1-GİRİŞ
Bilindiği üzere katma değer vergisi (KDV), üretimin ilk aşamasından başlayıp mal ve hizmetlerin nihai tüketiciye ulaştığı aşamaya kadar her aşamada yaratılan katma değerin vergilendirilmesini öngören dolaylı bir vergi türüdür. Bünyesinde bulundurduğu indirim mekanizması sayesinde mükellefler belirli bir dönemdeki teslim ve hizmetleri için hesapladıkları KDV’den, mal ve hizmet alımları için ödedikleri KDV ile yapılan giderle-re ilişkin ödedikleri KDV’yi indirmekte ve varsa aradaki pozitif farkı vergi dairesine yatırmaktadırlar.
Mükelleflerin mal teslimi veya hizmet ifası nedeniyle hesapladıkları KDV’den satın aldıkları mal ve hizmetler ile yapılan giderler için öde-dikleri KDV’yi indirim konusu yapabilmeleri için gerekli şekil şartları ile indirim konusu yapabilecekleri ve yapamayacakları KDV’ye ilişkin düzenlemelere 3065 sayılı KDV Kanunu’nun “İndirim” başlığını taşıyan üçüncü bölümünde yer verilmiştir. Bu bölümde ayrıca satın alınan mal ve hizmetler ile yapılan giderler için ödenen KDV’nin hangi dönemlerde in-dirim konusu yapılabileceği de düzenlenmiştir.
Kanunun 29/3 maddesi hükmüne göre indirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların ka-nuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilmekte-dir.
Çeşitli nedenlerle fatura ve benzeri belgeler alıcıya geç intikal edebil-mektedir. Böyle durumlarda söz konusu belgelerde yazan ve ait olduğu dö-nemde indirim konusu yapılamayan KDV’ye ilişkin mükellefler tarafından nasıl bir işlem yapılacağı önem arz etmektedir. Çalışmamızın takip eden bölümlerinde konuya ilişkin açıklamalara yer verilecektir
2-KONUYA İLİŞKİN DÜZENLEMELER
KDV Kanunu’nun 29’uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi-ne göre mükellefler yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den, kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenle-nen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilirler.
Anılan maddenin üçüncü fıkrasına göre indirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların ka-nuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir.
Görüleceği üzere 29’uncu maddenin üçüncü fıkrası hükmüne göre satın alınan mal ve hizmet ile yapılan giderlere ilişkin ödenen (tahakkuk eden) KDV’nin hangi dönemde indirim konusu yapılabileceğinin belirlen-mesine ilişkin birbirine bağlanmış iki kısıt durum söz konusudur.
Bunlardan ilkine göre KDV indirimi, ilgili vesikanın (fatura vb.) ka-nuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilecektir. Örneğin, yevmiye defterine 04.12.2010 tarihinde kaydedilen 28.11.2010 tarihli faturada yazan KDV Kasım/2010 dönemi için verilen KDV beyan-namesinde değil, Aralık/2010 dönemi için verilen KDV beyannamesinde indirim konusu yapılabilecektir. Benzer şekilde çeşitli nedenlerle mükel-lefe geç ulaşan 12.08.2010 tarihli faturanın mükellef tarafından yevmiye defterine 01.10.2010 tarihinde kaydedilmesi durumunda faturada yazan KDV, Ekim/2010 dönemi için verilen KDV beyannamesinde indirim ko-nusu yapılabilecektir.
İkinci kısıt duruma göre indirim hakkı, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla kullanılabilmektedir. Örneğin, 31.12.2010 tarihli faturanın herhangi bir nedenle mükellefe gecikmeli ola-rak gelmesi ve bunun 05.01.2011 tarihinde yevmiye defterine kaydedilme-si durumunda söz konusu faturada yazan KDV’nin Ocak/2011 dönemine ilişkin verilecek olan KDV beyannamesinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır. Zira KDV Kanunu’nun 10/b maddesi hükmü-ne göre fatura ve benzeri belgelerin düzenlenmesi vergiyi doğuran olayın meydana geldiğine karinedir. Burada vergiyi doğuran olay 2010 yılında vuku bulmuş ve faturanın defterlere kaydedildiği tarihte vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmıştır.
