FACEBOOK TAKİP ETMEK İÇİN BEĞEN

27 Temmuz 2011 Çarşamba

Vergi Cezasının Muhatabı Hapis Cezasının Muhatabı mıdır?


Vergi Cezasının Muhatabı Hapis Cezasının Muhatabı mıdır?


VERGİ VE İLİŞKİLİ OLARAK CEZA HUKUKU YÖNÜNDEN: SUÇ VE CEZALAR İLE MUHATAPLARINA YÖNELİK GENEL BİR DEĞERLENDİRME

.
.

I.         Genel Olarak Vergi Hukuku Yönünden Cezalar

VUK’na göre vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade etmekte, şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı hükmünde kabul edilmektedir. Yine bu hallerde verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi veya tamamlanması veyahut haksız iadenin geri alınması ceza uygulanmasına mani teşkil etmeyeceği kanun hükmündendir. (VUK md. 341)

Vergi ziyaının yaptırımı, esas olarak mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilmesidir. (VUK md. 344) Eğer vergi ziyaına VUK’nun 359. maddesinde yazılı fiillerle (Kaçakçılık suçunu oluşturan filer) sebebiyet verilmişse bu ceza üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat olarak uygulanacaktır. (VUK md. 344)

İşte bu hallerde ister bir kat ve isterse üç kat (iştirak edenlere bir kat) kesilen ceza, vergi ziyaı sonucuna bağlı olarak, vergi ziyaı cezası adı ile uygulanan bir “vergi cezası”dır. İştirak müessesesi konu dışı bırakılırsa cezanın muhatabı, verginin mükellefi veya vergi sorumlusu olmaktadır.

Vergi ziyaı cezası, vergi ziyaına neden olunmayan hallerde kesilmezken, usulsüzlük cezalarında durum farklıdır. Kanuni tanımıyla usulsüzlük, vergi kanunlarının şekle ve usule müteallik hükümlerine riayet edilmemesi olduğuna göre (VUK md. 351), usulsüzlük cezası için vergi ziyaı şart veya sonuç olarak aranmayacaktır. Ancak bu durum, usulsüzlük cezalarının bir “vergi cezası” olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Usulsüzlük cezaları, genel (VUK md. 352) ve özel usulsüzlük cezaları olarak (VUK md. 353, mük.md. 355) ikili ayrımda ele alınmakta ise de, zaten VUK’nda tek tek sayma ya da ayrıntılı olarak tanımlanma şeklinde düzenlendiğinden çalışmamızda ayrıntılarına girilmeyecektir.

Usulsüzlük cezalarının tanımında “vergi kanunlarının şekle ve usule müteallik hükümlerine riayet edilmemesi” ibaresine yer verildiğinden, bu cezalar, mükellef veya vergi sorumlusu yanında, başka kişilere de uygulanabilir sonucu (doğal olarak) ortaya çıkmaktadır. Nitekim bu durum aşağıdaki açıklamalarla somut olarak ortaya konulacaktır.

Ancak yine Vergi Usul Kanunu’nda öngörülmüş öyle cezalar vardır ki bunların vergi cezası olarak kabulü mümkün değildir. Bu tür cezalar VUK’nda “diğer cezalar” olarak geçmekte ise de özel bir tanımı yapılmamıştır. Öğretide bu tanım,

-        İdare tarafından uygulanan / Ceza Mahkemesince hükmedilen,

-        Yaptırımı mali olan / hürriyeti kısıtlayıcı olan,

-        Kabahatler / Suçlar,

bibi ayrımlara dayalı olarak çok çeşitli şekillerde yapılmakta ise de, biz VUK düzenlemelerinden hareketle “diğer cezalar”ı, “vergi ziyaı ve usulsüzlük cezaları dışında kalan, bizzat VUK tarafından düzenlenmiş veya VUK tarafından TCK’na yollama yapılmış cezalar” şeklinde tanımlamakta yarar görmekteyiz. Bu tanımın tutarlılığı aşağıdaki açıklamalar ile ortaya çıkacaktır.

II.        Vergi Cezası ve Diğer Cezalar Ayrımının Önemi

Vergi hukuku uygulamasında cezaların, vergi cezaları ve diğer cezalar olarak ayrımlanmasına genel olarak yukarıda değinmiştik. Bu ayrımın önemi, vergi cezalarında muhatabın, diğer cezalarda ise failin tespiti yönünden önem arz etmektedir. Genel kabul, vergi cezalarının muhatabının mükellef veya vergi sorumlusu olduğu yolunda ise de bunlar dışında kalan kişilerin de bu cezalara muhatap olması mümkündür. Konunun ayrıntılarına girersek:

VUK’nun “Cezalar” başlıklı 331. maddesi, “Vergi kanunları hükümlerine aykırı hareket edenler, bu kitapta yazılı vergi cezaları (vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezaları) ve diğer cezalarla cezalandırılırlar.” hükmünü içermektedir.

Söz konusu madde metninde;

-        Mükellef veya vergi sorumlusu kavramı yerine “Vergi kanunları hükümlerine aykırı hareket edenler” ifadesinin kullanılmış olması,

-        Söz konusu aykırı hareketlerin sonucunda uygulanacak cezaların, “vergi cezaları (vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezaları)” ve “diğer cezalar” şeklinde ayrımlanmış olması,

dikkat çekmektedir. VUK md. 331 hükmünde “…bu kitapta yazılı vergi cezaları (vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezaları) ve diğer cezalar…” ibaresi yer aldığından, söz konusu 331. maddenin de dahil olduğu VUK’nun “Ceza Hükümleri” başlıklı Dördüncü Kitabına dahil olarak düzenlenmiş her bir suça ait ceza, vergi hukuku uygulamasında “diğer cezalar” olarak değerlendirilecektir.

Söz konusu madde metninde mükellef veya vergi sorumlusu kavramının kullanılmamış olması Kanunkoyucunun bilinçli seçimidir. Söz konusu maddenin hemen devamındaki “Küçüklerin ve Kısıtlıların Ceza Muhatabı Olmadığı Haller” başlıklı 332. maddesinde yer alan, “Velayet ve vesayet altında bulunanlar veya işlerinin idaresi bir kayyıma tevdi edilmiş olanlar, kendilerine izafeten veli, vasi veya kayyımın vergi kanunlarına aykırı hareketlerinden dolayı cezaya muhatap tutulmazlar. Bu hallerde cezanın muhatabı, veli, vasi veya kayyımdır.” hükmü bunu göstermektedir.

Nitekim “Vergi Mahkemesinde Dava Açmaya Yetkili Olanlar” başlıklı 377. madde metninde yer alan, “Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilirler.” hükmünde “mükellefler” ile “kendilerine vergi cezası kesilenler” şeklinde bir ayrımın yapılmış olması, “Ceza İhbarnamesi” başlıklı 366. madde hükmünde, gerek birinci fıkrada yer alan “Kesilen vergi cezaları ilgililere (Ceza ihbarnamesi) ile tebliğ olunur.” hükmünde “ilgililere” ibaresi kullanılmış olması yanında devamındaki fıkrada da bu ibarenin tekrar ediliyor olması da değerlendirmemizi teyit etmektedir.

Yukarıda yer verdiğimiz hükümler, mükellefiyet ve vergi sorumluluğu için kanuni ehliyeti şart koşmayan ve vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş bulunmasının mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu kaldırmayacağını öngören VUK’nun (md. 9), konu ceza olduğunda ehliyet aramaktadır.

Vergilendirme ile ilgili olarak “Kanuni temsilcilerin Ödevleri” başlıklı 10. madde, “Vergi Kesenlerin Sorumluluğu” başlıklı 11. madde, “Mirasçıların Sorumluluğu” başlıklı 12. madde  mevcut iken, yukarıda yer verdiğimiz 332. maddenin özel olarak düzenlenmiş olması, “Tüzel Kişilerin Sorumluluğu” başlığı altında 333. maddede (vergi cezaları yönünden!)“Tüzel kişilerin idare ve tasfiyesinde Vergi Kanununa aykırı hareketlerden tevellüt edecek vergi cezaları tüzel kişiler adına kesilir. / Tüzel kişilerin kanuni temsilcilerinin vergi sorumluluğu hakkında bu kanunun 10'uncu maddesi hükmü vergi cezaları hakkında da uygulanır.” hükmüne yer verilmesi fakat aynı hükmün son fıkrasında ise “Bu Kanunun 359 uncu maddesinde yazılı fiillerin işlenmesi halinde bu fiiller için 359 ve 360 ıncı maddelerde öngörülen cezalar bu fiilleri işleyenler hakkında hükmolunur.” denilerek diğer cezalar için, vergi cezalarından farklı olarak fiilleri işleyenlerin cezalandırmada adres gösterilmesi aslında doğrudan vergi hukuku ile ilişkili olmayan ceza hukuku ilkelerinin bir gereği olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim “Ölüm” başlıklı 372. maddede yer alan “Ölüm halinde vergi cezası düşer.” hükmü de aynı ilkelerin doğal sonucudur.

Bu çerçevede, ölüm halinde vergi cezası düşmekle (ortadan kalkmakla) birlikte VUK’nun 12. maddesi uyarınca “Ölüm halinde mükelleflerin ödevleri, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçer. Ancak, mirasçılardan herbiri ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olurlar.” hükmü çerçevesinde, ölen mükellef ile ilgili ölümden sonra yerine getirilmesi gereken ödevler mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılara geçeceğinden, bu ödevlerin yerine getirilmemesi nedeniyle ortaya çıkacak vergi cezalarından da bunlar sorumlu olacaktır. Bir başka ifade ile ölüm ile düşen vergi cezaları ölüm tarihinden önce mükellef adına kesilenlerdir. Demek ki duruma göre, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılar da (ölümden sonra yerine getirilmeyen görevler nedeniyle) vergi cezalarına muhatap olabilmektedirler.

