6111 Sayılı “Torba Kanun” ve Yeni Yönetmeliğe Göre Kısa Çalışma Uygulaması ve Kısa Çalışma Ödeneği
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na göre, sigortalı sayılan kişileri iş sözleşmesine tabi olarak çalıştıran işverenin, genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerini geçici olarak önemli ölçüde azaltması veya işyerinde faaliyeti tamamen veya kısmen geçici olarak durdurması hallerinde “kısa çalışma” uygulamasından söz edilmekte ve bu durumda işçilere bazı şartlarla“kısa çalışma ödeneği” ödenmesi söz konusu olabilmektedir.
I- GİRİŞ
2008 yılının ortalarında başlayan küresel ekonomik kriz, tüm dünyayı etkilerken ülkemizi de “teğet geçmemiş”, derinden etkilemiştir. Özellikle 2008 yılının son çeyreği ve sonrasında yoğunlaşan krizin yıkıcı etkilerini nispeten önlemeye, işletmelere ve çalışanlara destek sağlamaya yönelik öngörülen müesseselerden belki de en önemlisi, kısa çalışma uygulaması olmuştur(1).
Kısa çalışma uygulamasının işletmeler ve işçiler için etkisi son derece olumludur. İşletmeler karşılaştıkları ekonomik zorluklarla nispeten mücadele edebilme şansına sahip olmuşlar, işçiler de işlerini koruyabilmişlerdir. Devletin de bu uygulamadan fayda sağladığını belirtmek gerekir. Zira işçilerin istihdamda kalmaları nedeniyle rekor seviyelere çıkan işsizlik oranının daha da artması önlenmiş, yapılan çalışma karşılığı ödenen ücretlerden vergi ve sigorta primi tahsilâtı nedeniyle gelir elde edilmeye devam edilmiş, işsiz kalmaları halinde bu kişilerin yeniden işe yerleştirilmesi ile ilgili ortaya çıkacak maliyetlerden tasarruf edilmiştir(2).
10 Haziran 2003’de 4857 sayılı İş Kanunu’nun 65. maddesi ile çalışma mevzuatımıza girmiş olan kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneği düzenlemesi, 15.05.2008 tarih ve 5763 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile ilga edilmiş, ancak aynı Kanunla 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na Ek 2. madde olarak ilave edilmiştir. Yani, kısa çalışma maddesi İş Kanunu’ndan İşsizlik Sigortası Kanunu’na göç ettirilmiştir.
Halen 4447 sayılı Kanun’da yer alan kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneğine ilişkin Ek md. 2, “Torba Kanun” olarak anılan 6111 sayılı Kanunla değiştirilmiştir. Maddenin son hali şöyledir:
“Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak önemli ölçüde azaltılması veya işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere kısa çalışma yapılabilir.
Bu Kanun’a göre sigortalı sayılan kişileri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran işveren, kısa çalışma talebini, derhal gerekçeleri ile birlikte Türkiye İş Kurumu’na, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı sendikaya bir yazı ile bildirir. Talebin uygunluğunun belirlenmesine ilişkin usul ve esaslar, ilgili kurum ve kuruluşların da görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Kısa çalışma halinde İşsizlik Sigortası Fonu’ndan kısa çalışma ödeneği ödenir. İşçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, hizmet akdinin feshi hariç işsizlik sigortası hak etme koşullarını yerine getirmesi gerekir.
Günlük kısa çalışma ödeneği; sigortalının son oniki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının % 60’ıdır. Bu şekilde hesaplanan kısa çalışma ödeneği miktarı, 4857 sayılı Kanun’un 39. maddesine göre 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının % 150’sini geçemez. Kısa çalışma ödeneğinden yararlananlara ait sigorta primlerinin aktarılması ve sağlık hizmetlerinin sunulmasına ilişkin işlemler 5510 sayılı Kanun’da belirtilen esaslar çerçevesinde yürütülür. Kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülür.