Kanun seviyesinde yapılan bu düzenlemeler irdelendiğinde karşımıza çıkan soruları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Faturanın yasal defterlere kaydedildiği tarihin, vergiyi doğuran ola-yın vuku bulduğu takvim yılından sonraki bir tarih olması nedeniyle indi-rim konusu yapılamayan KDV’ye ilişkin nasıl bir işlem yapılacaktır?
- Fatura tarihi ile yasal defterlere kayıt tarihi arasında kanunda öngö-rülenden daha uzun bir süre bulunması hususunun KDV indirimi hakkına etkisi bulunmakta mıdır?
- Özel hesap dönemi kullanan mükelleflerde durum ne olacaktır?
2.1-Vergiyi Doğuran Olayın Vuku Bulduğu Takvim Yılı Aşılmış Olması Nedeniyle İndirim Konusu Yapılamayan KDV
Yukarıda da değinildiği üzere mükellefler yaptıkları vergiye tabi işlem-ler üzerinden hesaplanan KDV’den, kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dola-yısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilirler. İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kayde-dildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir. Buna göre mükellefler ver-giyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşıldıktan sonra, yasal def-terlerine kaydetmiş olsalar dahi, faturada yazan KDV’yi indirmeye hakları bulunmamaktadır.
KDV Kanunu’nun 29’uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan hü-kümler mükellefler açısından bir zorunluluk değil haktır. Bu husus“…..… faaliyetlerine ilişkin olarak aşağıdaki vergileri indirebilirler.” ifadesin-de kendini açıkça göstermektedir. Dolayısıyla burada ihtiyari bir durum söz konusudur. Her ne kadar mantık kurallarına uymasa da dileyen mükel-lefler bu haklarını kullanmayabilirler.
Aynı Kanunun 58’inci maddesinde ise mükellefin vergiye tabi işlem-leri üzerinden hesaplanan KDV ile mükellefçe indirilebilecek KDV, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilemeye-ceği belirtilmiştir. Bu hüküm dolaylı olarak indirim konusu yapılamayan KDV’nin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilebileceğini söylemektedir.
Bu noktada 58’inci madde ile 29/3 maddede yer alan “indirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döne-minde kullanılabilir.” hükmü birlikte dikkate alındığında, vergiyi do-ğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılması nedeniyle indirilemeyen KDV’nin, yasal defterlere kaydedilmek koşuluyla takip eden dönem gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alına-bileceği sonucuna varılmaktadır.
2.2-Fatura Tarihi ile Kayıt Tarihi Arasında Kanunda Öngörülen-den Daha Uzun Bir Süre Bulunması Hususunun KDV İndirimi Hak-kına Etkisi Bulunmakta Mıdır?
Konuya ilişkin olarak 23 seri no’lu KDV Genel Tebliği’nin “H-Vergi İndirimi” başlıklı bölümünün “3-İndirim Zamanı” alt başlığı altında yapı-lan açıklamalar aşağıdaki gibidir.
“3065 sayılı KDV Kanunu’nun 29’uncu maddesine eklenen 3’üncü fıkra ile indirim hakkı vergiye doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergi-lendirme döneminde kullanılabileceği hükme bağlanmıştır.
Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanunu’nun kayıt nizamına ilişkin 219’uncu maddesinin “a” bendinde; “Mualemelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir.” hükmü yer almaktadır. Aynı Kanununun 352/I-6’ncı maddesinde ise bu hükme aykırı hareket edilmesi halinde, 1’inci derece usulsüzlük ce-zası uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, fatura ve benzeri vesikalar 10 gün içinde defterlere kayde-dilebilecek, indirim hakkı ise vesikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde kullanılabilecektir. Ancak bu indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu yıl içinde kullanılması yani yılın aşıl-maması gerekir. Meselâ; 28 Ağustos 1986 tarihli alış faturasının 10 günlük süreyi aşmayacak şekilde 5 Eylül 1986 tarihinde deftere kayıt edilmesi ha-linde faturada gösterilen KDV Eylül 1986 dönemi işlemlerine dâhil edile-rek indirim konusu yapılabilecektir.
