FACEBOOK TAKİP ETMEK İÇİN BEĞEN

31 Temmuz 2011 Pazar

Borcunu yapılandırıp peşin ödemeyi seçenlerin son ödeme tarihi 1Ağustos 2011



Borcunu yapılandırıp peşin ödemeyi seçenlerin son ödeme tarihi 1 Ağustos 2011


  Soru: 4 Ekim 2000 tarihinde Bağ-Kur’a kayıt yaptırdım. Bugüne kadar hiç prim ödemedim. Peşin ödeme talebiyle yapılandırmaya başvurdum. Bana iki tane ödeme formu verdiler. Ödemeyi geçen ay yapamadım. Yapılandırma hakkım kayboldu mu?
.
PEŞİN ÖDEMEYİ SEÇENLER İÇİN SON ÖDEME TARİHİ 1 AĞUSTOS 2011
Cumhuriyet tarihimizin en büyük mali affı olan 6111 sayılı Kanun, SGK alacaklarında peşin ödemeyi seçenler için son ödeme tarihini 30 Haziran 2011 olarak belirlemişti. Ancak SGK isabetli bir biçimde Kanunu geniş yorumlayarak peşin ödemeyi seçenlerin 30 Haziran 2011 tarihinde ödeme yapmasalar dahi yapılandırmalarının bozulmadığına ancak yapılandırma şartlarının geçerli olabilmesi için ödemenin bir aylık gecikme zammı ile birlikte en geç 1 Ağustos 2011 tarihine kadar yapılması gerektiğine hükmetti. Dolayısıyla SGK’ya olan prim borcunu yapılandırıp peşin ödemeyi seçenlerin son ödeme tarihi 1 Ağustos 2011’dir.

DURDURULAN SİGORTALILIK SÜRELERİ TEK SEFERDE ÖDENECEK
Bilindiği üzere, 30 Nisan 2008 tarihi itibariyle 60 aydan daha uzun süre borcu olan 4/b kapsamındaki (Eski Bağ-Kur) sigortalıların sigortalılık süreleri son ödeme tarihi itibariyle durduruldu. Faaliyeti devam edenlerin 1 Mayıs 2008 tarihi itibariyle yeniden sigortalılıkları başlatıldı. 6111 sayılı Kanun, 60 aydan fazla borcu olduğu için sigortalılık süresi durdurulanlara, durdurulan bu sigortalılık sürelerini ihya etme hakkı tanıdı. Ancak bunlara taksitle ödeme yapma imkânı getirilmedi. Bu nitelikteki borçların 6111 sayılı Kanunun yayınlandığı ayı takip eden 5. ay sonuna kadar ödenmesi şart. Bu nedenle ihya borcu olan sigortalılar ödemelerini en geç 1 Ağustos 2011 tarihine kadar yapmak zorundalar, aksi halde ihya anlaşması geçersiz olacak.

.
60 aydan fazla süreye ilişkin borcunu ihya ettiği halde borcun tamamına ilişkin ödemeyi 1 Ağustos 2011 tarihine kadar yapmamış olanlar 6111 sayılı yapılandırma hakkını kaybedecek ama dilediği herhangi bir zamanda bu süreleri tekrar ihya edebilecek. Ancak bu durumda yeni borç prime esas kazanca göre hesaplandığı için daha yüksek hesaplanacak. Bu nedenle ihya borcu olanlara 1 Ağustos 2011 tarihine kadar ödeme yapmalarını tavsiye ederim.

TAKSİT YA DA CARİ AY ÖDEMESİNİ İKİDEN FAZLA AKSATMAMAK GEREKİR
SGK’ya olan prim borçlarını taksitle ödemeyi seçmiş olanların bir takvim yılı içinde en fazla 2 taksiti ödemeyip ödenmeyen bu taksitleri son taksit ödemesini izleyen ayın son gününe kadar ödemeleri şart. Örneğin; borcunu 6 taksit yaptıran kişinin son taksiti 2012 Nisan ayında ödenecek. Borçlu daha önce süresinde ödeyemediği Haziran ve Eylül aylarına ait taksitlerini en geç 2012 Mayıs ayında faizi ile birlikte ödemez ise yapılandırması bozulacak.

.
Borcunu yapılandıran ve faaliyeti halen devam edenlere her ay cari ay primi tahakkuk ettirilmektedir. Bunların yapılandırma taksitlerini ödeme yanında bir takvim yılı içinde ikiden fazla cari ay prim borcunu aksatmadan ödemesi yapılandırma anlaşmasının devam etmesi için şart. Dolayısıyla taksitlerini düzenli ödeyen ancak cari ay prim borcunu ödemeyenler yapılandırma hakkını yitirecek. Örneğin; borcunu 12 taksit yapan ancak 2011 Mayıs ayı cari prim borcundan itibaren ödemekle yükümlüğü olduğu Mayıs-Haziran-Temmuz aylarına ilişkin cari ay borçlarını ödemeyenlerin yapılandırma anlaşmaları 1 Eylül 2011 tarihinde bozulacaktır.

.
SGK’ya borcu olan ve bu borcunu yapılandıran tüm vatandaşlarımızın taksitlerini ve cari ay prim borçlarını aksatmadan ödemelerini tavsiye ediyorum.








Şerif Akcan
serif.akcan@tg.com.tr
31 Temmuz 2011 Pazar

Çalışan Dünyası

http://www.turkiyegazetesi.com/makaledetay.aspx?id=500563

SUÇ EKONOMİSİNİN DEV BİLANÇOSU





İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nın araştırmasına göre Türkiye'de 2010'da yasadışı faaliyetlerde oluşan ciro en az 8 milyar lira.

.

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nın (İSMMMO) ''Suç Ekonomisinin Türkiye Bilançosu'' adlı araştırmasına göre, 2010 yılında 27 kalemde Türkiye'de yasadışı faaliyetlerde oluşan ciro en az 8 milyar lira, elde edilen net kazanç ise 3 milyar 250 milyon lira oldu.

.
İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan suç ekonomisinin kamu düzeni açısından büyük tehlike oluşturduğunu belirterek, ''Ekonominin kara deliğine dönüşen, insanlarımızın canına ve malına kasteden suç ekonomisinin önüne geçmek için kolluk kuvvetlerine ve hukuk sistemimize büyük iş düşüyor'' ifadelerini kullandı.

.
Araştırmaya ilişkin olarak İSMMMO'dan yapılan açıklamada, Türkiye gündeminde kaçak içki ölümleri, artan fuhuş, hırsızlık gibi olayların sıkça tartışma masasına yatırıldığı ifade edilerek, 2010 yılında 27 kalemde Türkiye'de yasadışı faaliyetlerde oluşan ciro en az 8 milyar lira olduğu savunuldu.

.
Araştırmaya göre suç ekonomisini oluşturan kriminal ve kaçakçılığa dayanan illegal sektörlerde, kaçak içki, fuhuş, uyuşturucu, hırsızlık, sahtecilik gibi birçok kalemdeki toplam yıllık net gelir de en az 3 milyar 250 milyon lirayı buluyor.
İSMMMO'nun, Emniyet Genel Müdürlüğü Faaliyet Raporu verileri ile Birleşmiş Milletler ve OECD suç istatistikleri üzerinden yaptığı araştırmaya göre suç ekonomisi, asıl olarak doğrudan suçla elde edilen ''kriminal sektör'' ve kaçakçılığa dayanan ''illegal sektör''den oluşuyor. İllegal sektörü, yasalara aykırı üretim ve dağıtım, kriminal sektörü ise doğrudan suça dayanan yüksek riskli ve karlı girişimler oluşturuyor.

.
Araştırma sonuçlarına göre, uyuşturucu, insan ticareti, hırsızlık gibi klasik suç kalemlerinin yanı sıra, yüksek oranlı Özel Tüketim Vergisi ve gümrük vergileri yüzünden cazip hale gelen içki, sigara, çay gibi ürünlerde yasadışı ticaret pazarın beşte birine kadar ulaşıyor.

www.aa.com.tr/

01.07.2011-31.12.2011 arası askerlik borçlanması miktarı


 .

Askerlik borçlanması içinde bulunduğunuz döneme ait prime esas kazançlara göre yapılır .

Askerlik borçlanması alt sınırı prime esas kazancın alt sınırının  uygulamada asgari ücretle prime esas kazancın alt sınırı eşitlenmesi nedeniyle asgari ücretin  %32 sidir. Üst sınırı ise prime esas kazancın (asgari ücretin) 6,5 katının %32 sidir.

01.07.2011-31.12.2011 arası ve 2011 temmuz sonrası askerlik borçlanması miktarını hesaplayalım

.

prime esas kazancın alt sınırı ile asgari ücret eşittir ve aylık .837 TL günlük  27,90 TL dir .En az borçlanma bedeli için  Askerliği kaç gün borçlanacaksanız  27,90 TL ile çarpacaksanız çıkan rakamında %32 sini alacaksınız



formül aşağıdaki şekildedir

Borçlanma gün sayısı  X prime esas kazancın alt sınırı ile üst sınırı arasındaki seçilecek miktar  X0,32 = askerlik borçlanma miktarı tutarlar

1 günlük 1 yıllık ve 18 aylık askerlik borçlanma miktarlarını yazalım

01.07.2011-31.12.2011 tarihleri arası için
Borçlanılacak süre
en az ödenecek tutar

gün x asgariücret x %32


en fazla ödenecek tutar gün x asgari ücret 6,5 katı x %32

1 gün
8,93 TL


58,03 TL

30 gün
267,84 TL


1.740,96 TL

360 gün (1 yıl)
3.214,08 TL


20.891,52 TL


540 gün (18 ay)



4.821,12 TL



31.337,28 TL




bağkurlular ve ssk lılar ( 4 a ve 4 b liler ) askerlik şubesine sgk il müdürlüğünden veya sosyal güvenlik merkezinden alacakları askerlik tarihleri ile ilgili  formu tasdik ettirmeleri gerekmektedir. Daha sonra borçlanma süresini belirtir basit bir dilekçe ile başvurabilirler.Askerlik tarihiniz ilk sigortalılığınızdan önce ise borçlandığınız kadar işe başlama tarihiniz geri gider

 .

http://www.calismadunyasi.com/askerlik-borclanmasi-miktari

Yalnızca Muhtar Beyanına Göre Tarım Bağ-Kurlusu Olanların 1 Ekim2008’den Sonraki Durumları Netlik Kazandı



Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar 1 Ekim 2008 tarihinden önce 2926 sayılı Kanun kapsamında zorunlu olarak sigortalı sayılmışlardı.

I- GİRİŞ

Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar 1 Ekim 2008’den sonra ise, 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamında sigortalı sayılmışlardır.

Tarımda kendi nam ve hesabına çalışan on binlerce insanımız 1 Ekim 2008’den önce başka hiçbir kayıt ve belgeye bakılmadan yalnızca köy veya mahalle muhtarlarının beyanına göre 2926 sayılı Tarım Bağ-Kur Yasası kapsamında sigortalı olmuşlardır.

1 Ekim 2008’den önce yalnızca köy veya mahalle muhtarlarının beyanına göre tarım Bağ-Kurlusu olan kişilerin 1 Ekim 2008’den sonra ziraat odası, tarım il/ilçe müdürlükleri çiftçi kayıt sistemi veya tapu kayıtları yoksa, tarım Bağ-Kur sigortalılıklarının 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle sona erdirilmesi gerektiği kanaati Sosyal Güvenlik Kurumu’nda yaygındı.

Sosyal Güvenlik Kurumu 16 Mayıs 2011 tarihinde B.13.2.SGK.0.10.03.03 / 10 282 735 sayı numarasıyla bu konuyla ilgili yazılı bir talimat yayınlayarak durumu netleştirdi. Bu çalışmamızda, 1 Ekim 2008’den önce yalnızca muhtar beyanına göre tarım Bağ-Kur’lusu olanların 1 Ekim 2008’den sonra sigortalılık durumlarının ne olacağını açıklamaya çalışacağız.

II- 1 EKİM 2008’DEN ÖNCE YALNIZCA MUHTAR BEYANINA GÖRE TARIM BAĞ-KURLUSU OLMANIN YASAL DAYANAĞI

1 Ekim 2008 tarihinden önce tarımda kendi nam ve hesabına çalışanların hangi kayıt ve belgelere göre tarım Bağ-Kur sigortalısı olacakları, mülga 2926 sayılı Tarım Bağ-Kur Yasası’nın “Tescilde Esas Alınacak Kayıtlar” başlıklı 10. maddesinde hüküm altına alınmıştır.

Mülga 2926 sayılı Tarım Bağ-Kur Yasası’nın 10. maddesi hükümleri; “Sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, 21.10.1935 tarih ve 2834 sayılı Kanun’a göre kurulan tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, 18.04.1972 tarih ve 1581 sayılı Kanun’a göre kurulan tarım kredi kooperatifleri ve birliklerinin, 24.04.1969 tarih ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na göre kurulan Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği (Pankobirlik), Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtları esas alınır. Belirtilen bu merci, kurum, kuruluş, kooperatifler ve birlikleri ile şirket ve bankalar, Kurum’un isteği üzerine her türlü bilgiyi ve belgeyi vermekle yükümlüdürler.” şeklindeydi.

Kanun metnindeki hükümlerden anlaşılacağı üzere, 1 Ekim 2008’den önce tarım Bağ-Kur sigortalısı olmak için geçerli olan kayıt türlerinden birisi de, köy ve mahalle muhtarlarının yazılı beyanlarıdır. Yani, yalnızca muhtarın yazılı beyanına göre tarım Bağ-Kur sigortalısı olunabilmekteydi.

1 Ekim 2008’den önce yalnızca muhtar beyanına göre tarım Bağ-Kurlusu şu şekilde olunuyordu. Tarım Bağ-Kurlusu olmak isteyen kişi Bağ-Kur’a geliyordu. Bağ-Kur tarafından bu kişiye bir adet boş Bağ-Kur’a giriş bildirgesi bir adet de boş 2926 sayılı Kanun’a göre Bağ-Kur sigortalılık belgesi (İB formu) veriliyordu. Sigortalı olmak isteyen kişi, İB formunun “I- Bu kısım ilgili köy ve mahalle muhtarlığınca doldurulacaktır” yazan kısmını, herhangi bir köy veya mahalle muhtarına doldurtup, Bağ-Kur’a giriş bildirgesi’ni de herhangi bir köy veya mahalle muhtarına doldurtup ve imzalatıp, bu iki belgeyi Bağ-Kur’a verdiğinde, takip eden aybaşından itibaren sigortalılıkları başlatılmaktaydı.

Tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu bir sigortalılık olduğu ve düzenli prim ödemesinde bulunulmasa bile sigortalılığın kesintisiz devam edebildiği bilindiği için, on binlerce insanımız 1 Ekim 2008’den önce yalnızca muhtar beyanına göre tarım Bağ-Kurlusu oldu. Çünkü, yalnızca          muhtar beyanına göre sigortalı olmak, zorunlu sigortalılık şemsiyesi altına girmenin de en kolay ve basit bir şekliydi.

Bazı Bağ-Kur İl Müdürlükleri 1 Ekim 2008’den önce tarım Bağ-Kurlusu olmak isteyenlerden mutlaka tapu kayıtlarının olma şartını aramışlardır. Ancak, bu uygulama mülga 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesi hükümlerine ters olduğu için, bütün il müdürlükleri tarafından uygulanmamıştır.

III- 1 EKİM 2008’DEN SONRA YALNIZCA MUHTAR BEYANINA GÖRE TARIM 4/b SİGORTALISI OLMA İMKÂNI ORTADAN KALKTI

Tarımda kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar, 1 Ekim 2008’den sonra da 5510 sayılı Yasa kapsamında zorunlu tarım 4/b sigortalısı sayılmaya devam edilmişlerdir. 5510 sayılı Yasa ile birlikte 1 Ekim 2008’den sonra, ilk defa tarım 4/b Bağ-Kur sigortalısı olacaklar için, ziraat odaları ile ziraat odalarının bulunmadığı yerlerde tarım il/ilçe müdürlüklerinde kayıtlı olma şartı getirilmiştir. Bu iki kayıt türü dışındaki diğer kayıtlara tarım 4/b sigortalılığında itibar edilmemiştir.

5510 sayılı Kanun’da, mülga 2926 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yer alan tescilde esas alınacak kayıtlar konulu bir madde bulunmamaktadır. Ancak, tarımda kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanların sigortalılıklarında ziraat odaları ile ziraat odalarının bulunmadığı yerlerde tarım il/ilçe müdürlüklerinde kayıtların esas alınacağı, 5510 sayılı Kanun’da, 12.05.2010 tarihli Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde ve diğer ikincil mevzuatların muhtelif maddelerinde serpiştirilmiş halde bulunmaktadır.