Zorlayıcı sebeplerle kısa çalışma yapılması halinde, kısa çalışma ödeneği ödemeleri 4857 sayılı Kanun’un 24. maddesinin (III) numaralı bendinde ve aynı Kanun’un 40. maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra başlar.
Bu maddede yer alan kısa çalışma ödeneğinin süresini altı aya kadar uzatmaya ve işsizlik ödeneğinden mahsup edilip edilmeyeceğini belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
İşverenin hatalı bilgi ve belge vermesi nedeniyle yapılan fazla ödemeler, yasal faizi ile birlikte işverenden tahsil edilir.”
Konuya ilişkin “Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik”(3) yürürlükten kaldırılarak, 30.04.2011 tarihli ve 27920 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve aynı adı taşıyan yeni Yönetmelik yürürlüğe konmuştur.
Bu yazımızda yeni yasal düzenleme ve yeni Yönetmeliğe göre konuyu inceleyeceğiz.
II- KISA ÇALIŞMA YAPILABİLECEK HALLER VE İŞ-KUR’UN UYGUNLUK TESPİTİ
A- KISA ÇALIŞMA YAPILABİLECEK HALLER
Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak önemli ölçüde azaltılması veya işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere kısa çalışma yapılabilir.
6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce kısa çalışma yapılacak iki hal öngörülmüştü. Bunlardan birincisi “genel ekonomik kriz”, ikincisi ise “zorlayıcı sebep”ti. Değişiklikle, “sektörel kriz” ve “bölgesel kriz” olmak üzere, kısa çalışma uygulaması yapılabilecek iki hal daha eklenmiş, sayı dörde çıkmıştır.
30.04.2011 tarihli “Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik” 3. maddesinde bu dört halin tanımını vermektedir:
1- Genel ekonomik kriz: Ulusal veya uluslararası ekonomide ortaya çıkan olayların, ülke ekonomisini ve dolayısıyla işyerini ciddi anlamda etkileyip sarstığı durumları,
2- Zorlayıcı sebep: İşverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine olanak bulunmayan, dışsal etkilerden ileri gelen, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan deprem, yangın, su baskını, salgın hastalık, seferberlik ve benzeri nedenleri,
3- Sektörel kriz: Ulusal veya uluslararası ekonomide ortaya çıkan olaylardan doğrudan etkilenen sektörler ve bunlarla bağlantılı diğer sektörlerdeki işyerlerinin ciddi anlamda sarsıldığı durumları,
4- Bölgesel kriz: Ulusal veya uluslararası olaylardan dolayı belirli bir il veya bölgede faaliyette bulunan işyerlerinin ekonomik olarak ciddi şekilde etkilenip sarsıldığı durumları
ifade etmektedir.
Yönetmeliğin 3/ç maddesine göre “kısa çalışma”, üç ayı geçmemek üzere; işyerinde uygulanan çalışma süresinin, işyerinin tamamında veya bir bölümünde geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılmasını veya süreklilik koşulu aranmaksızın en az dört hafta süreyle faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulmasını ifade etmektedir. Kanun’un eski şeklinde yer alan “en az dört hafta işin durması”, maddenin 6111 sayılı Kanunla değiştirilmiş metninde yer almamakla birlikte, Yönetmelik bu esasa yine yer vermiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’na göre genel bakımdan çalışma süresi haftada en fazla 45 saattir. Haftada 45 saat çalışan bir işyerinin tamamında veya bir bölümünde çalışma süresi üçte bir oranında, yani 15 saat azaltılıp 30 saate indirildiğinde veya en az dört hafta süreyle faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması halinde “kısa çalışma”dan söz edilebilecektir.
B- İŞ-KUR’A BİLDİRİM VE UYGUNLUK TESPİTİ
Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerinde kısa çalışma yapılmasını talep eden işveren, Türkiye İş Kurumu’na (İş-Kur) ve varsa toplu iş sözleşmesi tarafı sendikaya yazılı bildirimde bulunur.
