Öz
13 Ocak 2011 tarihinde kabul edilen ve 1 Temmuz 2012 tarihinde yü-rürlüğe girecek olan 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu, anonim şirket yönetim kuruluna devredilemez birtakım görev ve yetkiler tanımıştır. Bu yönüyle, yeni TTK, organlar arasında işlevlerin ayrılığı ilkesini kabul et-miş ve genel kurulun bir üst organ olarak her konuda karar alabileceğine dair yaklaşımı terk etmiştir. Bu çalışmada, 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirket yönetim kuruluna tanıdığı devredilemez görev ve yetkiler ele alınmaktadır.
1. GİRİŞ :
Bilindiği üzere, kurumsal yönetim ilkelerinin en çok etkilediği organ yönetim kuruludur. Bu organın yapısı, üyelerin görevleri, konumları ve so-rumluluklarıyla ilgili önerilere her gün bir yenisi eklendiğinden reform süreci süreklidir. Yönetim kurulunun yapısal yönden iyileştirilmesi ve daha mükem-mel bir işleyiş düzenine kavuşturulması gerekliliğine, Türkiye dahil hiçbir AB üyesi devletin ilgisiz kalması mümkün değildir. Bu çerçevede, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (T.C. Yasalar, 14.02.2011) (YTTK)1, yönetim kurulunu, hem yapısal hem de işlevsel yönden kurumsal yönetim kurallarını da gözete-rek, yeni hükümlerle düzenlemiş; bunu yaparken profesyonel yönetimi ve tam şeffaflığı özenle dikkate almıştır. Ayrıca, özellikle yabancı sermayeli şirket-lerde, yönetim kurulu toplantılarının yapılabilmesini kolaylaştırmak amacıy-la, toplantıların elektronik ortamda yapılabilmesi olanağını getirmiş, yönetim kurulu üyelerinin özen yükümlerini nesnel, adil ve uygulanabilir kurallara bağlamıştır(Komisyon Raporu).
Yine, YTTK’da, organların işlevlerinin ayrılığı ilkesi benimsenmiş ve bu kapsamda anonim şirket yönetim kuruluna birtakım devredilemez gö-rev ve yetkiler bahşedilmiştir. İşte, bu çalışmamızda, 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirket yönetim kuruluna tanıdığı devredile-mez görev ve yetkiler üzerinde durulacaktır.
2. Yönetim Kurulunun Devredilemez Görev ve Yetkileri :
YTTK’ya göre anonim şirket yönetim kurulu, kanun ve esas sözleşme uyarınca genel kurulun yetkisinde bırakılmış bulunanlar dışında, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlem-ler hakkında karar almaya yetkilidir(YTTK, m.374). Şirket yönetiminin devri halinde, bu yetki, kendisine bırakılan alanda, yetki devri yapılanlar tarafından kullanılır.
Anılan düzenleme, anonim şirket yönetim kurulunun işlevinin, yani yö-netim hakkının sınırını çizmektedir. Şirketin işletme konusunun elde edile-bilmesi için yapılması gerekli bütün iş ve işlemler yönetim kurulunun veya -devir halinde- yönetimin yetkisindedir. Ancak, bunlardan kanunla veya esas sözleşme ile genel kurula bırakılanlar hariç tutulmuştur(Komisyon Raporu).
Bununla birlikte, YTTK’nın 375. maddesinde, yönetim Kurulunun de-vir ve terk edemeyeceği görev ve yetkileri, tadadî bir şekilde sıralanmıştır. Böylece, anılan madde, bir anonim şirkette bütün yönetim yetkilerinin, bir üst kurul olması dolayısıyla genel kurula ait bulunduğu ve hatta ondan doğduğu, genel kurulun istediği görev ve yetkileri istediği anda yönetim kurulundan geri alabileceği yolundaki eskimiş anlayışa kapıları kapamış ve organlar arasında işlevlerin ayrılığı ilkesini kabul etmiştir.