Mükellef ve vergi sorumlusu dışında kalan ve vergi cezası uygulamasında muhatap alınacak diğer kişiler aşağıdaki gibidir:

-        Bir kısım (fatura, serbest melek makbuzu, v.s.) belgeleri almayan kişiler, (VUK md. 353)

-        Bu Kanuna göre belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve malî tablolara ilişkin usul ve esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ve kullanılmasına ilişkin kural ve standartlara uymayanlar, (VUK md. 353)

-        Belge basımı ile ilgili bildirim görevini tamamen veya kısmen yerine getirmeyen matbaa işletmecileri, (VUK md. 353)

-        4358 sayılı Kanun uyarınca işlemlerinde vergi kimlik numarası kullanma zorunluluğu getirilen kurum ve kuruluşlardan yaptıkları işlemlere ilişkin bildirimleri Maliye Bakanlığının belirleyeceği standartlarda, araçlarla (yazı, manyetik ortam, disket, mikro film, mikro fiş gibi) ve zamanlarda yerine getirmeyenler, (VUK md. 353)

-        VUK’nun 127/d maddesi uyarınca Maliye Bakanlığının özel işaretli görevlisinin ikazına rağmen durdurmayan aracın sahibi, (VUK md. 353)

-        Maliye Bakanlığının veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların isteyecekleri bilgileri vermeyen kamu idare ve müesseseleri, mükellefler veya mükelleflerle muamelede bulunan diğer gerçek ve tüzelkişiler, (VUK md. 148, 149, mük. 355)

-        Her ay muttali oldukları ölüm vak'aları ile intikalleri ertesi ayın 15'inci günü akşamına kadar vergi dairesine yazı ile bildirmeye mecbur olan; sulh yargıçları, icra, nüfus ve tapu memurları / yabancı memleketlerdeki Türk konsolosları veya konsolosluk görevini yapanlar (Memur oldukları yerde ölen Türk tebaasının soyadı, adı ve sıfatları ile Türkiye'deki ikametgâhlarını Maliye Bakanlığına bildirirler) / mahalle ve köy muhtarları (Kendi mahalle veya köylerinde ölenleri bildirirler) / banka, bankerler ve şirketler ile emanet kabul eden gerçek ve tüzelkişiler (Mevduat, şirket hissesi, emanet para ve eşya veya sair suretle alacak sahiplerinden birinin ölümü halinde, ölenin soyadını, adını, alacağının nev'ini ve miktarını bildirirler), (VUK md. 150)

-        Damga Vergisi ödenmemiş veya noksan ödenmiş kâğıtları, vergi ve cezası tahsil edilmeden tasdik eden veya örneklerini çıkarıp veren noterler (VUK md. 355)

-        Vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili olarak mükelleflerin hesap, yazı ve sair özel işlerini (ücretsiz de olsa) yapmaları yasak edilmiş olması nedeniyle bu hareketleriyle vergi ziyaına neden olan; vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar / vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’da görevli olanlar / vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlara iştirak edenler / vergi işlerinde kullanılan bilirkişiler. (VUK md. 6, 363)

Gerek mükellef, gerek vergi sorumlusu ve gerekse bunlar dışında kalan ve yukarıda sayılan diğer kişiler hakkında uygulanacak vergi cezaları ile ilgili olarak tümüyle vergi hukuku ilkeleri ve Vergi Usul Kanunu hükümleri dikkate alınacaktır.

Bu bağlamda cezalar, mali olarak uygulanacak, idare tarafından uygulanacak, cezada indirim (VUK md. 376) – suç ve cezalarda içtima (VUK md. 335, 336, 337) – tekerrür (VUK md. 339) gibi müesseselerde VUK hükümleri dikkate alınacak; cezanın muhatabı aktif dava ehliyetine sahip olacak (VUK md. 377), vergi cezası idari yargıda vergi mahkemeleri nezdinde dava konusu yapılabilecek (VUK md.378) ve şartları varsa vergi cezaları tarhiyat öncesi veya sonrası uzlaşmaya (VUK ek md. 11 vd.) konu edilebilecektir.

III.      Vergi Hukukundan Kaynaklanan Diğer Cezaların Tespiti

Yukarıda yapılan açıklamalar ile vergi hukukundan kaynaklanan cezaların vergi cezaları ve diğer cezalar olarak ayrımlandığı ortaya konmuş ve mükellef ile vergi sorumluları dışında kalan bir kısım kişilere uygulanacak vergi cezalarına değinilmiştir. Bunun dışında vergi cezaları dışında Kanunun “diğer cezalar” olarak tanımladığı cezalara muhatap olabilecek mükellef veya vergi sorumlusu dışında kalan kişiler de mevcuttur.

Diğer cezalar ile ilgili konunun sınırlarının belirlenmesi anlamında öncelikle doğrudan mükellef veya vergi sorumlusu ya da bunlarla ilişkili kişiler dışında kalan kişilere yönelik suç ve cezaların belirlenmesi ve bunların incelememiz dışında bırakılması, okurun anlatımıza odaklanması yönünden yararlı olacaktır.

A.        Mükellef ve Vergi Sorumlusu İle İlişkili Kişileri Dışında Kalanlar İçin Söz Konusu Olabilecek Diğer Cezalar

Yukarıda diğer cezalar ile ilgili yaptığımız tanımlamada, “…bizzat VUK tarafından düzenlenmiş veya VUK tarafından TCK’na yollama yapılmış cezalar” ibaresini kullandığımız dikkate alındığında, mükellef veya vergi sorumlusu dışında kalan kişilere uygulanacak diğer cezaların bizzat VUK’nda düzenlenmediği, bunun yerine VUK’nun Türk Ceza Kanunu’na yollama yaptığı durumlarında vergi hukuku ile ilişkili olarak diğer cezalar kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Bu bağlamda; VUK’nun TCK’na yaptığı yollama yaptığı aşağıdaki durumlarda, her ne kadar ana düzenlemeler VUK’nun 5 ve 6. maddesinde yani VUK’nun Dördüncü değil Birinci Kitabında yer alsa da, cezalandırma ile ilgili (TCK’na yollama yapılan) maddeler, Dördüncü Kitapta yer aldığından vergi hukuku anlamında “diğer cezalar” nitelendirilmesi yapılması mümkün bulunmaktadır.

-        Görevlerinden ayrılsalar dahi, görevleri dolayısıyla, mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine müteallik olmak üzere öğrendikleri sırları veya gizli kalması lazım gelen diğer hususları ifşa etmeleri ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nef'ine kullanmaları yasak olan; vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar / vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’da görevli olanlar / vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlara iştirak edenler / vergi işlerinde kullanılan bilirkişilerden (VUK md. 5) bu mahremiyeti ihlal edenler, Türk Ceza Kanununun 239 uncu maddesi hükümlerine göre cezalandırılır. (VUK md. 362)

-        Vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili olarak mükelleflerin hesap, yazı ve sair özel işlerini (ücretsiz de olsa) yapmaları yasak edilmiş olması nedeniyle bu hareketleriyle vergi ziyaına neden olan; vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar / vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’da görevli olanlar / vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlara iştirak edenler / vergi işlerinde kullanılan bilirkişilerden (VUK md. 6/son) mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve sair özel işlerini yapanlar Türk Ceza Kanununun 257 nci maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre cezalandırılır. (VUK md. 363)

Yukarıda yer alan açıklamalarda yer alan VUK’nun yollama yaptığı TCK md. 239. maddesi, “Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması”, VUK’nun yollama yaptığı bir diğer hüküm olan TCK md. 257 ise, “Görevi kötüye kullanma” suçunu düzenlemektedir.

Söz konusu suçlar ve cezaların ayrıntısına girilmeyecek olmakla birlikte çalışmamıza konu olaylarda, TCK md. 239 uyarınca yapılacak yargılamada suçu “Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması” şeklinde değil, “Vergi mahremiyetinin ihlali”; TCK md. 257 uyarınca yapılacak yargılamada ise “Görevi kötüye kullanma” şeklinde değil, “Mükelleflerin özel işlerini yapmak” şeklinde değerlendirme yapılması gerekli olacaktır.

B.        Mükellef ve Vergi Sorumlusu İle İlişkili Kişileri İlgilendiren Diğer Cezalar

Bu başlık altında ele alacağımız cezalara konu fiiller esasen vergi cezasını gerektiren diğer fiillerden farklı olarak bir “suç”a ilişkindir. Başka bir ifade ile genel olarak “vergi cezaları”, daha çok “kabahat” görünümlü fiillerin yaptırımı iken bu kez “diğer cezalar” bir “suç”un yaptırımı olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak bu suç ve yaptırımı olan “diğer ceza” öyle bir düzenlemeye konu edilmiştir ki bir yandan da suçun “vergi cezası” olarak ikinci bir yaptırımı daha ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki:

Vergi ziyaına sebebiyet verilen hallerde eğer ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesiliyorsa (VUK md. 344/bir) sorun yoktur. Bu durumda VUK’nun 359. maddesinde düzenlenen kaçakçılık suçu oluşmamıştır. Vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra verilenler hariç olmak üzere, kanuni süresi geçtikten sonra verilen vergi beyannameleri ise kesilecek vergi cezası yüzde elli oranında uygulanacaktır. (VUK md. 344/son)

Olayda “vergi cezası” uygulanacak, “diğer ceza” söz konusu olmayacaktır.  Ancak aksine ortada 359. maddede tanımlanan fiiller varsa bu kez bir “vergi cezası” olan vergi ziyaı cezası hem üç kat uygulanacak ve hem de VUK’nun 359. maddesinde öngörülen suç kapsamında ceza mahkemesinde yapılacak yargılama ile “diğer ceza” söz konusu olacaktır. Üstelik “vergi cezalarına” diğer olaylarda iştirak söz konusu değil iken bu kez iştirak yönünden de olay ele alınacak ve üç kat vergi cezası uygulanan fiillere iştirak edenlere de “vergi cezası” yani bir kat vergi ziyaı cezası kesilecektir. (VUK md. 344/iki)

Vergi cezasının mükellef ve vergi sorumlusuna kesileceği, bir başka ifade ile cezanın muhatabı bellidir. Ancak “diğer cezaların” söz konusu olduğu durumlarda cezanın muhatabı VUK yönünden değil “failin” tespiti anlamında TCK hükümlerinden yola çıkılarak ele alınmak durumundadır. Aynı şekilde, her ne kadar VUK, üç kat uygulanan vergi ziyaı cezası söz konusu olan durumlarda iştirak söz konusu ise bunlara da bir kat vergi ziyaı cezası kesileceğini öngörmüş ise de iştirakin ne olduğunu, hangi şartlar altında oluşacağını tanımlamamıştır.

