FACEBOOK TAKİP ETMEK İÇİN BEĞEN

31 Ağustos 2011 Çarşamba

Sanal genel müdür

Sanal genel müdür


 

Ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişi olarak tanımlanır. (TBK m.547/1)

Bu tanıma göre, ticari temsilciye verilen yetki hem yönetim hem de temsile ilişkindir.

Örneğin; anonim şirkette bir ticari temsilci genel müdür sıfatı ile atanabilir.

Böylesi bir atama ile, ticari temsilci sıfatı olan genel müdüre, anonim şirketi doğrudan doğruya temsil yetkisi verilmektedir.

Ayrıca, şirketi yönetim yetkisi bulunmaktadır.

Bilindiği üzere, anonim şirketi yönetim kurulu yönetir ve temsil eder.

Anonim şirket yönetim kurulu, genel kurulda seçildikten sonra yapacağı ilk toplantıda kendi arasında iş bölümü yapar.

Yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı ve üye olan kişileri belirler.

Yönetim kurulu kendi arasında iş bölümünü yaptıktan sonra hem yönetim hem de temsille ilgili karar alır.

Bu karar ile, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı ile üyelerin yönetim ve temsil yetkileri ile bunların kapsamı ve ne şekilde kullanılacağı hususları belirlenir.

Böylece, anonim şirket yönetim kurulu başkanının kullanacağı yönetim ve temsil yetkisinin kapsamı ile kullanış biçimi belirlenmiş olmaktadır.

Kuşkusuz, anonim şirket yönetim kurulunun almış olduğu bu kararların şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret sicil müdürlüğüne bildirilmesi ve Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmesi gerekir.

Uygulamada, böylesine iş bölümü ve yönetimi ile temsil konusunda karar alan bazı anonim şirketlerin yönetim kurulu kararı ile yetki verilen yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı ya da üyelerden birini genel müdür sıfatı ile ticari temsilci atadığı görülmektedir.

Atanan genel müdüre ayrıca anonim şirketle ilgili yönetim ve temsil yetkisi de verilmektedir.

Atanan genel müdür, bu sıfatı ile anonim şirket yönetmekte, hukuki iş ve işlemleri gerçekleştirmektedir.

Acaba, bu durum yasa önünde geçerli midir?
Genel müdür ataması ve kendisine verilen yönetim - temsil yetkileri hukuken geçersizdir.

Konu ile ilgili diğer bir sorun ise, böylesine hukuken geçersiz olan anonim şirket yönetim kurulu kararının sicil hukuku yönünden sicile tescilinin talebi halinde, ilgili sicil müdürlüğünün durumu resen, nazara alıp alamayacağıdır.

Yazar : Dr. Mevci Ergün
Eko Haber

kaynak : http://www.huseyinust.com/Thread-Sanal-genel-mudur

Açık Artırma ile Araç Satan İşletmelerde KDV Durumu


Açık Artırma ile Araç Satan İşletmelerde KDV Durumu


.

Son birkaç yıldır otomotiv sektöründe yaşanan gelişmeler, alternatif alımların ve arzın artmasına neden oldu. Yeni otomobillerin fiyatlarının düşmesi ve enflasyonun da gerilemesi ile gerileyen oto kredi faizleri de bu duruma eklenince otomobil alımı hız kazandı.

.
Bu gelişmeler 2. el otoların cazibesinin ve talebinin artmasına neden olurken firmaları alternatif satış kanalları üzerine yoğunlaştırmıştır. Bunlardan biri olan açık artırmayla 2. el oto satışı tassaruf sahiplerinin yeni alım merkezleri haline gelmiştir. Bu cazibeyi artıran hususlar ise alıcılara açık, şeffaf bir piyasa sunması ve araçların kaza durumları gibi detayları gösteriyor olması bu sektörün daha hızla yükselmesine sebep olmaktadır.

Yazımızda açık artırma ile araç satan işletmelerin KDV karşısındaki durumu üzerinde durulacaktır.

a)Binek Otomobil Alımında KDV İndirimi

3065 sayılı Kanunun 30.maddesinin b bendi hükmüne göre, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi faaliyeti ile uğraşan mükelleflerin bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen KDV indirilemez. Hükmü yer almaktadır.

Binek otomobillerini işletmekden kastedilen durum ise, sürücü kursları, gerçek usulde vergilendirilen taksi işletmeciliği, kiralama (rent a car) işi yapan mükellefler iktisap ettikleri binek otomobilleri ile ilgili indirim hakkından yararlanabilmektedirler. Ancak mükelleflerin işletme amacı dışında iktisap ettikleri binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen KDV’lerinin indirimi mümkün değildir. İndirimi yapılmayan bu vergi işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilecektir.[1] Danıştay,9.D. 26.09.2006 Tarih E.2005/679, K.2006/3400 sayılı kararında, araba kiralama faaliyeti ile uğraşan davacı şirketin, aktifinde bulunan iki adet aracı oto kiralama faaliyetinde kullanmaması halinde, bu otomobillerin alış faturalarında gösterilen Katma Değer Vergisinin indirim konusu yapılamayacağı ilişkin vergi mahkemesi kararını onamıştır.

Finansal kiralama yoluyla iktisap edilen binek otomobillerin kira bedelleri dolayısıyla yüklenilen KDV’nin indirimi Kanununun 30/b maddesi uyarınca kabul edilmemektedir. İndirilemeyen bu vergiler doğrudan gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilecektir. [2]

Ticari nitelikte olmasına rağmen, ............ Doblo Combi tarzı araçların binek otomobil olarak değerlendirilmesi nedeni ile KDV’lerinin indirim konusu yapılamamaktadır. Bursa Vergi Dairesinin 12.04.2007 Tarih ve B.07.1.GİB.4.16.16-02 / 554 sayılı özelgesinde ........... Doblo Combi 1.9 JTD Active marka taşıt binek otomobil niteliğine haiz olduğundan bu taşıtın satın alınması dolayısıyla yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapamayacağını açıklamıştır.

Gümrük giriş tarife cetvelinin 87.03 Tarife pozisyonunda” Binek otomobilleri 87.03 de tanımlanmış olup esas itibariyle insan taşımak üzere imal edilmiş diğer motorlu taşıtlar(87.02 sınıfına girenler hariç) 87.04 pozisyonunda ise Eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar sayılmış olup Fiat Doblo Combi kapalı kasa, çift sıra koltuklu araçlar 87.03 tarife pozisyonunda sayılan binek otomobil kapsamında yer almaktadır.

Binek Otomobiline Dönüştürülen Araçlarda KDV İndirimi durumu ise, 87.04 tarife pozisyonundaki panelvan veya kamyonet olarak satın alınan araçlara ödenen KDV, alımın yapıldığı dönemde indirim konusu yapılabilecektir. Ancak bu şekilde araç satın alındıktan sonra, arkaya koltuk eklenmek, cam açmak gibi tadilatlar yapılarak aracın 87.03 tarife pozisyonundaki binek otomobili veya (8+1) kişi taşımak üzere imal edilmiş araca dönüştürülmesi halinde, indirim konusu yapılan verginin Kanun’un 30/b maddesine göre düzeltilmesi gerekmektedir. Düzeltme işlemi, daha önce indirim konusu yapılmış olan KDV’nin, dönüşümü yapılan aracın trafik siciline kayıt ve tescil ettirildiği dönem beyannamesinde hesaplanan KDV’ye ilave edilmek suretiyle yapılabilecektir. Bu şekilde indirim hesaplarından çıkarılacak olan KDV’nin ise doğrudan gider veya maliyete intikal ettirilmek suretiyle telafi edilebilecektir.

Aynı husus, 87.02 tarife pozisyonunda satın alınan minibüslerin, koltukları sökülmek suretiyle 87.03 tarife pozisyonuna giren araçlara dönüştürülmesi halinde de geçerlidir. Örneğin 10 koltuklu minibüs olarak satın alınıp KDV’si indirim konusu yapılmış olan aracın, bir sıra koltuğu sökülerek makam aracı haline getirilmesi, aracın binek otomobiline dönüştürülmesine neden olacağından, aracın bu şekilde trafiğe tescil ettirileceği dönemde indirilen KDV’nin düzeltilmesi gerekecektir.

b) Açık Artırma İle Satış Yapılan Araçların KDV İndirim Durumu:

.
Söz konusu konu ile ilgili olarak yeni tarihli verilen bir mukteza da yer alan açıklamalar doğrultusunda konuya yön vermek gerekir ise,

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV. 28-25-40013 Muktezada
“KDV Kanununun 28 inci maddesinin Bakanlar Kurutuna verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Kararname ile mal teslimi ve hizmet ifalarına uygulanacak KDV oranlan belirlenmiştir. Kararname eki (I) sayılı listenin 9 uncu sırasına göre, TGTC nin 87.03 tarife pozisyonunda yer alan binek otomobilleri ve esas itibariyle insan taşımak üzere imal edilmiş diğer motorlu taşıtlardan kullanılmış olanların teslimlerinde % 1. KDV Kanununun 30/b maddesine göre binek otomobillerinin alımında yüklenilen KDV yi indirim hakkı bulunan mükelleflerin bu araçları tesliminde ise % 18 oranında KDV uygulanmaktadır.

