İnsanoğlu dünya'ya geldiği andan itibaren, tehlikeli dostlarla ilgili tanışıklığı ve serüveni başlamış olur.
Günlük yaşantımızda bunlara her gün şahit olmaktayız.
Bizim konumuz sosyal güvenliğin hangi tehlikeli risk durumlarını ortadan kaldırmayı hedeflediğini sizlerle paylaşacağız.
İstihdam Açısından Çalışanları Bekleyen Riskler;
a.)Tam Süreli Çalışanlar,
b.)Kısmi ve Çağrı Üzerine Çalışanlar,
c.)İnşaat,Maden,Tarım,Kara,Hava,Deniz Ulaşım,Taşımacılık Sektörü Çalışanları,
d.)İşsiz Vatandaşlar
e.)Emekli Olup Çalışanlar,
f.)Kayıtdışı Çalışmaya Zorlananlar
g.)Stajyer Kapsamında Öğrenciler.
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin kuruluşunun temel amacı,sigortalıların ,iş kazası,meslek hastalığı ,ölüm,malülliyet hallerinde hak sahiplerine , insanca yaşam düzeyini sürdürmesini sağlayacak sistemin kurgulanması hedeflenmiştir.
Hayatta karşılaşacağımız davetsiz tehlikeli misafirlere karşı ,devlet tarafından çalışanlarına koruma kalkanı geliştirilmiştir.
Kanun hedefinde karşılaşılan tehlikeleri tam manası ile ortadan kaldırmasa bile ,en az zararla atlatılmasını sağlamalıdır.
Ülkemizde Sosyal Güvenliği temel taşlarının belirleme de ILO standartları etkili olmuştur.
Türk Sosyal Güvenliği Kanunları da buna göre şekillenmiştir.
Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 105 sayılı Sözleşmesi aşağıdaki risklerin, sistem tarafından karşılanması gerektiğini ortaya koyar:
1. İş kazalarıyla meslek hastalıkları,
2. Analık hali,
3. Hastalık (sağlık yardımları),
4. Hastalık (işgöremezlik yardımları),
5. Sakatlık,
6. Yaşlılık,
7. Ölüm,
8. Aile yükleri,
9. İşsizlik
Yukarıdaki yazılı risklerden 8'i yıllar içinde kademeli olarak uygulama alanı bulmuştur.Şu anda ülkemizde torba yasa görüşmelerinde bile siyasi irade tarafından dikkate alınmayan ,taslak halinde dahi olmayan AİLE YÜKLERİ sigortası hayata geçirilmemiştir.
Bu sigorta kavramı yerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından bazı sosyal paketler uygulamaya konulsa da, EYTmağdurları için ihtiyaçlarına cevap vermemektedir.
AİLE YÜKLERİ sigortası önümüzdeki dönemlerde siyasi partilerin öncelikle seçim bildirgelerinde yer almalıdır.
Günümüz çalışma hayatında ''En az Ücret'' dayatması olan Asgari ücret bile Fazla Mesai ,AGİ dahil söylemleri ile çalışanlara düşük emekli aylığı alma tehlikesi ile karşı karşıya olmalarına rağmen , denetimde çift başlılık olmasıyla birlikte kayıt içinde olup ,Asgari Ücretle çalışan emsal işçilere göre düşük ücret politikaları da Sosyal Güvenliğe tehlike oluşturmaktadır.
Sosyal Güvenliğin kayıtdışı çalışma en önemli risklerden biridir. Kayıtdışı mücadelede özellikle denetim sahasında aktif görev yapanSGK Denetmenleri Rehberlik ve Teftiş Kurulu bünyesinde ele alınmalı ,alanında yeni bir hukuki kimlik kazandırılmak suretiyle dev bir denetim ağıyla , öncelikle işverenler ve onların vekilleri eğitilmeli ,denetimdeki temel kavramların neler olduğu ,nelere dikkat edileceği gibi konularda düzenlemeye gidilmelidir.
6331 sayılı İSG kanun kapsamında eğitimlere önem verilmesi gerekiyor.
Ülkemizde işyeri sahiplerine konularına hakim Sosyal Güvenlik Müşavirleri ile çalışmaya özendirici yasal düzenlemelere yer verilmelidir.
ÇSGB üzerinde titizlikle durması gereken bir noktada YEMİNLİ SOSYAL GÜVENLİK MÜŞAVİRLİĞİ kanunu ile birlikte denetimde hizmet verecek olan Sosyal Güvenlik Müşavirlerine denetim yetkisi verilmeli , düzenleyecekleri denetim raporları doğrultusunda riskli işyerleri uyarılmalıdır.
ÇSGB İşverenlere yeni bir maliyet yükü gelir endişesi ile rafa kaldırılan bu kanunu hızla TBMM yeni yasa döneminde ele aldığında en azından çalışma hayatında en az tehlike riski ile işlemlerin yapılacağını bundan devletin kazançlı çıkacağını ,ayrıca yeni istihdam sahaları yaratılacaktır.
TEHLİKELİ MİSAFİR HER AN KAPIMIZI ÇALMADAN önlem alınması gerekir.