İştiraki tanımlamayan ve tanımı için herhangi bir kanuna yollama yapmayan VUK, bu kez TCK hükümlerine göre iştirak edenlerin cezalandırılmasında, suçun işlenmesinde menfaati olmayan şerikler hakkında verilecek cezanın (diğer ceza) yarısının indirilmesini öngörmekte iken (VUK md. 360)  vergi ziyaı cezası (vergi cezası) açısından bu şekilde bir belirlemede bulunmamaktadır.

Bu durumda sorunu, VUK’nun kesilmesini öngördüğü vergi cezaları (üç kat vergi ziyaı cezası) muhatap olacak kimselerle, yine uygulanmasını öngördüğü diğer cezaların muhatabının aynı kişi olup olmadığı şeklinde somutlaştırabiliriz. Somutlaştırmanın sadece vergi cezalarından üç kat vergi ziyaı cezası ile ilgili olarak yapıldığı okurun dikkatinden kaçmayacaktır. Netice itibariyle diğer vergi cezalarında mükellef veya vergi sorumlusu dışındaki kişilere yönelik bir diğer ceza öngörülmemiş olduğuna göre yaptığımız sınırlama doğru olmaktadır.

Şöyle ki:

-        Vergi beyannamesi geç verilmişse, usulsüzlük cezası beyannameyi vermesi gereken mükellef veya vergi sorumlusu adına,

-        Bilgi isteme yazısına cevap verilmemişse, usulsüzlük cezası kendisinden bilgi istenen kişi adına,

-        Fatura düzenlenmemişse, özel usulsüzlük cezası fatura vermeyen ve almayan kişiler adına,

-      Bir inceleme sonucu re’sen tarhiyat yapılmışsa, vergi ziyaı cezası tarhiyata muhatap mükellef veya vergi sorumlusu adına,

kesilecektir. Bu durumlarda mükellef veya vergi sorumlusu kimse cezanın muhatabı da o olacak, bu kişiliğin tüzel kişi olması dahi cezanın muhatabının tüzel kişi olması gerçeğini değiştirmeyecek, örneğin (AŞ.ler için) yönetim kurulu üyeleri ya da (Ltd. Şti. ler için) şirket müdürü adına ceza kesilmeyecektir. (Veli, vasi ve kayyımın söz konusu olduğu hallerle ilgili olarak bu genelleme geçerli olmayacaktır.)

Peki, örneğin sahte fatura kullanımı nedeniyle üç kat vergi ziyaı cezası kesilen bir re’sen tarhiyatta, vergi cezalarının muhatabının mükellef veya vergi sorumlusu olmaması ya da bu vergi cezalarının muhatabı mükellef veya vergi sorumlusu iken diğer cezaların (VUK md. 359) başkaları olması mümkün müdür? Aynı şekilde iştirak iddiası söz konusu olan hallerde, vergi cezası kesilen şerik ile ceza mahkemesinde diğer ceza ile yargılanacak şerikin farklı olması mümkün müdür?

İşte sorunlar bu noktada oluşmaya başlamaktadır. VUK’nun 359. maddesinin yürürlükteki halinde vergi ziyaı oluşması şartının aranmıyor olması ve bu anlamda suçun şekli bir suç olduğu ve zaten vergi ziyaı cezaları için de kasıt unsurunun artık aranmıyor olması gibi argümanlar ileri sürülebilirse de son tahlilde VUK’nun 359. maddesi (vergi) kaçakçılık “suçu”nu düzenlemektedir ve suç, tanımı itibariyle içinde kasıt unsurunun varlığını gerektiren bir kavramdır. Dolayısıyla, vergi cezasına muhatap olanın diğer cezaya da muhatap olacağını peşinen kabul etmek, bir başka ifade ile cezanın muhatabı=suçun faili şeklindeki varsayım hatalı olacaktır.

IV.      Vergi Cezası İle Diğer Cezanın Birlikte Uygulandığı Durumlarda, Yaptırıma Muhatap Olanlarda Farklılaşma Olabilir

5237 sayılı TCK’nun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. (TCK md. 5) TCK’nun genel hükümleri, Kanunun Birinci Kitabında düzenlenmiştir. Bu hükümlerden konumuzla ilgili olanları hemen sıralayalım.

-        Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. (TCK md. 3)

-        Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz. (TCK md. 2/1)

-        Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımlar saklıdır. (TCK md. 20/2)

-        Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. (TCK md. 21/1) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir. (TCK md. 21/2)

Bu noktaya kadar yapılan alıntılar çerçevesinde VUK’nun 359. maddesinde düzenlenen (vergi) kaçakçılık suçlarına yönelik yargılama ve cezalandırmada TCK’nun genel hükümlerinin uygulanacağı; cezanın şahsiliği ilkesi gereği kişinin ancak kendi fiilinden dolayı sorumlu tutulabileceği, suçun oluşmasının kasta bağlı olduğu, bir başka ifade ile bu suçun bilerek ve istenerek işlenebileceği ortaya çıkmaktadır. Bu durumda (her suçta olduğu gibi) VUK’nun 359. maddesinde düzenlenmiş suçun faili olabilmek için, insan olmak ve hayatta olmak gerekmektedir. Esasen TCK, suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak cezaları, hapis ve adlî para cezaları olarak öngörmüş olup (TCK md. 45), yukarıda alıntı yaptığımız üzere tüzel kişiler hakkında cezai yaptırım uygulanamayacağından VUK’nun 359. maddesinde yazılı suçlarda (hapis cezası öngörüldüğünden) cezanın muhatabı zaten gerçek kişi(ler) olmak zorundadır.

Zaten VUK, “Tüzel Kişilerin Sorumluluğu” başlığı altında, “Tüzel kişilerin idare ve tasfiyesinde Vergi Kanununa aykırı hareketlerden tevellüt edecek vergi cezaları tüzel kişiler adına kesilir.” şeklindeki hüküm ile vergi cezalarının tüzel kişilik adına kesileceğini, “Tüzel kişilerin kanuni temsilcilerinin vergi sorumluluğu hakkında bu kanunun 10'uncu maddesi hükmü vergi cezaları hakkında da uygulanır.” şeklindeki hüküm ile vergi cezalarının sadece ödenmesi yönünden kanuni temsilcilerin sorumluluğuna gidilebileceğini düzenlemişken, vergi cezaları için getirdiği bu ilkeden, diğer cezalara yönünden zorunlu olarak ayrılmakta ve “Bu Kanunun 359 uncu maddesinde yazılı fiillerin işlenmesi halinde bu fiiller için 359 ve 360 ıncı maddelerde öngörülen cezalar bu fiilleri işleyenler hakkında hükmolunur.” düzenlemesini getirmektedir.(VUK md. 333) Bu noktada, diğer cezalar için vergi cezalarına yönelik ilkeden ayrılınması Anayasa ve TCK’da yer alan, cezaların şahsiliği ilkesinin gereği ve doğal bir sonucudur. Bu nedenle zorunlu ifadesi kullanılmıştır.

Anlatımımızı örneklersek hükümdeki ve uygulamadaki gariplik ortaya çıkacaktır. Şöyle ki: (A), (B), (C), (D) ve (E) şeklinde beş ortağı olan ve yönetim kurulu her biri münferiden temsil ve ilzam konusunda yetkili (A), (B), (C) den oluşan (XYZ) A.Ş. sahte fatura kullanımından dolayı örneğin 100,00 TL KDV ve üç kat vergi ziyaı cezası 300,00 TL olmak üzere cezalı KDV tarhiyatına muhatap olsa cezalı tarhiyat tümüyle (XYZ) A.Ş. adına yapılacaktır. Varsayalım ki bu sahte fatura kullanımı suçunda fiillerin tümüyle münferiden ortak ve yönetim kurulu üyesi olan (C) tarafından işlendiği sonucuna varılsın, hapis cezası ile mahkûm olacak kişi (C) iken, (C) nin fiilleri ile ortaya çıkan mali sonuçtan yani (100,00 + 300,00 =) 400,00 TL vergi ve cezadan (XYZ) A.Ş. sorumlu olacaktır. Şirketin durumu bir nebze de olsa kabul edilebilirken, şirketin bu borcu ödeyememesi durumunda diğer yönetim kurulu üyeleri olan (A) ve (B) nin de VUK 10. madde kapsamında sorumluluğuna gidilebilecek olması izah edilebilir bir durum değildir.

Bu noktadan devamla, tüzel kişiliğin söz konusu olmadığı şahıs işletmelerinde de vergi cezaları ile diğer cezaların ayrımlanması gerekli olabilir. Örneğin (AG) isimli gerçek kişi, oldukça cesametli bir gıda toptancısı işletmesine sahip olsun. Satın almada görevli olarak çalışan personel, gerçekten işletme tarafından (BCD) Ltd. Şti.nden satın alınan her bir mala ait faturayı karşı firma ile anlaşarak %10 daha fazla bedelle fatura ettirmiş ve aradaki farkı fatura düzenleyen firma ile paylaşmışsa, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanma fiilinden dolayı işletmenin sahibi (AG) nin cezalandırılması makul kabul edilecek midir?