Söz konusu Kararnamenin 1 inci maddesinin 5 inci fıkrasındaki) sayılı listenin 9 uncu sırasında yer alan "kullanılmış" deyiminin 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa göre ÖTV ye tabi olmayan taşıtları ifade edeceği belirtilmiştir.

2008/13426 sayılı BKK ekli Kararnamenin 2 nci maddesinde ise, KDV Kanununun 30 uncu maddesinin (b) bendine göre binek otomobillerin alımında yüklenilen KDV yi indirim hakkı bulunan mükelleflerin, kiralamak veya çeşitli şekillerde işletmek üzere iktisap ettikleri ve 31/12/2007 tarihi itibarıyla aktiflerinde veya envanterlerinde bulunan binek otomobillerinin iktisap tarihinden itibaren 2 yıl geçtikten sonra teslime konu olması halinde bu teslimde % 1 oranında KDV uygulanacağı ifade edilmiştir.

Öte yandan, Kanunun 30/b maddesinde ise faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen KDV nin vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV den indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca, 54 No.lu KDV Sirkülerinde kullanılmış araç satışında uygulanması gereken KDV oranı; 57 No.lu KDV Sirkülerinde de binek otomobillerin alımında ödenen KDV nin indirim konusu yapılamayacağı hakkında gerekli açıklamalar yapılmıştır.

Buna göre,
Şirketinizin KDV Kanununun 30/b maddesine göre binek otomobillerin alımında yüklendiği KDV yi indirim hakkı bulunmaması nedeniyle, 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli I sayılı listenin 9 uncu sırasına istinaden söz konusu kullanılmış binek otomobillerin teslimi %1 oranında KDV ye tabi tutulacaktır.

Kullanılmış binek otomobillerin satın alınıp işletme adına kayıt ve tescil ettirildikten sonra satışa sunulmasında alış sırasında satıcının durumuna bağlı olarak % 1 veya % 18 olarak ödenen KDV nin indirim konusu yapılması mümkün olmayıp gider veya maliyet olarak dikkate alınması gerekmektedir” denilmektedir.

Sonuç:
Alternatif satış şekilleri ile 2. El binek araçların satıldığı bu piyasalarda KDV durumu, faaliyerleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi faaliyeti ile uğraşan mükelleflerin dışında olan firmalarla aynı durumu içermektedir.
________________________________________

[1] Nuri Değer, Açıklamalı ve Uygulamalı Katma Değer Vergisi Kanunu
[2] Sedat Ünalan, Serbest Meslek Erbabınca Kiralanan Taşıtların Giderleri ve KDV İndirimi

N.Erdem Teksoy (Deloitte Müdür Yardımcısı, Vergi Hizmetleri / SMMM)
Lebib Yalkın Dergisi Ağustos 2011

kaynak : http://yildirimercan.blogspot.com/2011/08/ack-artrma-ile-arac-satan-isletmelerde.html

Bir başkadır bu bayram



Ramazan Bayramı hep özel olmuştur.

Başta, bir ay oruçtan sonra tekrar kahvaltı sofrasına oturmak önce bir tuhaf gelir insana. Sonra gün içerisinde her defasında bir şey yiyip içtiğinizde önce bir irkilme olur, sanki oruçlu olduğunu unutup bir şeyler yiyormuş hissedersiniz. Velhasıl tatlı bir heyecandır bayram. Zaten bunun için bir yandan "Ramazan Bayramı" yerine "Şeker Bayramı" da denilmeye başlanılmıştır.

Bu Ramazan Bayramı'nı Kuzey Kıbrıs'ta geçirelim dedik. En son gittiğimden bu yana üç yıl olmuştu. Bayramı geçirmek üzere geldiğimiz, değerli dostum Burhanettin Kaya'nın Kıbrıs için bir marka haline gelen Artemis Otel'i yine dopdolu bu bayramda da...

Bu zaman içerisinde elbette bazı değişiklikler olmuş Kıbrıs'ta da. En önemli değişiklik duble yolların Kıbrıs'ta da uzanmaya başlaması. Otele giderken bindiğimiz taksinin şoförü ile biraz sohbet ettik. Söylediği en ilginç şey, eskiden Türkiye yol yapımı dahil her şey için para gönderir ama doğru dürüst kontrol olmadığından mıdır ne hiçbir şey tam olarak yapılmazdı. Şimdi artık Türkiye para göndermek yerine müteahhidini gönderiyor. Yollar daha kaliteli olarak yapılmaya başlandı, diyor. Aslında her olayda böyle değil mi? Şayet bir ülkeye veya firmaya yardım edecekseniz ona bir perspektif de vermeniz gerekiyor. Bunun Türkiye'de ve dünyada da çok örnekleri görülmüştür.

Türkiye'de eskiden teşvik bölgelerine iktidar partisince törenle atılan fabrika temellerinin daha sonra, bir muhalefet partisi tarafından kamyon kasasında taşınma görüntüleri olurdu. Çünkü zamanında kontrol olmadığı için sağlanan kaynak ya düğün parası ya da lüks araba veya eve dönüşebilirdi. Şimdilerde bunun dünyadaki en bariz örneğini Avrupa Birliği'nden gelen kaynakları amacı doğrultusunda kullanmayan Yunanistan, Portekiz gibi ülkelerde yaşanan ekonomik krizlerle görebiliyoruz.

Aynı durumun olmaması bakımından Türkiye artık teşvik politikasını kökten değiştirme noktasına geldi. Artık "Biz bir teşvik ilan edelim ondan yararlanmak isteyen yararlanır" anlayışından, verilecek teşvikin kısa, orta ve uzun vadede ülke kalkınmasında ve dünya ile rekabette sağlayacağı avantajların dikkate alınmaya başlanacağı bir anlayışa geçilmiştir. Aynı durum Kıbrıs konusunda da kendini göstermiş. Türkiye'de Devlet Planlama Teşkilatı'nda müsteşar yardımcılığı ve müsteşar vekilliği görevlerinden sonra, bir süre Kıbrıs nezdinde temsilcilik de yaptıktan sonra şimdilerde Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs Büyükelçisi olan Halil İbrahim Akça'nın Kıbrıs'la ilgili bu değişimde elbette çok önemli katkısı olmuştur.
Meşhur sözdür: "Balık vermek yerine, balık tutmayı öğret."

Ümidin ve insan hak ve hürriyetlerine özenin her geçen gün daha arttığı, demokrasi anlayışının daha yerleşmiş olduğu, her şeyin objektif kurallar çerçevesinde işlediği bir gelecek dileğiyle Ramazan Bayramınız kutlu olsun.
OSMAN ARIOĞLU / BUGÜN

 

31.08.2011

İstirahat Raporlarında Püf Noktaları -2

 

İstirahat Raporlarında Püf Noktaları -2


İstirahat Raporlarında Püf Noktaları -1 okumak için tıklayınız


Önceki yazımızda, sigortalıların aldıkları istirahat raporlarına istinaden SGK tarafından işgöremezlik ödeneği verilebilmesi için gerekli koşulları açıklamaya başlamıştık. Bu kapsamda SSİY'de yer alan koşulların ilk 5 tanesine değinmiştik. Şimdi kalan koşulları sıralamaya devam edelim:

.

6- Hekim hastanın durumuna, bilgi ve tecrübesine dayanarak sigortalının, rapor süresi sonunda yapacağı işlemi istirahat raporlarında net olarak belirler. Zaten bu bakımdan iki seçenek söz konusudur. Sigortalı ya işbaşı yapacaktır ya da rapor süresi sonunda kontrol muayenesine tabi tutulacaktır. Raporlar en az iki nüsha düzenlenir. Bir nüshası, işyerine ibraz edebilmesi için sigortalıya verilir. Diğer nüsha ise sağlık tesisi tarafından doğrudan SGK'ya gönderilir.

.
7- Düzenlenecek sağlık raporunun şekli, içeriğinde bulunması gereken asgari bilgiler dikkate alınmak suretiyle SGK tarafından belirlenir. Gerek tek hekim, gerekse de sağlık kurulu raporları el yazısıyla düzenlenebileceği gibi, elektronik ortamda düzenlenip çıktıları alınabilir.

.
8- Kurumla sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, geçici iş göremezlik belgeleri ile sağlık kurulu raporlarının birer nüshasını düzenlendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde, SGK'nın ilgili birimine gönderir. Bu birim, sigortalının çalıştığı işyerinin bölgesinde bulunduğu SGK il müdürlüğü ya da merkez müdürlüğüdür.

