DEPOZİTOYA GÖZÜNÜZ GİBİ BAKIN YOKSA KİRANIZDANDA OLABİLİRSİNİZ
.
Depozito yalnızca formaliteden ibarettir diye düşünmeyin sakın...
Gerçek ve tüzel kişiler kendi adlarına kayıtlı gayrimenkulleri kiraya verirken DEPOZİTO almakta, gayrimenkullerin tahliyesinden sonrada alınan depozitolar kiracılara iade edilmektedir. Kiralama haricinde başka ticari icaplar sebebiylede NAKİT TEMİNAT DEPOZİTO gibi emanet ödemeler yapılmaktadır.
Bazı kiracılar tarafından döviz bazında da olsa ödenen depozitonun günümüz koşullarına göre değerlenerek iadesi talep edilmekte ve bu konuda adli yargıda dava açma yoluna gidilmektedir.
.
Yıllar sonra teminat veya depozitonun iadesi gündeme geldiğinden, yatırılan meblağ
aynen mi? değerlendirilerek mi ödeneceği konusunda ihtilaflar çıkmaktadır. Ancak Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin vermiş olduğu bir kararda aynen değil değerlenerek verilmesinde isabet görülmüş böyle bir durumdada kiralayan eğer aldığı depozitoyu kullandı ise veya olduğu gibi muhafaza etti ise çok uzun yıllar sonra aldığı kiralardan dahi olabilecek bir sonuçla karşı karşıya kalabilecektir.
Bu yıllarda enflasyonun düşmesine paralel olarak kısa vadede yüksek sonuçlar çıkmasa da aradan 10-20 senelerin geçmesi halinde yinede bir sorunun ortaya çıkması yüksek ihtimal dahilindedir. Bu sebeple yapılacak sözleşmelerde teminat veya depozitonun iade şartları yazılmalı veya emanet para harcanmayarak değerlendirilmesi düşünülmelidir.
.
Yargıtay 3. HD. 24.2.2003 tarih ve 2003/271 E. 2003/1640 K. Sayılı kararında özetle;
“kiralayanın depozitolarının değerini arttırma yükümlülüğü elbette yoktur. Ancak kendisine teminat olarak bırakılan depozitonun enflasyon karşısında değerini kaybetmemesi için MK 2’deki iyi niyet kuralları çerçevesinde gerekli önlemleri olması gerekir. ……………depozitonun borca mahsup ya da iadesinde değerinin korunması için ortalama banka mevduat faizinin uygulanması gerekeceği …..” belirtilmiştir.
Teminat, depozito alan ve veren firmaların bu konuyu avukatlarıyla konuşarak sözleşmelere gereken hükümlerin yazılmasını tavsiye ermek gerekir.
Yargıtay 3. HD. 24.2.2003 tarih ve 2003/271 E. 2003/1640 K. Sayılı kararı aynen aşağıdaki gibidir.
T.C. YARGITAY
3.Hukuk DairesiEsas: 2003/271
Karar: 2003/1640
Karar Tarihi: 24.02.2003
Dava: Dava dilekçesinde 251.860.000 TL. alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 206.860.000-TL.'nın dava gününden itibaren işleyecek kanuni faizi ile davalıdan tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Karar: Temyiz isteminin süresi içerisinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki tüm kağıtlar okunarak gereği düşünüldü.
Davada; davalı kiracının ödemediği 1 ay 25 günlük kira bedeli, elektrik ve su parası ile çevre temizlik vergisi toplamı 251.860.000-TL'nın dava gününden itibaren kanuni faiziyle tahsili istenmiştir.