Mükelleflerin alış ve giderlerine ilişkin vesikaların kendi iradeleri dışındaki sebeplerle işletmeye kayıt süresi geçtikten sonra intikal etmesi halinde, ispat ve tevsik edilmek şartıyla olayın mücbir sebep olarak kabul edilmesi ve vesikaların kayıt süresinden sonra kayda alınması mümkündür.
Mükellefler bu suretle belgeleri kanuni sürenin geçmesinden sonra def-ter kayıtlarına almaları halinde de fatura ve benzeri vesikalarda ayrıca gösterilen KDV bu belgelerin kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendir-me döneminde indirim konusu yapılabilecektir. Mesela; yukarıda sözü edi-len 28 Ağustos 1986 tarihli faturanın 16 Ekim 1986 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde Ekim 1986, 4 Kasım 1986 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde de Kasım 1986 vergilendirme dönemlerinde indirim konusu yapı-labilecektir. Ancak her halükarda 1986 yılının içinde kesilen faturanın o yıl defterine kayıt edilip, yine o yılda indirim konusu yapılması gerekmekte olup, yukarıdaki örnekte belirtilen faturada yer alan verginin Ocak 1987 veya müteakip vergilendirme dönemlerinde indirimi söz konusu olamaya-caktır. Ancak Vergi Usul Kanunun kayıt nizamı hükümlerine uyulmaması halinde anılan Kanunda belirtilen müeyyidelerin uygulanacağı tabiidir.”
Görüleceği üzere Tebliğ hükümleri oldukça açıktır. Vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılının aşılmaması ön koşuluyla, fatura tarihi ile yasal defterlere kayıt tarihi arasında kanunda öngörülenden daha uzun bir süre olmasının KDV indirim hakkına etkisi bulunmamaktadır. Örneğin 20.09.2010 tarihli faturanın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 219’uncu maddesinde yer alan 10 günlük süre geçtikten sonra, 18.11.2010 tarihin-de, defterlere kayıt edilmesi durumunda söz konusu faturada yazan KDV tutarı, Kasım/2010 dönemi için verilecek beyannamede indirim konusu yapılabilecektir.
Bununla beraber kayıt zamanına ilişkin 213 sayılı VUK’un 219’uncu maddesinde yer alan zorunluluklara uyulmaması halinde bu husus 352/I-6 maddeye göre usulsüzlük cezasını gerektirmektedir.
2.3-Özel Hesap Dönemi Kullanan Mükelleflerin Durumu
Özel hesap dönemi kullanan mükelleflerin alış ve giderler için öde-dikleri KDV’nin indirim zamanına ilişkin açıklamalara 15 sıra no’lu KDV Sirkülerinde yer verilmiştir. Söz konusu sirkülerde yapılan açıklamalar aşağıdaki gibidir:
“1-Giriş:
Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, gelir veya kurumlar vergisi yö-nünden özel hesap dönemi tayin olunan mükelleflerin geçmiş takvim yılına ait alış faturalarında gösterilen KDV’yi bir sonraki yılda ve hesap dönemi kapanmadan indirim konusu yapıp yapamayacakları konusunda tereddüte düştükleri anlaşılmaktadır.
2-KDV’de İndirim:
KDV Kanunu’nun 29’uncu maddesine 3297 sayılı Kanunun 9’uncu maddesiyle eklenen 3’üncü fıkrada indirim hakkının vergiyi doğuran ola-yın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hükme bağlanmıştır.