.
9- Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi yapmış olan ülkelerin sigortalıları, sağlık tesislerine sözleşmelerin uygulamasında gösterilen formüllerle başvururlar. Bu kişilere verilen sağlık raporları da aynı şekilde, SGK'nın sevk işlemini yapan ilgili birimine intikal ettirilir.

.
10- Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin istirahat raporlarının tabi olacağı usul ve işlemler ayrı bir yönetmelikle belirlenir.

.
Geçici işgöremezlik ödeneklerinin ödenmesiyle ilgili kurallar ise:
a- Sigortalı iş kazası veya meslek hastalığına uğramış ve bu nedenle iş göremezliğe uğramışsa işgöremezlik süresince her gün için istirahat ödeneği ödenir.

.
b- Hastalık halinde işgöremezlik ödeneği, sadece 4/a (eski SSK)statüsündeki sigortalılar ve 5510 sayılı kanunun 5. maddesine göre çalışan kısmi sigortalılara ödenir. Sigortalının işgöremezliğe hak kazanabilmesi için, adına işgöremezliğin başladığı tarihten geriye doğru 1 yıl içerisinde en az 90 gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması gerekir. Hastalık sigortası geçici işgöremezlik ödeneğindeki bir başka püf noktası ise ödeneğin geçici iş göremezliğin üçüncü gününden başlanılarak ödenmesidir. Diğer bir değişle hastalık sigortasında, raporun ilk iki günü için rapor parası ödenmez. Örneğin işyeri hekimleri en fazla iki güne kadar istirahat verebiledikleri için, işyeri hekimi raporuna SGK tarafından rapor parası verilmediğini söyleyebiliriz.

.
c- Analık sigortasında istirahat ödeneği 4/a (eski SSK) statüsüne tabi kadın sigortalıların tamamı ile 4/b (eski Bağ-Kur) statüsüne tabi kadın sigortalıların bir kısmına ödenir. Analık istirahat ödeneği alabilen 4/b(eski Bağ-Kur) statüsü sigortalıları, muhtarlar, ticari veya serbest meslek kazancından dolayı gerçek ya da basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, gelir vergisinden muaf olup da esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı olanlar ve tarımsal faaliyette bulunanlardır. Dolayısıyla 4/b statüsü sigortalılığı, şirket ortaklığından gelenler ile isteğe bağlı sigorta ödeyenlerin analık sigortası istirahat ödeneği alması imkanı yoktur. Analık sigortası geçici işgöremezlik ödeneğinden yararlanabilmek için ayrıca, sigortalı adına doğumdan önceki bir yıl içerisinde en az 90 gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması da zorunludur.

.
d- Analık sigortası geçici işgöremezlik ödeneği, doğumdan önceki sekiz ve doğumdan sonraki sekiz hafta olmak üzere toplam 16 hafta için ödenir. Çoğul gebelik (üçüz, dördüz gibi) halinde ise doğum öncesi sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilave edilir.

.
e- Analık sigortasında, doğumdan önceki sekiz, çoğul gebelikteki on haftalık sürede sigortalının çalışmaması esas olup, hekimin rapor ve onayı önemlidir. Sigortalı kadının isteği ve hekimin de onayı ile sigortalı, doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışabilir. Bu durumda sigortalının doğum öncesinde kullanmadığı beş haftaya, çoğul gebelikte ise yedi haftaya kadar olan istirahat süresi kendi isteği ve hekimin onayıyla doğum sonrası istirahatine eklenebilir.

.
f- Kadın sigortalının erken doğum yapması halinde, kullanamadığı doğum öncesi istirahat süreleri de 16.06.2011 tarih 27966 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan SSİY değişikliği ile doğum sonrası istirahat süresine ilave edilmeye başlanılarak, bu konudaki hak kayıpları ortadan kaldırıldı.

 

CELAL KAPAN / YENİ ASIR

İki evlattan ölüm aylığı


İki evlattan ölüm aylığı



Soru: Sadettin Bey, halen 2004 yılında vefat eden oğlumdan dolayı SSK'dan 350 TL tutarında aylık almaktayım.

Bu gelirim dışında herhangi bir gelirim bulunmamaktadır. 2010 yılında ikinci oğlum da vefat etmiştir. Her iki oğlumdan dolayı birlikte aylık almam mümkün müdür? Halil Yıldız

Cevap: Halil Bey, öncelikle baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. İki ayrı çocuğundan dolayı aylık bağlanmaya hak kazanan anne veya babaya, bu iki aylıktan yüksek olanın tamamı, düşük olanın yarısı bağlanır. İkinci aylık bağlanmadan önce yeniden gelir durumunuz incelenir. Aylık toplam geliriniz net asgari ücretin altındaysa, ikinci aylığın yarısı bağlanır. Burada toplam gelirin hesaplanmasında almakta olduğunuz 350 TL hariç tutulur. Yani 350 TL'nin dışındaki gelirlerinize bakılır. Şu an ilk vefat eden çocuğunuzdan aylık aldığınıza göre şartlarınız uygun olsa gerektir.

Erken emekli olursunuz

Soru: Sadettin Bey, ben 1982 doğumluyum. 1999 yılında bir trafik kazası geçirdim. Kazada alın kemiğimin yaklaşık yarısında hasar oluştu ve kemiği aldılar, onun yerine platin gibi bir şey koydular. Askerlik muayenesi olduğumda bu hasardan dolayı beni askere almadılar. Kazadan sonra SSK girişim oldu ve 2003'ten beri çalıştığım yerlerde prim ödeniyor. Buna göre benim erken emekli ya da malulen emekli olmam mümkün müdür? Bahadır

Cevap: Bahadır Bey, en %40 oranında engelli raporu alabilirseniz yaş şartına tabi olmaksızın erken emekli olabilirsiniz. Ancak ne kadar erken emekli olabileceğiniz, alacağınız rapordaki özür oranına göre değişecektir. En erken 2018 yılında 3.600 günü doldurarak, en geç de 2023 yılında 4.400 günü doldurarak emekli olursunuz. Rapor için önce vergi dairesine 'vergi indirim belgesi' için müracaat edip, size bildirilen hastaneye başvuracaksınız.

Anneniz doğum borçlanması yapabilir

Soru: Sadettin Bey 1959 doğumlu annemin SSK başlangıcı 1974 olup toplam 580 gün primi var. Şu anda 22.02.2011 tarihinde isteğe bağlı prim ödemeye başladı. Birisi 1980 diğeri de 1983'te olmak üzere iki doğumu var. Doğum borçlanması yapabilir mi? Yaparsa ne zaman emekli olabilir? Emeklilik için hangi yolu izleyip ve ne zaman doğum borçlanması yapması uygun olur? Elçin Suaklıer

Cevap: Değerli okurum, annenizin SSK başlangıcı doğumlardan önce olduğu için her iki doğumu da borçlanma hakkı var. İki doğumdan toplam 1.440 gün borçlanabilir. Şimdi önereceğim yolu takip ederse toplam 3.600 günü doldurduğu tarihte emekli olur. Anneniz;

· Geçmişte ödenmiş 580 günlük primin üzerine isteğe bağlı ödemeye devam etsin.

· Toplam primi 2.100 güne ulaştığında isteğe bağlı sigortadan çıksın ve bir işyerinden sigortalı (SSK) olsun.

· SSK'lı olduktan sonra doğum borçlanması yapsın. Böylece prim günü 3.540 güne ulaşır. SSK'lı olduğu işyerinden iki ay daha sigorta primi ödendiğinde 3.600 günü dolmuş olur ve emeklilik dilekçesini verebilir.

Doğum borçlanması yapmadan önce SSK'lı olması önemli. Aksi takdirde isteğe bağlı prim öderken borçlanma yapması halinde, borçlandığı günler Bağ-Kur kapsamında değerlendirilir ve 3.600 yerine 5.400 günle emekli olmak durumunda kalır.

http://www.bugun.com.tr/kose-yazisi/167750-iki-evlattan-olum-ayligi-makalesi.aspx

Sadettin ORHAN

İngiltere’de çocuklar ve yaşlılar /Şükrü KIZILOT

İngiltere’de çocuklar ve yaşlılar


BİRKAÇ gündür Londra’dayız.

Bayram tatili nedeniyle Londra’ya gelen çok sayıda Türk var...

ÇOCUKLAR
İngilizlerin özelliklerinden biri de çocuklara çok fazla değer veriyor olmaları...
Çocuk doğduğunda, ailesinin gelir durumuna bakılmaksızın verilen “süt parası”, evde çocukları yalnız bırakan ailelere uygulanan ağır cezalar, çocuklara yönelik özel eğitim, verdikleri değeri göstermek açısından sadece birkaç örnek...

.
Dahası da var; çocuk kıyafetleri ve oyuncakları...
Çocuk kıyafetlerine bakarken dikkatimi çekti; Katma Değer Vergisi (KDV) SIFIR! Sadece çocuk kıyafetleri değil biberonu, emziği, kitabı... Hepsinde de KDV oranı SIFIR...
Çocuklara oyuncak aldığınızda yine KDV ödemiyorsunuz.
Türkiye’de ise, çocuk kıyafeti, biberonu, emziği ve oyuncağı, KDV’ye tabi...  Kıyafet yüzde 8, emzik, biberon ve oyuncak ise yüzde 18 KDV’ye tabi...