Suçun oluşumundan bahsetmek için hareket (maddi unsur), tipiklik (kanuni unsur), hukuka aykırılık ve kusurluluk (manevi unsur) gibi dört unsurun varlığı gerekmektedir. Bu unsurlardan herhangi birinin oluşmadığı hallerde faili cezalandırmak mümkün değildir. Suçun unsurları, modern ceza hukukunun kabul ettiği evrensel bir norm halini almıştır.           Anayasanın 38/7 madde ve fıkrası açıkça ceza sorumluluğunun şahsî olduğunu belirtmiştir.

Ceza sorumluluğunun şahsi olması; suçu işleyen failin/faillerin cezadan bizzat sorumlu olması, failin/faillerin dışındaki kişilere doğrudan doğruya bu sorumluluğun yüklenmemesi ve cezalandırılmaması demektir. Mevcut yasal düzenlemelere göre bu ilke; kanunda suç olarak belirlenmiş hareketin kusurlu failinin ya da kanunlarda istenmeyen durum olarak belirlenmiş hale neden olan kişinin, kusur ile hareketi arasında illiyet bağı olması halinde bizzat cezalandırılması şeklinde kabul edilmektedir. Cezanın şahsiliği ilkesi, cezada kollektif sorumluluk ilkesinin yerine geçmiştir. Evrensel bir ceza hukuku normu olan şahsilik ilkesinin korunması için kanun koyucu suçludan başkasına ceza öngören kanun yapmamak ya da bu tür düzenlemeleri kanunlardan çıkartmakla görevlidir.

Bu açıdan ele alındığında, 5237 sayılı TCK’nda yer alan “Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.” (md. 20) ve “Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.” (md. 21) şeklindeki hükümler ile Anayasamızda “Ceza sorumluluğu şahsîdir.” şeklinde ifade edilen ilke doğrultusunda fiili işleyen kişi, suçun cezasına katlanacak kişi olmak durumundadır. Örneklerimizde, suça konu fiiller kimin tarafından işlenmiş, suç işleme kastı kimde oluşmuş ise, fail o olacaktır.

Nitekim Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 25.01.1991 tarih ve E. 1990/4303, K. 1991/238 sayılı kararında, “…Cezanın suçu bir fiil işleyen kişiye çektirilmesi cezada şahsilik prensibinin bir gereği olup, esas amaç suçun şekil sorumlusu olan kanuni temsilcilerin değil, suçun ayrıntılarını bilen ve oluşumunda rolü olan temsilcileri cezalandırmak olmasına, bu nedenle de cezaya muhatap olacak kanuni temsilcinin suç ve suçlu arasındaki illiyet bağı da dikkate alınarak…” gerekçesiyle cezada şahsilik ilkesine dikkat çekilmektedir.

Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 27.09.2001 tarih ve E. 2001/5007, K. 2001/8710 sayılı kararında ise; “Tüzel kişilerde vergi kanunları yönünden sorumluluk 213 Sayılı Kanunun 10 ve 333. maddelerinde hükme bağlanmıştır. 10. maddede tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilciler tarafından yerine getirileceği; 333 maddenin 4369 Sayılı Kanunla değişik son fıkrasında da 359. maddede yazılı fiillerin işlenmesi halinde 359 ve 360. maddelerde öngörülen cezaların, bu fiilleri işleyenler hakkında hükmolunacağı açıklanmıştır. Tüzel kişilerin birden fazla kanuni temsilcilerinin bulunması suçun, eylem ve fikir işbirliği içinde işlenmediğinin anlaşılması halinde sorumluluk, cezanın şahsiliği ilkesine bağlı olarak temsil yetkisinin bölümündeki ağırlık ve sınırlar dikkate alınarak suçun şekil sorumluluğu değil ayrıntısını bilen ve oluşumunda rolü olan temsilciye aittir….” gerekçesiyle tüzel kişi kanuni temsilcisi olmanın erteli olmadığı, ayrıca suçun oluşumunda rol alınıp alınmadığının araştırılması ve tespiti gerekliliği belirtilmektedir.

Aynı kararda;

“Tüzel kişilerin Kanuni temsilci dışındaki personelinin sözü edilen maddelerdeki fiilleri işlemeleri halinde cezai sorumluluğun belirlenmesi üzerinde duyarlılıkla durulması gereken önemli bir konudur. Kanuni temsilcilerin suçtan kurtulmak için fiillerin; bilgilere emir ve talimatları dışında personel tarafından işlendiğini savunmaları olasıdır.

Asıl olan tüzel kişilerin istihdam ettiği personelin kanuni temsilcinin emir ve talimatıyla hareket edip iş görmesidir. İdari yönden hiyerarşi piramidinin en üst noktasında kanuni temsilciler yer alırlar; diğerleri emir ve talimatı uygularlar. Bu uygulama sırasında işlenen fiillerden kanuni temsilcilerin cezai sorumluluğunu kabul etmek gerekir. Personelin fiillerin işlenmesinden doğrudan bir çıkarları yoktur. Örneğin mal ve hizmet alımı olmadığı halde alım belgesi alarak gideri arttırıp matrahın düşürülmesinde ya da komisyon karşılığında fatura düzenlenip verilmesinde personelin kişisel bir çıkarı olduğu düşünülemez. İstisnai de olsa, emir ve talimata karşı gelerek bu fiillerin personel tarafından işlenmesi mümkündür; bu durumda fiili işleyenin cezai sorumluluğunu kabul etmek gerekecektir.

Ama her durumda; kanuni temsilcilerin, personelin fiillerini işlendiği sırada bilmediği, işlendikten sonra da bilmeyerek kullandığı savunma ve olgusunun geçerliliği tüzel kişinin iş ve yer yönünden faaliyet alanı, iletişim yoğunluğu ve olanakları, örgütlenme biçim ve yapısı, büyüklük ölçeği, personel sayısı, görev dağılımı, iş hacmi ve kapasitesi, bağımsız hareket etme olasılığı, mali bünyesi, mal varlıkları, kasa ve banka mevcudu, fiilin mahiyeti ve konusu gibi unsurlar dikkate alınarak değerlendirilmesi yapılıp sonuca varılmalıdır. Böylece isabetli ve adil sonuç elde edilir; cezaların şahsiliği ilkesine de uygunluk sağlanır.

Değişik amaçlarla, örneğin kişisel çıkar sağlamak, tüzel kişi ve kanuni temsilcisini zorda bırakmak için fiili işleyen personel, fiilinin sonucuna katlanmalıdır. Personelin, temsilcinin istek, irade ve onayı olmadan işlediği fiillerden temsilcinin cezai sorumluluğu kabul edilemez.”

Gerekçeleri ile de, kanuni temsilci dışında kalan kişilerce (kararda şirket personeli) suçun işlenmesi hali ele alınmaktadır. Kararın ayrıntısı nedeniyle ayrıca açıklama yapmaya gerek görmemekteyiz.

.

V.        Suça İştirak ve Örgüt Yönünden İrdeleme

A.        İştirak

Yukarıda açıklanan suçlar, suç tipi (suçun maddi unsuru olan fiiller) itibariyle birden çok kişi tarafından işlenmesi mümkün suçlardır. Örneğin bir sahte fatura söz konusu olduğunda, sahte faturayı düzenleyen ve kullanan en az iki taraf söz konusu olacaktır. Sahte faturayı “düzenleyen” cephesinde birden fazla kişinin yer alması yanında yine “kullanan” cephesinde de birden fazla kişi söz konusu olabilir. Bu durumda sahte belge üzerinden kullanan ve düzenleyen bir suça iştirak mi etmişlerdir?

5237 sayılı TCK, “Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.” (md. 37/1) hükmü ile suça iştiraki (suç ortaklığı) tanımlamış ve suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığının yeterli olduğunu kabul etmiştir. (md. 40/1) Diğer taraftan TCK, “Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur.” hükmü ile suça konu fiili beraber işlememiş bile olsa (md. 37/2) hükmü ile yaptırımı daha da ağırlaştırmıştır.

Burada hemen vurgulamak gerekir ki, iştirak için beraber işlenen fiilin aynı suçu oluşturması gerekmektedir. Örneğin sahte fatura düzenlemek ile kullanmak her ne kadar aynı madde (VUK md. 359/b) içinde düzenlenmiş ise de “düzenlemek” ve “kullanmak” şeklinde iki ayrı fiile konu olduğundan; kullanan, düzenleyenin – düzenleyen, kullananın suçuna iştirak etmiş olmayacak aksine, kullanan bir suçun faili veya düzenleyen ise yine bir suçun faili olacaktır.

Aşağıdaki hallerde ise kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olacaktır. (TCK md. 39/2)

-        Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.

-        Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.

-        Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak.

Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, on beş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez. (TCK md. 39/1)

Vergi suçu yönünden ele alındığında VUK özel bir düzenleme yapmış ve 359. maddede yazılı suçların işlenişine iştirak eden suç ortaklarının bu suçların işlenmesinde menfaatinin bulunmaması halinde, Türk Ceza Kanununun suça iştirak hükümlerine göre hakkında verilecek cezanın yarısı indirileceğini öngörmüştür. (VUK md.360) Zaten TCK’nda bu yönde bir hüküm bulunduğu dikkate alındığında VUK’nun düzenlemesi bir tekrardan ibarettir. Ancak VUK’nun yine aynı maddesinde yer alan “Bu fiillere maddi menfaat gözetmeksizin iştirak edenlere fiile mahsus cezanın dörtte biri hükmolunur.” hükmü, TCK anlamındaki cezalarla ilgili olmayıp, iştirak edene uygulanacak mali yaptırımın (vergi ziyaı cezasının), iştirak edenin menfaatinin olmadığı durumlarda uygulanacak ceza oranı ile ilgilidir. (VUK md. 360/son)

Diğer taraftan TCK, suç işlemeye azmettirme yönünden, “Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.” hükmünü (md. 38) ve “Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek”, “Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak”, “Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak” gibi fiilleri işleyenleri de “Aşağıdaki hallerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur” hükmü ile de (TCK md. 39) yardım etme hususlarını düzenlemiş olup, vergi suçları yönünden de bu hükümler geçerlidir.