IV- 1 EKİM 2008’DEN ÖNCE YALNIZCA MUHTAR BEYANINA GÖRE TARIM BAĞ-KURLUSU OLANLARIN 1 EKİM 2008’DEN SONRAKİ DURUMLARI

1 Ekim 2008’den önce tarım Bağ-Kur sigortalılığına esas başka hiçbir kayıt türü (tapu, ziraat odası, kooperatif vb.) olmadan yalnızca köy veya mahalle muhtarının beyanına göre sigortalı olmak, adeta sosyal güvenlik sistemine “pamuk ipliğiyle bağlanmak” gibiydi. Çünkü, bir köy veya mahalle muhtarının yazılı beyanı ve imzasıyla tarım Bağ-Kurlusu olunuyor, bir muhtarın yazılı beyanı ve imzasıyla da tarım Bağ-Kur kapsamından çıkılabiliyordu.

1 Ekim 2008’den sonra tarım 4/b sigortalılık tescilinde yalnızca iki kayıt türüne (ziraat odası kayıtları ile ziraat odalarının bulunmadığı yerlerde tarım il/ilçe müdürlüğü kayıtları) itibar edilmeye başlayınca, 1 Ekim 2008’den önce yalnızca muhtar beyanına göre tarım Bağ-Kurlusu olanlar, 1 Ekim 2008’den sonra sigortalılıklarının devam edip etmeyeceği konusunda tereddüt yaşadılar.

Çünkü, bu konuda Sosyal Güvenlik Kurumu’nun açık ve net bir mevzuat hükmü bulunmamaktaydı. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 05.03.2009 tarihli ve 2009/37 sayılı Genelgesi’nin 3.2.3.7. madde numaralı bölümünde bu konuyla ilgili olarak aynen; “01.10.2008 tarihinden önce sigortalı olanlardan ziraat odası kaydı bulunmayanların ziraat odalarına, ziraat odalarının bulunmadığı yerlerde ise tarım il/ilçe müdürlüklerine kayıt olmaları gerektiğinden, sigortalılara bu husus duyurularak gerekli kayıtların yapılması sağlanacaktır.” şeklinde bir hüküm yer almaktaydı. Genelge’de yer alan bu hükümler sigortalılığın devam edip etmemesi hususunda açık ve net olmayıp muğlak olduğundan, 1 Ekim 2008’den önce yalnızca muhtar beyanına göre tarım Bağ-Kurlusu olanların 1 Ekim 2008’den sonra da sigortalılıklarının yine aynı şekilde yalnızca muhtar beyanına göre devam ettirilip ettirilmeyeceği, hem vatandaşlar tarafından tam olarak bilinmemekte, hem de Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileri tarafından net olarak karar verilememekteydi.

Aslında bu konuda yaşanan tereddütler haklı ve yerindeydi. Çünkü, muhtar beyanı gibi “soyut” olan ve yazılı hiçbir kayıt ve belgeye dayanmayan bir ifadeye göre, 1 Ekim 2008’den sonra da zorunlu sigortalılığın devam ettirilip ettirilmeyeceğine karar vermek sıkıntılı bir durumdu.

Ancak, 1 Ekim 2008’den önce Bağ-Kur’a tarım sigortalılığına dair giriş bildirgesi vererek yalnızca muhtar beyanına göre tarım Bağ-Kurlusu olanlardan sigortalılıklarının 1 Ekim 2008’den sonra da devam ettirilmesini isteyenler için de haklı durumlar vardı. Çünkü bu kişiler, 1 Ekim 2008’den önceki mevzuatın gereklerini yerine getirerek sigortalı olmuşlar ve sigortalılıklarının da aynı şekilde (yalnızca muhtar beyanına göre) devam ettirilmesini istiyorlardı. Bahse konu sigortalılar söz konusu taleplerinde haklı idiler. Çünkü, bilindiği üzere Bağ-Kur’da 04.10.2000’den sonra vergi mükellefiyeti olmadan yalnızca meslek odası kaydına göre sigortalı olma imkânı kalmamıştır. Ancak, 04.10.2000’den önce meslek odası kaydına göre Bağ-Kur sigortalılığı başlatılanların aynı (04.10.2000’den önceki esnaf/meslek odası kayıtları) kayıt ve belgelere göre sigortalılıkları 04.10.2000’den sonra da devam ettirilmişti.

Bu konuda Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileri arasında yaşanan uzun süreli istişare ve görüşmeler neticesinde bir karar verilmiş ve bu karar, 16 Mayıs 2011 tarihinde B.13.2.SGK.0.10.03.03/10 282 735 sayı numarasıyla, yazılı bir talimat haline dönüştürülmüştür.

Söz konusu talimatta aynen; “…resen veya ilgilerin talebi üzerine muhtar tarafından onaylanan Sigortalılık Giriş Bildirgeleri ile 01.10.2008 tarihinden önce sigortalılıkları başlatılanlardan dosyalarında giriş bildirgesinden başka belge olmayan ve sigortalılıkları devam edenler ile 1479 sayılı Kanun Ek 19., 5510 sayılı Kanun’un geçici 17. maddesine göre sigortalılıkları durdurulanlardan bu süreleri ihya etmek isteyenler ve geçici 17. madde gereğince sigortalılıkları durdurulanlardan 01.05.2008 tarihi itibariyle yeniden sigortalılıkları başlatılanlar ile hizmetlerini birleştirmek isteyenlere, sigortalı giriş bildirgesindeki muhtar onaylarının muhtar kaydı olarak esas alınması, bu sigortalılardan yeni belge istenilmemesi ve sigortalılıklarının geçerli sayılması gerekmektedir.” ifadeleri yer almaktadır.

Üstte metni verilen talimattaki ifadelere göre, 1 Ekim 2008’den önce yalnızca köy veya mahalle muhtarının beyanıyla tarım Bağ-Kur sigortalısı olan kişilerin 1 Ekim 2008’den sonra da aynı şekilde yalnızca muhtar beyanına göre sigortalılıklarının devam ettirilmesi gerekmektedir.

Örnek olarak; Bay A, bulunduğu mahalle veya köydeki muhtara giriş bildirgesini ve İB formunu onaylatarak Bağ-Kur’a vermiş ve 15.12.2004 tarihi itibariyle Bağ-Kur tarım sigortalısı olmuştur. Bay A’nın günümüze kadar ziraat odası, tarım il/ilçe müdürlüğü gibi hiçbir yerde kaydı bulunmamaktadır. SGK’nın üstte madde metnini verdiğimiz talimatı gereği, Bay A’nın tarım Bağ-Kur sigortalılığı yalnızca muhtar beyanına göre 1 Ekim 2008’den sonra da hatta günümüze kadar devam edebilecektir.

Hatta aynı talimat gereği, Bağ-Kur’a beş yıl ve üzeri borçları olduğu için sigortalılıkları SGK tarafından otomatikman durdurulanlar da, muhtar beyanına göre sigortalılıklarını devam ettirebileceklerdir.

Ancak burada önemli bir husus vardır. Şöyle ki; 1 Ekim 2008’den önce yalnızca muhtar beyanına göre tarım Bağ-Kur sigortalılığı başlatılıp ta, 1 Ekim 2008’den önce herhangi bir şekilde sona erenlerin 1 Ekim 2008’den sonra tarım 4/b sigortalısı olabilmeleri için mutlaka ziraat odaları ile ziraat odalarının bulunmadığı yerlerde tarım il/ilçe müdürlüklerinde kayıtlı olmaları gerekmektedir.

Ayrıca, 1 Ekim 2008’den önce yalnızca muhtar beyanına göre, tarım Bağ-Kur’lusu olan kişilerin 1 Ekim 2008’den sonra ziraat odaları veya tarım il/ilçe müdürlükleri kayıtları olmasa bile tapu kayıtlarına göre sigortalılıkları devam ettirilebilmektedir.

V- SONUÇ

1 Ekim 2008’den önce yalnızca köy veya mahalle muhtarının yazılı beyanına göre tarım Bağ-Kur’lusu olan vatandaşların 1 Ekim 2008’den sonra da yalnızca muhtar beyanına göre tarım 4/b sigortalılıklarının devam edip etmeyeceğiyle ilgili uygulamada 16.05.2011 tarihine kadar bir tereddüt ve muğlaklık vardı.

Sosyal Güvenlik Kurumu 16 Mayıs 2011 tarihli ve 10 282 735 evrak numaralı yazılı talimatıyla bu muğlak konuya bir açıklık getirdi. Söz konusu talimata göre, 1 Ekim 2008’den önce yalnızca köy veya mahalle muhtarının yazılı beyanına göre tarım Bağ-Kur’lusu olan vatandaşların 1 Ekim 2008’den sonra da yalnızca muhtar beyanına göre tarım 4/b sigortalılıkları devam edebilecektir.

Muhtarların kişisel ve yerel ilişkilerden dolayı, SGK’ya verdikleri yazılı beyanları bazen yalanlar nitelikte yeni beyanlar verdikleri hususunu göz önünde bulundurarak, bu durumda olan vatandaşlara sigortalılıklarını teyit ve takviye edici nitelikte ziraat odalarına bir an evvel kaydolmalarını tavsiye ediyoruz.

Kendi nam ve hesabına çalışmalarından dolayı sigortalı olan kişiler için, SGK’ya (Bağ-Kur’a) giriş bildirgesi vermenin ne kadar önemli olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Yazı konumuzda görüldüğü üzere, bir muhtarın beyanına göre vatandaşlar emekli olabiliyor. O nedenle, bağımsız çalışan vatandaşlarımıza hangi durumda olursa olsunlar, prim borcundan falan korkmadan bir an önce SGK’ya giriş bildirgesi verip sigortalılık haklarını başlatmalarını tavsiye ediyoruz.



Derda AKCAN*

Yaklaşım

http://www.ozdogrular.com/content/view/16499/

YENİ TİCARET KANUNU UYGULAMA TAKVİMİ







http://yildirimercan.blogspot.com/

YENİ TİCARET KANUNU UYGULAMA TAKVİMİ

.
YENİ TTK’NIN YÜRÜRLÜLÜK VE UYGULAMA TARİHİ
Yeni Türk Ticaret Kanunu genel olarak 01/07/2012’de yürürlüğe girecektir.

.
Ancak; Türkiye Denetim Standartlarının belirlenmesi ve denetçilerin denetimi ile ilgili yönetmeliklerin hazırlanmasına yönelik Geçici 2 ve 3’ncü Maddesi Yasanın yayım tarihi olan 14/02/2011,

.
Her sermaye şirketine bir internet sitesi açma veya internet sitesi zaten mevcutsa, internet sitesinde yayımlanması zorunlu hükümleri düzenleyen 1524’ncü maddesi 01/07/2013,

.
Gerçek ile tüzel kişi tacirlerin Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarının (IFRS) özdeşi olan Türkiye Muhasebe Standartları’na (TMS) tabi olmasını öngören finansal raporlamaya ilişkin düzenlemeler olup, bu düzenlemeler 01/01/2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.

.
YENİ TTK’DA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN TARİHLER
Gerek Yeni TTK’da gerekse 6103 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğe ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’da belirtilen hükümler kapsamında dikkat edilmesi gereken tarihler şöyledir.

.

1 Ocak 2012
Bir önceki soru cevabında belirtildiği üzere, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren tüm şirketler artık finansal tablolarını Türk Muhasebe Standartları’na göre hazırlamak zorunda olacaklardır.

.
Ancak TMS’ye göre mali tabloların karşılaştırmalı olarak hazırlanması gerekmektedir. Bu sebeple 31.12.2013 tarihi itibariyle hazırlanacak mali tablolar 31.12.2012 tarihli mali tablolar ile karşılaştırmalı olarak sunulacaktır. Ayrıca 2013 yılı muhasebe açılış kaydının TMS’ye uygun yapılması da diğer bir zorunluluktur. Bu sebeple ilgili tüm kesimler 1 Ocak 2012 tarihine kadar TMS’nın uygulamasına yönelik hazırlıklarını tamamlamaları yararlı olacaktır.

.
1 Temmuz 2012
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesi. (Madde 1534)

.
14 Ağustos 2012
Anonim Şirketler ve limited şirketler ana sözleşmelerini bu tarihe kadar yeni Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu hale getireceklerdir. (6103 Madde 22)

.
1 Ocak 2013
Bu tarihten itibaren muhasebe kayıtları ve finansal tabloların TMS / TFRS’ye göre düzenlenmesi gerekecektir. (Madde 1534/3)
1 Mart 2013
Bağımsız denetçi seçilmesi için son tarihtir. Atama yapmayan şirketlere mahkemece atama yapılacaktır. (Geçici Madde 6/3)
1 Temmuz 2013.
Sermaye şirketleri için internet sayfalarının hazırlanması ve yayınlanması için son tarih. Bu tarihten itibaren üç ay içinde internet sitesi kurma zorunluluğunu yerine getirmeyenler için ise çeşitli hapis cezaları öngörülmektedir. (Madde 1534/1)

.
14 Şubat 2014
Anonim ve limited şirketler, Türk Ticaret Kanununun yayımı tarihinden itibaren üç yıl içinde yani 14 Şubat 2014 tarihine kadar sermayelerini, Kanunun 332 ve 580 inci maddelerinde öngörülen tutarlara yükseltmek zorundadırlar. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bu süreyi birer yıl olarak en çok iki defa uzatabilecektir. (6103 Madde 20)

http://www.dengeymm.com.tr/userfiles/File/yeni%20ticaret%20Kanunu%20uygulama%20takvimi%282%29.pdf

25 bin çocuk SSK'lıya iptal 1 Mayıs 2008’de emeklilik yaşını 65’eçıkaran yasaya takılmak istemeyen ebeveynler denetimde yakalandı.




Emeklilik yaşının 65’e yükseltilmesinin ardından, erken emekli olabilmeleri için aileleri tarafından sigortalı gösterilen yaklaşık 25 bin çocuk işçi, İzmir Sosyal Güvenlik (SGK) İl Müdürlüğü müfettişlerine takıldı. SGK müfettişleri yaptıkları araştırmada, İzmir’de 24 bin 931 çocuğun sigortalı yaptırıldığını ve bunlardan sadece 199’unun gerçek sigortalı olarak reklam ajanslarında çalıştığını belirledi. Denetimler sonunda 24 bin 732 çocuk işçinin sigortaları iptal edildi. Ailelerin ödedikleri toplam 2.5 milyon liralık prim devlete gelir olarak bırakıldı. Sahte evraklarla sigortalı yaptıran 6 bin 746 işyeri hakkında ise 2.5 milyon liraya yakın para cezası kesildi.

.

25 BİN ÇOCUK İNCELENDİ
Emeklilik yaşını 65’e yükselten ve sosyal güvenlik sisteminde köklü değişiklikler öngören yasanın çıkmasına kısa bir süre kala, Türkiye genelinde 1 milyon 400 bin aile 15 yaş altı çocuğunu reklam ajanslarında çalışıyormuş gibi sigortalı yaptırdı. İzmir’de de binlerce aile SGK önünde kuyruklar oluşturarak, çocuklarını en az 15 gün bir yerde sigortalı göstererek devlete prim ödedi. O dönemde yapılan uyarılara rağmen aileler erken emekli olabilmeleri için çocuklarına birer sigorta numarası alarak ilk primlerini yatırdı.

.

PRİMLERİNİ YATIRMIŞLAR
Ancak bu çocukların büyük bölümünün çalışmadığı halde sigortalı olduğu ihbarlarını değerlendiren SGK İzmir İl Müdürlüğü, Ağustos 2008 yılından itibaren İzmir’de 6 bin 746 işyerinde 15 yaş altı 13 bin 217, 15- 18 yaş arası 11 bin 515 çocuğun çocuk işçi olarak gösterildiğini belirledi. Çocuk işçi çalıştıran şirketlerden çoğunun reklam ajansları olduğu tespit edildi. Araştırmada 24 bin 732 çocuğun çalışmadığı halde çalışıyormuş gibi gösterilip, sigorta primlerinin yatırıldığı tespit edildi.

.

SİGORTALAR İPTAL EDİLDİ ŞİRKETLERE CEZA GELDİ
SGK İzmir İl Müdürü Mustafa Keskin, ailelerin çocuklarını 5510 sayılı yasadan etkilenmemeleri için sigortalı göstermeye çalıştıklarını ve şikøayet üzerine denetimleri sürdürdüklerini belirterek, “Yasa yürürlüğe girmeden önce aileler çocuklarını sigortalı ettirmek için çaba gösterdi. Arkadaşlarımız çocuk sigortalılarda sahte işlem olabileceğini düşünerek, İzmir’de 25 bine yakın çocuk sigortalıyı takibe aldı. Tek tek incelenen evrak ve işyerlerinde yapılan denetimlerde, çocuklardan çoğunun çalışmadığı belirlendi. Çocukların sigortalarını iptal ettiğimiz gibi, işyerlerine de geçersiz kayıt yaptıkları için para cezası kestik. Usulsüz sigortalılara karşı SGK denetimlerine devam etmektedir” dedi. SGK’nın çocuk işçilerine yönelik yaptığı denetimlerin sonucunda ailelerin ödediği prim ve işyerlerine kesilen ceza sonucu devletin kasasına yaklaşık 5 milyon lira girdi

.

