Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar 1 Ekim 2008 tarihinden önce 2926 sayılı Kanun kapsamında zorunlu olarak sigortalı sayılmışlardı.
I- GİRİŞTarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar 1 Ekim 2008’den sonra ise, 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamında sigortalı sayılmışlardır.
Tarımda kendi nam ve hesabına çalışan on binlerce insanımız 1 Ekim 2008’den önce başka hiçbir kayıt ve belgeye bakılmadan yalnızca köy veya mahalle muhtarlarının beyanına göre 2926 sayılı Tarım Bağ-Kur Yasası kapsamında sigortalı olmuşlardır.
1 Ekim 2008’den önce yalnızca köy veya mahalle muhtarlarının beyanına göre tarım Bağ-Kurlusu olan kişilerin 1 Ekim 2008’den sonra ziraat odası, tarım il/ilçe müdürlükleri çiftçi kayıt sistemi veya tapu kayıtları yoksa, tarım Bağ-Kur sigortalılıklarının 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle sona erdirilmesi gerektiği kanaati Sosyal Güvenlik Kurumu’nda yaygındı.
Sosyal Güvenlik Kurumu 16 Mayıs 2011 tarihinde B.13.2.SGK.0.10.03.03 / 10 282 735 sayı numarasıyla bu konuyla ilgili yazılı bir talimat yayınlayarak durumu netleştirdi. Bu çalışmamızda, 1 Ekim 2008’den önce yalnızca muhtar beyanına göre tarım Bağ-Kur’lusu olanların 1 Ekim 2008’den sonra sigortalılık durumlarının ne olacağını açıklamaya çalışacağız.
II- 1 EKİM 2008’DEN ÖNCE YALNIZCA MUHTAR BEYANINA GÖRE TARIM BAĞ-KURLUSU OLMANIN YASAL DAYANAĞI1 Ekim 2008 tarihinden önce tarımda kendi nam ve hesabına çalışanların hangi kayıt ve belgelere göre tarım Bağ-Kur sigortalısı olacakları, mülga 2926 sayılı Tarım Bağ-Kur Yasası’nın
“Tescilde Esas Alınacak Kayıtlar” başlıklı 10. maddesinde hüküm altına alınmıştır.
Mülga 2926 sayılı Tarım Bağ-Kur Yasası’nın 10. maddesi hükümleri;
“Sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, 21.10.1935 tarih ve 2834 sayılı Kanun’a göre kurulan tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, 18.04.1972 tarih ve 1581 sayılı Kanun’a göre kurulan tarım kredi kooperatifleri ve birliklerinin, 24.04.1969 tarih ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na göre kurulan Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği (Pankobirlik), Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtları esas alınır. Belirtilen bu merci, kurum, kuruluş, kooperatifler ve birlikleri ile şirket ve bankalar, Kurum’un isteği üzerine her türlü bilgiyi ve belgeyi vermekle yükümlüdürler.” şeklindeydi.
Kanun metnindeki hükümlerden anlaşılacağı üzere, 1 Ekim 2008’den önce tarım Bağ-Kur sigortalısı olmak için geçerli olan kayıt türlerinden birisi de, köy ve mahalle muhtarlarının yazılı beyanlarıdır. Yani, yalnızca muhtarın yazılı beyanına göre tarım Bağ-Kur sigortalısı olunabilmekteydi.
1 Ekim 2008’den önce yalnızca muhtar beyanına göre tarım Bağ-Kurlusu şu şekilde olunuyordu. Tarım Bağ-Kurlusu olmak isteyen kişi Bağ-Kur’a geliyordu. Bağ-Kur tarafından bu kişiye bir adet boş Bağ-Kur’a giriş bildirgesi bir adet de boş 2926 sayılı Kanun’a göre Bağ-Kur sigortalılık belgesi (İB formu) veriliyordu. Sigortalı olmak isteyen kişi, İB formunun
“I- Bu kısım ilgili köy ve mahalle muhtarlığınca doldurulacaktır” yazan kısmını, herhangi bir köy veya mahalle muhtarına doldurtup, Bağ-Kur’a giriş bildirgesi’ni de herhangi bir köy veya mahalle muhtarına doldurtup ve imzalatıp, bu iki belgeyi Bağ-Kur’a verdiğinde, takip eden aybaşından itibaren sigortalılıkları başlatılmaktaydı.