TCK’nun yukarıya aldığımız hükümleri dikkate alındığında, VUK’nun, “Birden fazla kişi 359 uncu maddede sayılan fiillerin icrasına iştirak ettikleri takdirde fiili irtikap edenlerden veya doğrudan doğruya beraber işlemiş olanlardan her biri bundan ayrı ayrı maddi menfaat gözetmek şartıyla o fiile mahsus ceza ile cezalandırılır. Söz konusu fiilleri işlemeye azmettirenlere de aynı cezalar hükmolunur.” şeklindeki düzenlemesinin de aslında bir tekrar olduğu ortaya çıkmaktadır.

B.        Örgüt

VUK’nun 359. maddesinde düzenlenen suçlara konu fiillerin en az üç kişi tarafından işlenmiş olması durumunda ayrıca olayda TCK’nunda “Kamu Barışına Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiş “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçunun (md. 220) oluşup oluşmadığı irdelenmek durumunda kalınacaktır. Şöyle ki:

TCK, “Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.” hükmü ile “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçunu düzenlemiştir. (md. 220/1) VUK’nun 359. maddesi bir suçu düzenlemiş olduğuna göre, maddede yazılı diğer unsurların da mevcudiyeti halinde failler “vergi suçu” dışında ayrıca “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçundan dolayı da cezalandırılacaklardır.

Cezalandırmada şu hususlar dikkate alınacaktır. (md. 220/2 –8)

-        Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

-        Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.

-        Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.

-        Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.

-        Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır.

-        Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır.

-        Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Görüldüğü üzere VUK, TCK’nun iştirak ile ilgili hükümlerine kısmen yollama ve müdahale etmekte ise de örgüt anlamında bir düzenleme içermemektedir. Elbette, suçun kendisi gibi, iştirak ve örgüt konularının da bizzat kendisi yargılamaya muhtaç konulardır. Kanun düzenlemelerinin uygulamada hayat bulması ceza yargısının uygulamalarıyla olacaktır.

TCK düzenlemesi “Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla…” şeklinde başladığından ve VUK’nun 359. maddesi “kaçakçılık” adı altında suçu ve suç sayılan fiilleri düzenlediğinden, vergi suçları bakımından TCK’nun yukarıya aldığımız hükümlerinin uygulanması mümkün olup, tespitimiz zaten bir çok olayda bu hükümlerin uygulandığı yolundadır.

VI.      3568 Sayılı Kanun’a Tabi Meslek Mensuplarını Bekleyen Bir Tehlike: Görev Suçları

Bu başlık altında ele aldığımız suç ve cezalar esasen vergi hukukuna dâhil edilmesi konusu tartışılabilecek olsa da 3568 sayılı Kanunun yaptığı bir düzenlemeler ile ilgilidir. Ancak büyük ölçüde faaliyetleri vergi hukukunu ilgilendiren meslek mensuplarını ilgilendiren bu konuya bir nebze de olsa değinmekte yarar gördüğümüzden, aslında ne vergi cezası ve ne de (vergi hukuku ile ilgili) diğer cezalar olarak sınıflandırılamayacak bu konuda aşağıda kısaca açıklamalar yer almaktadır.

3568 sayılı Kanunun 47. maddesi “Görevle İlgili Suçlar” başlığı altında, “Meslek mensupları, görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı, fiillerinin niteliğine göre Türk Ceza Kanununun (5728 sayılı Kanunun 464'üncü maddesi ile değişen şekli, Yürürlük: 08.02.2008) kamu görevlilerine ait hükümleri uyarınca cezalandırılırlar.” hükmünü içermektedir ki koyu harflerle vurguladığımız ibare 5728 sayılı Kanunun 464. maddesi ile değişmeden önceki “devlet memurlarına” şeklindedir.

Yani 3568 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten 08.02.2008 tarihine kadar geçen sürede meslek mensupları, görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı, fiillerinin niteliğine göre Türk Ceza Kanununun devlet memurlarına; 08.02.2008 tarihinden sonra ise kamu görevlilerine ait hükümleri uyarınca cezalandırılacaklardır.

Bu durumda, Yeminli Mali Müşavir ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler, görev sırasında veya görevleri nedeniyle 765 sayılı TCK anlamında devlet memuru, 5237 sayılı TCK anlamında ise kamu görevlisi olarak ceza hukukunun süjesidir.

Dolayısıyla esasen vergi hukuku alanında faaliyet gösteren bu kişiler, mesleki faaliyetlerinin sonucunda, hizmet verdikleri mükellefler veya hizmetlerinden ötürü, 765 sayılı TCK’nun 230 ve 240; 5237 sayılı TCK’nun ise 257. maddesi uyarınca ceza yargılamasına muhatap olabileceklerdir.

Açıklamalarımızı; bir Tasdik Raporu düzenleyen YMM’nin ya da bir beyannameyi imzalayan SMMM’nin, Tasdik Raporu ya da beyanname içeriğinin doğru olmaması nedeniyle aynen bir (devlet memuru) kamu görevlisi gibi görevi kötüye kullanma suçunun faili haline gelebilecekleri şeklinde örneklersek sanırız olayın ciddiyeti daha da net anlaşılacaktır.

VII.     Sonuç
Yukarıda ortaya koyduğumuz üzere, konu vergi uygulamaları olduğunda mali yaptırım içeren düzenlemelerin daha derli toplu olmasına karşın özellikle suça yönelik düzenlemelerde bir dağınıklık gözlenmektedir. Bu dağınıklık nedeni ile çoğu kez ceza hukuku ile kesişen alanlarda ilgililerin mevzuatı tam olarak kavrayamaması tehlikesi söz konusu olmaktadır.

Bu çalışma, konu suç olduğunda uygulamacıların algılamasının VUK’nun 359. maddesi ile sınırlı kalması, TCK hükümlerinin dikkatten kaçması üzerine olduğundan ayrıntılara girilmemiştir.

.


Akın Gencer ŞENTÜRK

Avukat / SMMM

http://yildirimercan.blogspot.com/2011/07/vergi-cezasnn-muhatab-hapis-cezasnn.html

