.
.
Patent Başvurularında Hızlı Artış
.
.
.
.
.
Sanayi Bakanı Ergün, 2010 yılı marka, patent, coğrafi işaretler ve endüstriyel tasarım başvurularını değerlendirdi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye’nin son yıllarda marka ve endüstriyel tasarım başvurularında Avrupa’nın en çok başvuru yapılan ilk üç ülkesi arasına girdiğini belirterek, “Bu yılın ilk 6 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre, patent ve faydalı model başvuru sayısı yüzde 23 artışla 6 bin 616′ya, marka başvuru sayısı yüzde 28 artışla 54 bin 514′e ve endüstriyel tasarım sayısı yüzde 22 artışla 19 bin 794′e yükselmiştir” dedi.Bakan
Ergün, 2010 yılı marka, patent, coğrafi işaretler ve endüstriyel tasarım başvurularına ilişkin bilgi vermek üzere basın toplantısı düzenledi.
Ergün, Şunları Kaydetti: “Türkiye, son yıllarda marka ve endüstriyel tasarım başvurularında Avrupa’nın en çok başvuru yapılan ilk üç ülkesi arasına girmiştir. 2010 yılında, patent ve faydalı model başvuru sayıları tarihimizde ilk defa 11 bini geçmiştir. Burada önemli bir hususun altını çizmek istiyorum. Başvuru sayılarındaki artış, sadece geride kalan zamanda önemli işler yaptığımızı göstermiyor. Sınai mülkiyet hakları, bir meyve olduğu kadar, aynı zamanda geleceğe atılan tohumlar gibidir.
2011 yılının ilk yarısına ilişkin verilere baktığımızda da sınai mülkiyet başvuruları açısından yine oldukça olumlu gelişmeler yaşandığını görüyoruz. Bu yılın ilk 6 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre, patent ve faydalı model başvuru sayısı yüzde 23 artışla 6 bin 616′ya, marka başvuru sayısı yüzde 28 artışla 54 bin 514′e ve endüstriyel tasarım sayısı yüzde 22 artışla 19 bin 794′e yükselmiştir. Bu dönemde sınai mülkiyet başvuruları toplamda yüzde 26 oranında çok önemli bir artış göstermiştir.”
Yerli Başvuru Sayıları Arttı
Geçmiş yıllarda, özellikle patent başvurularında yabancı ağırlığı oldukça fazlayken, son yıllarda yerli başvuru sayılarının artış göstermesinin de çok önemli olduğunu belirten Ergün, yabancıların Türkiye’de üretim yapmalarının, Türkiye’ye teknoloji transferi yapmalarının gerekli olduğunu, ancak teknolojinin ve tasarımın bizatihi Türkiye’de yapılmasının, çok daha fazla katma değer oluşturacağını bildirdi.
Yerli başvuru sayısındaki artışın, reel sektörün ve özellikle KOBİ’lerin de bu konuda daha bilinçli hareket ettiklerini gösterdiğini vurgulayan Ergün, “KOBİ’lerin ‘Kendi yağımızla kavruluruz, teknoloji, Ar-Ge, markalaşma gibi işler bizi aşar’ gibi bir mantıkla hareket etmeleri kesinlikle doğru değildir. Tam tersine, KOBİ’ler esnek ve dinamik yapılarıyla, yeni ürünlerin, yeni teknolojilerin, yeni tasarımların adresi haline gelmelidirler. Yerli patent ve faydalı model başvuruları, geçen yılın 6 ayına göre yüzde 23 oranında artmış, patent ve faydalı model başvuruları içinde yerli başvuruların oranı ise yüzde 56′ya yükselmiştir” diye konuştu.
Bakan Ergün, bu yılın ilk yarısındaki sonuçlara bakıldığında yıl sonunda patent ve faydalı model başvurularının 14 bini, marka başvurularının 100 bini, endüstriyel tasarım başvurularının da 40 bini aşacağını tahmin ettiklerini söyledi.
Coğrafi İşaret Başvuru ve Tescil Sayıları Da Arttı
Başvurulara şehir bazında bakıldığında İstanbul, Kocaeli, İzmir, Ankara ve Bursa gibi şehirlerin başı çektiğini, ancak artık başka şehirlerin de başvuru sayılarında önemli artışlar yaşandığını belirten Ergün, bunun memnuniyet verici olduğunu ifade etti.
