ÇALIŞANIN MÜŞTERİ İLE İLİŞKİYE GİRMESİ-FESHİN GEÇERLİ NEDENE DAYANMASI
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 06.12.2010 tarih 2009/37801 E. 2010/36261 K. sayılı kararı çalışanın müşteri ile ilişkiye girmesi bunun çalışma yaşamına etkisi ve feshin geçerli nedene dayanması ile ilgilidir.
Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmaksızın işverence feshedildiğini, fesih nedenlerinin tümüyle gerçek dışı olduğunu belirterek, feshin geçersizliğine, işe iadeye ve yasal haklarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, feshin geçerli nedene dayandığını, davacı hakkındaki soruşturmanın bir müşterinin davacının kendisi ve eşini tehdit ettiğine ilişkin şikayet dilekçesi ile başladığını, davacının savunmaları ile müşteri ifadeleri arasında tutarsızlıkların bulunduğunu, şikayet sahibi kişilere ait iş yerinden aldığı hizmetlerin bir kısmının ücretini ödememek suretiyle iş ve insan ilişkilerinden doğan hediyeler ölçüsünü aşan düzeyde menfaat sağlaması, amiri ve çalışma arkadaşlarının hakkındaki olumsuz kanaatleri de dikkate alınarak işine son verildiğini savunarak, dayanın reddini talep etmiştir,
Mahkemece, idari soruşturma raporunda davacı için yükselmeyi durdurma cezası önerildiği, soruşturmada davacı ile ilgili iddiaların bir kısmına yönelik somut bir kanıt bulunamadığı, özel hayatındaki ilişkilerin banka itibarını gelecek dönemde olumsuz etkileyebileceği ihtimaliyle sözleşmeye son verildiği, fesih bildirimindeki gerekçelerin gerçekleştiğinin somut olarak kanıtlanamadığı ihtimale dayalı yapılan feshin geçerli nedene dayanmadığı değerlendirilerek işe iadeye karar verilmiştir.
.
İşçinin geçerli bir feshe neden olabilecek davranışları iş yasasının 25.maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı nedenlerden farklıdır. Yargılama sırasında bu nedenlerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelinin çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa,iş yerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve iş verenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa İş Yasası’nın 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
.
Somut olayda, davacı bireysel satış koordinatörü olarak yaklaşık 13 yıldır işyerinde çalışmaktadır. İş sözleşmesi, bazı müşteriler ile bankanın piyasadaki imaj ve itibarını olumsuz yönde etkileyebilecek ve çevrenin eleştirisine konu olabilecek nitelikte ilişkiler yaşaması, özel hayatındaki ilişkilere banka çalışanlarından beklenen ciddiyetle yaklaşmaması, bir müşteri sahibi olduğu işyerinden aldığı hizmet bedellerinin büyük bir bölümünün karşılığını ödememek suretiyle iş ve insan ölçülerinden beklenen ölçünün dışında menfaat sağladığı, astlarına ve müşterilere karşı kaba ve kırıcı tavırlar sergilediği, astlarını sık sık azarlaması, gerekli sabrı gösterememesi, beklenen olumlu katkıyı yaratamaması nedeniyle feshedilmiştir. Dosya içeriğinden bir bayan banka müşterisinin teftiş kuruluna davacı hakkında verdiği şikayet dilekçesi üzerine soruşturma başlatıldığı anlaşılmaktadır. Soruşturma sırasında anılan müşteri, eşi ile davacının özel ilişki içinde olduğunu anladığını, bunun ortaya çıkması üzerine davacının eşinin telefonlarına yolladığı kısa mesajlarla kendilerini tehdit ettiğini, sosyal yaşamdaki konumları nedeniyle cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunamadıklarını, davacının diğer ilişkileri nedeniyle kendisinden çekindiklerini ifade etmiştir. Sözü edilenin eşi de, davacı ile 2004 yılından beri ilişkisi olduğunu doğrulamış, eşinin durumu öğrenmesi üzerine ilişkisini bitirdiğini, ancak davacının vazgeçmeyip telefonlarından kendisini rahatsız ettiğini söylemiş, hesap durumunun kontrol edilmesini istemiştir.
Hesaplar üzerinde yapılan denetimde, davacının bir usulsüz işlemine rastlanmamıştır. Söz konusu karı kocanın sahip olduğu ve estetik-tıbbi hizmetler verdiği anlaşılan işyerinde, davacının da bir takım işlemler yaptırdığı belgelerden görülmektedir. Davacının bu işlemlerin bedelini ödemediğine ilişkin iddia ispatlanmamıştır, ancak işlemlerin niceliği banka-müşteri ilişkileri açısından dikkati çekmektedir. Bir başka müşteri ile yaşadığı özel ilişki nedeniyle de bir takım olumsuzlukların bulunduğu idari soruşturma sırasında dinlenen kişilerin beyanlarından anlaşılmaktadır.
.
İşçinin özel yaşamı ve ilişkilerinin işverenin ilgi alanı dışında bulunduğu açıktır. Ancak davacının müşterisi olan evli bir erkekle özel ilişkiye girdiği, söz konusu kişinin eşi tarafından, bu münasebeti ve eşi ile kendisini tehdit ettiği İçin işverene şikayet edildiği de dosya içeriğine göre sabittir. Şikayet üzerine idari soruşturma başlatılmış, davacı ve ilgililerin beyanlarına başvurulmuş, olay işyeri çevresinde bilinir hale gelmiştir. Bankacılık piyasasında ve müşteri çevresinde bilinmemesi sonuca etkili değildir. Fesih varsayıma dayalı olarak nitelendirilemez. İsçinin olumsuz davranışları yüzünden artık iş ilişkisi işveren açıcından normal ölçülerde sürdürülemez haldedir. İhbar ve kıdem tazminatlarının ödenmiş olması durumu değiştirmeyecektir. Fesih geçerli nedene dayanmaktadır ve davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Av. Burcu Demirden
İş Hukuku Enstitüsü
kaynak :http://www.ishukuku.org/index.php?option=com_content&view=article&id=176:ishukukuenstitusu