK.kapsamında ödenen fer’ilerin indirilemeyeceği hususları hüküm altına alındığından;Anayasanın 73.maddesi “Vergi,resim,harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur,değiştirilir veya kaldırılır.”madde hükmü açık olduğundan,
6183 sayılı yasa kapsamında olmayan,SGK prim borçları ve diğer alacaklarına karşın tahakkuk eden gecikme zammı ve cezaları matrahtan indirilebilinir.Ve hatta Alacağın asılları ödendiği dönem giderleştirilebilir hükmü gereği fer’ileri de ödendiği dönem giderleştirilebilir. (Bazı görüşler ise dönemsellik ilkesi gereği tahakkuk ettiği dönem indirilebilinir.Dönem geçtiğinde bu g.zam ve cezalar KKEG dir.)Ali ÖZBEK
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Marka ve Patent Vekili
aliozbek68@gmail.com
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Marka ve Patent Vekili
aliozbek68@gmail.com
http://www.muhasebetr.com/
twitter.com/vergivekanunla
http://vergikanunhaberleri.blogspot.com/