Tarım Bağ-Kur
sigortalılığı zorunlu bir sigortalılık olduğu ve düzenli prim ödemesinde bulunulmasa bile sigortalılığın kesintisiz devam edebildiği bilindiği için, on binlerce insanımız 1 Ekim 2008’den önce yalnızca muhtar beyanına göre tarım Bağ-Kurlusu oldu. Çünkü, yalnızca muhtar beyanına göre sigortalı olmak, zorunlu sigortalılık şemsiyesi altına girmenin de en kolay ve basit bir şekliydi.
Bazı Bağ-Kur İl Müdürlükleri 1 Ekim 2008’den önce tarım Bağ-Kurlusu olmak isteyenlerden mutlaka tapu kayıtlarının olma şartını aramışlardır. Ancak, bu uygulama mülga 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesi hükümlerine ters olduğu için, bütün il müdürlükleri tarafından uygulanmamıştır.
III- 1 EKİM 2008’DEN SONRA YALNIZCA MUHTAR BEYANINA GÖRE TARIM 4/b SİGORTALISI OLMA İMKÂNI ORTADAN KALKTITarımda kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar, 1 Ekim 2008’den sonra da 5510 sayılı Yasa kapsamında zorunlu tarım 4/b sigortalısı sayılmaya devam edilmişlerdir. 5510 sayılı Yasa ile birlikte 1 Ekim 2008’den sonra,
ilk defa tarım 4/b Bağ-Kur sigortalısı olacaklar için, ziraat odaları ile ziraat odalarının bulunmadığı yerlerde tarım il/ilçe müdürlüklerinde kayıtlı olma şartı getirilmiştir. Bu iki kayıt türü dışındaki diğer kayıtlara tarım 4/b sigortalılığında itibar edilmemiştir.
5510 sayılı Kanun’da, mülga 2926 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yer alan tescilde esas alınacak kayıtlar konulu bir madde bulunmamaktadır. Ancak, tarımda kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanların sigortalılıklarında ziraat odaları ile ziraat odalarının bulunmadığı yerlerde tarım il/ilçe müdürlüklerinde kayıtların esas alınacağı, 5510 sayılı Kanun’da, 12.05.2010 tarihli Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde ve diğer ikincil mevzuatların muhtelif maddelerinde serpiştirilmiş halde bulunmaktadır.
IV- 1 EKİM 2008’DEN ÖNCE YALNIZCA MUHTAR BEYANINA GÖRE TARIM BAĞ-KURLUSU OLANLARIN 1 EKİM 2008’DEN SONRAKİ DURUMLARI1 Ekim 2008’den önce tarım Bağ-Kur sigortalılığına esas başka hiçbir kayıt türü (tapu, ziraat odası, kooperatif vb.) olmadan yalnızca köy veya mahalle muhtarının beyanına göre sigortalı olmak, adeta sosyal güvenlik sistemine
“pamuk ipliğiyle bağlanmak” gibiydi. Çünkü, bir köy veya mahalle muhtarının yazılı beyanı ve imzasıyla tarım Bağ-Kurlusu olunuyor, bir muhtarın yazılı beyanı ve imzasıyla da tarım Bağ-Kur kapsamından çıkılabiliyordu.
1 Ekim 2008’den sonra tarım 4/b sigortalılık tescilinde yalnızca iki kayıt türüne (ziraat odası kayıtları ile ziraat odalarının bulunmadığı yerlerde tarım il/ilçe müdürlüğü kayıtları) itibar edilmeye başlayınca, 1 Ekim 2008’den önce yalnızca muhtar beyanına göre tarım Bağ-Kurlusu olanlar, 1 Ekim 2008’den sonra sigortalılıklarının devam edip etmeyeceği konusunda tereddüt yaşadılar.