Davalı, 1.5.1995 günlü kira sözleşmesi yapılırken 5.000.000-TL. depozito verdiğini, bu bedelin o tarihte 2 aylık kira bedeline karşılık geldiğini, tahliye ettiği tarihe göre 1,5 aylık kira borcu bulunduğunu beyanla davacı kiralayanda bulunan depozitonun, ödenmeyen kira bedelleri ile elektrik, su, çevre temizlik vergisinden doğan borcunu karşılayacağını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacı kiralayanın toplam alacağı olarak bulunan miktardan (211.860.000-TL) davalı kiracının sözleşme başlangıcında ödediği 5.000.000-TL.nın mahsubu ile bulunan 206.860.000-TL.nın dava gününden itibaren kanuni faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 1.5.1995 günlü kira sözleşmesinde aylık kira bedeli 2.500.000-TL. olup, 5.md'de <Mal sahibi kiracıdan 5.000.000-TL. depozito almıştır> hükmüne yer verilmiş, depozitoya ait başka herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.
Mevzuatımızda açık bir hüküm olmamakla birlikte sözleşme serbestisi prensibi gereği, gerek öğretide gerekse yargı kararlarında kira sözleşmelerinde yer alan depozitoya ait anlaşmaların kural olarak geçerli olduğu kabul edilmektedir. Depozitonun tek amacı ve fonksiyonu, kiralayanın alacaklarına karşılık bir güvence teşkil etmesidir. Bunun dışında kiralayan açısından bir sermaye veya kredi işlevi görme amacı yoktur.
Öte yandan kiralayanın depozitodan herhangi bir biçimde ekonomik fayda sağlaması hem kira sözleşmesinin amacını aşar, hem de 6570 S. K.nun 16. maddesine konu olan kira bedelinden fazla para alma yasağına aykırı bir davranış teşkil eder.
Kiralayanın depozitonun değerini artırma yükümlülüğü elbette yoktur. Ancak kendisine teminat olarak bırakılan depozitonun enflasyon karşısında değerini kaybetmemesi için MK. md.2'deki iyiniyet kuralları çerçevesinde gerekli önlemleri alması gerekir. Paranın değerinin en azından sabit kalması için uygulamada çoğunlukla döviz veya altın alma ya da parayı bir banka hesabına yatırma yoluna gidilmekte ise de; kurların tesbitinin ayrı bir işlem gerektirmesi ve kaydi işlemlerinin yapılmamasından dolayı alınabilecek önlemler içerisinde en kolay yol, depozitonun ortalama faiz getiren bir banka hesabına yatırılmasıdır. Depozitodan elde edilen faiz geliri, depozitoya dahil olacaktır. Bununla teminatın değeri artacağından ötürü hem kiracının hem kiralayanın menfaati korunmuş olacaktır.
Kira Depozitosu sözleşme ile herhangi bir alacağa özgülenmediği sürece kiralayanın kira sözleşmesinden kaynaklanan her türlü alacağını temin için verilmiş sayılır. Kiracının kira ilişkisi sona erdiğinde herhangi bir borcu yok ise depozito olarak alınmış paranın iadesi gerekir.
3.Hukuk DairesiEsas: 2003/271
Karar: 2003/1640
Karar Tarihi: 24.02.2003
Dava: Dava dilekçesinde 251.860.000 TL. alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 206.860.000-TL.'nın dava gününden itibaren işleyecek kanuni faizi ile davalıdan tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Karar: Temyiz isteminin süresi içerisinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki tüm kağıtlar okunarak gereği düşünüldü.
Davada; davalı kiracının ödemediği 1 ay 25 günlük kira bedeli, elektrik ve su parası ile çevre temizlik vergisi toplamı 251.860.000-TL'nın dava gününden itibaren kanuni faiziyle tahsili istenmiştir.