Blog Arşivi

BU HAFTA EN ÇOK OKUNANLAR

EN ÇOK OKUNANANLAR

Categories

.edevlet.com (1) ‘Gelir Testi’ (1) ‘intibak zammı’ (1) "EŞ DURUMU" (1) "muhasebe" (21) "Pratik Bilgiler "pratik bilgiler (1) (Stopaj (1) 01.01.2012 - 30.06.2012 Asgari Ücret (1) 01.07.2012 - 31.12.2012 Asgari Ücret (1) 12 Eylül mağdurları (2) 15 yıldan az memuriyet (1) 16 Yaşından Büyükler Asgari Ücret (1) 16 yaşını doldurmuş işçiler (1) 18 Yaş GSS (1) 18 Yaş Üstü (1) 2-B arazilerinin satış şartları (1) 2009 askerlik borçlanması hesaplama (1) 2011 enflasyon (1) 2011 kapanış işlemleri (6) 2011 Yılbaşı Milli Piyango (1) 2012 (105) 2012 açılış işlemleri (6) 2012 Amortisman Sınırı (1) 2012 ASGARİ (1) 2012 ASGARİ ÜCRET (2) 2012 Avukatlık Ücret Tarifesi (1) 2012 DAMGA VERGİSİ ORANLARI (1) 2012 defter (1) 2012 Defter tasdi (1) 2012 Defter Tutma Hadleri (1) 2012 DİĞER KAZANÇ (1) 2012 Fatura Düzenleme Sınırları (1) 2012 Geçici Vergi Oranları (1) 2012 Gelir Vergisi (1) 2012 gelir vergisi oranlar (1) 2012 GELİR VERGİSİ ORANLARI (1) 2012 Gelir vergisi tarifesi (2) 2012 Hesap Pusulası (1) 2012 KAPICI MAAŞ HESABI (1) 2012 milli piyango sonuçları (1) 2012 Motorlu Taşıtlar Vergisi (1) 2012 Motorlu Taşıtlar Vergisi Tarifeleri (1) 2012 MTV (1) 2012 Sakatlık indirimi (1) 2012 SGK İDARİ PARA CEZALARI (1) 2012 VERGİDEN MÜSTESNA YEMEK BEDELİ (1) 2012 YEMEK BEDELİ (1) 2012 Yemek İstisnası (1) 2012 Yılbaşı Milli Piyango (1) 2012 YILI (66) 2012 yılı asgari ücret (2) 2012 yılı asgari ücret tutarları (2) 2012 yılı cenaze ödeneği (1) 2012 YILI DEFTER TUTMA (1) 2012 YILI DEFTER TUTMA HADLERİ (3) 2012 yılı emzirme ödeneği (1) 2012 Yılı gelir (1) 2012 Yılı gelir vergisi (1) 2012 Yılı gelir vergisi dilimleri (1) 2012 yılı gelir vergisi oranları (1) 2012 Yılı Sakatlık İndirimi (1) 2012 yılı vergi (1) 2012 yılında uygulanacak yeniden değerleme oranı (1) 2012 Yili Asgari Geçim İndirimi Tablosu (1) 2B Arazi (1) 2B Arazileri (2) 31.10.2011 tarih 292 nolu karar (1) 3600 günle emeklilik (1) 4 ülkede kıdem tazminatı fonu (1) 4/b Sigortalılık Bildirimi (1) 4857 (1) 4857 sayılı (1) 5 lira fazla katılım payı (1) 6111 Sayılı Kanun (1) 65 YAŞ (1) 65 YAŞ AYLIĞI (1) 65 yaş ve özürlü maaşı hangi hallerde kesilir? (2) 657 s.DMK’ya göre istihdam şekilleri (1) 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNU (1) 663 sayılı KHK (1) 666 kanun (1) 666 sayılı (1) 8.000 TL üzerindeki ödemeler (1) 975 lira taban (1) Açık Hesaplarınızın Ne Kadarını Tahsil Edebileceğinizi Biliyormusunuz (1) AGİ (2) AGİ NEDİR? (1) aidatlarını ödememekte direnirken (1) AİLE HEKİMLİĞİ (1) Akaryakıt fişi (1) Akşam Metin Taş (1) Alacak ve Borç Notları (1) Alarm İzleme Merkezi Kurma ve İşletme Yeterlik Belgesi (1) Ali TEZEL (1) almanya (1) Almanya'dan yurtdışı borçlanma (1) ALO 170 (1) Amortisman (1) Amortisman Sınırı (1) Analık sürelerinin borçlanılması (1) Ankara bomba (1) ANONİM ŞİRKET (1) Anonim şirketler (1) Anonim şirketler neden ve nasıl hisse senedi bastırmalıdır (1) ANONİM ŞİRKETLERDE MENKUL KIYMETLER (1) APARTMAN GÖREVLİLERİ AGİ (1) ARAÇLARIN Trafikten Silinmesi (1) Aralık 2011 Vergi Takvimi (1) ASBİS (1) ASBİS Nedir (1) ASGARİ GEÇİM (1) ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ (1) ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ 2012 (1) asgari geçim ücreti (1) Asgari Ücret (8) Asgari ücret 701 (1) Asgari Ücret Maliyeti (1) Asgari Ücret ve Yasal Kesintiler (2) Asgari ücret yeni yılda (1) ASKERİ İŞ MÜFETTİŞLİĞİ (1) askerlik (2) askerlik borçlanma formu (1) askerlik borçlanma hesaplama (1) askerlik borçlanma hesaplaması (1) askerlik borçlanma işlemi (1) Askerlik borçlanması (3) ASKERLİK KANUNU (1) atama (2) Avukat (1) Avukatlık (1) AVUKATLIK ASGARİ (1) AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET (1) AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ (1) Avukatlık Ücret (1) Avukatlık Ücret Tarifesi 2012 Belirlendi (1) Aylığa Hak Kazanma Koşulları (1) AYLIK VE YILLIK ENFLASYON (1) baglilik (1) Bağ (1) Bağ-Kur (5) bağ-kur dökümü (1) Bağ-Kur İntibak (1) Bağ-Kur Tevkifatı (1) Bağımsız Denetçi (2) bağımsız denetçiler (1) Bağımsız denetim (2) Bağımsız Denetleme (1) BağKur (4) bağkur dökümü (1) Bağkur hizmet dökümü (1) bağkurlu dökümü (1) Bahçe Tapusu Olanların Tarım SSK’lısı Olup Olamayacaklarının Açıklanması (1) bakanı (1) Bankalar (1) Basit usul (1) Başbakan Tayyip Erdoğan (1) BAYRAM TATİL GÜNLERİNDE İŞ KAZASI (1) BDDK (1) bedelli (2) BEDELLİ ASKERLİK (4) bedelli askerlik işlemleri (1) Bedelli çalışmaları bayramdan sonra (1) Belediyeden kiralanan seyyar sergi yerleri için kira ödemeleri üzerinden tevkifat yapılmayacağı (1) belli para (1) BEŞ PUANLIK (1) beyanname (100) Bilirkişi (1) Bilirkişilerin (1) Bilirkişiye Başvuru (1) binek (1) Binek otomobilin alım ve satımında KDV oranı kaçtır ? (1) Binek otomobilin KDV’sini (37) Bir Kişi İle Kurulabilecek (1) Bireysel Emeklilik (1) Bireysel Emeklilik Sistemine Yapılan Ödemeler (1) BİRLEŞME İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ: I (1) borçlanma (1) Borçlanma Bedelleri (1) Borçlunun bütün eşyaları haczedilemez (1) Borçlunun haline uygun evi haczedilemez (1) BUGÜNKÜ YAZILAR (5117) bülent deniz (1) C Özel Güvenlik Yöneticisi Kimlik Kartı (1) Cenaze Ödeneği (1) Creditnote (1) Cumhuriyet tarihi rekoru (1) ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENLİĞİ (1) çalışma ve sosyal güvenlik (1) Çalışmayan (1) çek (1) çek yasası (1) çevre temizlik vergisi (1) Çeyiz Yardımı (1) Çocuklar sağlık hizmeti (1) daha az prim (1) Damga Vergisi (1) danışman (1) Dar Mükellefiyet (1) debitnote (1) defter (2) Defter Bilgi Girişi (1) defter Kapanış Tasdiği (1) Defter tasdi (1) Defter Tasdikinde Ek Süre (1) defter tutulma (1) Defter ve belgeleri depremde kaybolanlar (1) Değer Artış KazançI (1) Değer Artış Kazançlarının Vergilendirilmesi (1) değerleme oranı (1) Denetçi olabilme (1) Denetçilerin Atanması (1) Denetçinin seçilmesi (1) Denetim raporu (1) Denetimin (1) Deprem bağışları (1) Deprem bağışlarının vergi matrahından (1) Deprem bölgesinde primi 1 gün bile yatana emeklilik (1) Deprem sigortası (1) deprem vergisi (1) Depremzede işçinin ücreti İş-Kur'dan (1) Depremzedelere müjde (1) DERNEKLER (1) DERNEKLER YÖNETMELİ (1) dilekçe (224) DİLEKÇE ÖRNEĞİ (2) DİLEKÇE ÖRNEĞİ Veri Sorgulama (1) DİLEKÇE ÖRNEKLERİ (12) DİLEKÇEYE (1) Dizi (1) DOĞUM BORÇLANMASI (5) Doğum ücretsiz izni ve izinden dönüşte işe başlama hakkı (1) dönem sonu (6) DÖNEM SONU İŞLEMLERİ (7) Dul aylığı (1) DUYURULAR (568) e devlet (1) E-Defter (1) e-devlet (1) e-haciz (1) ebeyanname (100) ece üner (2) Ecrimisil (1) edefter (1) edefter.gov.tr (1) edevlet (1) EKONOMİ (626) Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan (1) Elektronik Defter (1) Emekli (11) emekli aylığı (1) emekli aylığını yükseltmek (1) Emekli aylıkları haczedilemez (1) Emekli dernekleri (1) Emekli İkramiyesi (1) emekli intibak (1) Emekli Sandığı (3) Emekli Sandığı dökümü (1) Emeklilerin maaşı (1) Emeklilik (1) Emeklinin alım gücü (1) Emeklinin intibakı (1) EMEKLİNİN YILLIK İZNİ (1) Emekliye (1) Emekliye intibak (1) Emekliye müjde (1) Emekliye tazminat (1) Emekliye zam geliyor (1) emlak vergisi (4) Emlak Vergisi bildirimi (1) Emsal kira (1) EMZİRME ÖDENEĞİ (2) ENFLASYON (1) Enflasyon Hesaplama (2) Engelli bakım maaşına konulan hacize mahkeme 'dur' dedi (1) Engelli Sigortalıların (1) Engellilere İş Müjdesi (1) erken emekli (1) Eski memur (1) Esnaf Sicil Kaydı Bağ-Kur'lu (1) Esnek Zamanlı Çalışma (1) eş durumu nakli (1) eşi vefat etmiş (1) EŞİT DAVRANMAMA TAZMİNATI (1) Etiketler: 292 nolu hakem heyeti kararı (1) ev hanımına (1) Ev hanımlarının emekliliği (1) Evlenme Ödeneği (1) evlilik (1) FAİZ (2) Faktoring İşlemlerinin Muhasebe Kaydı (1) FARK ÜCRETİ (1) faruk çelik (1) FASON HİZMETLERDE KDV İADESİ (1) FASON TEKSTİL (1) FATURA (2) Fatura Düzenleme (1) Fatura Düzenleme Sınırları (1) Fatura Kullanımı (1) Faturada Ayrıca Teslim Adresine Yer Verilebilir mi? (1) FATURAYA SÜRESİNDE İTİRAZ (1) fazla çalışma (1) Fazla mesai (1) Fazla mesai nasıl ispatlanacak (1) FESHİ (1) fesihte geçerli neden (1) Fiili Hizmet Zammı (1) Finanasal (1) Finanasal Kiralama (1) Finanasal Kiralama Muhasebe Kayıtları (1) Finansal kiralama (1) FİRMADA KULLANILAN OTOMOBİLİN KAZA YAPMASI SONUCU SERVİS ŞİRKETİ TARAFINDAN KESİLEN FATURANIN SİGORTA ŞİRKETİNE YANSITILMASI MUHASEBE KAYDI (3) FON İSİMLERİ (1) Foreks İşlemi (1) FRANSIZ ÜRÜNLERİ (1) Gayri Maddi Haklar (1) GAZETECİ VE GEMİ ÇALIŞANLARINI (1) GAZETECİLER NE ZAMAN EMEKLİ OLUR (1) Geçici iş göremezlik (1) Geçici iş göremezlik ödeneği (2) Geçici Vergi Oranları (1) Geçici Vergide Yanılma Payı (1) gelir (302) gelir testi (3) GELİR TESTİ NEDİR (1) Gelir Testi Süresi Uzatıldı (1) Gelir testine müracaat bildirimi (1) Gelir Uzman (1) Gelir ve Aylıklarda Zamanaşımı Sürelerinin Eski ve Yeni Kanunla Karşılaştırılması (1) Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması (1) gelir vergisi (2) Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 280) (1) GELİR VERGİSİ ORANLARI (1) gelir.gov.tr (125) gelirler (4772) gelirler.com (192) gelirler.gov.tr (4349) gelirlergov (111) gemlik hakem heyeti (1) gemlik tüketici sorunları ilçe hakem heyeti (1) genek sağlık başvuru (1) Genel Sağlık Sigortalıs (1) Genel Sağlık Sigortası (2) GENEL SAĞLIK SİGORTASI (4) GEREKEN (1) GEREKLİ BİLGİLER (5) ggs (3) GİB (3286) gib.gov.tr (31) gider pusulası (1) Giriş Sınavı (1) Götürü Gider (1) GSS (9) GSS DİLEKÇE ÖRNEĞİ (1) gss Prim Tablosu (1) GSS Sağlık (1) GSS tescil bildirim (1) Gurbetçi ev hanımı (1) GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ (TARİFE-SINIFLANDIRMA KARARLARI) (SERİ NO: 13) (1) GÜNDEM (4934) HABER (4470) habertürk tv (2) haciz (1) Hafta Tatili Ücreti (1) HAFTALIK YAYIN (28) hakem heyeti kararları (1) HASTA SEVK FORMU (1) hastane (1) Hem kocadan hem de anne-babadan aylık bağlanır mı (1) hesap işletim ücreti iadesi (1) hesap işletim ücreti iadesinin kararı (1) hesap işletim ücretine itiraz (1) hesap işletim ücretleri (1) hesap işletim ücretleri iadesi (1) Hesap numaraları (1) hesapişletim ücretinin iadesi (1) hız sınırı (2) hibe kredi (1) HİLELİ İFLAS ETMEK (1) Hizmet Dökümü (1) Hizmet grubu (1) https://www.turkiye.gov.tr/ (1) hukuk (1) Irak (1) iade (1) İbraname (1) ibraname Örneği (2) için (1) İdari Para Cezaları (1) İhaleli İşlerde Kıdem (1) İhbar İkramiyesi (1) İhracat (2) İHRACATTA GVK (1) İhtirazi Kayıtla Beyan (1) ikinci derece usulsüzlük (1) İkramiyenizi güncel (1) İktisap Tarihi (1) İlk Defa Sigortalı Olarak Çalışmaya Başlamadan Önce Malûliyeti Bulananların Emeklilikleri (1) indirilebilir (1) indirim (1) İndirimli Orana (1) İndirimli Orana Tabi Satışlar (1) internet sitesi (1) İNTERNET SİTESİ ZORUNLULUĞU (1) İntibak (6) İntibak 2013'e kaldı (1) İntibak Maaş (1) intibak yasası (3) İNTİBAK YASASI 2012'DE YASALAŞIYOR (1) intibak zammı (1) İstanbul Tapu Kadastrolular Derneği Başkanı Metin Yeşil (1) isteğe bağlı sigorta (1) istifa (1) İstifa eden işçinin hakları (1) istifa evrakları (1) İSTİSNA TUTARLARI (1) İŞ (1) İŞ GÖREMEZLİK BELGESİ (1) İş göremezlik belgesi değişti (1) İş Kanunu Para Cezaları (1) iş kazası (1) iş koçu (1) İş Sözleşmeleri (1) iş sözleşmesi (1) İşçi (1) İŞÇİ 1 ay içinde dava açabilir (1) İŞÇİ ALACAK BELGESİ (1) işçi izin hakları (1) İŞÇİ VE ESNAFIN ÖLÜMÜNDE CENAZE ÖDENEĞİ VERİLME ESASLARI (1) İşçilerin İzinleri (1) İşçilerin İzinleri Hakkında Bilinmesi Gerekenler (1) işçilerinin (1) İŞÇİNİN BİRDEN FAZLA RAPOR (1) İŞÇİNİN HAFTA TATİLİ (1) İŞÇİNİN İSTİFA ETMESİ (1) İŞÇİNİN İSTİFA ETMESİ VE DİĞER ÇIKIŞ İŞLEMLERİNDE YAPILMASI GEREKENLER (1) İŞÇİNİN İŞVERENE ÇEKECEĞİ İHTAR ÖRNEĞİ (1) İşçinin sadakat borcu (1) İŞE İADE EDİLME (1) İŞKUR (4) İşlem Denetçiliği (1) İşlem denetçisi (1) işletim ücreti iadesi (1) İşsizlik (1) İşsizlik maaşı (1) İşsizlik ödeneği (1) İŞSİZLİK ÖDENEĞİ (1) İŞSİZLİK SİGORTASI (1) İşsizlik yardımları (1) İşte yerli otomobilin gerçek fiyatı (1) İşten Ayrıldığımda Ne Kadar Kıdem Tazminatı Alabilirim (1) İşten Ayrılırsam Emeklilik Şartlarım Değişir mi (1) İşveren (2) işveren fesih (1) İşveren işçiden senet alabilir mi? (1) İşverenlerimizin Ücret (1) İZİN (1) KABAHATLER KANUNU (1) Kaçak işçi (1) Kaçak işçi çalıştıranlar (1) Kaçakçılık suçu (1) Kadın ve erkeğin emekli olma yaşları farklı (1) KADINLARIN DOĞUM İZNİ (1) Kadrolulara bayram hediyesi (1) kamu (1) kanun (950) kapanış muhasebe kayıtları (6) karşılıklı edimler (1) KARŞILIKSIZ ÇEK (1) KARŞILIKSIZ ÇEK SUÇ OLMAKTAN ÇIKARILIYOR (1) Kart aidatı (1) kartı (1) KASIM MALİ TAKVİMİ (1) katılım payı (1) Katma Değer Vergisi Oranları (1) Katsayı (1) Katsayı uygulaması (1) Katsayı uygulaması kalktı (1) kayıt (3178) KDV (81) KDV indirimi (1) kdv oranları (1) KDV TEVKİFATI (1) Kenar (1) Kendi adınıza kayıtlı iş yerinde (1) kendisine yöneltilen soruların cevaplarını internetten de yayınlayabilecek (1) KEY (1) kıdem tazminatı (7) Kıdem Tazminatı dikekçe (1) Kıdem Tazminatı Fonu (4) Kıdem Tazminatı Fonu 1 Ocak 2012 (1) KIDEM TAZMİNATI ÖDENMESİ (1) Kıdem ve ihbar tazminatı (1) Kız Çocuklarına GSS (1) Kız Çocuklarına GSS Zorunlu mu (1) Kimler denetçi olabilir (1) Kimler yeşil kart alabilecek (1) Kira Geliri (1) Kiralama Muhasebe (1) Kiralama Muhasebe Kayıtları (1) KKDF (1) Klip ve Reklam Filmlerinde Çalışan Oyuncu ve Set İşçilerinin Sosyal Güvenliği (1) Know-how (1) KOBİ TFRS (1) kobilere-250-bin-tl-geri-odemesiz-destek (1) Kollektif (1) KONFEKSİYON HİZMETLERİNDE KDV (1) Konsinye Satışlar (1) KONUT KİRA GEELİRLERİ İSTİSNA TUTARLARI (1) Kooperatif (1) KRAMİYEDE YENİ DÜZENLEME (1) kredi (1) kredi kartı (2) Kurumlar Vergisinden Müstesna Kazançlarda Kur Farkları ve Vade Farklarının Durumu (1) Leasing (1) limit (2) limited şirket sözleşme (1) Limited şirkette fesih (1) liste (1) lkesi (1) Lütfi Köksal (1) MAAŞINA HACİZ (1) Maden işçisinin emekliliği (1) MADENDE EMEKLİLİK KOŞULLARI (2) MADENDE EMEKLİLİK TABLOSU (2) MAHKEME KARARLARI (304) Mal bildirimi (1) Mali Tablolar (1) MALİ TAKVİM (2) MALİYE (4655) Maliye Bakanlığı (2) Malul (1) malul olanların emekliliği (1) Malulen emekli olmanın şartları (1) Malullük aylığı (1) Malullük aylığı kimlere bağlanır (1) Mavi Kart Nedir (1) MEB’deki memur (1) Mehmet Şimşek (1) memur (7) Memur Emeklisi Avukat (1) memur ikramiye (1) memur maaşı (1) Memur ve emekliye zam (1) memura zam (1) Memurlar (2) Memurlara emekli (1) MEMURLARA GREV HAKKI (1) Memurlara rotasyon (1) Memurların taban aylığı (1) Memurların Yenilenen Hastalık Raporu (1) Memurun 2012 maaş zammı belli oldu (1) Memurun Dul (1) Memurun Dul ve Yetim (1) Meslek Hastalığı (1) Mevsimlik iş (2) Mevsimlik iş sözleşmesinde kıdem tazminatı (1) Mevsimlik