KDV Kanunu’nun 29’uncu maddesine 3297 sayılı Kanunla eklenen fıkranın gerekçesinde ise KDV mükelleflerinin indirim haklarını geç kul-lanmalarının lehlerine olmadığı, belirtilerek gelir ve kurumlar vergisi uy-gulamaları ile paralellik sağlamak bakımından indirim hakkı kullanımının takvim yılı ile sınırlandığı ifade edilmiştir.
Öte yandan, Vergi Usul Kanunu’nun 174’üncü maddesinde “Hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır. Şu kadar ki, takvim yılı dönemi fa-aliyet ve muamelelerinin mahiyetine uygun bulunmayanlar için, bunların müracaatı üzerine Maliye Bakanlığı 12’şer aylık özel hesap dönemleri bel-li edebilir.” denilmiştir.
3-Özel Hesap Dönemi Tayin Olunan Mükelleflerce İndirim Hakkının Kullanılması:
Bu hüküm ve açıklamalara göre, hesap dönemi takvim yılı olan mükel-lefler indirim haklarını yıl içinde kullanabildiklerinden, gelir veya kurum-lar vergisi bakımından özel hesap dönemine tabi olan KDV mükelleflerinin de yüklendikleri KDV’yi özel hesap dönemini aşmamak şartıyla belgelerin kanuni defterlere kaydedildiği tarihte indirmeleri mümkün bulunmakta-dır.”
Görüleceği üzere özel hesap dönemi kullanan mükellefler satın aldık-ları mal ve hizmetler ile giderlerine ilişkin ödedikleri KDV’yi özel hesap dönemi aşılmamak koşuluyla indirim konusu yapabilmektedirler.
Örneğin hesap dönemi 01.09.2010-31.08.2011 tarihleri arası olan bir mükellef 26.11.2010 tarihli alış faturasını 04.12.2010 tarihinde yasal def-terlerine kaydetmesi durumunda faturada yazan KDV’yi Aralık/2010 be-yannamesinde indirim konusu yapabilecektir. Aynı mükellef 29.08.2011 tarihli alış faturasını 07.09.2011 tarihinde yasal defterlerine kaydetmesi durumunda faturada yazan KDV tutarını ne Ağustos/2011 ne de Eylül/2011 dönemi için vereceği KDV beyannamesinde indirim konusu yapabilecek-tir. Zira faturanın yasal defterlere kaydedildiği tarihte hesap dönemi aşıl-mıştır.
3-KONUYA İLİŞKİN MUKTEZALAR
3.1-İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 08.05.2006 Tarih ve B.07.1.GİB.4.35.17.01 /KDV.02.401/3981 Sayılı Muktezası
İlimiz ………….. Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün …………… vergi numaralı mükellefi ……………….. A.Ş. tarafından Başkanlığımıza veri-len 31.03.2006 tarihli dilekçe ve eklerinin birer örneği gönderilerek, KDV Kanunu’nda, ilgili takvim yılından sonraki dönemde gelen ve geldiği dö-nemdeki kayıtlara intikal ettirilen faturalarda yer alan tutarların Gelir ve Kurumlar Vergisinden indirim yapılabileceğine ilişkin hüküm bulunup bu-lunmadığı hususunda adı geçen mükellefe verilecek cevaba esas olmak üze-re KDV yönünden Müdürlüğümüz görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.
Yukarıda belirtilen Kanun hükümleri ve Genel Tebliğde yapılan açık-lamalar uyarınca, ilgili takvim yılından sonraki dönemde gelen ve geldiği dönemdeki kayıtlara intikal ettirilen ancak, vergi dâhil toplam bedel üze-rinden düzenlenen faturalarda yer alan tutarların Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indiriminin mümkün bulunması ha-linde, toplam tutar içinde yer alan KDV’nin de Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru ola-rak değerlendirilmesi mümkün bulunmaktadır.