Ergün, Şöyle Devam Etti: “Bartın işi tel kırma, Boyabat çemberi, Oltu cağ kebabı, İskilip dolması, Hellim peyniri, Taşköprü sarımsağı ve İznik Çinisi gibi, coğrafi işaret başvuru ve tescil sayılarının da sürekli artıyor olması, bizleri ayrıca sevindirmektedir. 2011 yılının ilk 6 ayında da İspir kuru fasülyesi, Sivas köftesi, Kale biberi, Konya etli düğün pilavı, Karamürsel sepeti, Safranbolu safranı, Mardin taşı ve Bergama kozak çam fıstığı coğrafi işaret olarak tescil edildi. Şu an 146 tescilli coğrafi işaretimiz bulunmaktadır. 133 başvuruyla ilgili işlemler de devam etmektedir.
Bu yıl yapılan başvuruların yüzde 60′ının online yapılmış olması, Türk Patent Enstitüsü’nün çalışmaları hızlı yapması ve bürokrasinin azalması açısından çok önemlidir. Bu yılın ilk yarısında yapılan online başvuru sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 oranında yükselmiştir.
Türk Patent Enstitüsüne yapılan patent, marka veya endüstriyel tasarım başvuruları, belirli yasal sürelerin sonunda yayınlanarak kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır. Bu başvurularla ilgili her türlü bilgiye enstitünün internet sitesi aracılığıyla ücretsiz ulaşmak mümkündür. Böylece, başvuru sahipleri, hem kendi başvurularının takibini online olarak yapabilmekte, hem de yayınlanmış tüm başvurular üzerinden online araştırma yapabilmektedir.
2005 yılına kadar, enstitüye yapılan başvuruları araştırma ve inceleme raporlarının hazırlanması için anlaşmalı yabancı patent ofislerine gönderiyorduk. Bu durum, başvuru sahipleri için hem maliyetleri artırıyor, hem de sürecin uzamasına neden oluyordu. 2008 yılından bu yana, belirli sınıflar için, bu araştırma ve inceleme raporlarını ülkemizde düzenleyebiliyoruz. Bu yılın ilk 9 ayında, Enstitü bünyesinde düzenlenen araştırma ve inceleme raporu sayısının da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 129 oranında artığını, sizlerle paylaşmak istiyorum. 2009 yılında ortalama 8,4 ay olan rapor düzenleme süresi, şu an itibariyle 3,1 aya inmiştir. Bu yılın sonuna kadar bu süreyi 2 aya indirmek enstitünün önemli hedeflerinden birisidir.”
Popüler Söylemlerin Başvuruları İnceleniyor
Bakan Ergün, patent başvurularının ürüne, teknolojiye dönüşmesinin de takibini yapacaklarını belirterek, dünyada bu ortalamanın yüzde 3 civarında olduğunu, ancak bu rakamın da üstüne çıkmak için çalışacaklarını ifade etti.
Bir gazetecinin, “Seçim zamanında söylenen bazı sözler vardı. Örneğin; Püskevit, Atma Recep din kardeşiyiz gibi… Bunlarla ilgili patent başvurularının olduğunu biliyoruz. Ne söyleyeceksiniz?” şeklindeki sorusu üzerine Ergün, şöyle konuştu:
“Tabii ki bir takım popüler söylemler hemen markaya dönüştürülmek istenebiliyor. Bu söylediğiniz hususların hepsiyle ilgili patent başvuru yapılmış. ‘Püskevit’ başvurusu da ‘Kanal İstanbul’ başvurusu da ‘Atma Recep din kardeşiyiz’ başvurusu da var. Bu başvurularla ilgili yasal süreçler şu an devam ediyor. Başvurulara itiraz var mı? Teknik açıdan doğru yapılmış mı? gibi süreçler devam ediyor. Henüz markalaşma süreçleri tamamlanmadı bunların. Biraz zaman alıyor, askıda kalıyor. İtiraz süreleri var. Ama toplumdaki orijinal bakış açılarını yansıtması açısından önemli tabii. Hemen birisi parlak bir söz duyduğunda, ‘Acaba bunu markalaştırabilir miyim?’ diye çalışmaların olması aslında iyi. Toplumun dinamik bir zekaya sahip olduğunu gösteriyor.”
Kaynak: Dünya Gazetesi