 

YAŞLILAR
Yalnızca İngiltere’de değil, tüm Avrupa ülkelerinde hatta gelişmiş ülkelerde, yaşlılara özel bir önem veriliyor.
Örneğin; kitle ulaşım araçlarında, yaşlılara özel yerler tahsis edilmiş. Otobüslerde ilk iki sırada, şu yazı var; “Bu oturma yeri öncelikle yaşlılara aittir. Yaşlı birisi geldiğinde, bu yeri ona terk ediniz.”
Çalışan yaşlılara yönelik, “özel vergi indirimleri” var.
En az geçim indirimi olarak, çalışanlara sağlanan indirim, yaş ilerledikçe yükseliyor.
Bunlar güzel şeyler...
Bir de huzurevleri var.
İngiltere’de, çoğu Avrupa ülkelerinde olduğu gibi huzurevlerinde KDV oranı SIFIR.
Türkiye’de ise huzurevlerinde kalan, yaşlı teyze ve dedelerden, ayrıca KDV alınıyor!..
Bir ülkenin uygarlılık düzeyinin tespitinde, çocuklara ve yaşlılara verdiği özen, ciddi bir ölçüdür.
Emeklilerin, aylıkları iyileştirilse, çocukların biberonu, emziği, oyuncağı, kıyafeti ve mamasından KDV alınmasa, huzurevleri KDV’den müstesna tutulsa ne kadar iyi olacak…
Birçok lüks malın KDV oranı, yüzde 18’den sıfıra indirildi.
Havyarın bile KDV’si 18’den 8’e indirildi.
Öte yandan emzik, biberon ve oyuncağın KDV’si hâlâ 18...
Çok lüks ve pahalı malların KDV’si bile sıfıra indirilebildiğine göre, çocuklardan ve huzurevinde kalan yaşlılardan da KDV alınmayabilir.
Ne dersiniz, sizce de öyle
değil mi?

 

Şükrü KIZILOT

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/18614339.asp

İşsizlik ödeneği için yeniden 600 gün gerekir



.


İşsizlik ödeneği için yeniden 600 gün gerekir


.
İşsizlik sigortasından ödenek alıp haklarını tamamen kullananlar, sonrasında işe girip 600 günlük prim ödeme süresini tamamlarlarsa yeniden işsiz kaldıklarında tekrar ödenekten yararlanma hakkını kullanabilirler

.

.

Daha önce 2009 Temmuz’unda çalıştığım kurumdan çıkarılarak 10 ay işsizlik maaşı aldım. 2010 Temmuz’unda tekrar işe girdim ve şu an işten çıkarılmamız söz konusu. Bu durumda ikinci kez işsizlik maaşı alabilir miyim? Şartları nelerdir? Devrim KUKUKSayın Kukuk, 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu gereğince, işsizlik sigortasından işsizlik ödeneği alınabilmesi için geriye doğru 3 takvimyılı (1080 gün) içinde en az 600 gün (20 ay) primödemek gerekir. Madde 50 - (Değişik fıkra: 15/05/2008 - 5763 S.K./15.md.) Günlük işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının yüzde kırkıdır.Bu şekilde hesaplanan işsizlik ödeneği miktarı, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 39’uncumaddesine göre on altı yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde seksenini geçemez. Kanun’un 53’üncü maddesine göre; hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün prim ödeyerek sürekli çalışmış olanlardan, son üç yıl içinde;

.

600 GÜN TEKRAR ÇALIŞMAK GEREKEBİLİR

.
İlk işsiz kaldığında hak ettiği (6-8- 10 aylık) işsizlik ödeneklerini tamamen alan birisi ise yeniden işsizlik ödeneği hak edebilmek için (işsizlikten sonraki) işe girme tarihinden itibaren en az 600 gün işsizlik sigortası primi ödemesi gerekir. Siz ödenek aldıktan sonra 2010 Temmuz ayında tekrar işe girmişsiniz. Primleriniz ayda 30 gün üzerinden ödeniyorsa 12 aylık, yani 360 günlük işsizlik sigortası prim ödenmesi süreniz oluyor. Bu sebeple 600 günden az olduğundan 2011 Temmuz’unda işsiz kaldığınızda işsizlik ödeneğinden faydalanamazsınız

ÖZEL BORSA ÇALIŞANLARI İKRAMİYE ALAMAZ
Ali Bey, sormak istediğim, memuriyetten ayrılanların tazminat alabilmeleriyle ilgili. Babam 1978-1987 yılları arasında ticaret borsasında çalışıyorken istifa ederek ayrıldı. SGK’ya dilekçe gönderdik. “Başkanlığımız kayıtlarında kaydınıza rastlanamamıştır” cevabı geldi. Bunun üzerine babam hizmet dökümü aldı (ticaret borsasından); bu dökümde babamın Emekli Sandığı Vakıf Genel Müdürlük numarası var. Ticaret borsası özel sandığa bağlıymış sanırım, hizmet dökümü elimizde, nasıl bir yol izleyebiliriz? Babam da tazminata hak kazanabilir mi? Tamer AÇAN

Sayın okurum, babanız 506 Sayılı (veya 5510 Sayılı) Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 20’ncimaddesine göre kurulmuş özel borsa-banka sandıklarına bağlı olarak çalışmış; yani 5434 Sayılı Kanun’a tabi TC Emekli Sandığı Kanunu’na bağlı çalışmamış. İkramiye sadece 5434 Sayılı Kanun’a tabi çalışanlar için geçerlidir. Babanız kendisi istifa ettiği için esasen 1475 Sayılı Kanun’a göre alması gereken kıdemtazminatı hakkından olmuş. Yapacak bir işlemyok.

a) 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 180 gün,
b) 900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 240 gün,
c) 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 300 gün süreyle işsizlik ödeneği verilir. İşsizlik ödeneği her ayın sonunda işsizin kendisine ödenir. İlk işsizlik ödeneği ödemesi ise ödeneğe hak kazanılan tarihi izleyen ayın sonuna kadar yapılır. Sigortalının kusurundan kaynaklandığı belirlenen fazla ödemeler yasal faiziyle birlikte geri alınır. Ölen sigortalı işsizlere ait fazla ödemeler geri tahsil edilmez


http://ekonomi.haberturk.com/makro-ekonomi/haber/664788-issizlik-odenegi-icin-yeniden-600-gun-gerekir

Bireysel kıdem fonu geliyor!

 

Bireysel kıdem fonu geliyor!


Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel'e kafasındaki Kıdem Tazminatı Fonu'nu anlatan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, “Biz fonun kişisel hesap şeklinde olmasını düşünüyoruz” diye konuştu

 

Uzun yıllardır sosyal güvenlik konusunda yazdığım için en çok karşı karşıya kaldığım taraf kuşkusuz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı oldu. İkinci kez bakanlık koltuğuna oturan Çalışma Bakanı Faruk Çelik ile 12 yıldır aynı bakanlıkta basın müşaviri olarak görev yapan Kayhan Ünal’in da çabaları ile hazırlanan bir iftar yemeğinde bir araya geldik.

Bakan Çelik’i bulunca kafamdaki, ya da çalışanların kafasındaki tüm soruları peş peşe sordum. Çelik, gerçekten dobra, özgüveni yüksek ve konuşmaktan, tartışmaktan kaçınmayan biri. Tabii en önemli konu yeni hükümetin kurulması sonrasında gündeme gelen Kıdem Tazminatı Fonu oldu. Bakan Çelik, “Gerçekten kıdem tazminatı konusunu önümüze almış değiliz. Geçenlerde televizyonlarda da söyledim ben, aldığımız zaman da kimseden çekinecek değiliz. Bütün açıklığıyla konuşulmasında yarar var. Sanki bir şey kaçırıyormuşuz gibi bir izlenim vermenin anlamı yok. Kaldı ki hükümet programına bu konulmuş zaten” diyor.

Ardından da kafasındaki fonu şöyle özetliyor: “İşsizlik Sigortası gibi ortak hesap gibi değil de her işçinin hesabında ayrı ayrı paranın birikmesi şeklinde ama daha net değil. Sosyal taraflarla asgari şartlarda uzlaşmadan bir sonuç ortaya çıkarmam.” Bir şekilde bireysel emeklilik sistemi gibi bir yapıdan söz eden Çelik’in sorularımıza verdiği yanıtlar ise şöyle:

İŞÇİ İÇİN ÇIKIŞ YOLU
Kıdem Tazminatı Fonu gelecek mi?
Kıdem Tazminatı programımızda var, biz de kıdem tazminatı ile ilgili kendi mutfağımızda çalışmaya başladık. Bu günlerde önümüze gelmeyeceği düşüncesindeydim ben. Ama bu alt işveren meselesine baktığınız zaman çözüm olarak Kıdem Tazminatı Fonu, alt işveren için yani taşeron işçiler için ciddi bir çıkış yolu olarak görülüyor.Bu konudaki kayıt dışılığı önleme oradaki haksızlığı ortadan kaldırmak açısından fon ciddi işler görecek.

