Çok çalışınca maaş düşüyor mu?
Hem bu köşede, hem de diğer sosyal güvenlik uzmanı meslektaşlarımızın kendi gazetelerindeki köşelerinde sık sık dile getirdikleri bir konudur bu. Gerçekten de çok çalışanın maaşı düşüyor.
Elbette kafası karışan okurlarda bunun neden olduğunu bir türlü anlayamadı. Öyle ya, bir yanda az çalışıp çok maaş alan birisi dururken, öbür yanda ise çok çalışıp az maaş alan olunca insan okuduklarına inanamıyor. Bunun en temel nedeni emekli aylığı bağlanma sisteminden kaynaklanıyor.
Basit olarak anlatmak gerekirse, bir SSK’lının emekli aylığı “aylık bağlama oranı x ortalama aylık kazanç” formülüyle bulunuyor. Mevcut sistemde emekli aylığını belirleyen en önemli etken ortalama aylık kazanç ve aylık bağlama oranı. Bu bir kişinin prim tutarının ve prim gün sayısının ne kadar yüksek olursa, o kadar fazla emekli aylığı bağlanması anlamına geliyor. Ancak 2008 öncesindeki prim gün sayısı ne kadar fazla olursa, emekli aylığı o denli yüksek, yine 1.10.2008 sonrası prim gün sayısı ne kadar fazla olursa da emekli aylığı o kadar düşük oluyor.
Şu an en düşük SSK emekli aylığı yaklaşık 620 TL olarak bağlanıyor. Oysa bundan bir yıl önce bu tutar 650 TL civarındaydı. Her geçen gün çalışanlar aleyhine bir durum ortaya çıkıyor. Özellikle 1.10.2008 sonrası çalışma süresi arttıkça emekli maaşı buna bağlı olarak daha fazla düşüyor. Emekli aylığındaki bu düşüşten etkilenmemek için en azından aylık brüt SGK matrahının 2.500 TL civarında olması gerekiyor. Yani, aylık brüt SGK matrahının 2,500 TL’den daha düşük prim ödeyenlerin maaşlarında her geçen gün düşüş oluyor.
Sorunun ana kaynağı, emekli maaşlarının hesaplanmasında 3 farklı dönemin dikkate alınması ve bu 3 dönemin de farklı uygulamalara bağlı olmasıdır. 2008 yılı sonrasında emekli olan bir SSK’lı (4/a’lı) için üç sistemden gelen aylık;
-1999 yılı ve öncesindeki çalışmaları için gösterge-katsayı sistemi olan son 10 yılın veya son 5 yılın ortalamasına göre kısmi bir aylığı,
-2000 ile 2007 yılları arasında çalışmaları için TÜFE’li güncelleştirilmiş prim esasına dayanan sisteme göre hesaplanan kısmi bir aylığı,
-2008 ve sonrası için aylık bağlama oranlarının (ABO) düşürüldüğü ve gelişme hızının sadece %30’u hesaplamalara katıldığı yeni sisteme göre hesaplanan bir kısmi aylığı, dikkate alınarak belirlenmektedir.
1. 1990-1999 tarihleri arası ABO: 31.12.1999 gününe kadar geçerli olan sistemde normal şartlarda 5.000 prim günü için Aylık Bağlama Oranı yüzde 60’dır. Aylık Bağlama Oranı, 5.000 prim gününden sonra her 240 gün için yüzde 1 ve ayrıca kadınlar için 50, erkekler için 55 yaşından sonraki her yaş için de yine yüzde 1 oranında arttırılmaktaydı.
2. 01.01.2000-30.09.2008 tarihleri arası ABO: Aylık Bağlama Oranı, sigortalının prim ödeme gün sayısının ilk 3600 günün her 360 günü için % 3,5, sonraki 5400 günün her 360 günü için % 2 ve daha sonraki her 360 gün için % 1,5 oranlarının toplamından oluşmaktadır.
3. 01.10.2008 tarihi sonrası ABO
Aylık Bağlama Oranı her 360 gün için % 2 olarak belirlenmiştir. Ancak 1.10.2008 tarihinden önce 3600 prim gün sayısını doldurmamış olan sigortalılar için 1.10.2008 tarihinden sonra geçen 3600 güne tamamlayan hizmet sürelerinin her 360 günü için % 3 oranı esas alınacak. Basit bir örnekle 9000 gün prim ödeyen sigortalı için;
- 1999 öncesi 9000 gün için yüzde 76,
- 01.01.2000-30.09.2008 döneminde ise 9000 gün için yüzde 65,
- 1.10.2008 sonrası 9000 gün için yüzde 50 aylık bağlama oranı uygulanacak.
Sorun hatalı kanundan kaynaklanıyor
Görüldüğü üzere, 1.10.2008 sonrasında çalışma süresi arttıkça aylık bağlama oranı düşmektedir. Bu sistem sigortalıları erken emekliliğe teşvik ediyor. Yani, sisteme daha uzun süre prim ödeyenler düşük aylık bağlama oranıyla adeta cezalandırılıyor. Oysa 25 yılın üzerinde prim ödeyen sigortalılar hem daha fazla prim ödüyor, hem de emekli olması halinde alabileceği emekli maaşından feragat ediyor. Bu nedenle öteden beri uygulanan bu yanlışlık düzeltilmelidir. Sosyal güvenlik sistemine daha uzun süre prim ödeyen sigortalıların aylık bağlama oranları gün sayısındaki artışa bağlı olarak kademeli şekilde artırılmalıdır.
Dolayısıyla sorunun çözümü sistemde esaslı bir değişiklikle, daha uzun süre prim ödeyenlere daha yüksek aylık bağlama oranı getirilmesiyle ve sistemdeki hataların düzeltilmesiyle çözülebilir.
Kaynak: Star Gazetesi Resul Kurt