MEHMET İNMEZ- GAZETE HABERTURK- HT EKONOMİ

Aynı kurumdan dul ve yetim aylığı alınabilir mi?


Aynı kurumdan dul ve yetim aylığı alınabilir mi?






Ölen eşim üzerinden SSK'dan maaş almaktayım. 2 ay evvel SSK emeklisi babam da vefat etti. Şimdi ben hem babamdan, hem de eşimden iki maaşı birden alabilir miyim? KAMURAN

.Eşinizden hak etmiş olduğunuz dul maaşını ve babanızdan hak etmiş olduğunuz yetim maaşının ikisini birden alma imkanınız bulunmamakta. Aynı kurumdan hem eşinden, hem de anne veya babasından ölüm aylığına hak kazananlar yapacakları tercihe göre eşinden ya da anne veya babasından kazanmış oldukları aylığı alabilmektedirler. Buradaki tercih olayı maaşın yüksek olanı ile ilgilidir. Yani siz bu maaşlardan hangisi yüksekse o maaşı tercih edebilirsiniz.
.
Doğum sonrası sigortalı çalışıyorum. Doğum borçlanması yapabilir miyim? 5...540091 Nolu SMS:

.Doğum borçlanması yapabilmeniz için doğumdan önce sigortalı tescilinizin yapılmış olması, yani SSK'lı olarak çalışma şartı arandığından şu anki mevzuatlar çerçevesinde doğum borçlanması hakkınız bulunmamaktadır.

NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM?

. 03.01.1971 doğumluyum. İşe giriş tarihim 01.01.1986. Prim gün sayım 4280. Ne zaman emekli olabilirim? 5...193062 Nolu SMS:

.
SSK girişinize göre 25 yıl, 49 yaş ve 5300 prim gün şartlarına tabisiniz. Bin 20 gün daha prim ödemeniz halinde prim gün sayınız, 2014 yılında 25 yıl şartınız, 2020 yılında da yaş şartınız dolacaktır. Bu durumda prim gün sayınızı tamamlayarak 03.01.2020 tarihinde emekli olabilirsiniz.



.

ALİ ŞERBETÇİ

.

www.takvim.com.tr/

Son yedi yıl içinde olan isteğe bağlı prim ödemesi dikkate alınır








Soru:Son 3.5yılda hangi kuruma daha fazla prim ödediyse vatandaş o kurum şartlarından emekli oluyor. Peki vatandaşın SSK’ya isteğe bağlı olarak ödemiş olduğu prim (01 Ekim 2007-30 Eylül 2008 yılları arası) 3.5 yıl hesabında dikkate alınır mı? Ertan ZEYBEK 

Cevap: Son yedi yıl hesabında farklı sosyal güvenlik kurumlarına ödenen primler dikkate alınmakta. Belirttiğiniz tarihler arasında isteğe bağlı ödediğiniz primler son yedi yıl hesabında dikkate alınır. SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’na isteğe bağlı ödenen primlerin çalışarak ödenmiş primden farkı yoktur. Ancak, isteğe bağlı prim ödemesinin son yedi yıl hesabında dikkate alınabilmesi için son 2520 gün içinde olması gerekiyor.

İşverenin ücrete zam yapmaması işçiye haklı fesih sebebi verir mi?

Soru: İşyerim 5 yıldır zam yapmıyor ve geçinemiyorum. Tazminat vermemek için de işten çıkartmıyorlar. Kendim ayrılmam için bana baskı yapıyorlar. Kıdem tazminatını hangi yollarla alabilirim? Mustafa ÖCAL Cevap: 15 yıl sigorta ve 3600 gün priminiz varsa kıdem tazminatı alarak işinizden ayrılabilirsiniz. 15 yıllık sürenin aynı işyerinde geçmesi ve 3600 gün primin aynı işyerinde ödenmesi gerekmiyor. Bu şartları sağlayamıyorsanız kendi isteğinizle işten ayrıldığınızda kıdem tazminatını alabilmek için, iş akdini haklı bir nedenle feshetmeniz gerekiyor. Asgari ücret tespit komisyonu kararına göre; asgari ücretle çalışana bile yılda en az bir kere zam yapılıyor. Asgari ücretle çalışmayana yapılacak ücret zammı, iş akdiyle veya toplu iş sözleşmeleriyle belirlenmektedir. Gerek asgari ücrete yapılan zammın, gerekse iş sözleşmesinde veya toplu iş sözleşmesinde belirlenen zammın verilmemesi, işçiye haklı nedenle iş akdini fesih hakkı verir. Şayet asgari ücretle çalışıyorsanız ve asgari ücret artışı yansıtılmıyorsa, iş sözleşmenizi feshedip kıdem tazminatı alarak ayrılabilirsiniz. Ancak, ücret artışının (zam oranının) sözleşmede yer almaması halinde, ücret artışı yapılmaması veya düşük zam yapılmış olması işçiye sözleşmeyi haklı nedenle fesih hakkı vermez. Bir diğer husus da mobbing (psikolojik taciz) uygulamasının işçiye haklı nedenle fesih hakkı vermesidir. İşten ayrılmanız için mobbing uygulandığını ispat edebiliyorsanız, iş akdinizi bu gerekçe ile fesheder ve kıdem tazminatınızı istersiniz. Vermezlerse iş mahkemesine dava açıp, mobbing uygulandığını mahkemede ispat ederseniz kıdem tazminatını mahkeme yoluyla alabilirsiniz.

Eşiniz iki doğumunu borçlanarak 1440 gün kazanabilir

Soru: Eşim 1 Mart 1975 doğumlu. 20 Ağustos 1990’da SSK’lı oldu. 1998’e kadar 390 gün primi ödedi. 1993 ve 2000 doğumlu 2 çocuğu var. Ayrıca 7 Nisan 2011’de tekrar SSK’lı olarak çalışmaya başladı. Doğum borçlanması yaptırabilir mi? Yaptırırsa ne zaman emekli olur?  Uğur Öz/BURSA Cevap: Eşiniz 2000 yılındaki doğumunu borçlanarak 720 gün kazanabilir. 1993’teki doğum tarihinden sonraki iki yıllık sürede, sigortalı çalışmadığı günler için de doğum borçlanması yapabilir. 1993’teki doğumu sonrasındaki iki yıllık sürede de sigortalı çalışmadığını varsayarsak, iki doğumu borçlanarak 1440 gün kazanabilir. Eşiniz 20 yıl sigorta, 5450 gün prim ve 47 yaş şartlarına tabi. 3530 gün daha prim ödeyerek 7 Temmuz 2011 itibarıyla borçlanmayla 1920 güne yükselecek olan primini 5450 güne tamamlaması şartıyla, 1 Mart 2022’de emekli olabilir.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını ek delil olarak sunabilirsiniz

Soru: Memuriyetten tazminat almadan ayrıldım. Belirttiğiniz gibi dilekçeme ret cevabı geldi ve idare mahkemesine 60 gün geçmeden dava açtım. Henüz bir gelişme yok. Ne yapmalıyım?  M.Ali YILDIRIM Cevap: Emekli ikramiyesi almak için davanızı, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının Resmi Gazete’de yayımlandığı 9 Temmuz 2011 tarihinden önce açtığınızdan, mahkeme iptal kararı çerçevesinde karar verecektir. Mahkeme lehinize biteceğinden emekli ikramiyenizi alırsınız. Bu aşamada yapacağınız bir işlem yok. Ancak, 9 Temmuz 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 12 Mayıs 2011 tarih, Esas: 2010/81 ve Karar: 2011/78 sayılı kararını mahkemeye ek delil olarak sunabilirsiniz.

Memurluktan ayrılıp emekli aylığı bağlanacak yaşın dolmasını çalışmadan bekleyebilirsiniz

Soru: 18 Nisan 1964 doğumluyum. 28 Şubat 1983’te SSK’lı oldum. 428 gün prim ödedim. 550 gün askerlik borçlanmasını da ödedim. 1 Nisan 1988’den itibaren Emekli Sandığı’na tabi olarak çalışmaktayım. Ne zaman emekli olabilirim?  Mustafa GÖNEN Cevap: 25 yıl fiili hizmet süresi ve 49 yaş şartlarına tabisiniz. Fiili hizmet süresi şartını sağladığınızdan 18 Nisan 2013’te emekli olabilirsiniz. 25 yıllık fiili hizmet sürenizi doldurduğunuzdan işinizden ayrılarak, çalışmadan emekli aylığı bağlanmasını bekleyebilirsiniz. Ancak bu durumda, emekli ikramiyenizi 49 yaşınızı dolduracağınız tarihte alabilirsiniz. Emekli aylığınız da aynı tarihte bağlanır.

Çalıştığınız yer özel şirketse askerlik süreniz için kıdem tazminatı alamazsınız

Soru: Şeker fabrikasında çalışırken, 20 aylık askerlik borçlanmamı yaptım. Emekli olurken işyerine bildirdiğim halde 20 aylık askerlik borçlanmasının kıdem tazminatını alamadım. Ne yapmalıyım? Şükrü MENEK Cevap: Çalıştığınız şeker fabrikası kamuya aitse, yani kamu işçisi olarak çalışırken askerlik borçlanması yapmışsanız, borçlandığınız askerlik süreniz içinde, kıdem tazminatı almanız gerekir. Ancak şeker fabrikası özel şirketse, borçlandığınız askerlik süreniz için kıdem tazminatı alamazsınız.

Destek primi ödeyerek çalışan emekli, geçici iş görmezlik ödeneği alamaz

Soru: Destek primi ödeyerek çalışan emekli hastalanarak çalışamaz duruma düştüğünde geçici iş göremezlik ödeneği alabilir mi?  Muharrem SAĞLAM Cevap: Destek primi ödeyerek çalışan emekli, iş kazası ve meslek hastalığına tutulduğu zaman geçici veya sürekli iş göremezlik ödeneği alabilir. Bunun dışındaki sağlık nedenleriyle geçici iş göremezlik ödeneği alamaz.

www.posta.com.tr/

Miras kalanlar da takipte












Orhan Veli Kanık'ın 'Kitabe-i Seng-i Mezar' isimli şiirini bilirsiniz. Şiirin son kıtası şu şekilde:
Tüfeğini depoya koydular,
Esvabını başkasına verdiler.
Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
Ne matarasında dudaklarının izi;
Öyle bir rüzigar ki,
Kendi gitti,
İsmi bile kalmadı yadigar.
Yalnız şu beyit kaldı,
Kahve ocağında, el yazısiyle:
'Ölüm Allahın emri,
Ayrılık olmasaydı.'
Şiirin sonunda da belirtildiği gibi, canlılar için ölüm kaçınılmaz bir son. Ancak yaşam devam ediyor. Ölen açısından yaşamın sona ermesiyle birlikte, mülkiyet hakkı da sona eriyor. Mülkiyet hakkı, ölenin mirasçılarına geçiyor.

VERGİYİ UNUTMAYINTürkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan kişilere ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların veraset veya bağış yoluyla el değiştirmesi, Veraset ve İntikal Vergisi'nin konusunu oluşturuyor.

.
Geçtiğimiz günlerde yazdığımız gibi, vergi yönetimi kendisine miras kalanların buna ilişkin beyannameyi verip vermediğini, vergiyi ödeyip ödemediklerini araştıracakmış. Biz de okurlarımıza bu konu hakkında kısa bilgiler vermek istedik.

.
Hemen belirtelim, veraset yoluyla el değiştiren mallar (para ve menkul mallar dahil) için beyanname verilmesi, her zaman için vergi ödenmesini gerektirmiyor.

İSTİSNALAR YÜKSEKÖzellikle veraset yoluyla malların el değiştirmesi halinde, vergi dışı tutulacak kısım oldukça yüksek belirlenmiş durumda.
Evlatlıklar da dahil olmak üzere, füru (çocuk, torun) ve eşten her birine isabet eden miras hisselerinin 2010 yılında 109.971 TL'si, 2011 yılında ise 118.438 TL'si vergiden istisna edilmiş durumda. Füru bulunmaması halinde eşe isabet eden miras hissesinin 2010 yılında 220.073 TL'si 2011 yılında ise 237.018 TL'si üzerinden veraset vergisi alınmıyor. Bağış yoluyla el değiştiren mallar için ise istisna 2010 yılında 2.535 TL, 2011 yılında 2.730 TL olarak uygulanıyor.
Yukarıda belirttiğimiz tutarları aşmayan veraset yoluyla el değiştirmeler için beyanname verilmesi gerekmekle birlikte, vergi ödenmesi gerekmiyor. El değiştiren malların değerinin daha fazla olması halinde ise vergi, istisna edilen tutarı aşan kısım üzerinden hesaplanıyor.

.

BEYANNAME NEREYE VERİLECEK?Veraset ve intikal vergisi beyannamesi;
Veraset yoluyla vaki intikallerde ölen kimsenin, bağışlama yoluyla gerçekleşen intikallerde bağışlayan şahsın ikametgahının, tüzel kişilerde merkezlerinin bulunduğu,
Ölen veya bağışlayan kişinin ikametgahı yabancı bir ülkede ise Türkiye'de son ikametgahın bulunduğu,
Ölen veya bağışlayan Türkiye'de hiç ikamet etmemiş veya son ikametgahı tespit edilememişse Maliye Bakanlığının belirleyeceği vergi dairesine verilecek.

.

BEYANNAME VERME SÜRESİ- Ölüm halinde, mirasçılar veraset ve intikal vergisi beyannamesini;
- Ölüm Türkiye'de gerçekleşmişse mirasçıların Türkiye'de bulunmaları halinde ölüm tarihini izleyen dört ay içinde, mükelleflerin yabancı bir ülkede bulunmaları halinde ölüm tarihini izleyen altı ay içinde,
- Ölüm yabancı bir ülkede gerçekleşmişse mirasçıların Türkiye'de bulunmaları halinde ölüm tarihini izleyen altı ay içinde, mükelleflerin ölenin bulunduğu ülkede olmaları halinde ölüm tarihini izleyen dört ay içinde, mükelleflerin ölenin bulunduğu ülkenin dışında başka bir ülkede bulunmaları halinde ölüm tarihini izleyen sekiz ay içinde,
- Gaiplik halinde, gaiplik kararının ölüm siciline kaydolduğu tarihi izleyen bir ay içinde, ilgili vergi dairesine verilmesi gerekiyor.

.

UNUTMAYIN - İkinci taksit ödemesinde Pazartesi son gün!6111 sayılı Torba Yasa kapsamında yapılandırılan vergi borçlarının ikinci taksit ödeme süresi yarın (1 Ağustos 2011 Pazartesi) mesai saati bitiminde sona eriyor.

.

AKLINIZDA BULUNSUN - 2011 yılı motorlu taşıtlar vergisi ikinci taksit ödeme süresi, 3 Ağustos 2011 Çarşamba günü mesai saati bitimine kadar uzatıldı.

.

Emeklilik için 25 yıllık sigortalılık süresi gerekiyorYAKINIM bayan 1956 doğumlu olup, 2000 yılının Şubat ayında 506 sayılı Kanuna tabi sigortalı olmuş, halen prim yatırıyor. 23.5.2002 tarihinde yürürlüğe giren Kanuna göre, emeklilik için 58 yaşını doldurmuş olması, 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 4500 gün prim ödemiş olması şartı aranıyor. 2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanuna göre ise 61 yaş, 5400 gün prim ödeme şartı aranmaktadır. Yakınım emekli olmak isterse yukarıdaki maddelerden hangisinden istifade edecek? Süha Yılmaz

.
5510 sayılı SS ve GSS kanundaki 61 yaş ve 5400 prim günü emeklilik şartları, ilk defa 5510 sayılı Kanuna göre (30.04.2008 tarihinden sonra) sigortalı sayılanlar için geçerli.

.
5510 sayılı Kanunun geçici 9. Maddesine göre, 4/a (SSK) kapsamında olup da 8.9.1999 tarihinden 30.4.2008 tarihine kadar ilk defa sigortalı sayılanlar, kadın ise 58 yaşını doldurmak, 25 yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 4500 gün prim ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanabilecekler. Yakınınız ilk defa 8.9.1999 ile 30.4.2008 tarihleri arasında (Şubat 2000'de) 4/a (SSK) kapsamında sigortalı olduğundan, maalesef emeklilik için 58 yaş, 25 yıllık sigortalılık süresi ve 4500 prim günü şartlarına tabi ve 4500 gün prim ödemiş olmak koşuluyla 25 yıllık sigortalılık süresini dolduracağı Şubat 2025'de emekliliğe hak kazanacak.

.