Hastalığı yani bataklığı yok etsek taşeronluğu kaldırsak hastalığın kendisi o zaten!
Bu rekabet ortamında her kurum veya her birey rekabet edebilir ve maliyetleri mümkün mertebe aşağıya çekecek tüm enstrümanları kullanacaktır. Bu ezme, ezilmeye dönüşmediği sürece asıl işverenin işlerini alt işverene yaptırmasında bir mahsur yok. Dünya gerçeği de bu. Buradaki esas çalışan açısından, emekçi açısından oluşan yanlışlıklar ve işi sıkıntıya sokan alanlar nelerdir bunları belirlemek gerekir. Mesela diyor ki taşeron işçisine, tatil yok, tazminatlardan yararlanma şansı yok’. Çalışma saatleri çok berbat. Beyefendilerin insafına kalmış artık. 12 saat midir, 14 saat midir, kaç saattir adam acımasız! Bu ve benzer sosyal haklar bunlarla ilgili sağlıklı bir düzenleme yapmayı amaçlıyoruz.

O ZAMAN TESLİM OLMAK LAZIM
Türk-İş’in Kıdem Tazminatı Fonu konusunda genel kurul kararı var. ‘Genel grev sebebi sayarız’ diyorlar.
Şimdi hayatta birçok risk var. Burada da bir görüntüde bir kampanya yürütülüyor çalışama hayatıyla ilgili konularda. Saygı duymak, hoşgörü ile yaklaşmak gerekiyor. Herkesin bir taraftarı var ve o taraftara söylemesi gerekenler. Çok doğal Bir şey bu. Bilimsel veriye dayalı bir şey yapılıyorsa o zaman ben yaparım gibi bir risk almaya falan gerek yok, orada teslim olacaksınız.

Sizin kafanızdaki fon nasıl?
Biz fonun kişisel hesap şeklinde olmasını düşünüyoruz, yani İşsizlik Sigortası gibi ortak hesap gibi değil de her işçinin hesabında ayrı ayrı paranın birikmesi şeklinde ama daha net değil.

İşsizlik Fonu’nda biriken çok büyük bir rakam var. Yani İşsizlik Fonu’nu biraz düşürüp o şekilde bir katkı sağlayabilir mi, en azından çatının ayaklarından birini dik tutabilmek için?
Yani bilemiyorum da o görüşe paralel olarak çok daha uç şeyler söyleyenler var. İşsizlik Fonu 50 milyar lirayı geçti. Herkesin de gözü burada. “Bunu donduralım, bunun gelirlerini sonraki fona çevirelim, verelim” diyorlar. Herkes bir şeyler söylüyor. Fon çıkacaksa fon kurulacaksa bu işverenden çıkacak. Zaten başka bir tarafı yok. Buradaki hesaplamalar tabii ki çok yönlü yapılıyor şu anda kaç yüzde 8.1. Şimdi bir yıllık kıdem tazminatı tutarında aylık maaşın yüzde 8.1’i kadar işveren maliyeti var. Yani 12 maaşta bir maaş. Burada geleceğe yönelikte bir mağduriyet oluş tur ma - ya cak şekilde işverenleri rahatlatmak gerekiyor.

SENDİKALARIN ÖNÜNDEKİ ENGEL KALKIYOR
İşçi sendikalarının bir yetki sorunu var. 2008’den beri uzatıyoruz, yeni yasada yüzde 10’luk barajın kalkması ya da yüzde bire düşmesi gibi bir ihtimal var mı? Kesin baraj kalkıyor, biz tamamen kalkmasından yanayız. Fakat şöyle endişeler var orada, konfederasyona hak vermemek mümkün değil. Burada ‘sıfırladığınız zaman oluşacak olan yeni yapıda farklı unsurlar yani amacı sendikacılık olmayan unsurların yer alması gibi duruma da fırsat vermemek gerekir. Geçişli yapmakta yarar var ‘ diyorlar. Biz sıfırlamasından yanayız ama onlar binde 5, yüzde bir diyorlar.

Bir uzatma yapmadan mı çözeceksiniz?
Yani 17 Aralık yahut ocak ayında istatistiklerin yayınlanması gerekiyor. Biz de o süre oraya varıncaya kadar sendika mevzuatını bitireceğiz. Uzamayacak inşallah, bilemiyorum yani onu parlamento bilir. Bizim irademiz belli biz bu işi uzatmama kararlılığındayız.

Sendikaların örgütlenmelerindeki engel kalkacak diye konuşulmuştu. Brezilya örneği gibi bütün iş yerlerinde sendikalı olmak zorunlu diye bir ibare getirebilecek misiniz, bütün işler sendikalı olacak mı?
Destekleme aidatı ödeyenlerle birlikte sendikalı işçi sayımız yüzde 9. Mesela basına ayrı bir iş kolu olarak ele alıyoruz. Yani müstakil iş kolu olarak aldığımız için basına zaten daha önceki çalışmalarımızda bu sözü vermiştik zaten. ‘ İletişim ve basın diye kolu var’ dediğimiz zaman araya Telekom falan giriyor basın kayboluyor ortadan. Şimdi basın iş kolu olunca örgütlenmek imkânı olacak.

Örgütlenmenin yanına basının yıpranması ne olacak?
Yıpranma gelmez ama örgütlenme gelir.

İŞSİZLİK ÖDENEKLERİ ARTMAYACAK
İşsizlik Sigortası Fonu’nda artışlar olacağı söyleniyor!
Ya şimdi bunun amacı işsizliğe çare olmak işsizliği teşvik etmek değil. Oradaki fon ödemelerinin amacı o.

Ödemelerde hakkaniyet yok ki.
Aylık 5.500 lira kazanan da 2000 lira kazanan da fondan aynı işsizlik ödeneğini alıyor. Kademelendirme yapılabilir bunlara çalışacağız bunlar bizim önümüzde bunlara çalışabiliriz. Bu arada, biz düşünüyoruz ki çalışma hayatıyla ilgili derli toplu bir paket getirelim artılarıyla eksileriyle tarafı da tarafsızı da olan ama her maddesi her satırı tartışılabilen. Bir noktada uzlaşma sağlanmış bir çalışmayı derli toplu şekilde parlamentonun önüne getirmek niyetindeyiz. Bütün bu konuları bütün bu konuşulanların hepsi birbirine bağlantılı sendika memurlarla ilgili toplu sözleşme.

Sendikalar yasası 1 Ekim’e yetişmeyecek mi?
Yavaş yavaş işte, Meclis’e komisyonlara sevk etmeye başlayacağız.

İŞÇİLER İLE 8 GÜN 8 GECE YOĞUN PAZARLIK YAPTIK
Uzun yıllardan beri ilk defa işçi sendikaları ile yapılan toplu iş sözleşmesi, sorunsuz halloldu, nasıl başardınız bunu?
Gidişat nasıl gider bilmiyorum ama şu son işçilerle yaptığımız toplu sözleşme 8 günümü 8 gecemi aldı hiç medyaya da yansımadı.

Peki nasıl hızlı yaptınız? Şimdiye kadar kavgasız gürültüsüz olmazdı.
Gece bir araya geldik, Bakanlık’ta bir araya geldik, evde, lokalde bir araya geldik. Gelinmesi gereken yerlerde bir araya geldik enine boyuna konuştuk. Biz Çalışma Bakanıyız işçiden yana hep olduk işçiden emekten yana olma durumumuz var. Aa bir taraftan da kamu maliyesi kamu dengelerini bozucu bir şey içerisinde olamazsınız. Ne yaptık mesela orda 4+4 dedik. Ya arkadaş biz bunu 5-5 yapma şansımız yok 6-6 yapma şansımız yok, doğruda değil. Mantığa oturmuyor ama biz burada yapılması gereken işi zorlarız dedik. Orada herkes aslan kesiliyor bunu bilmeniz gerekir. Bugüne kadar ben bütün kesimlerle bir araya geldim diş hekimlerinden eczacılara doktorlardan işte tüm sendikacılara varıncaya

SİGARA İÇENE 5 LİRA SAĞLIK SORUNU CEZASI GELEBİLİR
Örgütlenmenin önündeki engeller kalkacak.
Özel hastanelerin fark isteme hakkı yüzde 100’e çıkabilir.
Bakanlık Teşkilat Kanunu KHK ile değiştirilecek.
Sendiklar Kanunu’nun değiştirilmesi gündemde.
Kıdem Tazminatı Fonu tartışılma ve uzlaşmaların ardından yeniden şekillenip çıkartılacak.  Mevcut teşviklerin aksayan yönleri yeniden değerlendirilecek.
2023’te işsizlik oranı hedefi yüzde 5-6 olacak.
Uzun yıllar için kiralanan SSK eğitim tesislerinde yeni bir sistem getirilcek.
Sigara içenlere 5 lira sağlık sorunu yaratma cezası gelmesi gündeme gelecek. Bu da paket başına sigaraya 5 lira zam anlamına gelebilir.
Sağlıkta sağlık kriteri uygun olanlara özel hastanelerde fark indirimi gelebilir

293 BİN ESKİ MEMUR İKRAMİYE İÇİN HAK KAZANDI
Eski memurların ikramiyesi konusunda bir gelişme olacak mı?
İki defa Anayasa Mahkemesi iptal etti. Şu anda yeni bir yasa düşünüyor musunuz? İkinci iptalle ilgili süreç devam ediyor biliyorsunuz, ama bunların ödenmesi ile ilgili karar kesinleşti.

