Masraf yansıtmasında KDV
Masraf yansıtması vergi mevzuatında açıkça düzenlenmiş bir konu değildir. Daha çok uygulamada karşılaşılan sorunlara çözüm bulunması amacıyla idarenin vermiş olduğu özelgelerle çerçevesi çizilmiştir.
Muhtelif sebeplerle, yapılan harcamaların ilgili harcamadan faydalanan kişiler arasında paylaşımı amacıyla masraf yansıtması faturaları düzenlenmektedir.
Sıklıkla karşılaşılan uygulaması, taraflar arası sözleşmenin ifasından kaynaklanan bir takım mali yükümlülüklerin diğer sözleşen tarafından üstlenilmesinin taahhüt edilmesi halinde, harcamayı yapan tarafın adına düzenlenen gider faturasını bire bir olarak karşı tarafa fatura etmesidir.
Bu tür durumlarda KDV hesaplanmasının gerekli olup olmadığı tereddüt oluşturabilmektedir.
KDV’nin konusu
Ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti kapsamında Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetler; her türlü mal ve hizmet ithalatı ve kanunda ayrıca tadadi olarak sayılan bazı teslim ve hizmetler KDV’nin konusunu oluşturmaktadır.
Dolayısıyla; muhatabına fatura düzenlenerek masraf yansıtması yapılan durumlarda KDV hesaplanmasının gerekli olup olmadığının değerlendirmesinin yapılabilmesi için öncelikle masraf faturası düzenleyen kişi tarafından yansıtma yapılan kişiye ayrıca bir mal teslimi ya da hizmet ifasının yapılıp yapılmadığı tespit edilmelidir.
Masraf yansıtmasının KDV’nin konusuna girebilmesi için, yapılan işlemin ticari, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti kapsamında gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Sadece para hareketlerinden kaynaklanan işlemlerin bu çerçevede değerlendirilmemesi ve KDV’nin konusu harici kalması gerekir.
Herhangi bir işlem, kar arayış beklentisiyle zarar riski de göz önünde bulundurularak gelir elde etme amacıyla gerçekleştirilmiyorsa, bu işlem ticari bir işlem olarak görülmemelidir. Ticari işletme bünyesinde gerçekleştirilmiş olsa dahi, bu nitelikte olmayan işlemleri KDV’nin konusu dışında bırakmak lazım gelir.
Nitekim, yapılan işlem kar arayış beklentisiyle zarar riski de göz önünde bulundurularak gelir elde etme amacıyla gerçekleştirilmiş bir işlem değilse, sonuçta işletme tarafından yaratılan bir katma değer de bulunmayacaktır.
Masraf yansıtması yapılırken ilave bir bedel talep edilmemesi, yapılan harcamanın birebir gerçek muhatabına yansıtılması, yapılan işlemin gelir elde etme amacıyla gerçekleştirilmediğine karine oluşturmaktadır.
Ayrıca bedel varsa
Masraf yansıtması sırasında yapılan harcamanın üzerine belli bir bedel ilave edilerek gerçek muhatabına fatura düzenleniyorsa burada farklı bir durum vardır. Masraf yansıtmasının ayrıca bir hizmet ifası içermediğine ilişkin yukarıda yaptığımız açıklamalar bu durumda geçerliliğini kaybedecektir.
Harcamayı bizzat yapan kişinin ilgili harcamayı gerçek muhatabına aktarırken ayrıca belli bir bedel talep etmesi ifa edilmiş bir hizmetin varlığına da delalettir. Bu durumda KDV hesaplanması gerekmektedir.
KDV matrahı ifa edilen hizmetin bedelidir. İfa edilen hizmetin karşılığı sadece aradaki fark tutar kadar olabileceği gibi duruma göre faturalanan bedelin tamamı da olabilir.
Fatura düzenlenmesi
Vergi Usul Kanunu uyarınca üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.
VUK’da faturanın tanımı, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen vesika olarak belirtilmiştir.
Kanunda masraf yansıtma faturası olarak ayrıca bir fatura türü tanımlanmamıştır. Kanunda sayılan diğer tevsik edici belgeler arasında da masraf yansıtmasında kullanılabilecek bir belgeye yer verilmemiştir.
Ancak vergi idaresi tarafından verilen özelgelerde masraf yansıtması yapılan durumlarda fatura düzenlenmesi gerektiği belirtilmektedir. Uygulamada yansıtmaların dekont ile belgelendirildiği de görülmektedir. Ancak bankalar dışındaki mükelleflerin masraflarının dekont ile aktarılmasına müsaade eden yasal bir düzenleme bulunmadığından bahisle özelge açıklamalarında dekont düzenlenmesine cevaz verilmemektedir.
KDV’li masrafların yansıtılması
Yansıtılacak masrafın KDV’ne tabi bir işlemden kaynaklanmış olması halinde KDV tutarı da yansıtma faturasında gösterilmelidir.
Masrafın yansıtıldığı kurumun ilgili KDV tutarını indirim konusu yapabilmesi için bu gereklidir. Zira KDV Kanunu uyarınca mal ve hizmetlere ait KDV, alış faturası veya benzeri vesikalar üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebilmektedir.