Davalı, 1.5.1995 günlü kira sözleşmesi yapılırken 5.000.000-TL. depozito verdiğini, bu bedelin o tarihte 2 aylık kira bedeline karşılık geldiğini, tahliye ettiği tarihe göre 1,5 aylık kira borcu bulunduğunu beyanla davacı kiralayanda bulunan depozitonun, ödenmeyen kira bedelleri ile elektrik, su, çevre temizlik vergisinden doğan borcunu karşılayacağını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacı kiralayanın toplam alacağı olarak bulunan miktardan (211.860.000-TL) davalı kiracının sözleşme başlangıcında ödediği 5.000.000-TL.nın mahsubu ile bulunan 206.860.000-TL.nın dava gününden itibaren kanuni faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 1.5.1995 günlü kira sözleşmesinde aylık kira bedeli 2.500.000-TL. olup, 5.md'de <Mal sahibi kiracıdan 5.000.000-TL. depozito almıştır> hükmüne yer verilmiş, depozitoya ait başka herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.
Mevzuatımızda açık bir hüküm olmamakla birlikte sözleşme serbestisi prensibi gereği, gerek öğretide gerekse yargı kararlarında kira sözleşmelerinde yer alan depozitoya ait anlaşmaların kural olarak geçerli olduğu kabul edilmektedir. Depozitonun tek amacı ve fonksiyonu, kiralayanın alacaklarına karşılık bir güvence teşkil etmesidir. Bunun dışında kiralayan açısından bir sermaye veya kredi işlevi görme amacı yoktur.
Öte yandan kiralayanın depozitodan herhangi bir biçimde ekonomik fayda sağlaması hem kira sözleşmesinin amacını aşar, hem de 6570 S. K.nun 16. maddesine konu olan kira bedelinden fazla para alma yasağına aykırı bir davranış teşkil eder.
Kiralayanın depozitonun değerini artırma yükümlülüğü elbette yoktur. Ancak kendisine teminat olarak bırakılan depozitonun enflasyon karşısında değerini kaybetmemesi için MK. md.2'deki iyiniyet kuralları çerçevesinde gerekli önlemleri alması gerekir. Paranın değerinin en azından sabit kalması için uygulamada çoğunlukla döviz veya altın alma ya da parayı bir banka hesabına yatırma yoluna gidilmekte ise de; kurların tesbitinin ayrı bir işlem gerektirmesi ve kaydi işlemlerinin yapılmamasından dolayı alınabilecek önlemler içerisinde en kolay yol, depozitonun ortalama faiz getiren bir banka hesabına yatırılmasıdır. Depozitodan elde edilen faiz geliri, depozitoya dahil olacaktır. Bununla teminatın değeri artacağından ötürü hem kiracının hem kiralayanın menfaati korunmuş olacaktır.
Kira Depozitosu sözleşme ile herhangi bir alacağa özgülenmediği sürece kiralayanın kira sözleşmesinden kaynaklanan her türlü alacağını temin için verilmiş sayılır. Kiracının kira ilişkisi sona erdiğinde herhangi bir borcu yok ise depozito olarak alınmış paranın iadesi gerekir.
.
Bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş; yukarıdaki açıklamaların ışığı altında öncelikle davacı kiralayanın kira sözleşmesinden kaynaklanan ve kiracının sorumluluğunda bulunan iddia ile sınırlı bütün alacaklarını saptadıktan sonra, davalının sözleşmenin başlangıcında vermiş bulunduğu kira depozitosunun, ortalama faiz getiren bir banka hesabına yatırılması gereken tarihten itibaren hesaplanacak faizi ile bulunacak toplam miktarın indirilmesiyle doğacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.Sonuç: Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istem halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
Bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş; yukarıdaki açıklamaların ışığı altında öncelikle davacı kiralayanın kira sözleşmesinden kaynaklanan ve kiracının sorumluluğunda bulunan iddia ile sınırlı bütün alacaklarını saptadıktan sonra, davalının sözleşmenin başlangıcında vermiş bulunduğu kira depozitosunun, ortalama faiz getiren bir banka hesabına yatırılması gereken tarihten itibaren hesaplanacak faizi ile bulunacak toplam miktarın indirilmesiyle doğacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.Sonuç: Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istem halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yıldırım ERCAN
www.huseyinust.com
.