9 Temmuz’dan sonra emekli olanlar sorunsuz olacak. Sorum 9 Temmuz’dan önce emekli olanların durumunun ne olacağı?
Anayasa’ya aykırılık var, eşitliğe aykırılık var! Geçen SGK’da da önümüze aldık bu konuyu. Biz şöyle güzel bir söz söyledik. “Bu mali boyutu ağırlıklı olan bir konudur, dolayısıyla ağırlıklı Maliye’yi ilgilendiren bir bölüm. Birlikte görüşmemizde yarar var” dedik, birlikte görüştük. Bugüne kadar alma hakkı olan 293 bin kişi bulunuyor.

Dava açanlar mı 293 bin kişi?
Yok, dava açan son 14 bin kişi yanılmıyorsam. Biliyorsunuz bu ödemeleri SGK yaptı. Bu arada mahkemelerin eski rakamlardan değil de güncel rakamlardan ödenmesi konusundaki karar temyizde, biz de temyiz sonucunu bekleyeceğiz gibi görünüyor. Bu alacakların güncellenmesi ile ilgili davayı mahkeme reddediyor. Şimdi bu temyize gidiyor çıkacak olan bu karardan sonra tablo netleşecek artık ya yasama bir düzenleme yapacak düzenleme yapsa bile biraz karışık halde.

YAŞ BEKLEYENLERE SÜRPRİZ EMEKLİLİK KARARI ÇIKMAYACAK
Emeklilikte yaşı bekleyenler konusunda bir çalışma var mı?
Bana diyorlar ki, “Sayın bakan bir metin imzalamış, bir defalık emeklilik hakkı verecekler demiş”! Öyle bir şey hazırlanmadığını söyleyebilirsiniz.

Emeklilik yaşını bekleyen, çalışmaya ara vermiş kişiler için sağlıktan yararlanma yardımı konusunda bir düzenleme yapılacaktı!
Şimdi öyle bir düzenleme olsa bu artık çok hakkaniyetli bir düzenleme olmaz herhalde.

Sizden önceki bakanın basın açıklaması oldu. Emekliliği bekleyenler çalışmıyorlarsa sağlıktan bedava yararlanacaklar diye.
Çalışabilecek yaşta birisi, hiçbir sorun yoksa sosyal güvenlik açısından veya genel sağlık sigortası açısından bu kriterlerde bir sorun yaşamıyorsa prim ödemeden sağlıktan yararlanmasını nasıl yapacağız?

ÖZEL HASTANELERİN KATKI PAYI YÜZDE 100'E GİDİYOR
Sayın bakanım bu özel hastanelerin vatandaştan aldığı katkı payı yüzde 100 çıkacak deniliyor?
Yasa yapılırken takip etmişsinizdir yüzde 30 idi. Onu biz uzun bir tartışma sonrasında Bakanlar Kurulu’na bir katına kadar çıkarma hakkını verdik. Nitekim daha sonra bu konuda haklılığımız göründü yüzde 70’e çıkartıldı. Bu yani sağlık hizmeti nitelikli verilsin veya sağlık hizmetinin nitelikli verildiği yerlerde ben istifada etmek istiyorum diyen insan bu hakkı kullanabilmeli. Bu hakkı kullanırken de bir bedel söz konusu ise onu da ödemeli veya bu hizmet kalitesinden kaynaklanan veya bu maliyet kalitesinden kaynaklanan tabloların mutlaka dikkate alınması gerekiyor. Onun için yasada yeni bir düzenleme ihtiyacı gündeme gelebilir. Önümüzdeki süreç içerisinde gerek ilaç gerekse sağlık uygulama tebliği ile ilgili alacağımız kararlar olacak. Üniversite hastanelerinin, fakültelerin bazı sorunları var. Onlarla bir araya geleceğiz, konuşacağız inşallah sorunları mümkün olduğunca çözeceğiz.

ALİ TEZEL- GAZETE HABERTURK- HT EKONOMİ

Araçta tasarruf formülü: Yüksek vites düşük devir

Araçta tasarruf formülü: Yüksek vites düşük devir


.

.

Çukurova Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Otomotiv Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadir Aydın, ''Araçlarda yüksek vites, düşük devir, sabit hız mantığı en temel yakıt tüketim uygulamasıdır'' dedi.




Aydın, yaptığı açıklamada, içten yanmalı motorlara karşı artan talep karşısında otomotiv sanayisinin, günümüzde en ileri teknoloji ile üretim gerçekleştiren sektörlerden birisi haline geldiğini söyledi.

 

 

Enerji kaynaklarının verimli kullanılmasından çevresel faktörlere, ekonomiden konfora kadar tüm konuları kapsayan otomotiv alanı içinde en dikkati çeken noktanın, yakıtlar ve yakıt ekonomisi olduğunu belirten Aydın, günümüzde sadece fosil kökenli yakıtlar değil, aynı zamanda alternatif enerji kaynaklarından elde edilen yakıtların da kullanıldığını kaydetti.

Aydın, hidrojen enerjisi, güneş enerjisi, atıklar, yağlı tohumlar gibi birçok kaynağın, yakıt üretimi için bilim insanları tarafından araştırıldığını ve kullanıldığını belirterek, ''Artan petrol fiyatları ile otomobil kullanıcılarının en temel konusu bugün kuşkusuz yakıt ekonomisi. Yakıt ekonomisi sağlamak amacıyla yakıt katkı maddeleri ve piyasada bulunan ekonomi cihazları otomobil kullanıcıları tarafından denenmekte. Ayrıca, ekonomik sürüş teknikleri günlük hayatımızda sıklıkla uyguladığımız konular arasında yerini aldı'' dedi.

Yakıt ekonomisi için dikkat edilmesi gereken hususlar olduğunu anlatan Aydın, şunları söyledi:

''Ancak bir otomobilden kullanıcı olarak beklentilerimizi de net olarak belirlememiz gerekiyor. Otomobil kullanıcılarının birçoğu araçlarında yüksek performans olmasını ister. Özellikle hızlı ivmelenme, yokuşlarda rahat hareket kabiliyeti gibi performans konuları, otomobil kullanıcıları için önemli başlıklar olsa da, bunlar aynı zamanda yakıt tüketimini artıran unsurlardır. Performans ve yakıt ekonomisi birbirine zıt iki konudur. Bir araçtan hem performans, hem de daha az yakıt tüketmesini beklemek akılcı değildir. Kullanıcılar tarafından performansa yönelik aracın dizaynında ve motorlarında sonradan yapılan değişiklikler (modifiye) yakıt tüketimine olumsuz yansır. Aracın özellikle aerodinamik yapısı ve motorun güç artışına yönelik yapılan bu teknik değişiklikler performans ve yakıt tüketimini artırır.''

-DÜŞÜK YAKIT TÜKETİMİ İÇİN UYARILAR-

Aydın, içten yanmalı motorlarda yakıt tüketimini azaltmak için benzinli ya da dizel hangi motor olursa olsun, tavsiye edilen en önemli kullanım şeklinin, en kısa zamanda yüksek viteslere ulaşarak aracın seyrini sağlamak olduğunu söyledi.

Normal seyirde, örneğin 3'ncü vitesten 4'ncü vitese geçmek için hangi devirde vites atılmasının önemli olduğunu ifade eden Aydın, ''Yani ekonomi mi, yoksa spor modunda mı bir kullanış olacağı tamamen sürücüye bağlı. Aracın seyrini etkilemeyecek en ideal ve düşük devirlerde vites değiştirmek muhakkak surette yakıt ekonomisi sağlayacaktır'' dedi.

Aydın, bunun sürüş tarzı haline dönüştürülmesi halinde aradaki farkın çok geçmeden görülebileceğini belirterek, şöyle konuştu:

''Eğer tercihimiz örneğin 2 bin devir değil de 3 bin ya da 3 bin 500 devirde motor hızında vites değişikliği olursa, burada hızlı bir ivmelenme sağlamak mümkün olacaktır. Ancak yakıt tüketimimiz bir o kadar artacaktır. Kontrollü vites geçişi önemli. Özetle, araçlarda yüksek vites düşük devir sabit hız mantığı en temel yakıt tüketim uygulamasıdır. Araç hızı arttığında, araca yönelik hava direnci de artacağından yüzde 10 ve yüzde 20 arasında yakıt tüketimi fazlalaşmaktadır.''

