Kıdem tazminatında merak edilenler
Belirli süre çalıştıktan sonra ayrılan işçiye görev süresine bağlı olarak verilen para kıdem tazminatı şeklinde tanımlanmaktadır.
Kıdem tazminatı müessesesi İş Kanunu’na işçilerin gelir ve iş güvenliğini sağlayıcı, gereksiz işten çıkarmaların işçiyi olumsuz etkileyecek durumların ortaya çıkmasını önleyici, işverenlerin sıradan ve önemsiz nedenlerle işçi çıkarmalarını frenleyici ve aynı zamanda işyerinde liyakatle, sadakatle, özveri ve başarı ile çalışarak hizmet etmesi nedeniyle işçiye yıpranması karşılığı bir ödül olması bağlamında getirilmiştir.
10 Haziran 2003 tarihinden itibaren 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi olan Kıdem Tazminatı hariç olmak üzere tamamen yürürlükten kaldırılmış, yerine 4857 sayılı İş Kanunu yürürlüğe girmiştir.
Günümüzde Kıdem Tazminatı ile ilgili çalışma hayatımızda halen kullanılan yasal düzenleme 1475 sayılı yasadaki 14. maddedir.
Kıdem tazminatı, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinde gösterilen fesih ve infisah hallerinde en az bir yıllık çalışması olan işçiye veya işçinin vefat etmesi halinde bu işçinin hak sahiplerine işveren tarafından ödenmesi gereken paradır.
Kıdem tazminatı, hem belirli süreli hizmet sözleşmesine göre çalışan işçilere hem de belirsiz süreli hizmet sözleşmesine göre çalışan işçilere ödenir.
Ancak, belirli süreli hizmet sözleşmelerinde, sözleşmede belirlenen sürenin kendiliğinden son bulması halinde veya tarafların anlaşarak sözleşmeyi sona erdirmelerinde kıdem tazminatı ödenmez.
Kıdem Tazminatı günümüze kadar yürürlükte bulunan ya da yürürlükten kalkan tüm iş kanunlarında gerek mahiyeti itibariyle gerek uygulanabilirliği açısından ve gerekse hesaplanması açısından her zaman tartışıla gelmiş, bu konuda birbirleriyle çelişen ya da birbirini destekleyen veya birbirine taban tabana zıt yargı kararları ile her zaman çalışma hayatının gündeminde kalmış çok kapsamlı yorumlara dayanan bir kanun maddesi olmuştur.
****************
Hak edebilme şartları
1-İşçinin kendi isteği ile işten ayrılmamış olması,
2-İşçinin işveren tarafından ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışları nedeniyle işten çıkarılmamış olması,
3-İşçinin erkek ise muvazzaf askerliği nedeniyle işten ayrılmak zorunda kalmış olması,
4-İşçinin işten ayrılması, iş yasasının 24. maddesinde belirtilen işçinin haklı bir nedene dayanarak derhal işi bırakması hakkı şartına bağlı olması,
5-İşçinin emeklilik şartlarını yerine getirmiş olup emeklilik için ilgili kuruma toptan ödeme ya da maaş bağlanması için müracaat etmiş olması,
6-İşçi en az 7000 gün prim ödeme gün sayısı veya en az 25 yıllık sigorta ve 4500 gün prim ödeme gün sayısı şartını yerine getirmiş olup kadınsa 58, erkekse 60 yaşını doldurmayı beklemeden kendi isteği ile işten ayrılmış olması, ya da
506 sayılı yasanın geçici 81. maddesindeki emeklilik sürelerini doldurmuş olmak kaydı ile sadece yaşını doldurmayı bekliyor iken yine kendi isteğiyle işten ayrılmış olması,
7-İşçi kadın ise ve çalışırken evlenmiş ise evlendikten sonraki bir yıl içinde işten ayrılmak istemesi,
8-İşçinin ölmüş olması gerekir.
9-İşçinin aynı işyerinde veya aynı işverene bağlı değişik işyerlerinde en az bir yıllık çalışma süresi olmalıdır.
Tabii ki kıdem tazminatına hak kazanabilmek için tüm yukarıdaki şartlar yanında Kıdem Tazminatı’nın hesaplanması, hesaplamaya ne tür ücret ödemelerinin dâhil edileceği, kıdem tazminatının üst sınırı, çalışılan günler ile çalışılmış sayılan günlerin neler olduğu, ödemenin nasıl yapılacağı, yapılacak ödemeden sigorta primi, gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı, kıdem hakkından dolayı hak arama süresi, kıdemin başlangıcı ve sonu, çalışılan işyerinin İş Kanunu kapsamında olup olmadığı, süresi belirli, süresi belirsiz ya da kısmi süreli işlerde Kıdem Tazminatı’nın nasıl uygulanacağı, parça başına ücret esası ile olan çalışmalarda tazminatın nasıl hesaplanacağı, Grevde geçen sürelerin kıdem gününe ilave edilip edilmeyeceği, gibi kavramlar çok büyük özellikler arz etmektedir. (Devamı Yarın)
yazan :Özgür ERDURSUN
KAYNAKhttp://www.kentgazetesi.com/habergoster.aspx?id=25770