GÜNÜN SÖZÜ'Ağlamaktan korkmayın; zihninizdeki acı veren düşünceler gözyaşı ile temiz lenir.'  Kızılderili Atasözü
Akşam

Metin Taş-Sezgin Özcan

Karınca da nereden çıktı




SİİRT Havaalanı’na gittiniz mi?

Gittiyseniz, görmüşsünüzdür.

Gitmediyseniz açıklayalım.
HAVAALANINDAKİ KARINCA
Havaalanının yolcu salonlarında, sigara içme yasağıyla ilgili uyarı afişleri var.
Yabancı yolcular için de İngilizcesi yazılmış.
Yan tarafta gördüğünüz İngilizce afişte; o bölgede sigara içmenin yasak olduğu ve yasağa uymayana 75 TL ceza kesileceği yazılı. Hemen altında da ilginç bir not var. Türkçesi şu anlama geliyor:
“Bu afiş 4207 sayılı yasaya göre hazırlanmış karınca ilan edilmiştir”
Ne anladınız?
“Hiçbir şey”
Haklısınız.
KARINCA KARIŞTIRIYORCümlenin içindeki “karınca” yani “ant” sözcüğü işi karıştırıyor.
“Karınca ilan edilmiştir” ne demek acaba?
Okurlarımızdan Hayati Bat, Siirt’e hem gidişte hem dönüşte görevlilere “Bu afişte karınca olmayacak. Karıncayı kaldırın” demiş ama onlar sadece tebessüm etmişler. Bir hafta sonra, “Bakın afişte karınca hâlâ duruyor” demiş. Görevliler de acıyan gözlerle ona bakmışlar. Uzaklaşınca, görevlilerden biri arkadaşına dönerek;
“Yazık, bu adama haftalardır afişte karınca olduğunu iddia ediyor”. ’Ta oradan minicik karıncayı nasıl gördün’ diye soracaktım ama adama acıdım. Rahatsız galiba..” demiş!..
NOT: Afişte, karınca anlamına gelen “ant” yerine “ve” anlamına gelen “and” yazılması gerektiğini, herhalde çoğunuz fark ettiniz.

TCDD’nin İngilizcesi

HAFTA başında “TCDD’de İngilizce Bilen Yok mu?” başlığı altında, orta düzeyde ingilizce bilen birinin dahi yapmayacağı TCDD hatalarından örnekler vermiştik.
Aldığımız eleştirilerden biri çok ilginçti:
“Hocam bırakın İngilizceyi, bunlar Türkçe dahi bilmiyorlar. Evet tren tarifesinin İngilizcesini ‘zamanın treni’ anlamına yazmışlar. Ancak İngilizceden önce Türkçeyi öğrensinler. Adnan Menderes yazmayı bile becerememişler.
Birisi bunlara bitişik değil ayrı yazılacağını söylesin de tabelaları düzeltsinler”.

Aşkın gözü kördür

Gözün açılması için evlenmek gerekir...
(Teşekkürler Nejat DEMİRCİOĞLU)

Birine değer vermek

“BARDAĞA kola doldurur gibi değer vereceksiniz insanlara, ağır ağır ve yavaş. Çok verirseniz köpürür taşar, elinizde bardakla kalırsınız.”
(Teşekkürler Dr. Burçin BOZDOĞANOĞLU)

Anne

Telefonunuzu 5 defa üst üste açmadığınızda sırasıyla polis, mit ve
Genelkurmay’a haber verebilecek canlıya “anne” denir.

Günün Sözü

Bilmezler ne dediklerini, çünkü bilmezler ne olduklarını.
Paul Valéry

Üç gelin ve kaynana

BİR kaynananın üç gelini varmış.
Gelinlerine çok çektiren kaynana bir gün ölmüş.
Büyük gelin; “Uzak gömüüün... uzak gömüüün” diye feryat ediyormuş.
Ortanca gelin; “Derin gömün... derin gömüüün” diye feryat ediyormuş.
Küçük gelin; “Yine gelir... yine gelir...” diye feryat ediyormuş.

TCDD ve Ankara Garı

BU da okurlarımızdan, M. Bülent Bilge’den:
Geçenlerde İzmir’den Ankara’ya trenle seyahat ettim. Tarihi güzelim Ankara Garı’na “Ankara Gar” diye bir tabela asılmış. Doğrusu “Ankara Garı” veya “Ankara-Gar” olmalı.
“Buradakiler yanlış yazmış” diye düşündüm. Yanılmışım!
Eskişehir’e geldim, tabela; “Eskişehir Gar”, Afyon’a geldim, tabela; “Afyon Gar”.
Belirsiz isim tamlamasında, tamlayan ek almaz, tamlanan ek alır. Örneğin; İstanbul yolu gibi.
Türkçede tamlamalar, sözcüklerde de çekim ekleri kalktı da haberimiz mi olmadı?
Sizce TCDD’de Türkçe bilen de mi yok? Yoksa Türkçe değişti de bizim haberimiz mi yok?

Erkekler ne ister?

- Kadınların hiçbir şey istememesini ister.
- Ne evdekinden ne ötekinden vazgeçmek ister.
- Bütün kadınlar kendisine ölüp bitsin ister.
- Kendisini terk eden sevgilisinin eşekler gibi pişman olmasını ister.

İleri derecede İngilizce

- Clean family girl: Temiz aile kızı
- Enter the desk: Sıraya gir.
- Man doesen’t become from you: Senden adam olmaz.
- Don’t make me number: Bana numara yapma.
- My mother to be my wife: Anam avradım olsun
- Don’t roast the meat: Kavurma eti.

Orta yaş (II)

ORTA yaşa geldiğinden pek emin olamayanlar:
· Yüksek sesli müzik sizi rahatsız etmeye başlıyorsa “orta yaşlısınız”.
· “Bizim zamanımızda” demeye başladıysanız “orta yaşlısınız”.
· Yemekten sonra “ağırlık çöküyorsa” “orta yaşlısınız”.
· Kilo aldım, göbeğim / popom büyüdü, diyet yapayım diye düşünüyorsanız “orta yaşlısınız”.
· Orama burama botoks yaptırsam nasıl olur diye düşünüyorsanız “orta yaşlısınız” (erkekseniz durum daha  vahim!)
(Teşekkürler Saim GÜVEN)

5 adet 3 ile 100’e ulaşmak

OKURLARIMIZIN en çok ilgi gösterdiği sorulardan biri de bu tür sorular..
Hadi bakalım, 5 adet 3 ile her türlü matematik sembolünü de kullanarak 100 sayısına nasıl ulaşabilirsiniz?
.    3
(33 x 3) +  --- = 100

.          3

http://www.hurriyet.com.tr/

30 Temmuz 2011 Cumartesi

SİPARİŞ FORMU VEYA SİPARİŞ MEKTUBUNUN DAMGA VERGİSİNE TABİ OLUP OLMADIĞI



Günümüzde ticari hayat içinde, işletmeler “sipariş formu” veya “sipariş mektubu” adı altında düzenledikleri belgeleri imzalayıp kaşeledikten sonra satıcılara göndererek satın alacakları malları talep etmektedirler. Söz konusu formda malı satın alacak olanın bilgileri ile satın alınacak malın cinsi, miktarı, tutarına ve diğer özelliklerine yer verilmektedir.

.

Sipariş formu veya sipariş mektubunun hangi hallerde damga vergisine tabi tutulması

gerektiği aşağıda açıklanmıştır.

.

Bir kağıdın damga vergisinin konusuna girmesi için;

- Üzerinde imza veya imza yerine geçen bir işaretin bulunması,

- Herhangi bir hususu ispat veya belli etmesi,

- Damga Vergisi Kanunu’na ekli (1) sayılı tabloda sayılan belgelerden olması gerekir.

.

(1) sayılı tabloda vergiye tabi kağıtların sadece isimleri sayılırken, Damga Vergisi

Kanununun 4 üncü maddesinde;

.

Bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılır ve buna göre

tabloda yazılı vergisi bulunur.

.

Kağıtların mahiyetlerinin tayininde, şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda kanunlardaki

adlarına, belirtilmemiş olanlarda üzerlerindeki yazının tazammun ettiği hüküm ve manaya bakılır.

Mahiyeti tayin edilmek istenen kağıt üzerinde başka bir kağıda atıf yapılmışsa, atıf yapılan kağıdın hükümlerine nazaran iktisap ettiği mahiyete göre vergi alınır.”

Hükmüne yer verilmiştir.

.

Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere, bir kağıdın damga vergisini belirleyebilmek için öncelikli olarak kağıdın mahiyetine bakılır. Burada kağıdın üzerinde taşıdığı isim değil, kağıdın içerdiği anlam önem arz etmektedir.

.

Sipariş formu veya sipariş mektubu adı ile düzenlenen bir kağıt, alıcı ve satıcının imzasını taşıyorsa, formda veya mektupta yazılı siparişe konu mallar için karşılıklı bir sözleşme düzenlenmiş demektir. Siparişe konu edilen malların bedeli üzerinden binde 8,25 oranında damga vergisi hesaplanarak ödenmesi gerekir. Damga vergisinin tamamının ödenmesinden alıcı ve satıcının her ikisi de sorumludur.

.

Sipariş formu veya sipariş mektubu sadece alıcı tarafından imzalanıp satıcıya

gönderilmesi halinde, satıcı tarafından imzalanmadığı sürece damga vergisi

doğmayacaktır.

Ş.A. Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş.



T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı
Diğer Vergiler ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü


SAYI : B.07.1.GİB.4.07.16.02/DH:2008-117/

KONU : Araç satışlarında faturadan önce düzenlenen sipariş formlarının damga vergisine tabi olup olmadığı
İLGİ : ............ tarih ve sayılı yazı.- .....Malmüdürlüğü'nün ...... vergi kimlik numaralı mükellefi ....... Ltd. Şti.'nin (....) iş yeri adresinde yapılan denetim sonucunda, ......tarihli ve ......seri-sıra nolu tutanakların düzenlendiği,


.
- Tutanaklarda, şirketin araç satışlarında fatura düzenlemeden önce sipariş formlarını düzenlediği ( 0 ve 2.inci el araçlar için ayrı ayrı ), ancak bu formlarla ilgili olarak damga vergisi ödenmediği,
belirtilerek, söz konusu sipariş formlarının damga vergisine tabi olup olmayacağı ile damga vergisine tabi ise hangi oranda damga vergisi alınacağı konusunda özelge talep edilmiştir.Konu ile ilgili olarak Gelir İdaresi Başkanlığından alınan ..... tarih ve ..... sayılı yazıda;
“Bilindiği üzere, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1'inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olacağı; 4'üncü maddesinde, bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı vergisinin bulunacağı, kağıtların mahiyetlerinin tayininde, şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş olanlarda üzerlerindeki yazının tazammun ettiği hüküm ve manaya bakılacağı; 10'uncu maddesinde, damga vergisinin nispi veya maktu olarak alınacağı, nispi vergide, kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre, bu kağıtlarda yazılı belli paranın, maktu vergide kağıtların mahiyetlerinin esas olduğu, belli para teriminin kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı rakamların hasıl edeceği parayı ifade edeceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/1'inci fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin binde 7,5 nispetinde damga vergisine tabi tutulacağı hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, Borçlar Kanununun 1'inci maddesinde akdin inikadı “iki taraflı karşılıklı ve birbirine uygun surette rızalarını beyan ettikleri takdirde akid tamam olur. Rızanın beyanı sarih olabileceği gibi zımmi dahi olabilir” şeklinde tanımlanmıştır.

Buna göre, bir akdin oluşması için bir tarafın icapta (teklif) bulunması diğer tarafın ise, bu teklifi kabul etmesi gerekmektedir. İcap ve kabulün yazılı olarak yapılması ve bir kağıtta birleşmesi halinde bu kağıt mukavelenamedir. İcap'ın tek taraflı ve yazılı bir şekilde yapılması halinde bu kağıda teklifname, kabulün ayrı bir kağıtta yapılması halinde de bu kağıda ticari hayatta “akti mutazammın siparişi kabul mektubu” diğer hallerde ise “mukavelename yerine kaim mektup” denir.

İlgide kayıtlı yazınız ekinde yer alan Sipariş Formlarının incelenmesinden, alıcı ve satıcının imzalarının bulunduğu, karşılıklı edimlere yer verildiği, belli ve hesap edilebilir bir tutarın yer aldığı, mahiyeti itibariyle bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca söz konusu kağıtta yer alan “Alıcı bu sözleşmede yer alan bilgilerin tümünün eksiksiz olarak doldurduğumu, ibraz ettiği belgelerin doğru ve eksiksiz olduğunu, arka yüzünde yer alan sözleşmeyi okuduktan sonra imzaladığını kabul, beyan ve taahhüt eder.” ifadesinden de anlaşılacağı gibi kağıdın sözleşme olduğu teyid edilmektedir.

Bu çerçevede, yukarıda açıklanan Kanun hükümleri ve yapılan açıklamalara göre, söz konusu Sipariş Formlarının, sözleşme olarak değerlendirilerek 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I.Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/1 fıkrasına göre binde 7,5 nispetinde damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.”
denilmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.


kaynak: http://yildirimercan.blogspot.com/

İktisadi kıymetlerde maliyete eklenen giderlerin itfa süresi nasılhesaplanır?



İktisadi kıymetlerde maliyete eklenen giderlerin itfa süresi nasıl hesaplanır?



Gayrimenkullerde maliyet bedelini artıran giderler nitelik olarak iki farklı grupta düşünülebilir. Bunların bir kısmı gayrimenkulun kullanım ömrünü artırıcı özellik taşırken bir kısmı da işlevini ve yararını artırıcı özellik taşımaktadır. Bu ayrım, amortisman uygulaması açısından önem arz etmektedir. Gayrimenkulun ömrünü uzatmayan fakat mevcut kullanım ömrü süresince onun işlev ve yararını artırdığı için maliyet bedeli içinde yer alan giderler, yapıldıkları hesap döneminden başlanarak, bedeline dahil oldukları kıymetin kalan amortisman süresi içinde itfa edilirler. Diğer taraftan, yapılan gider gayrimenkulun kullanım ömrünü artırıcı bir gider ise, asıl gayrimenkulun amortisman uygulama süresine eşit bir sürede fakat aktifleştirildikleri yıldan başlanarak itfa edilirler.

.

İlgili maddede geçen gayrimenkulun iktisadi kıymetinin devamlı olarak artırılması kavramı üzerinde farklı yorumlar mevcuttur. Örneğin bir binanın kapı, pencere, döşeme, çatı, sıhhi tesisat gibi bölümlerinin binada önemli bir kalite artışı sağlamayacak şekilde komple veya tedricen yenilenmesi işleminin doğrudan gider yazılabileceğine ilişkin görüşler mevcut iken özellikle yenileme masraflarının yüksek tutarlara ulaştığı durumlarda, Hazine yanlısı yorumlara ve tenkitlere açık olabileceği gözardı edilmemelidir. Nitekim Ekim’2004 tarihli bir özelgede şirket merkez fabrika çatısının değiştirilerek yenilenmesi maksadı ile yapmış olduğu harcama doğrudan doğruya gider kaydedilemeyecek olup bu giderin maliyet bedeline eklenerek, binanın kalan ömrü üzerinden amortismana tabi tutulması gerektiği belirtilmiştir.

.

Konuyla ilgili bir başka nokta ise binaya daha önce var olmayan, kalorifer, umumi klima, asansör, havalandırma, yangın alarm tertibatı, güneşle ısıtma sistemi vb tesisatların sonradan eklenmesidir. Konuyla ilgili Danıştay’ın istikrar kazanmış kararlarına göre binaya sonradan ilave edilen bu gibi kıymetlerin, tesisat olarak ayrıca amortismana tabi tutulması yönündedir.

.

Bir kamyonun ilk iktisabında bulunmayan kasasının ilave edilmesi halinde, sonradan ilave edilen bu parça değer artırıcı bir gider olarak amortismana tabi tutulur. Kamyon kasasının, kamyonun iktisabından iki yıl sonra ekletilmesi halinde, kasanın bedeli kamyonun kalan itfa süresi içinde yok edilecektir.

.

yildirimercan.blogspot.com/

Kasaplık hayvan ithalatında vergi indirimi Kasaplık hayvan ithalatında gümrük vergisi, yüzde 30'dan yüzde 15'e indirildi



 

 

 

 Kasaplık hayvan ithalatında vergi indirimi    Kasaplık hayvan ithalatında gümrük vergisi, yüzde 30'dan yüzde 15'e indirildi


 

 



















2011/2042 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, AB, EFTA, Bosna Hersek ve Diğer Ülkeler grubundaki ülkelerden yapılacak sığır eti ithalatları için alınacak gümrük vergisi oranı 29.07.2011 tarihinden itibaren % 15 olarak değiştirilmiştir.Karara göre, canlı sığır ithalatlarında alınacak gümrük vergisi oranları aşağıdaki tabloda yer almaktadır.




























G.T.İ.P.


MADDE İSMİ



GÜMRÜK VERGİSİ ORANI %



AB,EFTA



B-HER.



