.
.
.
.
Borç Para Veren,
KDV'yi de Düşünmeli!
.
.
.
.
.
Yeni Türk Ticaret Kanunu uyarınca şirketlerin; ortakları, yönetim kurulu üyeleri ve bunların yakınlarına borç veremeyeceğini, daha önce bu köşeden sizlerle paylaşmıştık. Ancak, aynı yazımızda, bu tür borçlanma ilişkilerinde vergi kanunlarının, vergi matrahının aşındırılmasını engelleyici hükümler barındırdığını da belirtmiştik.
.
Bu kapsamda vergi mevzuatı borç paranın faizsiz verilemeyeceğini kabul eder ve ilişkili ya da ilişkisiz bütün kişilere borç olarak verilen paralardan faiz geliri elde edildiğini varsayar.
.
Aslında son yıllarda işletmeler de bu varsayımı kabul ettiler ve faiz geliri elde etmemiş olsalar bile borç olarak verdikleri paralar üzerinden faiz geliri hesaplayıp fatura düzenlemeye başladılar.
.
Ancak, düzenlenen bu faturalarda elde edilen veya edildiği kabul edilen faizler için Katma Değer Vergisi mi, yoksa Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi mi hesaplanması gerektiği hep tartışıldı. Mükellefler, oran düşüklüğü sebebiyle BSMV hesaplamayı tercih ettiler ya da borç para verme işinin bir hizmet olmadığı iddiasıyla KDV de hesaplamadılar BSMV’de. Vergi idaresi ise borç verme işinin bir finansman hizmeti olduğunu iddia etti ve bu hizmetin oran yüksekliği nedeniyle KDV’ye tabi tutulması gerektiğini belirtti.
.
6009 sayılı Kanunla Gider Vergileri Kanunu’nda yapılan değişiklik ve 87 numaralı Tebliğ ile bu tartışma artık sona erdi.
Anılan Kanun’un 28. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan banker tanımında “devamlı olarak yapanlar” ibaresi 6009 sayılı Kanunla “esas iştigal konusu olarak yapanlar” şeklinde değiştirildi. Bu değişiklikle, banker sayılmak için aranan devamlılık koşulu söz konusu işlemlerin esas iştigal konusu olarak yapılması şeklinde yeniden belirlendi.
.
Bir işlemin esas iştigal konusu olarak yapılması, işletmenin kuruluş gayesi ve bu gayesini gerçekleştirmek için yapmakta olduğu işlem veya işlemlere bakılarak belirlenecek.
Örneğin, inşaat ve otelcilik alanında faaliyet gösteren bir şirket, borç para verme işini esas faaliyet konusu işlemleri ile birlikte yapabilir. Bu şirketin gerek kullandığı yabancı kaynaklardan gerekse öz kaynaklarından sağladığı fonları ortaklarına veya üçüncü kişilere faiz karşılığında kullandırması işlemi şirketin esas faaliyet konusunun inşaat ve otelcilik olması nedeniyle BSMV’ye tabi olmayacak, KDV’ye tabi olacak.
Lafın kısası, borç veren işletmelerin artık daha dikkatli olmaları gerekiyor, elde edilen faiz geliri üzerinden yüzde 18 oranında KDV hesaplanması gerektiği artık tartışılmıyor.
KAYNAK : http://www.yahyaarikan.com/index.php?option=com_content&view=article&id=70&Itemid=95