Araçta tasarruf için bir diğer konunun da frenleme olduğunu, üretilen enerjiyi hareket etmek için kullanacakken, ani fren ile bunun kaybedilebileceğine işaret eden Aydın, şunları söyledi:

''Günlük hayattan buna bir örnek vermek gerekirse, 200 metre ileride trafik ışıklarında kırmızı ışığın yandığını gördüğümüz halde halen gaza basıp enerji üretir ve ışıklara yaklaştığımızda sert fren ile durmaya çalıştığımız anlarda, aslında ilerlemek için üretmiş olduğumuz ve daha fazla mesafe gidebileceğimiz enerjimizi frenleme ile kaybetmiş oluyoruz. Bu nedenle trafik şartlarını göz önünde bulundurarak ani frenlemelerden kaçınmak, yakıt tüketiminizi azaltır. Araçlarda bulunan konfor donanımları da aracın yakıt tüketimini etkilemektedir. Klima bunların başında gelmektedir. Unutulmaması gereken şey, araç üzerinde çalışan herhangi bir parça, enerjisini doğrudan ya da dolaylı olarak motor ana milinde üretilmiş olan güçten almaktadır. Dolayısıyla aracınız seyir halinde iken klimanın açılması, klima kompresörü ve donanımlarının ana milden güç çekeceği anlamına gelir. Bu durumda tekerleklere iletilmesi gereken gücü sağlamak amacı ile kaybedilen güç ekstra yakıt ile sağlanmaktadır. Sunroof ve pencerelerin açık olması, hava direncini artıracağından yakıt tüketimini de artıracaktır. Kullanıcıların dikkat etmesi gereken bir diğer husus ise lastik havalarıdır. Eğer lastik havaları standart değerlerden düşük olursa, yol ile olan temas yüzeyi artacağından, sürtünme artacaktır. Bu nedenle aracı istenilen seviyede hareket ettirebilmek için yakıt tüketimi artacaktır. Düzenli olarak araçlarda lastik havalarının kontrolü yapılmalıdır. Ayrıca araçların bakımlarının düzenli olarak yapılması, yukarıda sıralanan konuların etkinliğini artıracaktır.''

Aydın, piyasada çeşitli markalarda satılan ekonomi cihazları veya malzemelerinin kimisinin manyetik alan etkili, kimisinin ise hava akışını etkileyen tiplerde olduğunu söyledi.

Hava akışını düzenleyici bu cihazların emme manifolduna monte edilerek silindir içerisine giren havanın hızını ve yönünü değiştirerek türbülans oluşturduğunu belirten Aydın, ''Bu hava yakıtın iyi bir karışım oluşturmasını sağlamaktadır. Ancak ekonomi cihazların çoğu, modern motorlarda değil, daha eski teknoloji motorlarda az da olsa avantajlar sağlamaktadır'' dedi.

Aydın, performansa yönelik yapılan modifiye çalışmalarının, ekonomik yakıt tüketimine ters bir işlem olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

''Hız ve güç istenilen yerde yakıt tüketimi daima artar. Her ne kadar aerodinamik olarak aracın hava sürtünme direnci düşse de, motorda yapılan değişikliklerle ekstra güç talebi yakıt tüketimini artırmaktadır. Günümüzde kullanılan araçların hemen hepsi, elektronik kontrol ünitesine sahip araçlardır. Halk dilinde beyin olarak tanımlanan bu parçada mevcut yazılım ile araç üzerindeki tüm elektronik sistemler çalıştırılır ve kontrol altında tutulur. Elektronik kontrol ünitesindeki çip üzerinde yapılan değişiklikle ekstra güç ve tork elde etmek mümkün olmaktadır. Ancak gücün ve torkun arttığı yerde yakıt tüketimi de artar.''

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1174995&title=aracta-tasarruf-formulu-yuksek-vites-dusuk-devir&haberSayfa=1


İŞVERENİN ÇIKTI-GİRDİ İŞLEMİNDE İŞÇİNİN KIDEMİ SIFIRLANMAZ

İŞVERENİN ÇIKTI-GİRDİ İŞLEMİNDE İŞÇİNİN KIDEMİ SIFIRLANMAZ

İŞVERENİN ÇIKTI-GİRDİ İŞLEMİNDE İŞÇİNİN KIDEMİ SIFIRLANMAZ

 

 

Uygulamada işveren, işçinin sigorta kayıtlarında çıktı-girdi işlemi yaparak kıdem tazminatı sıfırladığını zannetmektedir. İşçi de haklarını pek bilmediğinden işverenin yaptığı işleme karşı bir şey yapamayacağını düşünerek haklarından feragat edip mağdur olmaktadır. Peki işverenin çıktı-girdi işleminde kıdem sıfırlanır mı?

 

 

Yargıtay, işverenin çıktı-girdi davranışının sosyal güvenlik amacıyla kabul edilmiş bulunan kıdem tazminatı hakkının Yasanın amacına aykırı olarak sınırlaması sonucunu doğuracağını, bu nedenle yasal açıdan himaye edilemeyeceğini, işçinin buna muvafakat etmesinin de sonucu değiştirmeyeceği kabul etmiştir. Yargıtay, işin ve işyerinin özellikleri gözetilerek ve fesih tarihleri ile yeniden işe başlama günleri arasında geçen süreler göz önünde tutularak, işverenin bu davranışının işçiye daha az kıdem tazminatı ödeme amacına yönelik olması halinde TÜM HİZMET SÜRESİNE GÖRE, SON ÜCRETTEN KIDEM TAZMİNATI HESAPLANIP, ÖDENEN KISIMLAR MAHSUP EDİLDİKTEN SONRA KALANIN ÖDENMESİ GEREKECEĞİNİ belirtmiştir.

 

Sonuç olarak İŞVEREN, İŞÇİNİN SİGORTA KAYITLARINDA ÇIKTI-GİRDİ YAPMASI İŞÇİNİN RIZASI OLSA BİLE İŞÇİNİN KIDEM TAZMİNATINI SIFIRLAMAZ. İŞÇİNİN ÇALIŞTIĞI TÜM SÜRELER DİKKATE ALINIR, İŞÇİNİN SON ALDIĞI ÜCRETE GÖRE TAZMİNAT HESAPLANIR, İŞVERENİN BU SÜREDE KIDEM İÇİN YAPMIŞ OLDUĞU ÖDEME DÜŞÜLEREK İŞÇİNİN ALACAĞI KIDEM TAZMİNATI ORTAYA ÇIKAR.

 

 

kaynak : http://www.ismagdurlari.org/index.php/anasayfa/makaleler/isci-haklari-makaleleri/isverenin-cikti-girdi-isleminde-iscinin-kidemi-sifirlanir-mi/

İş Sözleşmesine İstinaden İşçiden İşe Girerken Senet Alınabilir mi? Bu Anlaşmazlıkların Çözümünde Görevli Mahkeme Hangisidir?


İş Sözleşmesine İstinaden İşçiden İşe Girerken Senet Alınabilir mi? Bu Anlaşmazlıkların Çözümünde Görevli Mahkeme Hangisidir?


 

İş Kanunu’nun(1) tanım ve şekil başlıklı 8. maddesinde, İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesi, Kanun’da aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tâbi değildir.”şeklinde tanımlanmaktadır.

I- GİRİŞ

Yine İş Kanunu incelendiğinde işverenin işyerinde çalışması amacıyla işe aldığı işçisinden senet alınacağı veya alınması gerektiği yönünde bir düzenleme bulunmamaktadır.

Bu çalışmamızda işverenin işçisini işe alırken kendisinden senet alabilir mi sorusunun cevabını bulmaya çalışacağız ve senet alması halinde aldığı bu senet ile ilgili işçisi ile uyuşmazlığa ve anlaşmazlığa düştüğünde bu davaların çözüm yerinin hangi mahkemeler olduğu Yargıtay kararları çerçevesinde değerlendirilecektir.

II- İŞ SÖZLEŞMESİNE İSTİNADEN İŞÇİDEN İŞE GİRERKEN SENET ALINABİLİR Mİ?

İş Kanunu incelendiğinde işverence işe alınan işçilerden senet alınacağı veya alınması gerektiği ile ilgili herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Yine İş Kanunu’nda işe başlarken işçiden senet alınması halinde işverene Kanun’da sayılan cezai hükümler uygulanır demek de doğru olmayacaktır. Her ne kadar kanun da lehte veya aleyhte düzenlemeler bulunmasa da uygulama da işverenler tarafından işçilerden senet alındığı bilinmekte ve bu konu ile ilgili alınmış Yargıtay kararlarının da olduğu görülmektedir.