KDV’siz masrafların yansıtılması
KDV’nin konusuna girmeyen veya vergiden müstesna olan masrafların yansıtılmasında özellikli bir durum yoktur. Katma değer vergisi ödenmeden yapılan harcamanın bir kısmının veya tamamının ilgili kişiye aktarımı sadece ilgili tutarı ihtiva eden fatura düzenlenmesi suretiyle yapılmalıdır.
Sözleşmeye ilişkin damga vergisi yükümlülüğünün karşılanması konusunda; taraflardan birinin damga vergisinin tamamını beyan ederek ödemesi; karşı tarafın payına düşen kısmının ise ödeyen kişi tarafından ilgilisine fatura edilmesi bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Damga vergisinin kendisi KDV’ye tabi olmadığı için sözleşme uyarınca damga vergisi maliyetini üstlenen sözleşene ilgili tutarın yansıtılması da KDV’ye tabi bir işlem olmayacaktır. Bu durumda ilgilisine KDV ihtiva etmeyen fatura düzenlenmesi yeterli olacaktır.
İndirilemeyen giderler
Kanunen kabul edilmeyen giderlerin gerçek muhatabına yansıtılmış olması ilgili giderin niteliği değiştirmez. Yapılan harcama kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmalıdır.
Örneğin; Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu uyarınca, taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan işletmelerin bu amaçla kiraya verdikleri hariç, otomobillerden alınan vergi ve cezalar ile gecikme zamları kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınamamaktadır.
Dolayısıyla; sahip olduğu otomobili kiralayan şirketinin ödemiş olduğu motorlu taşıtlar vergisi veya kiracıların kusurlarından kaynaklanan muhtelif cezalara ilişkin ödemeler, muhatabına yansıtılmış olsa dahi, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacaktır. Diğer taraftan, söz konusu ödemelerin kiracılara yansıtılması durumunda kiracıdan yapılan tahsilatın gelir olarak kurum kazancına dahil edilmesi gerekecektir.
Özelgeler
Vergi idaresinin yaklaşımı da yukarıda yapılan açıklamalara paraleldir. Yapılan harcamanın kendisinin KDV’ye tabi olmadığı hallerde, harcamanın ilgilisine yansıtılması sırasında da KDV hesaplanmasına gerek olmadığı, KDV’ye tabi bir harcama yapıldığında ise yansıtma faturasında da ödenen KDV’ye yer verilmesi gerektiği verilen özelgelerde ifade edilmektedir.
Özelgelerde altı çizilen husus yansıtmanın bire bir yapılmış olması, ayrıca bir bedel talep edilmemiş olmasıdır. Masraf yansıtması sırasında masraf tutarını aşan bir bedel tahsil edilmesi halinde aşan kısım ayrı bir hizmet ifası karşılığı olarak görülmekte ve aşan kısım üzerinden KDV hesaplanması gerektiği ifade edilmektedir.
Özelgeye konu olmuş kimi masraf yansıtma işlemlerine örnek oluşturması amacıyla aşağıda yer verilmiştir:
… müşterilerle yapılan sözleşmelere ait aslı vergiye tabi olmayan damga vergisinin bire bir olarak yansıtılması işlemi katma değer vergisine tabi değildir. Ancak bu aktarma sırasında masraf tutarını aşan bir bedel tahsil edilmesi halinde bu aşan kısım üzerinden genel oranda (%18) KDV hesaplanması gerekmektedir… (25.02.2009 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01.4.1782 sayılı özelge)
… vadeli mal alımlarında müşterinizden banka teminat mektupları alındığı; bazı durumlarda aranızda yapılan anlaşma gereği müşterilerinizin ödediği teminat mektubu komisyonlarının şirketiniz tarafından karşılandığı, söz konusu komisyon masraflarının şirketinize yansıtılması sırasında komisyon bedeli üzerinden katma değer vergisi hesaplanıp hesaplanmayacağı konusunda bilgi talep edildiği anlaşılmıştır. Buna göre, banka ve sigorta muameleleri vergisi kapsamına girmesi nedeniyle katma değer vergisinden müstesna olan teminat mektubu komisyon bedellerinin müşterinizce şirketinize birebir yansıtılması işlemi katma değer vergisine tabi bulunmamaktadır… (01.06.2007 tarih ve B.07.1.GİB.0.01.54/5401-3058/50358 sayılı özelge)
… finansal kiralamaya konu mallara ait, sigorta prim bedelleri, emlak ve motorlu taşıtlar vergileri ve trafik para cezaları ile köprü veya otoyol kaçak geçiş cezaları bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden bu tutarların birebir kiracıya yansıtılması işleminde KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak, bu aktarma işleminde masraf tutarını aşan bir bedel tahsil edilmesi halinde, aşan kısım üzerinden genel oranda (%18) KDV hesaplanacaktır… (06.07.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK6-2075/9284 sayılı özelge)
Onur Elele/E&Y