Bir başka deyişle, YTTK’nın getirdiği bu yeni düzenleme ile, Ticaret Kanununda, or-ganlar arasında işlev ayrımı yapılmış, organlar arasında işlev bağlamında güç yönünden denklik kabul edilmiş, buna karşılık genel kurulun herşeye kadir olduğuna ve bütün kararları alabilme yetkisi ile donatıldığına ilişkin salt yetki teorisi reddedilmiştir. Yönetim kurulu, yukarıda gösterilen bu yetkileri ne esas sözleşmeyle ne de bir kararla genel kurula veya kurulacak kurullara ve komitelere devredebilir. Yönetim kurulu, bu yetkilerden fera-gat da edemez(Komisyon Raporu)
YTTK’nın 375. maddesine göre, aşağıda başlıklar halinde belirtilen görev ve yetkiler, anonim şirket yönetim kuruluna ait olup, başka bir orga-na yahut üçüncü kişilere devredilemez ve vazgeçilemez:
2.a. Şirketin Üst Düzeyde Yönetimi Ve Bunlarla İlgili Talimatların Verilmesi:
“Üst düzeyde yönetim” ile kastedilen, genel işletme politikası başta olmak üzere, yatırım, finansman, temettü gibi politikaların hedeflerinin karara bağlanması, bunlara ulaşılması için seçilen araçların gösterilmesi, hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığının veya ulaşılıp ulaşılmayacağının belirlen-mesi, bütçe uygulamasının kontrolü ve stratejilerin tespitidir. Politikalara ve hedeflere ulaşılmasına ilişkin kararlar ve stratejilerin uygulanması ile ilgili talimatlar da yönetim kurulu tarafından verilebilir. Talimatlar sözlü veya yazılı olabileceği gibi bir iç yönerge, sirküler veya genelge ile de şekillenebilir(Komisyon Raporu).
2.b. Şirket Yönetim Teşkilâtının Belirlenmesi.
Bu hükümle, yönetim kurulunun, yönetimin bir bütün halinde işleyi-şini görmesi, politikaların ve stratejilerin gerçekleştirilmesinde görevlile-rin rolünü değerlendirmesi; insan kaynaklarının kullanılmasını izlemesi amaçlanmıştır. Örgüt şeması, yönetimde yer alan herkesin, altlık-üstlük ilişkilerini, görev tanımlarını; bölümleri ve aralarındaki ilişkileri göste-ren şemadır. Şema, sistemin işleyişindeki aksaklıkların ve aksayan yerin belirlenmesine yardımcı olur. Kurul yönetimi devrederken de zaten ör-güt şemasını tayin eder. Şemada yer almayan ayrıntıyı, diğer yetkililer belirleyebilir(Komisyon Raporu).
2.c. Muhasebe, Finans Denetimi Ve Şirketin Yönetiminin Gerek-tirdiği Ölçüde, Finansal Plânlama İçin Gerekli Düzenin Kurulması:
Muhasebe için gerekli düzenin kurulması ile kastedilen, kanuna ve ge-nel kabul gören muhasebe ilkelerine göre muhasebe örgütünün (bölümü-nün), konsolide hesap sisteminin, defter ve kayıtların tutulma kurallarının tespiti, hesap planlarının yapılması, yani, düzenin, bir anlamda muhasebe bölümünün örgütlenmesidir. Muhasebenin hangi ortamda tutulacağını da
yönetim kurulu karara bağlar. Muhasebenin belirlenmesi ve programlan-ması, muhasebenin 515. maddede öngörülen dürüst resim ilkesine göre belirlenmesini de içerir. “Düzenin kurulması” sözcüğünden de anlaşıldığı üzere, devredilmez olan “düzenin kurulması görevi”dir; yoksa muhasebe-nin tutulması devredilebilir ve yönetimin devri hallerinde bu husus açıkça ifade edilir(Komisyon Raporu).