Çünkü, bu konuda Sosyal Güvenlik Kurumu’nun açık ve net bir mevzuat hükmü bulunmamaktaydı. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 05.03.2009 tarihli ve 2009/37 sayılı Genelgesi’nin 3.2.3.7. madde numaralı bölümünde bu konuyla ilgili olarak aynen;
“01.10.2008 tarihinden önce sigortalı olanlardan ziraat odası kaydı bulunmayanların ziraat odalarına, ziraat odalarının bulunmadığı yerlerde ise tarım il/ilçe müdürlüklerine kayıt olmaları gerektiğinden, sigortalılara bu husus duyurularak gerekli kayıtların yapılması sağlanacaktır.” şeklinde bir hüküm yer almaktaydı. Genelge’de yer alan bu hükümler sigortalılığın devam edip etmemesi hususunda açık ve net olmayıp muğlak olduğundan, 1 Ekim 2008’den önce yalnızca muhtar beyanına göre tarım Bağ-Kurlusu olanların
1 Ekim 2008’den sonra da sigortalılıklarının yine aynı şekilde yalnızca muhtar beyanına göre devam ettirilip ettirilmeyeceği, hem vatandaşlar tarafından tam olarak bilinmemekte, hem de Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileri tarafından net olarak karar verilememekteydi.
Aslında bu konuda yaşanan tereddütler haklı ve yerindeydi. Çünkü, muhtar beyanı gibi
“soyut” olan ve yazılı hiçbir kayıt ve belgeye dayanmayan bir ifadeye göre, 1 Ekim 2008’den sonra da zorunlu sigortalılığın devam ettirilip ettirilmeyeceğine karar vermek sıkıntılı bir durumdu.
Ancak, 1 Ekim 2008’den önce Bağ-Kur’a tarım sigortalılığına dair giriş bildirgesi vererek yalnızca muhtar beyanına göre tarım Bağ-Kurlusu olanlardan sigortalılıklarının 1 Ekim 2008’den sonra da devam ettirilmesini isteyenler için de haklı durumlar vardı. Çünkü bu kişiler, 1 Ekim 2008’den önceki mevzuatın gereklerini yerine getirerek sigortalı olmuşlar ve sigortalılıklarının da aynı şekilde (yalnızca muhtar beyanına göre) devam ettirilmesini istiyorlardı. Bahse konu sigortalılar söz konusu taleplerinde haklı idiler. Çünkü, bilindiği üzere Bağ-Kur’da 04.10.2000’den sonra vergi mükellefiyeti olmadan yalnızca meslek odası kaydına göre sigortalı olma imkânı kalmamıştır. Ancak, 04.10.2000’den önce meslek odası kaydına göre Bağ-Kur sigortalılığı başlatılanların aynı (04.10.2000’den önceki esnaf/meslek odası kayıtları) kayıt ve belgelere göre sigortalılıkları 04.10.2000’den sonra da devam ettirilmişti.
Bu konuda Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileri arasında yaşanan uzun süreli istişare ve görüşmeler neticesinde bir karar verilmiş ve bu karar, 16 Mayıs 2011 tarihinde B.13.2.SGK.0.10.03.03/10 282 735 sayı numarasıyla, yazılı bir talimat haline dönüştürülmüştür.
Söz konusu talimatta aynen;
“…resen veya ilgilerin talebi üzerine muhtar tarafından onaylanan Sigortalılık Giriş Bildirgeleri ile 01.10.2008 tarihinden önce sigortalılıkları başlatılanlardan dosyalarında giriş bildirgesinden başka belge olmayan ve sigortalılıkları devam edenler ile 1479 sayılı Kanun Ek 19., 5510 sayılı Kanun’un geçici 17. maddesine göre sigortalılıkları durdurulanlardan bu süreleri ihya etmek isteyenler ve geçici 17. madde gereğince sigortalılıkları durdurulanlardan 01.05.2008 tarihi itibariyle yeniden sigortalılıkları başlatılanlar ile hizmetlerini birleştirmek isteyenlere, sigortalı giriş bildirgesindeki muhtar onaylarının muhtar kaydı olarak esas alınması, bu sigortalılardan yeni belge istenilmemesi ve sigortalılıklarının geçerli sayılması gerekmektedir.” ifadeleri yer almaktadır.