İşveren bildiriminde; genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerin işyerine etkilerini ve zorlayıcı sebebin ne olduğunu; işyerinin unvanını, adresini, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı sendikayı ve sosyal güvenlik işyeri sicil numarasını; varsa iddiasını kanıtlayıcı somut belgeleri belirtmek zorundadır.
İnceleme esnasında; kısa çalışma yaptırılacak işçilere ilişkin bilgileri içeren liste, işveren tarafından Kurum’ca belirlenen formatta hazırlanarak, manyetik ve yazılı ortamda İş-Kur yetkilisine teslim edilir (Yönetmelik md. 4/3).
İşverenin kısa çalışma talebi, öncelikle İş-Kur tarafından sebep ve şekil yönünden değerlendirilir. Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel krizin varlığı, işçi ve işveren sendikaları konfederasyonlarının iddia etmesi ya da bu yönde kuvvetli emarenin bulunması halinde, İş-Kur Yönetim Kurulu’nca karara bağlanır. Böyle bir karar alınmadan, genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle bağdaşmadığı halde, nakit darlığı, ödeme güçlüğü, pazar daralması ve stok artışı gibi sebeplere dayalı olarak yapıldığı tespit edilen başvurular İş-Kur tarafından reddedilir.
Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle yapılan başvuruların uygunluk tespiti, Kurum yetkililerince ivedilikle yapılır ve inceleme sonucu, İş-Kur tarafından işverene bildirilir.
İşveren durumu, işyerinde işçilerin görebileceği bir yerde ilan eder ve varsa toplu iş sözleşmesine taraf işçi sendikasına bildirir. İlan yoluyla işçilere duyuru yapılamadığı durumlarda, kısa çalışmaya tabi işçilere yazılı bildirim yapılır.
III- KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNDEN YARARLANMANIN KOŞULLARI
Kısa çalışma halinde işsizlik ödeneği alma şartlarına sahip işçi, işsiz kalmadığı halde işsiz kalmış gibi üç ay süreyle işsizlik sigortasından ödenek alabilecektir.
İşçinin kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmesi için iki şart vardır:
1- İşverenin kısa çalışma talebinin Kurum’ca uygun bulunması,
2- İşçinin kısa çalışmanın başladığı tarihte, 4447 sayılı Kanun’un 50. maddesine göre çalışma süreleri ve işsizlik sigortası primi ödeme gün sayısı bakımından (iş sözleşmesinin feshi dışındaki şartlarla) işsizlik ödeneğine hak kazanmış olması. Yani, kısa çalışmanın başladığı tarihten önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olanlardan son üç yıl içinde en az 600 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödemiş olanlar, kısa çalışma ödeneği alabileceklerdir.
IV- KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNİN MİKTARI VE SÜRESİ
Günlük kısa çalışma ödeneğinin miktarı, 4857 sayılı İş Kanunu’na göre 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının % 150’sini geçmemek üzere(4), sigortalının son on iki aylık(5) prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının % 60’ıdır(6). Kısa çalışma ödeneği, işyerinde uygulanan haftalık çalışma süresini tamamlayacak şekilde, çalışılmayan süreler için aylık olarak hesaplanır ve işçinin kendisine, aylık olarak her ayın sonunda ödenir.
Örnek-1: 01.07.2011 tarihinde başlayan bir kısa çalışmadan dolayı işyerinde bir ay içinde 15 gün tam çalışma yapılması, 15 gün de çalışma yapılmaması durumunda; primi asgari ücretten ödenmiş olan bir işçiye 837,00 x %60 = 502,20/30 x 15= 251,10 TL (damga vergisi hariç), primi tavandan ödenmiş olan bir işçiye ise 837,00 x %150 = 1.255,50/30 x 15= 627,75 TL (damga vergisi hariç) kısa çalışma ödeneği ödenmesi söz konusu olacaktır. Kısa çalışma ödeneği ödenen işçinin söz konusu 15 günlük süreye ait genel sağlık sigortası primi ayrıca İş- Kur’ca Sosyal Güvenlik Kurumu’na yatırılır. Tam çalışma yapılan 15 günlük işçi ücreti ise, kısa ve uzun vadeli sosyal güvenlik primiyle birlikte işveren tarafından karşılanacaktır.