Finansal denetim düzeninin kurulması, şirketin iş ve işlemlerinin de-netlenmesine ilişkin bir “iç-denetim” sisteminin ve bunu yapacak örgütün (bölümün) gösterilmesidir. Şirket hangi büyüklükte olursa olsun, şirket-te, muhasebeden tamamen bağımsız, uzmanlardan oluşan, etkin bir iç-denetim örgütüne gereksinim vardır. Bir anonim şirketin denetimi sadece bir bağımsız dış denetim kuruluşuna bırakılamaz. Bir bağımsız denetim kuruluşunun onlarca, hatta yüzlerce müşterisi vardır; onlara birçok hiz-met sunmaktadır. Her müşterisini içerden ve yakından izleyemez. Finan-sal denetim, bir anlamda “teftiş kurulu”nun yaptığı denetimdir. Finansal denetim iş ve işlemlerin iç denetimi yanında, şirketin finansal kaynakla-rının, bunların kullanılması şeklinin, durumunun, likiditesinin denetimini ve izlenmesini de içerir. Finansal denetim kurumsal yönetim kurallarının gereğidir(Komisyon Raporu).
Finansal planlama, bütçeleme ile yeterli likiditenin sağlanmasının güvence altına alınmasını ifade eder. Kurumsal yönetim kurallarının ve çağdaş yönetim usullerinin gereği olan bu örgüt bütün anonim şirketler için gerekli değildir; şirketin yönetimi gerektiriyorsa finansal planlama zorunludur(Komisyon Raporu).
2.d. Müdürlerin Ve Aynı İşleve Sahip Kişiler İle İmza Yetkisini Haiz Bulunanların Atanmaları Ve Görevden Alınmaları.
Müdürler ile aynı işleve sahip kişilerin atanmaları ve imza yetkisini haiz kişilerin seçimi yönetim kurulunun devredilemeyen yetkilerindendir. İmza yetkililerini belirlemek murahhaslar dahil kimseye devredilemez. Bu hükümdeki ‘müdürler ile aynı işleve sahip kişiler’ ibaresi kendilerine yö-netme görev ve yetkileri tanınmış olan kimseleri ifade eder. Görev ve yet-ki verilmesi ile kastedilen yönetim hakkının veya genel olarak yönetimin geçirilmesi, diğer bir ifadeyle ‘delegasyon’ değildir. Kastedilen, işlemlerin yürütülmesi aşamasına ilişkin yetkilerdir(Komisyon Raporu).
2.e. Yönetimle Görevli Kişilerin, Özellikle Kanunlara, Esas Söz-leşmeye, İç Yönergelere Ve Yönetim Kurulunun Yazılı Talimatlarına Uygun Hareket Edip Etmediklerinin Üst Gözetimi:
Üst gözetim ile kastedilen hem kuramsal açıdan hem de işletme iktisa-dı yönünden gerekli olan işlerin akışının gözetimidir. Yoksa, yönetim ku-rulu bir kontrol ve denetim organı değildir. Üst gözetimin normatif niteliği hükmün bizzat kendisinden anlaşılmaktadır(Komisyon Raporu).
2.f. Pay, Yönetim Kurulu Karar Ve Genel Kurul Toplantı Ve Müza-kere Defterlerinin Tutulması, Yıllık Faaliyet Raporunun Ve Kurumsal Yönetim Açıklamasının Düzenlenmesi Ve Genel Kurula Sunulması, Genel Kurul Toplantılarının Hazırlanması Ve Genel Kurul Kararla-rının Yürütülmesi:
Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defter-lerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim açıklama-sının düzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi, yönetim kurulunun devredilemez görevlerindendir. Ancak, hükümden, anılan görevlerin biz-zat yönetim kurulu üyeleri tarafından yerine getirileceği sonucu çıkarıl-mamalıdır. Örneğin, sayılan defterlerin tutulması görevi, yönetim kurulu üyelerinden biri, şirket müdürü veya şirket çalışanlarından birisi eliyle de yerine getirilebilir. Ancak, bu görevlerin hiç veya gereği gibi yerine getiril-memesi halinde sorumluluk yönetim kuruluna ait olur.
