İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları
Son dönemde adeta İş Sağlığı ve Güvenliği konuları yeniden keşfedilmeye başlandı. Bu hususta büyük önem taşıyan bir müessese de, ne yazık ki ülkemizde sağlıklı çalışmayan İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları.
Eski İş Kanunu döneminde kanunda sadece kurulun kurulacağı belirtiliyor, ancak hangi işyerlerinde kurulacağından başlayarak, görevlerinin neler olduğuna kadar neredeyse her hususun düzenlenmesi tüzük hükümlerine bırakılıyordu.
4857 sayılı yeni İş Kanununda ise konu 80.maddeyle düzenlenmiş ve madde “bu kanuna göre sanayiden sayılan, devamlı olarak en az elli işçi çalıştıran ve altı aydan fazla sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde her işveren bir iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurmakla yükümlüdür” olarak kaleme alınmıştır.
Dikkat edilecek olursa, 1475 sayılı kanundan farklı olarak, kurulun hangi işyerlerinde kurulacağı hususu, yönetmelikte tekrar edilecek olmakla birlikte, öncelikle kanunda belirtilmektedir. 80.maddenin son fıkrasında da 1475 sayılı kanuna paralel bir şekilde iş sağlığı ve güvenliği kurullarının oluşumunun, çalışma yöntemlerinin, ödevlerinin, yetkilerinin ve yükümlülüklerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikte gösterileceği ifade edilmektedir. İki kanun maddesi arasındaki en temel farklılık ise 4857 sayılı İş Kanununun 80/2.maddesi hükmünde kendisini göstermektedir.
Buna göre; “işverenler iş sağlığı ve güvenliği kurullarınca iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun olarak verilen kararları uygulamakla yükümlüdürler”. Kanuna böyle bir düzenlemenin girmesiyle, geçmişte toplu iş sözleşmelerine giren “işveren, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulları Hakkında Tüzük hükümlerine uygun olarak oluşturulacak kurulda alınan kararları aynen uygulamayı taahhüt eder” gibi hükümlerin bir anlamı kalmamıştır. İfade etmek gerekir ki, bugün toplu iş sözleşmesinde bu yönde bir düzenleme yapmak, kanun hükmünün tekrarı niteliği taşıyacağından, “nötr hüküm” olarak değerlendirilecektir.
Belirtmek gerekir ki; 1475 sayılı kanun döneminde bu kurullar daha çok bir “danışma organı” olarak düzenlenmişken, yeni dönemde İş Kanunu md.80/2 örneğinde görüldüğü üzere, bu kurulların yetkilerini güçlendirici hükümler getirilmiş ve kurulların daha kayda değer bir nitelik kazanmaları sağlanmaya çalışılmıştır. Gerçekten de, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulları Hakkında Tüzükte, kurulların yükümlülüklerine (md.8) ve işçilerin kurullar tarafından alınan kararlara uymak zorunda olduklarına ilişkin hükümler yer aldığı halde, işverenler hakkında herhangi bir yükümlülük öngörülmemekteydi.
Bu konu o dönemde de sorun olarak addedilmiş ve bu kurulların sadece danışma niteliği taşımaktan çıkarılarak, kararlarının ve önerilerinin bağlayıcı hale gelmesinin uygun olacağı ifade edilmiştir.
İş sağlığı ve güvenliği kurulları, özellikle Türkiye gibi resmi iş güvenliği örgütünün kaynak ve olanaklarının yetersiz olduğu ülkelerde, olduğundan daha da büyük önem arz etmektedir.
Zira, dış denetimlerin sağlıklı ve yeterli yapılamaması, işyeri örgütünün iş sağlığı ve güvenliği yönündeki önemini daha da artırmakta ve eksikliklerin iç denetimlerle giderilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, işçilerin yönetime katılmaları yolunda da önemli ve hayati bir müessese olduğundan, söz konusu kurulların işyeri içinde sağlıklı çalışması ve etkili yetkilerle donatılması, olası sorunların çözümüne katkıda bulunacaktır.
Ne var ki, 1475 sayılı kanun döneminde, bu kurulların danışma organı niteliğinden öteye gidememesi ve kurulca alınan kararlara riayet konusunda işverenlerin bir yükümlülüğü bulunmaması dolayısıyla, işçi sağlığı ve iş güvenliği kurulları bazı işyerlerinde hiç kurulmamış, bazılarında ise kurulduğu halde işlevsel olmaktan uzak bir görüntü çizmişlerdir.
Bu husus kanunun 80.maddesinin gerekçesine de yansımış ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulları Hakkında Tüzük uyarınca bu kurulların danışman kurul niteliğinde olup, kararlarının bağlayıcı olmadığı, yaptırım gücünden de yoksun bulundukları belirtilmiştir.
Gerekçeye göre, “getirilen yeni düzenlemeyle işverenler iş sağlığı ve güvenliği kurullarının kararlarını uygulamakla yükümlü tutulmuşlar, böylece bu konuda çok önemli işlevler üstlenebilecek bu kurullar etkin hale getirilmiştir”.
İş Sağlığı ve Güvenliği üzerinde yazmaya ve tartışmaya devam edeceğiz.
Serkan ODAMAN
Gözlem Gazetesi