D.Ü.


0102.90.71.00.00Kasaplık olanlar

15



15



15




 

 

Kasaplık hayvan ithalatında gümrük vergisinindüşürülmesine ilişkin İthalat Rejimi Kararı’nda değişiklik yapan bakanlar kurulu kararı, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Et fiyatlarındakiartışı dengelemek amacıyla, kasaplık hayvan ithalatında gümrük vergisi oranı, geçen yıl önce yüzde 40’a, daha sonra yüzde 30’a düşürülmüştü. Ancak, ihracatçı ülkelerdeki fiyat artışları ve dolar kurundaki artış nedeniyle, ithalat maliyetini düşürmek ve ramazan öncesi et fiyatlarında spekülasyon yapılmasını önlemek amacıyla, kasaplık hayvan ithalatındaki gümrük vergisi bugün yüzde 15’e çekildi.

Yine et fiyatlarındaki spekülasyonu önlemek ve ithal maliyetini düşürmek amacıyla, et ithalatındaki referans fiyat, bu ay içinde, kg başına 5 dolardan 3,5 dolara indirilmişti. Aynı gerekçelerle, et ithalatındaki gümrük vergisi, geçen yıl önce yüzde 30’a indirilmiş, ardından yüzde 45’e çıkarılmış, bu yıl da yüzde 60’a, Temmuz ayı başında yüzde 75’e yükseltilmişti. Et ve Balık Kurumu (EBK) da, et satışfiyatlarını dengelemek amacıyla, 1Ağustos’ta 10 bin 500 ton kasaplık hayvan ithalatı için ihale yapacak. EBK, kasaplık hayvanları, tarife kontenjanı kapsamında sıfır gümrük ile ithal edecek.

EBK, kasaplık hayvanı kilosu 13 liradan alırken, serbest piyasada alım fiyatının 15 liraya yükseldiği belirtiliyor. Bu nedenle besiciler, EBK yerine özel sektöre hayvan vermeyi tercih ediyor. EBK, hayvan alımını garanti etmek amacıyla, sözleşmeli besicilik uygulaması başlattı. Sözleşme yapıp hayvanını EBK’da kestiren besicilere, kg başına 20 kuruş fark verilecek. Erken veya geç kesimde 5 kuruş, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında yapılan kesime 10 kuruş ilave bedel ödenmesi öngörülüyor. Böylece, yerli besici kg başına 35 kuruş fark alabilecek.

EBK, ET VE HAYVAN İTHALATI İLE BÜYÜDÜ


Diğer taraftan, et fiyatlarına müdahale amacıyla ithalatla görevlendirilen EBK, et ve canlı hayvan ithalatı, yurtiçisatışlarının artırılması dolayısıyla, cirosunu sürekli yükseltti ve Türkiye’nin sayılı sanayi kuruluşları arasına geldi. EBK’nın internet sitesinde yer alan duyuruya göre, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) ekonomik performansı ölçmeye yönelik 1968 yılından beri yaptığı Türkiye’nin Büyük Sanayi Kuruluşları değerlendirmesinde 2008 yılında 749. sırada olan EBK, 2009 yılında 239. sıraya, 2010 yılında ise 140. sıraya yükseldi. Kurum, 3 yılda, büyüklük sıralamasında 609 basamak birden ilerledi. Ayrıca EBK, kamu kuruluşları içerisinde 2009 yılında 11. sırada iken, 2010 yılında 9. sıraya çıktı. Faaliyet raporuna göre, EBK, 2009 yılında 219,3 milyon lira olan satışlarını, 2010’da yüzde 119 artarak, 481,3 milyon liraya çıktı. 2009’da satışlar nedeniyle 12,9 milyon lira zarar eden kurum, geçen yıl 16,3 milyon lira kar elde etti. Ancak kurum faaliyetleri nedeniyle zarar eden EBK, 2009’da 28,6 milyon lira olan dönem zararını, geçen yıl 9,3 milyon liraya düşürdü.

www.posta.com.tr/

Emlak vergisi tebliği (2)






Emlak vergisi tebliği (2)



Maliye Bakanlığı’nın “57 Seri No.lu Emlâk Vergisi Kanunu Genel Tebliği”nden bahsetmiş bugün devam edeceğini yazmıştık.

Tebliğin ilgili bölümüne geçmeden önce, Maliye Bakanlığı’nın bu tebliği yayımlamasıyla başta vatandaş olmak üzere, biz meslek mensuplarını da rahatlattığını söylemek gerekir.

Konuyu şöyle açıklamaya çalışalım:

Dünyada hiçbir meslekte bütün kanunları bileceksin diye bir anlayış yoktur. Ancak ülkemizde biz meslektaşlar bu kapsam dışında tutulmuşuzdur. Başka bir anlatımla, halkımızda meslektaşlarımın hepsi her çıkan kanunu bilmek zorundalarmış gibi bir anlayış vardır.

Bu nedenle, doğal olarak emlak vergisi beyannamesini de meslektaşlarımız hazırlar ve bir şekilde ilgili belediyeye gönderirler. İşte bizim için sorunlar burada başlar. Belediyedeki görevliler beyanname ekinde birçok belge ister, belgeleri getirirsin, bu sefer de bir önceki sahibinin emlak, çöp vergisi borcu bulunduğunu söylerler. Ne de olsa belediye, bir önceki mükellefi kaçırmış ancak yenisini yakalamıştır. Öde, yoksa beyannameni almam tavır, davranış ve eylemi başlar.

İşte bu tavır, davranış ve eylemlere Maliye Bakanlığı bu tebliğ ile son veriyor. Çıkartanların ellerine sağlık...

Şimdi tebliğe devam edelim:

Özürlüler ait uygulama;

Ülkemizin sosyo-ekonomik şartları gereği Bakanlar Kurulu kanundan aldığı yetki çerçevesinde; "... kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların, gazilerin, özürlülerin, şehitlerin dul ve yetimlerinin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m2'yi geçmeyen tek meskeni olması (intifa hakkına sahip olunması hali dâhil) halinde, bu meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetkilidir.” der ve devamında; “Geliri olmadığını belgelemenin usul ve esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir." hükmü yer alır.

Özürlüler, özürlü kimlik kartı ile sıfır vergiden yararlanabilecekler.

İşte bu yetkiye dayanarak bundan böyle; özürlülerin bina vergisi sıfır uygulamasından yararlanabilmeleri için; bu durumlarını tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınmış olan sağlık kurulu raporu ile belgelendirmeleri veya özürlü kimlik kartı sahibi mükellefler, özürlü kimlik kartlarını belediyede ilgili görevliye ibraz etmek ve "Tek Meskeni Olan (İntifa Hakkına Sahip olanlar Dâhil) Özürlülere Ait İndirimli Bina Vergisi Formu" ekine özürlü kimlik kartı fotokopisini eklemek suretiyle indirimli bina vergisi oranı (sıfır) uygulamasından yararlandırılacaklardır.

Özürlü kimlik kartı sahibi olmayan mükellefler, sağlık kurulu raporunun aslını veya onaylı örneğini belediye görevlisine ibraz etmek ve "Tek Meskeni Olan (İntifa Hakkına Sahip Olanlar Dâhil) Özürlülere Ait İndirimli Bina Vergisi Formu" ekine raporun fotokopisini eklemek suretiyle bu vergi indiriminden faydalanacaklardır.

Yine bu tebliğde, özürlü kimlik kartı veya sağlık kurulu raporu fotokopisinin her yıl yeniden verilmeyeceği belirtilmektedir.

Ayrıca, bu tebliğ ile özürlünün herhangi bir gelirinin bulunup bulunmaması ile özür oranı aranılmayacak.

Hiçbir geliri olmayan mükelleflerin indirimli vergi oranından yararlanmaları için "Hiçbir Geliri Olmayanların Tek Meskenlerine Ait Taahhüt Belgesi"ni ilgili belediyeye vermeleri yeterli olup başka bir belge vermeleri istenilmeyecektir.

Engin MALAY

emalay@gazeteyenigun.com.tr

gazeteyenigun.com.tr/

Emlak vergisi tebliği açıklamaları 1 okumak için tıklayınız

Fazla çalışmanın tanık anlatımları ile tespitinde takdiri indirim




 Bilindiği üzere fazla çalışma talepli olarak açılmış davalarda fazla çalışmanın tanık anlatımları ile tespit edilmesi halinde mahkemelerce takdiri indirim uygulanmaktadır.

Fazla çalışma ve genel tatil ücretinden indirimi öngören bir yasal düzenleme olmasa da, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay'ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 23.06.2010 tarih 2008/31220 E. ve 2010/20208 K. sayılı kararı da bu doğrultuda vermiş olduğu kararlar arasında güncel olması nedeniyle dikkat çekicidir.

Karara konu somut olayda, davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma ve bayram mesaileri alacağı, yıllık izin ücreti alacağı, katma değer vergisi alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme isteği hüküm altına alarak, davayı kabul etmiş, dosya davalı vekili tarafından temyiz edilerek Yargıtay'ın önüne gelmiştir.

Öncelikle fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay'ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/ 25857 E, 2008/ 20636 K., Yargıtay 9.HD. 28.4.2005 gün 2004/ 24398 E, 2005/ 14779 K. ve Yargıtay 9.HD. 9.12.2004 gün 2004/ 11620 E, 2004/ 27020 K. göre ). Yüksek Mahkeme'ye göre bir işçinin uzun süre ve her gün aynı şekilde günlük çalışma süresinin üzerinde fazla çalışma yapması, uzun süre tüm genel tatillerde çalışması hayatın olağan akışına uygun düşmez. Fazla çalışma ve genel tatil ücretinden indirimi öngören bir yasal düzenleme olmasa da, Yargıtay'ın yapılmasını öngördüğü indirimi çalışma süresinden indirim olarak algılamak gerekir.

Fazla çalışma ve genel tatil ücretinden indirim; takdiri indirim yerine kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davacı tarafın kendisini avukat ile temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir. Ancak, fazla çalışmanın takdiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.

Yargıtay devamında; somut olayda, mahkemece hükme esas alman bilirkişi raporunda fazla çalışma ve genel tatil ücretleri 01.07.2000 - 08.05.2006 tarihleri arasındaki çalışma süresi için tanık anlatımlarına dayanılarak hesaplama yapıldığını, hesaplama tamamen tanık beyanlarına dayanmış olmakla hesaplanan fazla çalışma ve genel tatil ücretinden indirime gidilmesi gerekirken tamamının hüküm altına alınmasının hatalı olduğundan bahisle dosyanın bozulmasına karar vermiştir.

Sonuç olarak; bu karar ile, fazla mesainin özellikle yazılı belgelere ve işyeri kayıtlarına dayanılarak ispatlanamaması durumunda salt tanık beyanları ile karara gidilmesi durumunda, nispeten işverenin de korunması sağlanmış olduğundan, uygulamayı ve dolayısı ile kararı yerinde bulduğumuz söylemek yanlış olmayacaktır.

Ali YÜKSEL / YARGITAY KARARLARI

http://www.dunya.com/

Sigortasız çalıştırana para cezası var mı?




İsmini vermek istemeyen bir okurumuz, “1999 yılından buyana bir işyerinde sigortasız çalışıyorum. Çalıştığım kişiler akrabamdı. Sigortanı yapacağız deyip bir türlü yapmadılar. Bu çalışma sürem içerisinde 2009 yılında Bağ-Kur borcumu kendim ödeyerek emekli oldum. Şimdi ise bu işyeriyle ters düştüm ve işi bırakmak zorunda kaldım. Bu iş yerine dava açmak istiyorum. 1999 yılından buyana çalıştığımı şahitlerle ispat edebilirim. Bu davada ne kadar ceza uygulanır?” diyor.

.

Bir işyerinde sigortasız çalıştırılan kişilerin olması oldukça üzücüdür. Sosyal güvenlik hakkı, bir anayasal bir hak olduğu kadar “emek hakkı” ve “kul hakkı”dır. Ama maalesef halen milyonlarca işçi, özellikle küçük işletmelerde sigortasız çalıştırılmaya devam edilmektedir. Prim belgeleri işverenler tarafından SGK’na verilmeyenlerin ya çalışırken SGK kontrol memurları/denetmenleri veya müfettişleri tarafından işyeri kayıtlarından veya fiilen çalışırken tespit edilmesi, ya da dava açmak suretiyle sigortalılıklarını sağlamaları gerekmektedir. Sigortasız çalıştırılan süreler için hizmet tespit davası açılmak suretiyle tespit ettirilmesi mümkündür.

.

Sigorta prim belgeleri işverenleri tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Sosyal Güvenlik Kurumunca fiilen veya iş yeri kayıtlarından tespit edilemeyen, ya da kamu kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya bilgilerden çalıştıkları tespit olunamayan sigortalıların hizmet tespit davası açmaları gerekmektedir. Sigortasız çalıştırılan işçilerin hizmetlerinin tespiti maksadıyla mahkemeye başvurmaları için kendilerine tanınan süre beş yıl olarak belirlenmiştir. Bu beş yılık süre, zaman aşımı süresi olmayıp hak düşürücü süredir. Hizmet tespit davasında yetkili mahkeme iş mahkemesi veya iş mahkemesi bulunmayan yerlerde bu davalara iş mahkemesi sıfatıyla bakan asliye hukuk mahkemeleridir.

.

Sigortasız çalıştırılan işçiler, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, sigortasız çalıştırıldıklarını ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları emeklilik hesabında dikkate alınmaktadır. Sigortasız işçi çalıştıranlara uygulanan idari para cezası;

.

1) Sigortalı işe giriş bildirgesinin süresinde verilmediğinin mahkeme kararıyla veya müfettiş/denetmen incelemesiyle yada bankalardan, kamu kurumlarından alınan yazılardan tespit edilen her bir sigortalı için iki asgari ücret tutarında (2 * 837=1.674 TL) idari para cezası uygulanacak.

.

2) Aylık prim ve hizmet belgesinin süresinde verilmediğinin mahkeme kararıyla veya müfettiş/denetmen incelemesiyle yada bankalardan, kamu kurumlarından alınan yazılardan tespiti ve geriye dönük prim ve hizmet belgesi verilmesi halinde her bir ek/asıl aylık prim ve hizmet belgesi için iki asgari ücret tutarında (2 * 837=1.674 TL) idari para cezası uygulanacak. Örneğin bir yıl sigortasız çalıştırıldığı tespit edilirse, 12 ay * 1.674 TL=) 20.088 TL idari para cezası uygulanacaktır.

.

Ayrıca sigortasız işçi çalıştırdığı tespit edilen işyerlerinde bir yıl boyunca beş puanlık prim indiriminden yararlanılamayacağı gibi 6111 sayılı ilave istihdam teşvikinden de bir yıl boyunca yararlanılamayacaktır. Belki de en önemli ceza beş puanlık prim teşvikinden yararlandırılmamadır. Özellikle çok işçi çalıştırılan işyerlerinde beş puanlık indirim kaybı önemli rakamlara ulaşmaktadır.


Doğum borçlanması SSK’ya sayılır mı?

Okurumuz Burak Yılmaz, “Eşim şu an isteğe bağlı sigorta primi ödüyor. Ocak ayında doğum yapacak. Eşim doğum yaptıktan sonra isteğe bağlısını iptal ettirse ve iki sene bekledikten sonra bir yerde çalışmaya başlarsa, bu iki senelik doğum borçlanması primleri 4/a çalışmasına mı, yoksa 4/b çalışmasına mı sayılır?” diyor. Doğum borçlanması, borçlanma yapılan tarihte hangi statüye tabi ise o statüye sayılmaktadır. Eğer isteğe bağlı sigortalı iken borçlanma yaparsanız, 4/b (Bağ-Kur) sigortasına sayılır.

Ancak, isteğe bağlı sigortayı kapattıktan sonra, önce bir işte SSK’lı çalışmaya başlar ve SSK’lı çalışmaya başladıktan sonra doğum borçlanması yaparsa iki senelik doğum borçlanması primleri 4/a (SSK) çalışmasına sayılır. Yani önemli olan borçlanma başvurusu yaptığında 4/a’lı olması.




Resul KURT

info@resulkurt.com

www.yazaroku.com/

Sigortasız çalıştırana para cezası var mı?



İsmini vermek istemeyen bir okurumuz, “1999 yılından buyana bir işyerinde sigortasız çalışıyorum. Çalıştığım kişiler akrabamdı. Sigortanı yapacağız deyip bir türlü yapmadılar. Bu çalışma sürem içerisinde 2009 yılında Bağ-Kur borcumu kendim ödeyerek emekli oldum. Şimdi ise bu işyeriyle ters düştüm ve işi bırakmak zorunda kaldım. Bu iş yerine dava açmak istiyorum. 1999 yılından buyana çalıştığımı şahitlerle ispat edebilirim. Bu davada ne kadar ceza uygulanır?” diyor.