işçi (1) miili (1) milli (1) milli piyango çekilişi sonuçları (1) milli piyango sıralı tam liste 2012 (1) Montaj ve Taşımacılık Faaliyetlerinde Götürü Gider Uygulaması (1) Motorlu Taşıtlar Vergisi (1) MTV (1) mu (1) MUHASEBE (5542) MUHASEBE kayıtları (164) MUHASEBE KAYITLARI (50) Muhasebe Standartları (1) muhasebe uygulaması (1) Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu (1) MUHASEBECI DEFTER BILGI (1) muhasebeci (3178) Mükellefler Ba Bs formlarında düzeltme yapabilirler mi? Düzeltme yapılması durumunda ceza uygulanır mı? (4) müstahsil (1) Müşteri Bildirim Formu (1) Müşteri Devir Teslim Formu (1) NDE ÖDENMESİ (1) NO: 44) (1) noter (2) noter ihtar Örneğl (1) Noterler MUHASEBE (1) Noterlerin SGDP (1) Nüfus cüzdanı (1) Nüsha (1) olur (1) Onarma (1) Organını kendi isteği (1) otomobil (1) Otomotiv Sanayii Derneği (1) Ödediği KDV (1) ÖDEME (1) ÖĞRENCİ VE ÖĞRETMENLERE YARDIMLAR (1) ÖĞRENCİ YAPILAN YARDIMLAR (1) öğretmen (2) öğretmen adayı (2) öğretmen adayları (1) ÖĞRETMENLER (1) ölüm (1) ÖNEMLİ (81) Özel denetçi (1) ÖZEL HASTANE (1) Özel SMMM (1) Özel SMMM Sınav (1) Özel SMMM Sınav Programı (1) ÖZELGE (1364) Özelge nedir (1) ÖZELGELER (240) Özürlü Teşvik (1) Para kazanmanın yolu (1) park yasağı (2) PART-TİME (1) PART-TİME İŞ SÖZLEŞMESİ (1) PARTTİME iş sözleşmesi (1) Pasaport (1) piyango (1) Pratik Bilgiler (1) Prim (2) Prim borcu (1) PRİM KESİLECEK KAZANÇLAR (1) PRİME ESAS KAZANÇ (1) Prof. Abuzer Kendigelen (1) Prof. Dr Erdoğan Moroğlu (1) Prof. Dr. Şükrü Kızılot (1) Prof. Dr. Ünal Tekinalp (1) RESMİ GAZETE (142) RESMİ GAZETEDE BUGÜN (1) Resul KURT (1) S (1) Sağlık (2) Sağlık Bakanlığı (1) Sağlık Bakanlığını (1) Sağlık Bakanlığını Yeniden Yapılandırdık (1) sağlık hizmeti (2) Sağlık prim borcu (1) Sağlık Provizyon ve Aktivasyon Sistemi (1) sağlık sigortası (3) sağlık yardımı (1) sağlıktan nasıl faydalanacak? (1) SAHTE BELGE DÜZENLEME (1) SAHTE fatura DÜZENLEME (1) Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlananların emekliliğe hak kazanma şartları (1) Sakatlık indirimi (1) Sebepsiz İŞTEN atılan (1) Sendikalar (1) serbest meslek (1) SERMAYE KOYMA BORCU (1) SERMAYE ŞİRKETLERİ (1) Sevki olmayan doktora gidemeyecek (1) Sezgin Özcan (1) sgdp (3) SGK (5754) SGK borcu (1) SGK gurbetçi (1) SGK HABER (3115) Sgk Hizmet (1) Sgk Hizmet Dökümü (1) SGK hizmetleri (1) SGK İdari Para Cezaları (1) SGK MAKALE (440) SGK para cezaları (1) SGK Primleri (1) sgk SMS HİZMETLERİ (1) sgk soru ve cevap (1) SGK Taksitlendirmelerinin ödeme süresi uzatılmıştır (1) Sigara (1) sigorta (2) Sigorta başlangıç tarihinde rahatsızlığı olan malulen emekli olamıyor (1) Sigorta Prim Desteği (1) sigorta primi (1) Sigortalılık öncesi doğum (1) SİGORTASIZ ÇALIŞTIRILAN İŞÇİLERİN HAKLARI VE YAPILMASI GEREKENLER (1) Sinema (1) sirali (1) sirkete (1) smmm (3178) SMMM Defter Bilgi Girişi (1) SMMM'ler Defter Tasdik Şifrenizi Aldınız mı? (2) SMS HİZMETLERİ (1) SORU CEVAP (28) SOSYAL GÜVENLİK (3181) SOSYAL GÜVENLİK DESTEK (1) Sosyal Güvenlik Kurumu (3) Sosyal Güvenlik Uygulamalarında İdari Para Cezaları (1) Sosyal Sigortalar (1) söylüyor (1) Sözleşme (1) Sözleşmeli öğretmenlere tanınan yeni özlük hakları (1) sözleşmenin konusu (1) SÖZLEŞMESİNİN (1) SPAS (1) spas sorgulama (1) ssk (4665) SSK (1) SSK’lı normal işe girmeden evvel kaza geçirenler malülen emekli olamazlar (1) STAJYER MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİLERİ (1) Suret (1) Sürekli iş göremezlik (1) Süresi Uzatıldı (1) Şehit çocukları (1) şirket (2) şirketler (1) ŞÜKRÜ KIZILOT (2) T.C. taşınmaz numarası (1) taban aylığı (1) Taksi (1) Taksiciler (1) Taksiciler sigorta (1) talep ve taahhüt formu (1) tam (2) Tapu (2) Tapu Sicili Tüzüğü (1) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü (1) TAPU YASASI (1) Tapunuz kaybolursa (2) tarafları bağlayıcı nitelik. (1) Tarhiyat Öncesi (1) Tarhiyat Öncesi Uzlaşma (1) tarife (1) tarifesi (1) TARİFESİ 2012 (1) Tarihi Eser Niteliğindeki Özel Binaların Yıkılarak Yeniden İnşaasında Asgari İşçilik Uygulaması (1) Tarla (1) Taşeron (1) TAŞERON İŞÇİLERİ (1) TCDD (1) TEBLİĞ (683) TEBLİĞ 281 (1) Tedavi İçin Yurtdışına Gönderilme (1) Telekom (2) tepliğ (3894) tersini (1) teşvik (1) Tevkifat (1) TEVKİFAT (muhasebe kayıtları (1) Tevkifat Uygulaması (1) Ticaret Kanunu (1) Ticaret Unvanı için Dava Şartları (1) Trafik cezaları (1) Trafik cezaları artıyor (1) trafik cezası (2) TTK (4352) ttk Tutulması zorunlu ticari defterler (1) turkiye (3) tutulabilecek defterler (1) Tutulması zorunlu ticari defterler (1) TÜFE (1) TÜİK (1) Tüketici mahkemesi (1) Türev ürünler (1) Türk Telekom (2) türk ticaret kanunu (2) Türkiye İstatistik Kurumu (1) türkiye iş kurumu (1) TÜRMOB (1) UFRS (27) ULUSAL BAYRAM VE GENEL TATİL GÜNLERİNDE İŞ KAZASINA UĞRAYAN ÇALIŞANIN BİLDİRİMİ NE ZAMAN YAPILACAKTIR? (1) Uluslararası Karayolu Taşımacılığında KDV İadesi (1) UMSK (1) UYGULAMASI (1) Uzaktan çalışma (1) Uzlaşma talebi (1) Uzlaşma talep süresi (1) ücret (1) ücret dışı gelirler (2) Ücret Garanti Fonu (1) Ücret Gelirleri (2) Ücret haczi (1) ÜCRETİNDE (1) Ücretlerin Vergilendirilmesi (1) ÜFE (1) VAN (1) Varlık kiralama şirketleri nedir (1) VEDAT İLKİ (1) Veraset Belgesi (1) vergi (1692) VERGİ İNCELEMELERİ (1) vergi oranı (1) vergi oranları (1) Vergi Tarifesi (1) VERGİDEN İSTİSNA YEMEK BEDELİ (1) Vergileme (1) Verileri Nelerdir (2) vize süresi (1) vuk (4569) VUK 410 (1) Web Sitesi (1) www.edefter.gov.tr (3) www.sgk.gov.tr (1) X RESMİ GAZETEDE BUGÜN (29) Yabancı (1) Yabancı çalışanlar (1) Yabancı GSS (1) yabancı hekim (1) Yabancı Sermayeli Şirket Kurulumu İzne Tabi Midir? (1) YABANCI UYRUKLULARIN SİGORTALILIK İŞLEMLERİ (1) Yabancıların çalışma izin kriterleri (1) YABANCILARIN ÇALIŞMA İZNİ İÇİN GEREKLİ BELGELER (1) Yapı Denetim (1) Yapı denetimi hizmet sözleşmeleri (1) yapı kredi bankası hesap işletim ücreti (1) yapı kredi bankası işletim ücretinin iadesi (1) yapı kredi hesap işletim ücreti (1) YAPI MALZEMELERİ YÖNETMELİĞİ (1) yardıma muhtaç kadınlara (1) Yasal Defterler (2) YAŞLILARA SİGORTA (1) Yaşlıya sigortalı bakım (1) yaştan emeklilik (1) Yazılar (1) YAZILAR (358) Yeni Sayıştay Kanunu Neleri Beraberinde Getirdi (1) yeni Ticaret Kanunu (1) Yeni TTK (3110) Yeni TTK'da Şirketler Kendi Hisselerini Edinebilecek (1) Yeni TTK'da Uluslararası Muhasebe Standartları (1) YENİ TÜRK TİCARET KANUNU (9) YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNA GÖRE MALİ MÜŞAVİRLİK RUHSATINA (1) YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNDA LİMİTED ŞİRKETLER (1) YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNDA SÜRELER (1) YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNU (1) Yeniçarşım (1) YERLİ OTOMOBİL (1) yeşil (1) Yeşil kart (9) Yeşil kart kalkmıyor (1) YEŞİL KARTIN DEVİR İŞLEMLERİ (1) Yılbaşından itibaren Yeşil Kart sistemi kalkıyor (1) Yıllar İtibari İle Asgari Ücretler (2) Yıllarında Çalıştığı İçin Aylıkları Kesilen Gurbetçi Emeklilere Müjde (1) YILLIK (1) Yine Kanun Tasarısında Denetçi olamayacaklar (1) yonetim-kurulunun (1) yurt dışı (1) yurt dışı Borçlanm (1) YURT DIŞINA GÖTÜRÜLEN TÜRK İŞÇİLERİ (1) Yurt Dışında İnşaat (1) yurtdışı borçlanması (1) Yurtdışı borçlanmasında emekli aylığı (1) YURTDIŞINDA (1) YURTDIŞINDAN OLAN ALACAKLAR (1) Zayi Olan Mallar (1) Zorunlu Deprem Sigortası (1) Zorunlu Sağlık (2)