Son günlerde çalışma hayatı ile ilgili olarak tartışılan konulardan biri de; kıdem tazminatı. Daha doğrusu kurulması düşünülen ve yasa ile kurulması öngörülen “Kıdem Tazminatı Fonu”.
Aslına bakılırsa ilk çıktığı günden itibaren çalışma hayatında hemen hemen sürekli olarak tartışma konusu olan ve üzerindeki farklı düşünceler hiç bitmeyen bir husus kıdem tazminatı. Çünkü kıdem tazminatı işverenler açısından önemli bir maliyet yükü olmanın yanında, işçiler açısından da bazen tahsilatı konusunda oluşan zorluklar nedeniyle sürekli olarak tartışma uyuşmazlık konusu olmuştur.
Kıdem tazminatı ilk olarak çalışma hayatımıza ilk olarak 12.06.1936 tarih ve 3008 sayılı yasa ile birlikte girmiştir. İlk çıktığı andan itibaren, hatta hazırlık aşamasında tanımı üzerinde tartışmalar başlamış ve halen de süregelmiştir.
Bir görüşe göre kıdem tazminatı; işçinin işyerindeki yıpranmasının karşılığı olan bir ödemedir. Nitekim çalışma dünyasında kıdem tazminatı, “yıpranma parası” olarak da isimlendirilmektedir. Bir görüşe göre ise kıdem tazminatı; gecikmiş bir ücret olarak ele alınırken, bir diğer tanımda ise; işçinin işyerine olan sadakatinin karşılığı olan bir hak olarak ele alınmaktadır. Ayrıca kıdem tazminatının işçinin iş güvencesini sağlayan bir unsur olduğu da ifade edilmektedir.
Nitekim 1927 sayılı Yasa'nın gerekçesine bakıldığında: “Kıdem tazminatı müessesesinin işçilerin gelir ve iş güvenliğini sağlayıcı ve keyfi işten çıkarılma işlemlerinin işçi aleyhine doğurduğu sonuçları giderici niteliği yanında, güvenlikli ve gerçek hüviyetli bir sendikalaşma hareketine yardımcı ve hatta büyük katkıda bulunabileceği de günümüzde kabul edile gelen bir gerçektir.” şeklindeki açıklamadan kıdem tazminatının işten çıkarmayı zorlaştıran, bu nedenle de iş güvencesini sağlayan bir unsur olduğu anlaşılabilir.
Yukarıda belirtildiği gibi kıdem tazminatı ile ilk olarak 3008 sayılı İş Kanunu ile tanıştık. Bu ilk düzenlemede bugüne kıyasla kıdem tazminatına hak kazanmak için gerekli çalışma süresi bir hayli fazla idi ve miktarı da günümüzdekinin yarısı kadardı. İlk düzenlemede işçilerin kıdem tazminatına hak kazanabilmeleri için en az beş yıl çalışmış olmaları gerekiyordu. Bunun karşılığı olarak beş seneden fazla olan her tam iş senesi için on beş günlük ücretleri tutarında kıdem tazminatı alıyorlardı. Düzenlemeye bakıldığında günümüzden farklı olarak iş sözleşmesi işçi veya işveren tarafından her ne şekilde feshedilirse edilsin kıdemi beş yılı aşıyorsa işçiye kıdem tazminatı ödeniyordu.
Beş yıllık çalışma süresinin fazlalığı ilk çıktığı andan itibaren hemen tartışmaya açıldı. Gerçekten işyerlerinde çalışan işçilerin ortalama kıdem sürelerine bakıldığında, kıdem tazminatı alabilecek kıdemde işçi bulmak bir hayli zor görünüyordu. Bu nedenle olsa gerek, 25.01.1050 tarihli ve 5518 sayılı Yasa ile getirilen değişiklikle birlikte, işçilerin kıdem tazminatına hak kazanmaları için gerekli olan çalışma süresi üç yıla indirildi. Bunun yanında her fesih durumunda kıdem tazminatı ödenmesinden vazgeçildi. Belirli nedenlerle hizmet sözleşmesinin fesih durumlarında kıdem tazminatı ödenmesi benimsendi.
25.08.1971 tarih ve 1475 sayılı İş Kanunu ile birlikte 15 günlük kıdem tazminatı süresinin toplu iş sözleşmeleri ve hizmet akitleri ile arttırılabileceği hükmü getirildi.
Kıdem tazminatı ile ilgili olarak 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14’üncü maddesi üzerindeki en önemli değişiklik 12.07.1075 tarih ve 1927 sayılı yasa ile yapıldı. Bu değişiklikle birlikte kıdem tazminatına hak kazanmak için gereken çalışma süresi üç yıldan bir yıla indirildi. Ayrıca her tam yıl için ödenecek kıdem tazminatı miktarı da 15 günden 30 güne çıkarıldı. Kamu kuruluşlarında geçen çalışma sürelerinin birleştirilmesi ve bu şekilde toplam çalışma süresine göre kıdem tazminatı ödenmesi yönünde düzenleme getirildi. Kıdem tazminatına esas alınacak ücretin ne olduğuna yönelik tanımlama yapıldı. Hemen hemen kıdem tazminatına ilişkin olarak günümüzde yürürlükte bulunan düzenlemelerin çoğu belirtilen 1927 sayılı yasa ile getirildi. İlk defa kıdem tazminatına tavan düzenlemesi de anılan bu 1927 sayılı Yasa ile getirildi.
İlk defa kıdem tazminatı ile ilgili olarak fon düzenlenmesinden de, açıklanan yasa ile 1975 yılında bahsedildi. Ancak bu ilk düzenlemeden 36 yıl geçmesine karşın günümüze kadar maalesef bu konuda bir düzenlemeye gidilemedi. Sosyal taraflar bu konuda uzlaşamadı.
Devam edecek..
Çalışma hayatına ilişkin soru ve sorunlarınıza yanıt aradığımız TV programımız “Çalışma Hayatı” her Salı 17.40’ta Kanal35'te canlı olarak yayınlanmaktadır. Sorularınızı bekliyoruz.
Sağlık ve sosyal güvenlikle kalın.
Kadri KABAK
Kıdem Tazminatı Fonu süreci
ANA SAYFA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