2.g. Borca Batıklık Durumunun Varlığında Mahkemeye Bildirim-de Bulunulması:
Şirketin borca batık olması durumunda uygulanacak kurallara YTTK’nın 376. maddenin üçüncü fıkrasında yer verilmiştir. “Borca batık olma” kavramı, şirket aktifleri -yıllık bilânçoda olduğu gibi defter (iktisap) değerleriyle değil- fakat gerçek (olası satış değerleri) değerleriyle değerle-meye tâbi tutulsalar bile alacaklıların, alacaklarını alamamaları, yani şir-ketin borç ve taahhütlerini karşılayamaması demektir(Komisyon Raporu).
Bu itibarla, eğer şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler var ise, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin de
vamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilânço çıkarttırıp denetçiye vermek zorundadır(YTTK, m.376/f.3).
Borca batık durumda olmanın işaretleri, yıllık bilânçodan, aylık, üç aylık veya altı aylık hesap durumlarından, denetçinin, erken teşhis komite-sinin raporlarından ve/veya yönetim ile yönetim kurulunun belirlemelerin-den ortaya çıkabilir. Böyle işaretler varsa, yönetim kurulu hem işletmenin devamı esasına göre hem de aktiflerin olası satış değerleri üzerinden bir ara bilânço düzenletip denetçiye verir. İki bilânço çıkarılmasının çeşitli yarar-ları vardır. Varlıkların olası satış değerlerine göre çıkarılan bilânço şirketin iflâsı için yönetim kurulunun mahkemeye başvurmasına gerek olup olma-dığını ortaya koyar(Komisyon Raporu).
Denetçi bu ara bilânçoyu, en çok yedi iş günü içinde inceler ve de-ğerlendirmeleri ile önerilerini bir rapor hâlinde yönetim kuruluna sunar. Önerilerde 378. maddede düzenlenen erken teşhis komitesinin önerilerinin de dikkate alınması şarttır(YTTK, m.376/f.3). Denetçinin incelemesini ve önerilerini yedi gün içinde vermesi şartı hükme özellikle konulmuştur. Çünkü, yönetim bu rapora göre durumu mahkemeye bildirecek veya buna gerek görmeyecektir. Rapor mahkemenin kararlarına esas olur(Komisyon Raporu).
Rapordan, aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde ise, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflâsını ister(YTTK, m.376/f.3).
Bununla birlikte, eğer, iflâs kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutar-daki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm ala-caklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul eder ve de bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflâs isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanır ise, mahkemeye başvuru zorunluluğu ortadan kalkar(YTTK, m.376/f.3). Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflâs bildirimi olarak kabul olunur(YTTK, m.376/f.3).
3. YTTK’ya Göre Anonim Şirket Yönetim Kurulunun Riskin Er-ken Saptanması Ve Yönetimine İlişkin Görevleri :
YTTK’nın 378. maddesinin birinci fıkrasına göre, pay senetleri borsa-da işlem gören şirketlerde, yönetim kurulu, şirketin varlığını, gelişmesini ve devamını tehlikeye düşüren sebeplerin erken teşhisi, bunun için gerekli önlemler ile çarelerin uygulanması ve riskin yönetilmesi amacıyla, uzman bir komite kurmak, sistemi çalıştırmak ve geliştirmekle yükümlüdür.