3.2-Gaziantep Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 30.06.2006 tarih ve B.07.1.GİB.4.27.15. 01/06-515-23/30.06.2006 Sayılı Muktezası
İlgide kayıtlı dilekçenizde …….. Vergi Dairesinin … vergi numara-sında kayıtlı kurumlar vergisi mükellefi şirket olduğunuzu, şirketinize 23.12.2005 tarihinde 1 adet kamyon, 2 adet çekici ve 2 adet yarı römork satın aldığınızı, söz konusu araçların alış faturalarının 23.12.2005 tarihi-ni gösterdiğini, araçların faturalarının 2005 yılı Aralık ayında defter ka-yıtlarınıza intikal ettirildiğini, ancak araçların trafik işlemlerinin uzaması nedeniyle 2005 yılı Aralık ayı KDV beyannamesinde indirim konusu ya-pılamadığını, araçların alımı sırasında ödenen KDV tutarının 54.974,52 TL olduğunu, 31.01.2006 tarihinde vergi dairenize düzeltme beyannamesi vermek istediğinizde vergi dairesi yetkililerince düzeltme beyannamesinin işleme konulması hususunda tereddüt hasıl olduğu belirtilerek 2005 yılı içinde alınan ancak 2005/12 dönem KDV beyannamesinde indirim konusu yapılamayan araç alımlarında ödenen katma değer vergilerinin 31.01.2006 tarihli düzeltme beyannamesi ile indiriminin mümkün olup olmadığı husu-sunda bilgi verilmesi istenilmektedir.
Buna göre 2005 yılı içinde şirketinize alınan araçlar için ödenen fakat sehven 2005/12 dönem KDV beyannamesinde indirim konusu yapılama-yan KDV’nin, belgelerin 2005 yılında yasal defterlerinize kaydedildiğinin ispatlanması şartıyla düzeltme beyannamesiyle indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
Ancak söz konusu verginin 2005 yılında yasal defterlerinize kaydedil-memiş olması halinde takvim yılının aşılmış olması nedeniyle düzeltme beyannamesiyle indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan, yeni hesap döneminde kayıtlara intikal ettirilmiş olması halinde bu dönem kurumlar vergisinin tespiti yönünden mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır
3.3-Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 23.03.2009 Tarih ve B.07.1.GİB. 04.99.16.01/2-MUK-445 Sayılı Muktezası
3065 sayılı KDV Kanunu’nun 29’uncu maddesinin birinci fıkrasın-da, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan
KDV’den, bu Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirim konu-su yapabilecekleri belirtilmiştir.
Maddenin üçüncü fıkrası gereğince indirim hakkı, vergiyi doğuran ola-yın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilmektedir.
Öte yandan konuya ilişkin olarak yayımlanan 23 seri no’lu KDV Genel Tebliği’nin “Vergi İndirimi” başlıklı bölümünde, indirim zamanı indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şar-tıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döne-minde kullanılabileceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre, 2008 yılı ile ilgili olarak hesap dönemi kapandıktan sonra alınan faturalara ilişkin KDV’nin, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu hesap dönemi aşıldığından, indirim konusu yapılması mümkün bulunma-maktadır.
Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6’ncı mad-desinde kurumlar vergisinin, mükellefin bir hesap dönemi içinde elde -et tikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümleri-nin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsel-lik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Vergi uygulamaları açısından tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri gereğince, her gelir veya gider unsuru ait olduğu hesap döneminin kazancının tespitinde dikkate alınmalıdır.
Bu çerçevede, hesap dönemi kapandıktan sonra gelen faturalarda yer alan tutarlar, şirketinizce tahakkuk ettirildikleri dönemin gideri olarak de-ğerlendirilecektir. Ayrıca söz konusu faturalarda yer alan ve indirim konu-su yapılamayan KDV tutarının maliyet veya gider unsuru olarak dikkate alınması mümkündür. Bu tutarların gider olarak dikkate alınması halinde, ilgili oldukları döneme ilişkin kurum kazancının tespitinde dikkate alınma-ları gerekmektedir.
