Kayıtdışı bu kez ciddi tehdit altında
Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı (2011-2013) Resmi Gazetede yayımlandı. Bugüne kadar AB’yi bak biz de kayıtdışı ile uğraşıyoruz diye çıkartılan KADİM saçmalığı bir durum yok. Bu kez devlet ve hükümet gerçekten kayıtdışı ile mücadele edecek görünüyor…Bu arada yıllardan beridir savunduğum ilkokullara “İş ve Sosyal Güvenlik Dersleri” geliyor…
21 Aralık 2011 günü Resmi Gazetede yayımlanan, Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı (2011-2013) eski planlara göre gerçekten yenilikler içeriyor. Bunlardan bana göre en önemlisi de 15 yıldır sık sık gündeme getirdiğim İş ve Sosyal Güvenlik dersleri artık müfredata giriyor. Daha önemlisi de sizlerin canını biraz sıkacak, devlet artık harcamalarınıza göre gelirinizi belirleyecek.
Eylem planının bana göre en önemlileri de söyle;
1-Sosyal Güvenlik Kurumu 2012 sonuna kadar denetim elemanı sayısını 1500’e çıkaracak. Ancak, SGK’da şu anda 600 kadar müfettiş var, 670 denetmen ile 400 kadar da yeni alınan denetmen yardımcısı var ki sayı zaten 1500’den fazla bu sebeple bu amaç kağıt üzerinde gerçekleşmiş durumda. Fakat, ne hikmetse 600 müfettiş sadece hastane, eczane ve memur denetimi yapar hale getirilmiş ve mevzuattan uzaklaştırılmıştır. Denetmenler ise tam mevzuata hakim olacak işleri (piyasa denetimi)yaptıklarından etkinlikleri yakın gelecekte daha fazla olacaktır.
2-Kamu kurumları bilgi paylaşımı ile birbirlerine kişisel verileri aktaracaklardır. Mesela SGK ve Maliye işyeri ile ilgili her türlü veriyi anında paylaşacak ki bu da kayıtdışılığı azaltır.
3-Meslek standardı geliyor ve mesleklere göre ücret skalası da geliyor. Artık lokantadaki aşçıbaşına asgari ücret, inşaattaki kalıpçıya asgari ücret ödüyorum devri sona erecek.
4-İşyerlerinin ve çalışanların, doğalgaz, elektrik, su, telefon abonelikleri ve harcamaları dikkate alınarak gelirleri tespit edilecek. Hatta kredi kartı harcamaları ile SGK’ya bildirilen ücretler de karşılaştırılacak. Ayda 3000 lira harcaması olan birisine asgari ücret veriyorum devri sona erecek.
5-Noterlerin yaptığı her işlem anında SGK’ya ve kamu kurumlarına aktarılacak.
6-İlkokullar da 3. üncü sınıftan itibaren “vergi bilinci” ve iş ve sosyal güvenlik” dersleri verilecek. İşte burasına bayıldım. Bizden uzun yaşayan sosyal güvenlik hak ve borçlarımız konusunda bilgi sahibi olmadığımız gibi hayatımızın yarısından fazlasını geçirdiğimi iş yaşamında da işçi-işveren hak borçlarını bilmiyorduk artık öğreneceğiz.
Konunun detaylarına önümüzdeki günlerde daha ayrıntılı ele alıp hayatımızda nelerin değişeceğini günlük hayatımızın nasıl etkileneceğini de detaylandıracağım.
Hakim ve savcılar da eşit ücreti istiyorlar
Ben Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir hakimlerinden biriyim. Zat-ı Halinizi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir MİLLETVEKİLİ sıfatıyla, bir konudan haberdar etmek istiyorum.
Bilindiği üzere bütçe görüşmelerinin yaşandığı şu zamanda eşit işe eşit ücret adı altında bir çok kamu görevlisine önemli maddi imkanlar sağlanmıştır. Söz konusu düzenlemeleri olumlu bulmakla beraber ciddi bir adaletsizliği de beraberinde getirdiğini de dikkatinize sunmak isterim. Mesleğini yeni başlayan bir hakim savcının şu anda aldığı maaş 3000 TL olmakla beraber en kıdemli olunduğunda da alınabilecek maaş da 5500-6000 civarındadır.
Oysa bilindiği üzere, bir yasama organı milletvekilinin aldığı maaş 11000 TL, hatta yeni düzenlemelerle mecliste görev yapan sekreterler ise 5500 civarı almaktadır. Eşit işe eşit ücret mefhumunun tartışıldığı ve buna ilişkin düzenlemelerin yapıldığı günümüzde, hakim savcılık mesleğine mensup bizler aleyhine bir süreç devam etmektedir. Bir bakıma, bu mesleğin insan unsuru üzerine hiç durulmamakla sadece yazılı metinler üzerinden bir takım şeyler yapılmaya çalışılmaktadır. Ülkemizde hakim savcı maaşlarının Maliye Bakanlığı’nca hiç bir zaman açıklanmamasının nedeninin bundan olduğunu düşünüyorum. Yani, söz konusu hakim savcılar aleyhinde olan maaş politikası kamu oyu ile paylaşılmamaktadır.
Diyeceğim şudur ki, Türkiye büyüme oranlarıyla rekorlar kırmakla beraber hakim savcılarına reva gördüğü maddi olanaklar bakımından oldukça geridedir. Bu konu üzerinde de hiç bir şekilde kafa yorulmamaktadır.
Düşününüz; oldukça ağır davalara bakan muhakkak ki psikolojik olarak oldukça yıpranan bir hakim ya da yerine göre bir savcının aldığı maaşın sınırı en fazla 6000 TL civarıdır. Dahası hakim savcı meslek grubu, fazla mesai ve yıpranma tazminatı gibi olanaklardan da yasal engellerden dolayı faydalanamamaktadır...
TAKDİRİ YETKİLİLERE AİT OLMAK ÜZERE DİKKATİNİZE SUNARIM... İsmi Saklı
Ali TEZEL
kaynak : http://www.alitezel.com/tezel/index.php?sid=yazi&id=5082