.

Bir işyerinde sigortasız çalıştırılan kişilerin olması oldukça üzücüdür. Sosyal güvenlik hakkı, bir anayasal bir hak olduğu kadar “emek hakkı” ve “kul hakkı”dır. Ama maalesef halen milyonlarca işçi, özellikle küçük işletmelerde sigortasız çalıştırılmaya devam edilmektedir. Prim belgeleri işverenler tarafından SGK’na verilmeyenlerin ya çalışırken SGK kontrol memurları/denetmenleri veya müfettişleri tarafından işyeri kayıtlarından veya fiilen çalışırken tespit edilmesi, ya da dava açmak suretiyle sigortalılıklarını sağlamaları gerekmektedir. Sigortasız çalıştırılan süreler için hizmet tespit davası açılmak suretiyle tespit ettirilmesi mümkündür.

.

Sigorta prim belgeleri işverenleri tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Sosyal Güvenlik Kurumunca fiilen veya iş yeri kayıtlarından tespit edilemeyen, ya da kamu kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya bilgilerden çalıştıkları tespit olunamayan sigortalıların hizmet tespit davası açmaları gerekmektedir. Sigortasız çalıştırılan işçilerin hizmetlerinin tespiti maksadıyla mahkemeye başvurmaları için kendilerine tanınan süre beş yıl olarak belirlenmiştir. Bu beş yılık süre, zaman aşımı süresi olmayıp hak düşürücü süredir. Hizmet tespit davasında yetkili mahkeme iş mahkemesi veya iş mahkemesi bulunmayan yerlerde bu davalara iş mahkemesi sıfatıyla bakan asliye hukuk mahkemeleridir.

.

Sigortasız çalıştırılan işçiler, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, sigortasız çalıştırıldıklarını ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları emeklilik hesabında dikkate alınmaktadır. Sigortasız işçi çalıştıranlara uygulanan idari para cezası;

.

1) Sigortalı işe giriş bildirgesinin süresinde verilmediğinin mahkeme kararıyla veya müfettiş/denetmen incelemesiyle yada bankalardan, kamu kurumlarından alınan yazılardan tespit edilen her bir sigortalı için iki asgari ücret tutarında (2 * 837=1.674 TL) idari para cezası uygulanacak.

.

2) Aylık prim ve hizmet belgesinin süresinde verilmediğinin mahkeme kararıyla veya müfettiş/denetmen incelemesiyle yada bankalardan, kamu kurumlarından alınan yazılardan tespiti ve geriye dönük prim ve hizmet belgesi verilmesi halinde her bir ek/asıl aylık prim ve hizmet belgesi için iki asgari ücret tutarında (2 * 837=1.674 TL) idari para cezası uygulanacak. Örneğin bir yıl sigortasız çalıştırıldığı tespit edilirse, 12 ay * 1.674 TL=) 20.088 TL idari para cezası uygulanacaktır.

.

Ayrıca sigortasız işçi çalıştırdığı tespit edilen işyerlerinde bir yıl boyunca beş puanlık prim indiriminden yararlanılamayacağı gibi 6111 sayılı ilave istihdam teşvikinden de bir yıl boyunca yararlanılamayacaktır. Belki de en önemli ceza beş puanlık prim teşvikinden yararlandırılmamadır. Özellikle çok işçi çalıştırılan işyerlerinde beş puanlık indirim kaybı önemli rakamlara ulaşmaktadır.


Doğum borçlanması SSK’ya sayılır mı?

Okurumuz Burak Yılmaz, “Eşim şu an isteğe bağlı sigorta primi ödüyor. Ocak ayında doğum yapacak. Eşim doğum yaptıktan sonra isteğe bağlısını iptal ettirse ve iki sene bekledikten sonra bir yerde çalışmaya başlarsa, bu iki senelik doğum borçlanması primleri 4/a çalışmasına mı, yoksa 4/b çalışmasına mı sayılır?” diyor. Doğum borçlanması, borçlanma yapılan tarihte hangi statüye tabi ise o statüye sayılmaktadır. Eğer isteğe bağlı sigortalı iken borçlanma yaparsanız, 4/b (Bağ-Kur) sigortasına sayılır.

Ancak, isteğe bağlı sigortayı kapattıktan sonra, önce bir işte SSK’lı çalışmaya başlar ve SSK’lı çalışmaya başladıktan sonra doğum borçlanması yaparsa iki senelik doğum borçlanması primleri 4/a (SSK) çalışmasına sayılır. Yani önemli olan borçlanma başvurusu yaptığında 4/a’lı olması.




Resul KURT

info@resulkurt.com

www.yazaroku.com/

Panik yok, çözüm bulunur




Bir önceki yazımda "Çalıştıkça aylıklar neden düşüyor" başlığını kullanmış, kimlerin hangi şartlarla aylıklarının düştüğünü açıklamıştım.

Aslında konuyu ilk kez dile getirmiyorum. Ancak yazının gazetemizde manşetten verilmesiyle birlikte, telefonlar ve e-postalar da yağmaya başladı. Çalışmaya devam ettikçe ileride bağlanacak aylığın düştüğünü öğrenen okurlarımız, öfkeyle karışık şaşkınlık içinde;· Benim aylığım da düşüyor mu?

· Çalışmak yerine evde mi oturayım?

· Yıllık maaş kaybım ne kadar?

gibi soruları sıralıyorlar.

Evet, 2000 yılından önce çalışmaya başlamış olan SSK'lı ve Bağ-Kur'lular, çalışmaya devam ettikçe aylıkları eriyor. Bu durum, 2008 yılında yürürlüğe giren sosyal güvenlik reformunda gözden kaçan bir durum. 'Gözden kaçan' diyorum çünkü bu sonuç, sosyal güvenlik reformunu yapan siyasi iradenin amacıyla örtüşmüyor. Zira 2008'de yürürlüğe giren reform yapılırken;

· Emeklilik yaşı kademeli olarak 65'e yükseltildi, emeklilik sonrası çalışma şartları zorlaştırıldı. Yani mümkün olduğu kadar insanların uzun yıllar çalışması hedeflendi.

· Reform öncesinde sigortalı olanların kazanılmış hakları -büyük ölçüde-korundu.

· Kayıt dışı istihdamın azaltılması yönünde tedbirler öngörüldü.

Şimdi bu hedeflere ulaşmak için reform yapmış bir siyasi iradeden, çalışmaya ve prim ödemeye devam edenleri cezalandırması beklenebilir mi? Elbette beklenemez ancak reform kanununu (5510 Sayılı Kanun) yazan teknokratların, reformun hedeflerini kanuna tam olarak yansıttıklarını da söyleyemiyoruz.

Eğer sosyal güvenlik reformunun hedefleriyle uyumlu bir düzenleme yapılsaydı, eski sigortalıların çalıştıkları her yıl için emekli aylıklarında artış olması gerekirdi. Oysa şu an tam aksine, çalıştıkları her yıl için 25-30 liralık maaş kaybına uğruyorlar. Bu da insanların ya kayıt dışına çıkmaları ya da bir an önce emekli olmanın yollarını aramaları anlamına geliyor. Böyle bir manzaranın ise reformu gerçekleştiren iradenin amacıyla uzaktan yakından alakası bulunmuyor.

Şu halde herkes müsterih olsun, bu çelişkili durum en kısa sürede düzeltilecektir. Ayrıca bu yanlıştan dönülmesi, yani aylıkların düşmesi yerine az da olsa artmasının sağlanması, SGK'nın açıklarını da artırmayacaktır. Çünkü bugünkü durum, özellikle prim gününü doldurmuş ve emeklilik için yaşı bekleyen kişileri kayıt dışı çalışmaya meylediyor. Yani SGK prim kaybına uğruyor. Dolayısıyla aylıkların artırılmasıyla sağlanacak ilave prim geliri, rahatlıkla birbirini telafi edecektir.

Biraz müsaade...

Çalışma hayatının gündemi bakımından çok yorucu bir yılı geride bıraktık. Önümüzde ise geride bıraktığımızı aratmayacak kadar yoğun bir yıl yine bizi bekliyor. Bu yoğunluğa hazırlanmak için biraz dinlenmeye ihtiyacım var. On gün kadar müsaade istiyorum, dönüşte görüşmek üzere hoşça kalın.
Sadettin ORHAN


sorhan@bugun.com.tr

bugun.com.tr

Emlak vergisi tebliği (2)





Maliye Bakanlığı’nın “57 Seri No.lu Emlâk Vergisi Kanunu Genel Tebliği”nden bahsetmiş bugün devam edeceğini yazmıştık.

Tebliğin ilgili bölümüne geçmeden önce, Maliye Bakanlığı’nın bu tebliği yayımlamasıyla başta vatandaş olmak üzere, biz meslek mensuplarını da rahatlattığını söylemek gerekir.

Konuyu şöyle açıklamaya çalışalım:

Dünyada hiçbir meslekte bütün kanunları bileceksin diye bir anlayış yoktur. Ancak ülkemizde biz meslektaşlar bu kapsam dışında tutulmuşuzdur. Başka bir anlatımla, halkımızda meslektaşlarımın hepsi her çıkan kanunu bilmek zorundalarmış gibi bir anlayış vardır.

Bu nedenle, doğal olarak emlak vergisi beyannamesini de meslektaşlarımız hazırlar ve bir şekilde ilgili belediyeye gönderirler. İşte bizim için sorunlar burada başlar. Belediyedeki görevliler beyanname ekinde birçok belge ister, belgeleri getirirsin, bu sefer de bir önceki sahibinin emlak, çöp vergisi borcu bulunduğunu söylerler. Ne de olsa belediye, bir önceki mükellefi kaçırmış ancak yenisini yakalamıştır. Öde, yoksa beyannameni almam tavır, davranış ve eylemi başlar.

İşte bu tavır, davranış ve eylemlere Maliye Bakanlığı bu tebliğ ile son veriyor. Çıkartanların ellerine sağlık...

Şimdi tebliğe devam edelim:

Özürlüler ait uygulama;

Ülkemizin sosyo-ekonomik şartları gereği Bakanlar Kurulu kanundan aldığı yetki çerçevesinde; "... kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların, gazilerin, özürlülerin, şehitlerin dul ve yetimlerinin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m2'yi geçmeyen tek meskeni olması (intifa hakkına sahip olunması hali dâhil) halinde, bu meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetkilidir.” der ve devamında; “Geliri olmadığını belgelemenin usul ve esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir." hükmü yer alır.

Özürlüler, özürlü kimlik kartı ile sıfır vergiden yararlanabilecekler.

İşte bu yetkiye dayanarak bundan böyle; özürlülerin bina vergisi sıfır uygulamasından yararlanabilmeleri için; bu durumlarını tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınmış olan sağlık kurulu raporu ile belgelendirmeleri veya özürlü kimlik kartı sahibi mükellefler, özürlü kimlik kartlarını belediyede ilgili görevliye ibraz etmek ve "Tek Meskeni Olan (İntifa Hakkına Sahip olanlar Dâhil) Özürlülere Ait İndirimli Bina Vergisi Formu" ekine özürlü kimlik kartı fotokopisini eklemek suretiyle indirimli bina vergisi oranı (sıfır) uygulamasından yararlandırılacaklardır.

Özürlü kimlik kartı sahibi olmayan mükellefler, sağlık kurulu raporunun aslını veya onaylı örneğini belediye görevlisine ibraz etmek ve "Tek Meskeni Olan (İntifa Hakkına Sahip Olanlar Dâhil) Özürlülere Ait İndirimli Bina Vergisi Formu" ekine raporun fotokopisini eklemek suretiyle bu vergi indiriminden faydalanacaklardır.

Yine bu tebliğde, özürlü kimlik kartı veya sağlık kurulu raporu fotokopisinin her yıl yeniden verilmeyeceği belirtilmektedir.

Ayrıca, bu tebliğ ile özürlünün herhangi bir gelirinin bulunup bulunmaması ile özür oranı aranılmayacak.

Hiçbir geliri olmayan mükelleflerin indirimli vergi oranından yararlanmaları için "Hiçbir Geliri Olmayanların Tek Meskenlerine Ait Taahhüt Belgesi"ni ilgili belediyeye vermeleri yeterli olup başka bir belge vermeleri istenilmeyecektir.

Engin MALAY

emalay@gazeteyenigun.com.tr

gazeteyenigun.com.tr/

Emlak vergisi tebliği açıklamaları 1 okumak için tıklayınız

İşsizlik maaşının şartları nelerdir?




  .
* Bir ilaç firmasında çalışırken işten çıkartıldım. İşsizlik maaşı alabilir miyim? İşsizlik maaşının şartları neler?


İşsizlik maaşı alabilmeniz için, işten çıktığınız tarihten itibaren geriye dönük 3 yıl içerisinde 600 gün sigortalı çalışmış olmanız, son 120 gün (4 ay eder) kesintisiz sigortanızın yatmış olması ve işveren tarafından işten çıkartılmış olmanız gerekmektedir. Hak kaybına uğramamak için size en yakın İş-Kur'a şahsen müracaat etmelisiniz.

.

* 26.05.1967 doğumluyum. 01.04.1989 Bağ-Kur girişim ve 1130 prim günüm var. 30.12.2004 SSK girişim ve 2350 prim günüm var. Askerliği ödersem kaç gün prim ödemem gerekir ve ne zaman, hangi kurumdan emekli olabilirim? Cemil Cem YAVUZ


SSK'dan emeklilikte önce hangi kurumdan giriş yapılmışsa bu giriş geçerlidir ve yaş-kademe hesaplanırken bu giriş dikkate alınır. Dolayısı ile sizin de Bağ-Kur girişiniz giriş olarak baz alınacaktır. Bağ-Kur girişinize göre SSK'dan 25 yıl, 51 yaş ve 5450 prim gün şartlarına tabisiniz. Bağ-Kur'a askerden sonra başladıysanız, yapacağınız 11 aylık askerlik borçlanması ile 50 yaşa tabi olursunuz. Bu durumda 11 aylık askerlik ödemesi ve diğer hizmetlerinizle beraber toplam 3810 prim gün sayınız olur. 5450 prim gün sayınızın tamamlanması için 1640 gün daha yani 4 yıl, 7 ay daha prim ödemeniz gerekmektedir. Bu durumda prim gün sayınızı tamamlayarak 50 yaşınızın dolacağı 26.05.2017 tarihinde SSK'dan emekli olabilirsiniz.



.* * *

.NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM?


* 01.01.1965 doğumluyum. 1987'de 18 ay askerlik yaptım. 1999'da tarım sigortam başladı. Ne zaman emekli olurum? İbrahim TOPÇUL

.
Tarım SSK girişinize göre, 15 yıl, 57 yaş ve 3600 prim gün şartlarına tabisiniz. 18 aylık askerlik ödemeniz halinde 15 yıl, 55 yaş, 3600 prim gün şartlarına tabi olursunuz. Başlangıcınızdan itibaren ara vermeden ödeme yapıyorsanız, askerlikle beraber 2520 gün civarında prim gününüz var demektir. Bu durumda prim gün sayınızın tamamlanması için 6 yıl daha tarım SSK primi ödemeniz gerekmektedir. 01.01.2020 tarihinde tarım SSK'dan emekli olabilirsiniz.

.
ALİ ŞERBETÇİ

.
TAKVİM.COM

İşsizlik maaşının şartları nelerdir?





.
* Bir ilaç firmasında çalışırken işten çıkartıldım. İşsizlik maaşı alabilir miyim? İşsizlik maaşının şartları neler?


İşsizlik maaşı alabilmeniz için, işten çıktığınız tarihten itibaren geriye dönük 3 yıl içerisinde 600 gün sigortalı çalışmış olmanız, son 120 gün (4 ay eder) kesintisiz sigortanızın yatmış olması ve işveren tarafından işten çıkartılmış olmanız gerekmektedir. Hak kaybına uğramamak için size en yakın İş-Kur'a şahsen müracaat etmelisiniz.

.

* 26.05.1967 doğumluyum. 01.04.1989 Bağ-Kur girişim ve 1130 prim günüm var. 30.12.2004 SSK girişim ve 2350 prim günüm var. Askerliği ödersem kaç gün prim ödemem gerekir ve ne zaman, hangi kurumdan emekli olabilirim? Cemil Cem YAVUZ


SSK'dan emeklilikte önce hangi kurumdan giriş yapılmışsa bu giriş geçerlidir ve yaş-kademe hesaplanırken bu giriş dikkate alınır. Dolayısı ile sizin de Bağ-Kur girişiniz giriş olarak baz alınacaktır. Bağ-Kur girişinize göre SSK'dan 25 yıl, 51 yaş ve 5450 prim gün şartlarına tabisiniz. Bağ-Kur'a askerden sonra başladıysanız, yapacağınız 11 aylık askerlik borçlanması ile 50 yaşa tabi olursunuz. Bu durumda 11 aylık askerlik ödemesi ve diğer hizmetlerinizle beraber toplam 3810 prim gün sayınız olur. 5450 prim gün sayınızın tamamlanması için 1640 gün daha yani 4 yıl, 7 ay daha prim ödemeniz gerekmektedir. Bu durumda prim gün sayınızı tamamlayarak 50 yaşınızın dolacağı 26.05.2017 tarihinde SSK'dan emekli olabilirsiniz.