Örnek-2: 01.07.2011 tarihinde başlayan bir kısa çalışmadan dolayı işyerinde bir ay içinde hiç çalışma yapılmaması durumunda; primi asgari ücretten ödenmiş olan bir işçiye 01.07.2011- 31.12.2011 dönemi için brüt asgari ücret 837,00 TL olduğuna göre 502,20 TL, primi tavandan ödenmiş olan bir işçiye ise en çok 1.255,50 TL (damga vergisi hariç) kısa çalışma ödeneği ödenecektir. Kısa çalışma ödeneği ödenen işçinin söz konusu 30 günlük süreye ait genel sağlık sigortası primi ayrıca İş-Kur’ca Sosyal Güvenlik Kurumu’na yatırılır.
Kısa çalışma ödeneği, 4447 sayılı Kanun’un ek 2. maddesine aykırı olmamak koşuluyla aynı Kanun’un 50. maddesindeki esaslara göre ödenir.
Zorlayıcı sebeplerle işyerinde kısa çalışma yapılması halinde, ödemeler 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinin (III) numaralı bendinde ve 40. maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra başlar. 40. madde, zorlayıcı sebeple çalışmama halinde, işverenin bir hafta boyunca her gün için yarım gündelik üzerinden ücret ödemesini emretmektedir.
İşçinin kısa çalışma ödeneği aldığı süre için, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereği ödenecek sigorta primi, İşsizlik Sigortası Fonu tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na aktarılır.
Kısa çalışma ödeneğinden yararlanan işçi, işsizlik sigortasından yararlanmak için 4447 sayılı Kanun’un 50. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmeden işsiz kalırsa, kısa çalışma ödeneği aldığı süre düşüldükten sonra, daha önce hak ettiği işsizlik ödeneği süresini dolduruncaya kadar işsizlik ödeneğinden yararlanır.
Kısa çalışma ödeneği nafaka borçları dışında haciz veya başkasına devir veya temlik edilemez.
Kısa çalışma uygulaması devam eden işyerlerinde yapılan inceleme sırasında işverenin ödenek alan işçilerin çalışma süreleri ile ilgili hatalı bilgi ve belge verdiğinin tespit edilmesi ve Kurum müfettişinin yazılı talebi halinde hakkında hatalı bilgi verilen işçi sayısı da dikkate alınarak kısa çalışma ödeneği durdurulur. İşverenin hatalı bilgi ve belge vermesi nedeniyle yapılan fazla ödemeler, yasal faizi ile birlikte işverenden, işçinin kusurundan kaynaklanan fazla ödemeler ise yasal faizi ile birlikte işçiden tahsil edilir.
Kısa çalışma ödeneği alanların işe girmesi, yaşlılık aylığı almaya başlaması, herhangi bir sebeple silâhaltına alınması, herhangi bir kanundan doğan çalışma ödevi nedeniyle işinden ayrılması hallerinde veya geçici iş göremezlik ödeneğinin başlaması durumunda geçici iş göremezlik ödeneğine konu olan sağlık raporunun başladığı tarih itibariyle kısa çalışma ödeneği kesilir (Yönetmelik md. 9).
Kısa çalışma yapan işveren, işçilerin çalışma sürelerine ilişkin kayıtları tutmak ve istenilmesi halinde ibraz etmek zorundadır (Yönetmelik md. 10).
V- KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNİN SÜRESİ
Ödeneğin süresi üç ayı aşmamak üzere fiilen gerçekleşen kısa çalışma süresi kadardır. Ancak, kısa çalışma ödeneğinin süresini altı aya kadar uzatmaya ve işsizlik ödeneğinden mahsup edilip edilmeyeceğini belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. En fazla üç aylık kısa çalışma süresi, 28.02.2009 tarihinden geçerli olmak üzere 18.02.2009 tarih ve 5838 sayılı, 28.01.2010 tarih ve 5951 sayılı Kanunlarla 2008, 2009 ve 2010 yılları için uygulanmak üzere 6 aya çıkarılmış ve kısa çalışma süresini 6 ay daha uzatma konusunda Bakanlar Kurulu’na yetki verilmiştir. Bakanlar Kurulu da 22.06.2009 tarihli ve 2009/15129 sayılı, 01.03.2010 tarihli ve 2010/180 sayılı Kararlarıyla kısa çalışma süresini 6 ay süreyle uzatmıştır.
Ancak, 5951 sayılı Kanun ile yapılan düzenleme sonrasında, uygulamada ciddi bir sorun ortaya çıkmıştır. Kısa çalışmayı üç ay ile sınırlandıran sürenin, 4447 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 8. madde ile altı aya çıkartılması ve Bakanlar Kurulu Kararı ile bu sürenin altı ay daha uzatılması ile toplamda 12 ay kısa çalışma ödeneğinden yararlanan işçilerin, Kanunla tanınan azami süre kullanıldığı için, yeniden kısa çalışma uygulamasından faydalanmalarının mümkün olmadığı İş-Kur tarafından ifade edilmiştir. 5951 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile her ne kadar kısa çalışma ödeneğinden yararlanma süresi 2010 yılı için uzatılmış olsa da, 2008 ve 2009 yıllarında toplamda 12 ay kısa çalışma uygulamış işyerlerinin 2010 yılında kısa çalışmadan yararlanması imkânsız hale gelmiştir.
Kriz süresince kısa çalışma süresi Avusturya ve Almanya’da 24 aya, İsviçre’de 18 aya kadar uzatılmıştır. Ülkemizde ise 12 ay kısa çalışma yapan işletmelerin kısa çalışmadan mahrum bırakılması doğru değildir(7).
İşveren, ilan ettiği süreden önce normal faaliyetine başlamaya karar vermesi halinde durumu; İş-Kur birimine, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı sendikaya ve işçilere altı işgünü önce yazılı olarak bildirmek zorundadır. Bildirimde belirtilen tarih itibariyle kısa çalışma sona erer. Geç bildirimlere ilişkin oluşan yersiz ödemeler hakkında yukarıda belirttiğimiz esaslara göre işlem yapılır.
VI- SONUÇ
Ekonomik krizin yıkıcı etkilerini kısmen önlemeye, işletmelere ve çalışanlara destek sağlayamaya yönelik bir müessese olan kısa çalışma ödeneği, zaten yüksek olan işsizliğin daha da artmasını engellemiştir. 6111 sayılı Kanunla kısa çalışma hallerinin genişletilmesi ve ödenek miktarının yeniden belirlenmesi olumlu olmakla birlikte, daha önce kısa çalışma uygulamasından yararlanmış, ancak krizin olumsuz etkilerini yaşamaya devam eden işletmeler için uygulamanın sürdürülmesi yolundaki taleplere kulak verilmelidir.
Müjdat ŞAKAR*
Yaklaşım
* Prof. Dr., Marmara Ünv., İİBF, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
(1) Bkz. Vahap ÜNLÜ, “Kısa Çalışmada Neler Oluyor?”, MESS İşveren Gazetesi, Mart 2010.
(2) ÜNLÜ, agm.
(3) 13.01.2009 tarih ve 27109 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
(4) İşsizlik ödeneği bakımından mevcut düzenlemede bu oran % 80’dir. Kısa çalışma ödeneği
açısından 6111 sayılı Kanun öncesi bu oran % 120 idi.
(5) İşsizlik ödeneği bakımından mevcut düzenlemede bu süre son dört aydır.
(6) İşsizlik ödeneği bakımından mevcut düzenlemede bu oran % 40’dır.
(7) ÜNLÜ, agm.
http://www.ozdogrular.com/