3.4-İstanbul Defterdarlığı’nın 25.01.2006 Tarih ve KDV.MUK. B.07.1.GİB.4.34.17. 01.29./431 Sayılı Muktezası
İlgi dilekçenizde, ...................... özel hesap dönemine sahip şirketinize kesilen ......................dönemine ait faturaların ......................KDV beyan-namesi verildikten sonra şirketinize ulaşması nedeniyle tarafınızca ödenen KDV’nin gider olarak kabul edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
3065 sayılı KDV Kanunu’nun 29/1. maddesinde mükelleflerin yap-tıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benze-ri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilecekleri, 34’üncü maddesinde ise yurtiçinden sağlanan veya ithal edilen mal ve hizmetlere ait KDV’nin, alış faturası veya benzeri vesikalar üzerinden ayrıca gösterilmek ve kanuni defterlere kaydedilmek suretiyle indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, 29/3 maddesi gereğince indirim hakkı, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir.
Konuya ilişkin olarak yayımlanan 23 seri no’lu KDV Genel Tebliği’nin, “Vergi İndirimi” başlıklı bölümünde indirim zamanı indirim hakkının ver-giyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili ve-sikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde kulla-nılabileceği hükme bağlanmıştır.
Bu açıklamalara göre, indirime konu verginin fatura ve benzeri belge-lerde ayrıca gösterilmesini ve alış belgelerinin yasal defterlere kaydedilmiş olmasını, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılının aşılma-ması gerekmektedir.
KDV Kanunu’nun 58’inci maddesinde; “Mükellefin vergiye tabi -iş lemleri üzerinden hesaplanan KDV ile mükellefçe indirilebilecek KDV, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edil-mez.” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 174’üncü maddesin-de “Defterler hesap dönemi itibariyle tutulur. Kayıtlar her hesap dönemi sonunda kapatılır ve ertesi dönem başında yeniden açılır. Hesap dönemi
normal olarak takvim yılıdır. Şu kadar ki, takvim yılı dönemi faaliyet ve muamelelerinin mahiyetine uygun bulunmayanlar için, bunların müraca-atı üzerine Maliye Bakanlığı’nca 12’şer aylık özel hesap dönemleri belli edilir.
Bu maddeye göre özel hesap dönemi tayin edilenlerden ticari ve zırai kazançları hesap dönemlerinin kapandığı takvim yılının kazancı sayılır” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, ...................... dönemine ilişkin olarak düzenlenen, ancak gecikme nedeniyle ...................... dönemi beyannamesi verildikten (özel hesap dönemi kapandıktan sonra) sonra gelen satıcı faturalarının takvim yılı aşılmış olması nedeniyle indirim konusu yapılması mümkün bulunma-maktadır. Ancak, yeni hesap döneminde kayıtlara intikal ettirilmiş olması halinde bu dönem kurumlar vergisinin tespiti yönünden mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
4-SON SÖZ
Mükellefler yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den, kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenle-nen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilmektedirler. İndirim hakkının bir diğer koşulu söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olmasıdır.
Bu şartlar altında mükellefler indirim hakkını vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla kullanabilmektedirler. Tak-vim yılı yerine özel hesap dönemi kullanan mükelleflerde indirim hakkı özel hesap dönemiyle sınırlandırılmıştır.
Takvim yılını veya özel hesap dönemini geçiren mükellefler indirim konusu yapamadıkları KDV’yi takip eden dönemde işin mahiyetine göre maliyet ya da gider unsuru olarak dikkate alacaklardır.
KAYNAKÇA
KDVK-15/2004-15 No.lu Katma Değer Vergisi Sirküleri (05.05.2004). T.C. Yasalar (10.01.1961). 213 syılı Vergi Usul Kanunu. Ankara:
Resmî Gazete (10703)
T.C. Yasalar (02.11.1984). 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu.
Ankara: Resmi Gazete (18563)
T.C. Yasalar (18.07.1986). 23 Seri No.lu KDV Genel Tebliği. Ankara: Resmî Gazete (19168)
Bülent SEZGİN*
KAYNAK http://archive.ismmmo.org.tr/docs/malicozum/107malicozum/10%20bulent%20sezgin.pdf