Anılan fıkra hükmü, hisse senetleri borsada işlem gören şirketlerde ku-rumsal yönetim ilkelerinin bir uygulamasıdır. Tüm anonim şirketler için öngörülmüş bulunan finans denetimi ve denetim komitesi yanında bir -di ğer iç kontrol mekanizmasıdır. Bu komitenin denetim komitesinden farkı denetim komitesinin yönetimi gözetim altında tutmasına karşılık bu ko-mitenin sadece risklere odaklanmasıdır. Ayrıca denetim geçmişe yönelik bir inceleme olduğu halde, risk teşhisi gelecek ve geleceğin yorumuyla ilgilidir. Denetimin yönetilmesi söz konusu olmadığı halde, risk yönetile-bilir ve yönetilmelidir. Amaç, yönetimi, yönetim kurulunu ve genel kurulu devamlı teyakkuz altında tutmak, gereğinde organlarca derhal etkili ön-lemlerin alınmasını sağlamaktır. Bu sebeple komite sorumluluk sisteminin merkezinde yer alır. Tehlikelerin erken teşhisi komitesi, bazı yönetim ku-rulu üyelerinin görevlendirilmeleri suretiyle kurulabileceği gibi, tamamen üçüncü kişilerden de oluşabilir(Komisyon Raporu).
Buna karşılık, riskin erken teşhisi komitesi, sadece hisse senetleri bor-sada işlem gören şirketler için öngörülmemiştir. Diğer şirketlerde, anılan komiteyi kurma yükümlülüğü, denetçinin gerekli görmesi halinde doğar. Buna göre, anılan komite denetçinin gerekli görüp bunu yönetim kuruluna yazılı olarak bildirmesi hâlinde derhal kurulur ve ilk raporunu kurulmasını izleyen bir ayın sonunda verir(YTTK, m.378/f.1). Dolayısıyla, denetçi-nin bir diğer önemli görevi de gereklilik ortaya çıktığı takdirde anılan ko-mitenin kurulmasını, hisse senetleri borsada işlem görmeyen bir şirketten istemesidir(Komisyon Raporu).
Riskin erken teşhisi ve yönetimi komitesi, yönetim kuruluna her iki ayda bir vereceği raporda durumu değerlendirir, varsa tehlikelere işaret eder, çareleri gösterir. Rapor denetçiye de yollanır (YTTK, m.378/f.2).
4. ÖZET VE SONUÇ:
6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre, anonim şirket yönetim kurulu, kanun ve esas sözleşme uyarınca genel kurulun yetkisinde bıra-kılmış bulunanlar dışında, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkilidir.
Bunun yanında, YTTK’nın 375. maddesinde, yönetim kurulunun devir ve terk edemeyeceği görev ve yetkileri sayılmıştır. Anılan maddeye göre “şir-ketin üst düzeyde yönetimi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi; şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi; muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal planlama için gerekli düzenin kurulması; müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları; yönetimle görevli kişile-rin, özellikle kanunlara, esas sözleşmeye, iç yönergelere ve yönetim kuru-lunun yazılı talimatlarına uygun hareket edip etmediklerinin üst gözetimi; pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim açıklamasının dü-zenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının hazırlan-ması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi; borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması” yönetim kurulunun devredilemez görev ve yetkileridir.
YTTK’nın getirdiği bu yeni düzenleme ile organlar arasında işlev ayrı-mı açık bir şekilde ortaya konulmuş, genel kurulun en üst organ olarak her konuda karar alabileceğine dair teori reddedilmiştir. Yönetim kurulu, bu görev ve yetkilerini esas sözleşmeyle ya da bir kararla genel kurula veya kurulacak kurullara ve komitelere devredemez. Ancak, 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun getirdiği bu düzenlemelerin 1 Temmuz 2012 ta-rihinden itibaren hüküm ifade edeceğini belirtelim.
KAYNAKÇA
Komisyon Raporu : Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Ko-misyonu Raporu. Esas No:1/324, S.Sayısı:96
T.C. Yasalar (14.02.2011) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (27846 sayılı)
Soner ALTAŞ*
kaynak : http://archive.ismmmo.org.tr/docs/malicozum/107malicozum/7%20soner%20altas.pdf