Üstte metni verilen talimattaki ifadelere göre,
1 Ekim 2008’den önce yalnızca köy veya mahalle muhtarının beyanıyla tarım Bağ-Kur sigortalısı olan kişilerin 1 Ekim 2008’den sonra da aynı şekilde yalnızca muhtar beyanına göre sigortalılıklarının devam ettirilmesi gerekmektedir.Örnek olarak; Bay A, bulunduğu mahalle veya köydeki muhtara giriş bildirgesini ve İB formunu onaylatarak Bağ-Kur’a vermiş ve 15.12.2004 tarihi itibariyle Bağ-Kur tarım sigortalısı olmuştur. Bay A’nın günümüze kadar ziraat odası, tarım il/ilçe müdürlüğü gibi hiçbir yerde kaydı bulunmamaktadır. SGK’nın üstte madde metnini verdiğimiz talimatı gereği, Bay A’nın tarım Bağ-Kur sigortalılığı yalnızca muhtar beyanına göre 1 Ekim 2008’den sonra da hatta günümüze kadar devam edebilecektir.
Hatta aynı talimat gereği,
Bağ-Kur’a beş yıl ve üzeri borçları olduğu için sigortalılıkları SGK tarafından otomatikman durdurulanlar da, muhtar beyanına göre sigortalılıklarını devam ettirebileceklerdir.Ancak burada
önemli bir husus vardır. Şöyle ki; 1 Ekim 2008’den önce yalnızca muhtar beyanına göre tarım Bağ-Kur sigortalılığı başlatılıp ta, 1 Ekim 2008’den önce herhangi bir şekilde sona erenlerin 1 Ekim 2008’den sonra tarım 4/b sigortalısı olabilmeleri için mutlaka ziraat odaları ile ziraat odalarının bulunmadığı yerlerde tarım il/ilçe müdürlüklerinde kayıtlı olmaları gerekmektedir.
Ayrıca, 1 Ekim 2008’den önce yalnızca muhtar beyanına göre, tarım Bağ-Kur’lusu olan kişilerin 1 Ekim 2008’den sonra ziraat odaları veya tarım il/ilçe müdürlükleri kayıtları olmasa bile
tapu kayıtlarına göre sigortalılıkları devam ettirilebilmektedir.V- SONUÇ1 Ekim 2008’den önce yalnızca köy veya mahalle muhtarının yazılı beyanına göre tarım Bağ-Kur’lusu olan vatandaşların 1 Ekim 2008’den sonra da yalnızca muhtar beyanına göre tarım 4/b sigortalılıklarının devam edip etmeyeceğiyle ilgili uygulamada 16.05.2011 tarihine kadar bir tereddüt ve muğlaklık vardı.
Sosyal Güvenlik Kurumu 16 Mayıs 2011 tarihli ve 10 282 735 evrak numaralı yazılı talimatıyla bu muğlak konuya bir açıklık getirdi. Söz konusu talimata göre, 1 Ekim 2008’den önce yalnızca köy veya mahalle muhtarının yazılı beyanına göre tarım Bağ-Kur’lusu olan vatandaşların 1 Ekim 2008’den sonra da yalnızca muhtar beyanına göre tarım 4/b sigortalılıkları devam edebilecektir.
Muhtarların kişisel ve yerel ilişkilerden dolayı, SGK’ya verdikleri yazılı beyanları bazen yalanlar nitelikte yeni beyanlar verdikleri hususunu göz önünde bulundurarak, bu durumda olan vatandaşlara sigortalılıklarını teyit ve takviye edici nitelikte ziraat odalarına bir an evvel kaydolmalarını tavsiye ediyoruz.
Kendi nam ve hesabına çalışmalarından dolayı sigortalı olan kişiler için, SGK’ya (Bağ-Kur’a) giriş bildirgesi vermenin ne kadar önemli olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Yazı konumuzda görüldüğü üzere, bir muhtarın beyanına göre vatandaşlar emekli olabiliyor. O nedenle, bağımsız çalışan vatandaşlarımıza hangi durumda olursa olsunlar, prim borcundan falan korkmadan bir an önce SGK’ya giriş bildirgesi verip sigortalılık haklarını başlatmalarını tavsiye ediyoruz.
Derda AKCAN*
Yaklaşım
http://www.ozdogrular.com/content/view/16499/