.

* * *

.
NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM?



* 01.01.1965 doğumluyum. 1987'de 18 ay askerlik yaptım. 1999'da tarım sigortam başladı. Ne zaman emekli olurum? İbrahim TOPÇUL

.Tarım SSK girişinize göre, 15 yıl, 57 yaş ve 3600 prim gün şartlarına tabisiniz. 18 aylık askerlik ödemeniz halinde 15 yıl, 55 yaş, 3600 prim gün şartlarına tabi olursunuz. Başlangıcınızdan itibaren ara vermeden ödeme yapıyorsanız, askerlikle beraber 2520 gün civarında prim gününüz var demektir. Bu durumda prim gün sayınızın tamamlanması için 6 yıl daha tarım SSK primi ödemeniz gerekmektedir. 01.01.2020 tarihinde tarım SSK'dan emekli olabilirsiniz.


.

ALİ ŞERBETÇİ

.

TAKVİM.COM

Blog Arşivi

BU HAFTA EN ÇOK OKUNANLAR

EN ÇOK OKUNANANLAR

Categories

.edevlet.com (1) ‘Gelir Testi’ (1) ‘intibak zammı’ (1) "EŞ DURUMU" (1) "muhasebe" (21) "Pratik Bilgiler "pratik bilgiler (1) (Stopaj (1) 01.01.2012 - 30.06.2012 Asgari Ücret (1) 01.07.2012 - 31.12.2012 Asgari Ücret (1) 12 Eylül mağdurları (2) 15 yıldan az memuriyet (1) 16 Yaşından Büyükler Asgari Ücret (1) 16 yaşını doldurmuş işçiler (1) 18 Yaş GSS (1) 18 Yaş Üstü (1) 2-B arazilerinin satış şartları (1) 2009 askerlik borçlanması hesaplama (1) 2011 enflasyon (1) 2011 kapanış işlemleri (6) 2011 Yılbaşı Milli Piyango (1) 2012 (105) 2012 açılış işlemleri (6) 2012 Amortisman Sınırı (1) 2012 ASGARİ (1) 2012 ASGARİ ÜCRET (2) 2012 Avukatlık Ücret Tarifesi (1) 2012 DAMGA VERGİSİ ORANLARI (1) 2012 defter (1) 2012 Defter tasdi (1) 2012 Defter Tutma Hadleri (1) 2012 DİĞER KAZANÇ (1) 2012 Fatura Düzenleme Sınırları (1) 2012 Geçici Vergi Oranları (1) 2012 Gelir Vergisi (1) 2012 gelir vergisi oranlar (1) 2012 GELİR VERGİSİ ORANLARI (1) 2012 Gelir vergisi tarifesi (2) 2012 Hesap Pusulası (1) 2012 KAPICI MAAŞ HESABI (1) 2012 milli piyango sonuçları (1) 2012 Motorlu Taşıtlar Vergisi (1) 2012 Motorlu Taşıtlar Vergisi Tarifeleri (1) 2012 MTV (1) 2012 Sakatlık indirimi (1) 2012 SGK İDARİ PARA CEZALARI (1) 2012 VERGİDEN MÜSTESNA YEMEK BEDELİ (1) 2012 YEMEK BEDELİ (1) 2012 Yemek İstisnası (1) 2012 Yılbaşı Milli Piyango (1) 2012 YILI (66) 2012 yılı asgari ücret (2) 2012 yılı asgari ücret tutarları (2) 2012 yılı cenaze ödeneği (1) 2012 YILI DEFTER TUTMA (1) 2012 YILI DEFTER TUTMA HADLERİ (3) 2012 yılı emzirme ödeneği (1) 2012 Yılı gelir (1) 2012 Yılı gelir vergisi (1) 2012 Yılı gelir vergisi dilimleri (1) 2012 yılı gelir vergisi oranları (1) 2012 Yılı Sakatlık İndirimi (1) 2012 yılı vergi (1) 2012 yılında uygulanacak yeniden değerleme oranı (1) 2012 Yili Asgari Geçim İndirimi Tablosu (1) 2B Arazi (1) 2B Arazileri (2) 31.10.2011 tarih 292 nolu karar (1) 3600 günle emeklilik (1) 4 ülkede kıdem tazminatı fonu (1) 4/b Sigortalılık Bildirimi (1) 4857 (1) 4857 sayılı (1) 5 lira fazla katılım payı (1) 6111 Sayılı Kanun (1) 65 YAŞ (1) 65 YAŞ AYLIĞI (1) 65 yaş ve özürlü maaşı hangi hallerde kesilir? (2) 657 s.DMK’ya göre istihdam şekilleri (1) 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNU (1) 663 sayılı KHK (1) 666 kanun (1) 666 sayılı (1) 8.000 TL üzerindeki ödemeler (1) 975 lira taban (1) Açık Hesaplarınızın Ne Kadarını Tahsil Edebileceğinizi Biliyormusunuz (1) AGİ (2) AGİ NEDİR? (1) aidatlarını ödememekte direnirken (1) AİLE HEKİMLİĞİ (1) Akaryakıt fişi (1) Akşam Metin Taş (1) Alacak ve Borç Notları (1) Alarm İzleme Merkezi Kurma ve İşletme Yeterlik Belgesi (1) Ali TEZEL (1) almanya (1) Almanya'dan yurtdışı borçlanma (1) ALO 170 (1) Amortisman (1) Amortisman Sınırı (1) Analık sürelerinin borçlanılması (1) Ankara bomba (1) ANONİM ŞİRKET (1) Anonim şirketler (1) Anonim şirketler neden ve nasıl hisse senedi bastırmalıdır (1) ANONİM ŞİRKETLERDE MENKUL KIYMETLER (1) APARTMAN GÖREVLİLERİ AGİ (1) ARAÇLARIN Trafikten Silinmesi (1) Aralık 2011 Vergi Takvimi (1) ASBİS (1) ASBİS Nedir (1) ASGARİ GEÇİM (1) ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ (1) ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ 2012 (1) asgari geçim ücreti (1) Asgari Ücret (8) Asgari ücret 701 (1) Asgari Ücret Maliyeti (1) Asgari Ücret ve Yasal Kesintiler (2) Asgari ücret yeni yılda (1) ASKERİ İŞ MÜFETTİŞLİĞİ (1) askerlik (2) askerlik borçlanma formu (1) askerlik borçlanma hesaplama (1) askerlik borçlanma hesaplaması (1) askerlik borçlanma işlemi (1) Askerlik borçlanması (3) ASKERLİK KANUNU (1) atama (2) Avukat (1) Avukatlık (1) AVUKATLIK ASGARİ (1) AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET (1) AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ (1) Avukatlık Ücret (1) Avukatlık Ücret Tarifesi 2012 Belirlendi (1) Aylığa Hak Kazanma Koşulları (1) AYLIK VE YILLIK ENFLASYON (1) baglilik (1) Bağ (1) Bağ-Kur (5) bağ-kur dökümü (1) Bağ-Kur İntibak (1) Bağ-Kur Tevkifatı (1) Bağımsız Denetçi (2) bağımsız denetçiler (1) Bağımsız denetim (2) Bağımsız Denetleme (1) BağKur (4) bağkur dökümü (1) Bağkur hizmet dökümü (1) bağkurlu dökümü (1) Bahçe Tapusu Olanların Tarım SSK’lısı Olup Olamayacaklarının Açıklanması (1) bakanı (1) Bankalar (1) Basit usul (1) Başbakan Tayyip Erdoğan (1) BAYRAM TATİL GÜNLERİNDE İŞ KAZASI (1) BDDK (1) bedelli (2) BEDELLİ ASKERLİK (4) bedelli askerlik işlemleri (1) Bedelli çalışmaları bayramdan sonra (1) Belediyeden kiralanan seyyar sergi yerleri için kira ödemeleri üzerinden tevkifat yapılmayacağı (1) belli para (1) BEŞ PUANLIK (1) beyanname (100) Bilirkişi (1) Bilirkişilerin (1) Bilirkişiye Başvuru (1) binek (1) Binek otomobilin alım ve satımında KDV oranı kaçtır ? (1) Binek otomobilin KDV’sini (37) Bir Kişi İle Kurulabilecek (1) Bireysel Emeklilik (1) Bireysel Emeklilik Sistemine Yapılan Ödemeler (1) BİRLEŞME İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ: I (1) borçlanma (1) Borçlanma Bedelleri (1) Borçlunun bütün eşyaları haczedilemez (1) Borçlunun haline uygun evi haczedilemez (1) BUGÜNKÜ YAZILAR (5117) bülent deniz (1) C Özel Güvenlik Yöneticisi Kimlik Kartı (1) Cenaze Ödeneği (1) Creditnote (1) Cumhuriyet tarihi rekoru (1) ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENLİĞİ (1) çalışma ve sosyal güvenlik (1) Çalışmayan (1) çek (1) çek yasası (1) çevre temizlik vergisi (1) Çeyiz Yardımı (1) Çocuklar sağlık hizmeti (1) daha az prim (1) Damga Vergisi (1) danışman (1) Dar Mükellefiyet (1) debitnote (1) defter (2) Defter Bilgi Girişi (1) defter Kapanış Tasdiği (1) Defter tasdi (1) Defter Tasdikinde Ek Süre (1) defter tutulma (1) Defter ve belgeleri depremde kaybolanlar (1) Değer Artış KazançI (1) Değer Artış Kazançlarının Vergilendirilmesi (1) değerleme oranı (1) Denetçi olabilme (1) Denetçilerin Atanması (1) Denetçinin seçilmesi (1) Denetim raporu (1) Denetimin (1) Deprem bağışları (1) Deprem bağışlarının vergi matrahından (1) Deprem bölgesinde primi 1 gün bile yatana emeklilik (1) Deprem sigortası (1) deprem vergisi (1) Depremzede işçinin ücreti İş-Kur'dan (1) Depremzedelere müjde (1) DERNEKLER (1) DERNEKLER YÖNETMELİ (1) dilekçe (224) DİLEKÇE ÖRNEĞİ (2) DİLEKÇE ÖRNEĞİ Veri Sorgulama (1) DİLEKÇE ÖRNEKLERİ (12) DİLEKÇEYE (1) Dizi (1) DOĞUM BORÇLANMASI (5) Doğum ücretsiz izni ve izinden dönüşte işe başlama hakkı (1) dönem sonu (6) DÖNEM SONU İŞLEMLERİ (7) Dul aylığı (1) DUYURULAR (568) e devlet (1) E-Defter (1) e-devlet (1) e-haciz (1) ebeyanname (100) ece üner (2) Ecrimisil (1) edefter (1) edefter.gov.tr (1) edevlet (1) EKONOMİ (626) Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan (1) Elektronik Defter (1) Emekli (11) emekli aylığı (1) emekli aylığını yükseltmek (1) Emekli aylıkları haczedilemez (1) Emekli dernekleri (1) Emekli İkramiyesi (1) emekli intibak (1) Emekli Sandığı (3) Emekli Sandığı dökümü (1) Emeklilerin maaşı (1) Emeklilik (1) Emeklinin alım gücü (1) Emeklinin intibakı (1) EMEKLİNİN YILLIK İZNİ (1) Emekliye (1) Emekliye intibak (1) Emekliye müjde (1) Emekliye tazminat (1) Emekliye zam geliyor (1) emlak vergisi (4) Emlak Vergisi bildirimi (1) Emsal kira (1) EMZİRME ÖDENEĞİ (2) ENFLASYON (1) Enflasyon Hesaplama (2) Engelli bakım maaşına konulan hacize mahkeme 'dur' dedi (1) Engelli Sigortalıların (1) Engellilere İş Müjdesi (1) erken emekli (1) Eski memur (1) Esnaf Sicil Kaydı Bağ-Kur'lu (1) Esnek Zamanlı Çalışma (1) eş durumu nakli (1) eşi vefat etmiş (1) EŞİT DAVRANMAMA TAZMİNATI (1) Etiketler: 292 nolu hakem heyeti kararı (1) ev hanımına (1) Ev hanımlarının emekliliği (1) Evlenme Ödeneği (1) evlilik (1) FAİZ (2) Faktoring İşlemlerinin Muhasebe Kaydı (1) FARK ÜCRETİ (1) faruk çelik (1) FASON HİZMETLERDE KDV İADESİ (1) FASON TEKSTİL (1) FATURA (2) Fatura Düzenleme (1) Fatura Düzenleme Sınırları (1) Fatura Kullanımı (1) Faturada Ayrıca Teslim Adresine Yer Verilebilir mi? (1) FATURAYA SÜRESİNDE İTİRAZ (1) fazla çalışma (1) Fazla mesai (1) Fazla mesai nasıl ispatlanacak (1) FESHİ (1) fesihte geçerli neden (1) Fiili Hizmet Zammı (1) Finanasal (1) Finanasal Kiralama (1) Finanasal Kiralama Muhasebe Kayıtları (1) Finansal kiralama (1) FİRMADA KULLANILAN OTOMOBİLİN KAZA YAPMASI SONUCU SERVİS ŞİRKETİ TARAFINDAN KESİLEN FATURANIN SİGORTA ŞİRKETİNE YANSITILMASI MUHASEBE KAYDI (3) FON İSİMLERİ (1) Foreks İşlemi (1) FRANSIZ ÜRÜNLERİ (1) Gayri Maddi Haklar (1) GAZETECİ VE GEMİ ÇALIŞANLARINI (1) GAZETECİLER NE ZAMAN EMEKLİ OLUR (1) Geçici iş göremezlik (1) Geçici iş göremezlik ödeneği (2) Geçici Vergi Oranları (1) Geçici Vergide Yanılma Payı (1) gelir (302) gelir testi (3) GELİR TESTİ NEDİR (1) Gelir Testi Süresi Uzatıldı (1) Gelir testine müracaat bildirimi (1) Gelir Uzman (1) Gelir ve Aylıklarda Zamanaşımı Sürelerinin Eski ve Yeni Kanunla Karşılaştırılması (1) Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması (1) gelir vergisi (2) Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 280) (1) GELİR VERGİSİ ORANLARI (1) gelir.gov.tr (125) gelirler (4772) gelirler.com (192) gelirler.gov.tr (4349) gelirlergov (111) gemlik hakem heyeti (1) gemlik tüketici sorunları ilçe hakem heyeti (1) genek sağlık başvuru (1) Genel Sağlık Sigortalıs (1) Genel Sağlık Sigortası (2) GENEL SAĞLIK SİGORTASI (4) GEREKEN (1) GEREKLİ BİLGİLER (5) ggs (3) GİB (3286) gib.gov.tr (31) gider pusulası (1) Giriş Sınavı (1) Götürü Gider (1) GSS (9) GSS DİLEKÇE ÖRNEĞİ (1) gss Prim Tablosu (1) GSS Sağlık (1) GSS tescil bildirim (1) Gurbetçi ev hanımı (1) GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ (TARİFE-SINIFLANDIRMA KARARLARI) (SERİ NO: 13) (1) GÜNDEM (4934) HABER (4470) habertürk tv (2) haciz (1) Hafta Tatili Ücreti (1) HAFTALIK YAYIN (28) hakem heyeti kararları (1) HASTA SEVK FORMU (1) hastane (1) Hem kocadan hem de anne-babadan aylık bağlanır mı (1) hesap işletim ücreti iadesi (1) hesap işletim ücreti iadesinin kararı (1) hesap işletim ücretine itiraz (1) hesap işletim ücretleri (1) hesap işletim ücretleri iadesi (1) Hesap numaraları (1) hesapişletim ücretinin iadesi (1) hız sınırı (2) hibe kredi (1) HİLELİ İFLAS ETMEK (1) Hizmet Dökümü (1) Hizmet grubu (1) https://www.turkiye.gov.tr/ (1) hukuk (1) Irak (1) iade (1) İbraname (1) ibraname Örneği (2) için (1) İdari Para Cezaları (1) İhaleli İşlerde Kıdem (1) İhbar İkramiyesi (1) İhracat (2) İHRACATTA GVK (1) İhtirazi Kayıtla Beyan (1) ikinci derece usulsüzlük (1) İkramiyenizi güncel (1) İktisap Tarihi (1) İlk Defa Sigortalı Olarak Çalışmaya Başlamadan Önce Malûliyeti Bulananların Emeklilikleri (1) indirilebilir (1) indirim (1) İndirimli Orana (1) İndirimli Orana Tabi Satışlar (1) internet sitesi (1) İNTERNET SİTESİ ZORUNLULUĞU (1) İntibak (6) İntibak 2013'e kaldı (1) İntibak Maaş (1) intibak yasası (3) İNTİBAK YASASI 2012'DE YASALAŞIYOR (1) intibak zammı (1) İstanbul Tapu Kadastrolular Derneği Başkanı Metin Yeşil (1) isteğe bağlı sigorta (1) istifa (1) İstifa eden işçinin hakları (1) istifa evrakları (1) İSTİSNA TUTARLARI (1) İŞ (1) İŞ GÖREMEZLİK BELGESİ (1) İş göremezlik belgesi değişti (1) İş Kanunu Para Cezaları (1) iş kazası (1) iş koçu (1) İş Sözleşmeleri (1) iş sözleşmesi (1) İşçi (1) İŞÇİ 1 ay içinde dava açabilir (1) İŞÇİ ALACAK BELGESİ (1) işçi izin hakları (1) İŞÇİ VE ESNAFIN ÖLÜMÜNDE CENAZE ÖDENEĞİ VERİLME ESASLARI (1) İşçilerin İzinleri (1) İşçilerin İzinleri Hakkında Bilinmesi Gerekenler (1) işçilerinin (1) İŞÇİNİN BİRDEN FAZLA RAPOR (1) İŞÇİNİN HAFTA TATİLİ (1) İŞÇİNİN İSTİFA ETMESİ (1) İŞÇİNİN İSTİFA ETMESİ VE DİĞER ÇIKIŞ İŞLEMLERİNDE YAPILMASI GEREKENLER (1) İŞÇİNİN İŞVERENE ÇEKECEĞİ İHTAR ÖRNEĞİ (1) İşçinin sadakat borcu (1) İŞE İADE EDİLME (1) İŞKUR (4) İşlem Denetçiliği (1) İşlem denetçisi (1) işletim ücreti iadesi (1) İşsizlik (1) İşsizlik maaşı (1) İşsizlik ödeneği (1) İŞSİZLİK ÖDENEĞİ (1) İŞSİZLİK SİGORTASI (1) İşsizlik yardımları (1) İşte yerli otomobilin gerçek fiyatı (1) İşten Ayrıldığımda Ne Kadar Kıdem Tazminatı Alabilirim (1) İşten Ayrılırsam Emeklilik Şartlarım Değişir mi (1) İşveren (2) işveren fesih (1) İşveren işçiden senet alabilir mi? (1) İşverenlerimizin Ücret (1) İZİN (1) KABAHATLER KANUNU (1) Kaçak işçi (1) Kaçak işçi çalıştıranlar (1) Kaçakçılık suçu (1) Kadın ve erkeğin emekli olma yaşları farklı (1) KADINLARIN DOĞUM İZNİ (1) Kadrolulara bayram hediyesi (1) kamu (1) kanun (950) kapanış muhasebe kayıtları (6) karşılıklı edimler (1) KARŞILIKSIZ ÇEK (1) KARŞILIKSIZ ÇEK SUÇ OLMAKTAN ÇIKARILIYOR (1) Kart aidatı (1) kartı (1) KASIM MALİ TAKVİMİ (1) katılım payı (1) Katma Değer Vergisi Oranları (1) Katsayı (1) Katsayı uygulaması (1) Katsayı uygulaması kalktı (1) kayıt (3178) KDV (81) KDV indirimi (1) kdv oranları (1) KDV TEVKİFATI (1) Kenar (1) Kendi adınıza kayıtlı iş yerinde (1) kendisine yöneltilen soruların cevaplarını internetten de yayınlayabilecek (1) KEY (1) kıdem tazminatı (7) Kıdem Tazminatı dikekçe (1) Kıdem Tazminatı Fonu (4) Kıdem Tazminatı Fonu 1 Ocak 2012 (1) KIDEM TAZMİNATI ÖDENMESİ (1) Kıdem ve ihbar tazminatı (1) Kız Çocuklarına GSS (1) Kız Çocuklarına GSS Zorunlu mu (1) Kimler denetçi olabilir (1) Kimler yeşil kart alabilecek (1) Kira Geliri (1) Kiralama Muhasebe (1) Kiralama Muhasebe Kayıtları (1) KKDF (1) Klip ve Reklam Filmlerinde Çalışan Oyuncu ve Set İşçilerinin Sosyal Güvenliği (1) Know-how (1) KOBİ TFRS (1) kobilere-250-bin-tl-geri-odemesiz-destek (1) Kollektif (1) KONFEKSİYON HİZMETLERİNDE KDV (1) Konsinye Satışlar (1) KONUT KİRA GEELİRLERİ İSTİSNA TUTARLARI (1) Kooperatif (1) KRAMİYEDE YENİ DÜZENLEME (1) kredi (1) kredi kartı (2) Kurumlar Vergisinden Müstesna Kazançlarda Kur Farkları ve Vade Farklarının Durumu (1) Leasing (1) limit (2) limited şirket sözleşme (1) Limited şirkette fesih (1) liste (1) lkesi (1) Lütfi Köksal (1) MAAŞINA HACİZ (1) Maden işçisinin emekliliği (1) MADENDE EMEKLİLİK KOŞULLARI (2) MADENDE EMEKLİLİK TABLOSU (2) MAHKEME KARARLARI (304) Mal bildirimi (1) Mali Tablolar (1) MALİ TAKVİM (2) MALİYE (4655) Maliye Bakanlığı (2) Malul (1) malul olanların emekliliği (1) Malulen emekli olmanın şartları (1) Malullük aylığı (1) Malullük aylığı kimlere bağlanır (1) Mavi Kart Nedir (1) MEB’deki memur (1) Mehmet Şimşek (1) memur (7) Memur Emeklisi Avukat (1) memur ikramiye (1) memur maaşı (1) Memur ve emekliye zam (1) memura zam (1) Memurlar (2) Memurlara emekli (1) MEMURLARA GREV HAKKI (1) Memurlara rotasyon (1) Memurların taban aylığı (1) Memurların Yenilenen Hastalık Raporu (1) Memurun 2012 maaş zammı belli oldu (1) Memurun Dul (1) Memurun Dul ve Yetim (1) Meslek Hastalığı (1) Mevsimlik iş (2) Mevsimlik iş sözleşmesinde kıdem tazminatı (1) Mevsimlik işçi (1) miili (1) milli (1) milli piyango çekilişi sonuçları (1) milli piyango sıralı tam liste 2012 (1) Montaj ve Taşımacılık Faaliyetlerinde Götürü Gider Uygulaması (1) Motorlu Taşıtlar Vergisi (1) MTV (1) mu (1) MUHASEBE (5542) MUHASEBE kayıtları (164) MUHASEBE KAYITLARI (50) Muhasebe Standartları (1) muhasebe uygulaması (1) Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu (1) MUHASEBECI DEFTER BILGI (1) muhasebeci (3178) Mükellefler Ba Bs formlarında düzeltme yapabilirler mi? Düzeltme yapılması durumunda ceza uygulanır mı? (4) müstahsil (1) Müşteri Bildirim Formu (1) Müşteri Devir Teslim Formu (1) NDE ÖDENMESİ (1) NO: 44) (1) noter (2) noter ihtar Örneğl (1) Noterler MUHASEBE (1) Noterlerin SGDP (1) Nüfus cüzdanı (1) Nüsha (1) olur (1) Onarma (1) Organını kendi isteği (1) otomobil (1) Otomotiv Sanayii Derneği (1) Ödediği KDV (1) ÖDEME (1) ÖĞRENCİ VE ÖĞRETMENLERE YARDIMLAR (1) ÖĞRENCİ YAPILAN YARDIMLAR (1) öğretmen (2) öğretmen adayı (2) öğretmen adayları (1) ÖĞRETMENLER (1) ölüm (1) ÖNEMLİ (81) Özel denetçi (1) ÖZEL HASTANE (1) Özel SMMM (1) Özel SMMM Sınav (1) Özel SMMM Sınav Programı (1) ÖZELGE (1364) Özelge nedir (1) ÖZELGELER (240) Özürlü Teşvik (1) Para kazanmanın yolu (1) park yasağı (2) PART-TİME (1) PART-TİME İŞ SÖZLEŞMESİ (1) PARTTİME iş sözleşmesi (1) Pasaport (1) piyango (1) Pratik Bilgiler (1) Prim (2) Prim borcu (1) PRİM KESİLECEK KAZANÇLAR (1) PRİME ESAS KAZANÇ (1) Prof. Abuzer Kendigelen (1) Prof. Dr Erdoğan Moroğlu (1) Prof. Dr. Şükrü Kızılot (1) Prof. Dr. Ünal Tekinalp (1) RESMİ GAZETE (142) RESMİ GAZETEDE BUGÜN (1) Resul KURT (1) S (1) Sağlık (2) Sağlık Bakanlığı (1) Sağlık Bakanlığını (1) Sağlık Bakanlığını Yeniden Yapılandırdık (1) sağlık hizmeti (2) Sağlık prim borcu (1) Sağlık Provizyon ve Aktivasyon Sistemi (1) sağlık sigortası (3) sağlık yardımı (1) sağlıktan nasıl faydalanacak? (1) SAHTE BELGE DÜZENLEME (1) SAHTE fatura DÜZENLEME (1) Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlananların emekliliğe hak kazanma şartları (1) Sakatlık indirimi (1) Sebepsiz İŞTEN atılan (1) Sendikalar (1) serbest meslek (1) SERMAYE KOYMA BORCU (1) SERMAYE ŞİRKETLERİ (1) Sevki olmayan doktora gidemeyecek (1) Sezgin Özcan (1) sgdp (3) SGK (5754) SGK borcu (1) SGK gurbetçi (1) SGK HABER (3115) Sgk Hizmet (1) Sgk Hizmet Dökümü (1) SGK hizmetleri (1) SGK İdari Para Cezaları (1) SGK MAKALE (440) SGK para cezaları (1) SGK Primleri (1) sgk SMS HİZMETLERİ (1) sgk soru ve cevap (1) SGK Taksitlendirmelerinin ödeme süresi uzatılmıştır (1) Sigara (1) sigorta (2) Sigorta başlangıç tarihinde rahatsızlığı olan malulen emekli olamıyor (1) Sigorta Prim Desteği (1) sigorta primi (1) Sigortalılık öncesi doğum (1) SİGORTASIZ ÇALIŞTIRILAN İŞÇİLERİN HAKLARI VE YAPILMASI GEREKENLER (1) Sinema (1) sirali (1) sirkete (1) smmm (3178) SMMM Defter Bilgi Girişi (1) SMMM'ler Defter Tasdik Şifrenizi Aldınız mı? (2) SMS HİZMETLERİ (1) SORU CEVAP (28) SOSYAL GÜVENLİK (3181) SOSYAL GÜVENLİK DESTEK (1) Sosyal Güvenlik Kurumu (3) Sosyal Güvenlik Uygulamalarında İdari Para Cezaları (1) Sosyal Sigortalar (1) söylüyor (1) Sözleşme (1) Sözleşmeli öğretmenlere tanınan yeni özlük hakları (1) sözleşmenin konusu (1) SÖZLEŞMESİNİN (1) SPAS (1) spas sorgulama (1) ssk (4665) SSK (1) SSK’lı normal işe girmeden evvel kaza geçirenler malülen emekli olamazlar (1) STAJYER MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİLERİ (1) Suret (1) Sürekli iş göremezlik (1) Süresi Uzatıldı (1) Şehit çocukları (1) şirket (2) şirketler (1) ŞÜKRÜ KIZILOT (2) T.C. taşınmaz numarası (1) taban aylığı (1) Taksi (1) Taksiciler (1) Taksiciler sigorta (1) talep ve taahhüt formu (1) tam (2) Tapu (2) Tapu Sicili Tüzüğü (1) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü (1) TAPU YASASI (1) Tapunuz kaybolursa (2) tarafları bağlayıcı nitelik. (1) Tarhiyat Öncesi (1) Tarhiyat Öncesi Uzlaşma (1) tarife (1) tarifesi (1) TARİFESİ 2012 (1) Tarihi Eser Niteliğindeki Özel Binaların Yıkılarak Yeniden İnşaasında Asgari İşçilik Uygulaması (1) Tarla (1) Taşeron (1) TAŞERON İŞÇİLERİ (1) TCDD (1) TEBLİĞ (683) TEBLİĞ 281 (1) Tedavi İçin Yurtdışına Gönderilme (1) Telekom (2) tepliğ (3894) tersini (1) teşvik (1) Tevkifat (1) TEVKİFAT (muhasebe kayıtları (1) Tevkifat Uygulaması (1) Ticaret Kanunu (1) Ticaret Unvanı için Dava Şartları (1) Trafik cezaları (1) Trafik cezaları artıyor (1) trafik cezası (2) TTK (4352) ttk Tutulması zorunlu ticari defterler (1) turkiye (3) tutulabilecek defterler (1) Tutulması zorunlu ticari defterler (1) TÜFE (1) TÜİK (1) Tüketici mahkemesi (1) Türev ürünler (1) Türk Telekom (2) türk ticaret kanunu (2) Türkiye İstatistik Kurumu (1) türkiye iş kurumu (1) TÜRMOB (1) UFRS (27) ULUSAL BAYRAM VE GENEL TATİL GÜNLERİNDE İŞ KAZASINA UĞRAYAN ÇALIŞANIN BİLDİRİMİ NE ZAMAN YAPILACAKTIR? (1) Uluslararası Karayolu Taşımacılığında KDV İadesi (1) UMSK (1) UYGULAMASI (1) Uzaktan çalışma (1) Uzlaşma talebi (1) Uzlaşma talep süresi (1) ücret (1) ücret dışı gelirler (2) Ücret Garanti Fonu (1) Ücret Gelirleri (2) Ücret haczi (1) ÜCRETİNDE (1) Ücretlerin Vergilendirilmesi (1) ÜFE (1) VAN (1) Varlık kiralama şirketleri nedir (1) VEDAT İLKİ (1) Veraset Belgesi (1) vergi (1692) VERGİ İNCELEMELERİ (1) vergi oranı (1) vergi oranları (1) Vergi Tarifesi (1) VERGİDEN İSTİSNA YEMEK BEDELİ (1) Vergileme (1) Verileri Nelerdir (2) vize süresi (1) vuk (4569) VUK 410 (1) Web Sitesi (1) www.edefter.gov.tr (3) www.sgk.gov.tr (1) X RESMİ GAZETEDE BUGÜN (29) Yabancı (1) Yabancı çalışanlar (1) Yabancı GSS (1) yabancı hekim (1) Yabancı Sermayeli Şirket Kurulumu İzne Tabi Midir? (1) YABANCI UYRUKLULARIN SİGORTALILIK İŞLEMLERİ (1) Yabancıların çalışma izin kriterleri (1) YABANCILARIN ÇALIŞMA İZNİ İÇİN GEREKLİ BELGELER (1) Yapı Denetim (1) Yapı denetimi hizmet sözleşmeleri (1) yapı kredi bankası hesap işletim ücreti (1) yapı kredi bankası işletim ücretinin iadesi (1) yapı kredi hesap işletim ücreti (1) YAPI MALZEMELERİ YÖNETMELİĞİ (1) yardıma muhtaç kadınlara (1) Yasal Defterler (2) YAŞLILARA SİGORTA (1) Yaşlıya sigortalı bakım (1) yaştan emeklilik (1) Yazılar (1) YAZILAR (358) Yeni Sayıştay Kanunu Neleri Beraberinde Getirdi (1) yeni Ticaret Kanunu (1) Yeni TTK (3110) Yeni TTK'da Şirketler Kendi Hisselerini Edinebilecek (1) Yeni TTK'da Uluslararası Muhasebe Standartları (1) YENİ TÜRK TİCARET KANUNU (9) YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNA GÖRE MALİ MÜŞAVİRLİK RUHSATINA (1) YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNDA LİMİTED ŞİRKETLER (1) YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNDA SÜRELER (1) YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNU (1) Yeniçarşım (1) YERLİ OTOMOBİL (1) yeşil (1) Yeşil kart (9) Yeşil kart kalkmıyor (1) YEŞİL KARTIN DEVİR İŞLEMLERİ (1) Yılbaşından itibaren Yeşil Kart sistemi kalkıyor (1) Yıllar İtibari İle Asgari Ücretler (2) Yıllarında Çalıştığı İçin Aylıkları Kesilen Gurbetçi Emeklilere Müjde (1) YILLIK (1) Yine Kanun Tasarısında Denetçi olamayacaklar (1) yonetim-kurulunun (1) yurt dışı (1) yurt dışı Borçlanm (1) YURT DIŞINA GÖTÜRÜLEN TÜRK İŞÇİLERİ (1) Yurt Dışında İnşaat (1) yurtdışı borçlanması (1) Yurtdışı borçlanmasında emekli aylığı (1) YURTDIŞINDA (1) YURTDIŞINDAN OLAN ALACAKLAR (1) Zayi Olan Mallar (1) Zorunlu Deprem Sigortası (1) Zorunlu Sağlık (2)