Yargıtay kararlarını incelemek gerekirse, Yüksek Mahkemece verilen bir Karar’da, “İşçi ve işverenin taraf oldukları iş ilişkisinde başlangıçta işe girerken, işverenin teminat amacı ile bu tür senetler aldığı uygulama da görülmektedir.Kuşkusuz bu durumun kanıtlanması halinde bu şekilde alınan senet, teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır.

Diğer taraftan, İş Hukuku; işçi ve işveren ilişkisinde, işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanında ayrılmış ve farklı kurallar getirerek gelişmiştir. Bu nedenle iş hukukunda, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi yoluna gidilmektedir. Somut olayda, mahkemece yapılacak iş, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda dava konusu senedin teminat senedi olarak verilip verilmediği konusunda davacının gösterdiği tanıklar dinlenmeli, tarafların delilleri toplanmalı, elde edilecek verilere göre karar vermekten ibaret olmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(2) denilmektedir.

Mahkemece verilen bir başka Karar’da, “İş hukuku, işçi ve işveren ilişkisinde işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanından ayrılmış ve farklı kurallar getirerek gelişmiştir.

Bu nedenle iş hukukunda, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi yoluna gidilmektedir. Somut uyuşmazlıkta, davalı şirket tarafından, icra takibine konu edilen senedin teminat senedi olduğu yolunda senet üzerine bir kayıt olmadığı gibi, bu senedin teminat senedi olduğuna dair bir sözleşmede bulunmamaktadır. Ancak teminat senedinin düzenleme tarihi ile davacının işe giriş tarihi aynıdır davacının yaklaşık iki ay süre ile davalı işyerinde çalıştığı sabittir. Davacı tanıkları, işverenin ilerde gerçekleşme ihtimali ile işçinin vereceği zararlara karşılık her işe giren işçiden bu tür senet alındığını beyan etmişlerdir. Dava konusu senedin vade tarihi ve nakden ibaresinin daha sonra yazıldığı da bilirkişi raporu ile saptanmıştır. Davalı şirket temsilcisinin, teminat niteliğindeki senedi icraya koymasından dolayı, Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandığı ve mahkûm olduğu da anlaşılmıştır. Şirket kayıtlarında davalı işyerinde çalışan davacıya borç para verildiğine ve karşılığında senet alındığına dair bir kayıt bulunmamaktadır. Somut bu maddi olgulara göre, takibe konulan senedin işe girerken davacılardan alındığı, teminat senedi olduğu, davacıların borçlu olmadığı anlaşıldığından, senedin iptaline ilişkin isteğin kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalıdır.”(3) denilmektedir.

Her iki Yargıtay Kararı’nda da görüleceği gibi işverenler işe aldıkları işçilerden teminat senedi adı altında senet almışlardır. Alınan senetlerin genelde işverenlerin ileride gerçekleşebilecek zararlar ya da işçinin hak ettiği ücret, kıdem, hafta tatili, fazla mesai vb. alacakları için oluşacak sıkıntılarda işçiler aleyhinde kullanılmak isteğiyledir. Burada İş Kanunu’nun işçi ve işveren ilişkisinde işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak alınacak kararlarda iş hukukunda, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi tarafların delilleri toplanmalı, elde edilecek verilere göre karar verilmesi yoluna gidilmektedir.

Yüksek Mahkemece alınan başka bir Karar’da, Uyuşmazlık, dosya içeriğinde bulunan istifanın ve buna bağlı feshin hukuki sonuçları noktasında toplanmaktadır. Davacı, dava dilekçesinde haklı neden göstermeden ve ayrıca tazminat haklarının ödeneceği beyan edilerek is sözleşmesinin fesih edildiğini ve daha sonra tazminatının ödenmesi koşulu ile istifaname imzalattırıldığı, ayrıca da ise girişte imzalatılan senet ile icra tehdidinde bulunulduğunu ifade etmiştir. Gerçektende davacı tarafından 09.01.2005 tarihli ihtarnamede, dava dilekçesinde belirttiği olgular tekrar edilmiş, baskı ile kendisinden imzalı istifa dilekçesi alındığı ileri sürülmüştür. Yine taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 14. maddesinde cezai şart düzenlenmiştir. Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı işçiden işveren tarafından ise girişte senet alındığı ve bu senet tehdidi ile iş sözleşmesinin feshine esas alınan istifa belgesinin serbest irade ile imzalanıp imzalanmadığı olgusunun önemi ortaya çıkmaktadır. Davanın sonucuna etkili olan senet alma işlemi hakkında mahkemece yeterli araştırma yapılmamıştır. İşverenin diğer işçilere de bu tür bir uygulama yapılıp yapılmadığının HUMK’un 75. maddesi doğrultusunda araştırmanın gereği ortaya çıkmaktadır. Mahkemece kuşkuya yer verilmeyecek şekilde yukarıdaki sorunların ortaya çıkarılması gerektiğinde olayın bu özelliğine ilişkin ispat kurallarının gündeme getirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma sonucu verilen karar hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(4) denilmiştir.

Bu Karar’da işçiden işveren tarafından işe girişte senet alındığı ve bu senet tehdidi ile iş sözleşmesinin feshine esas alınan istifa belgesinin serbest irade ile imzalanıp imzalanmadığı olgusunun önemli olduğu belirtilmiştir.

Çalışmamız içerisinde her ne kadar işe başlarken işçiden senet alınması İş Kanunu yönünden ayrı bir suç teşkil etmediği belirtilmiş olmasına rağmen bazı durumlarda Türk Ceza Kanunu’nun “İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali” başlıklı 117/4. maddesinde “Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan yada bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.”(5) şeklinde düzenleme öngörmüştür. İşe girişte işçiden senet alınması ve bu senet tehdidi ile iş sözleşmesinin feshinde işçinin istifa dilekçesi vermeye zorlanması kanaatimizce yukarıda belirtilen kanun hükmü anlamında suç teşkil eder(6).

III- ANLAŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜNDE GÖREVLİ MAHKEME HANGİSİDİR?

İşverenlerce işe girişlerde senet alınması sonucu ortaya çıkan anlaşmazlıklar da görevli mahkemenin tespiti ile ilgili de Yüksek Mahkemece alınmış kararlara bakmak gerekirse, mahkemenin aldığı bir Karar’da, “Dava, işe girerken verilen boş teminat senedinin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğu çekişmesizdir. İddia, savunma ve dosya kapsamındaki delillere göre uyuşmazlığın çözümünün iş mahkemesine ait olduğu gözetilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” (7) denilmektedir.

Yüksek Mahkemece alınan başka bir Karar’da, “Davacı vekili müvekkilinin işe alınmadan önce davalıya boşa imzalı senet verdiğini davalının yanında işçi olarak çalıştıktan sonra ayrılırken senedin kaybolduğu gerekçesiyle iade edilmediğini ileriye sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Uyuşmazlık işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisi sebebiyle verildiği iddia edilen kambiyo senedinde kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın çözümünde iş hukukuna ilişkin kuralların uygulanması gerektiğinden iş mahkemesinin görevli olduğu ve dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerektiği düşünülmeden işin esasına girerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”(8) denilmiştir.

Yüksek Mahkemenin almış olduğu kararlar incelendiğinde işe girerken alınan senetler ile ilgili olarak ileride ortaya çıkacak anlaşmazlıklarda görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olduğu anlaşılmaktadır.

IV- SONUÇ

İş Kanunu’nda işverenlerin işe alacağı kişilere işe girerken senet alacağı yönünde herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. İşyerlerinde çalışan işçilerin çalışma hayatları boyunca karşılaşacakları sorunlarla baş edebilmeleri ve işyerlerinde çalışmalarından dolayı oluşacak haklarından mahrum kalmamaları için işe girerlerken önlerine konulan senetlere imza atmamaları gerekir. Ayrıca İş Kanunu içerisine işe girerken işçilerden senet alınıp alınamayacağı, alınması veya alınmaması halinde ne şekilde işlem yapılacağı ile ilgili düzenlemelerin olması kanaatimizce çok yerinde olacak ve bu konu ile ilgili uyuşmazlıkların azalması sağlanacaktır.

Çalışmamızdan da anlaşılacağı üzere, işe giren işçilerin daha fazla sorunla uğraşmamaları için işe başlarken senet imzalamamaları gerekir. Senetlerle ilgili tespitlerin yapılması idari yönden zordur. İşverenlere imzalanıp verilen senetler ve diğer belgelerin idari yönden araştırma, soruşturma kapsamında işverenlerden istendiğinde işverenlerce ibraz edilmeyecek ve tespitlerin yapılması çok zor olacaktır. Bu durumlarla karşılaşan işçiler varsa ellerinde belgeleri yoksa tanıkları ile konuyu yargıda çözebileceklerdir.

 

Coşkun BİLGİN*

Yaklaşım

 

*    SGK, Beşiktaş Sosyal Güvenlik Merkezi Müdür Yrd., Sosyal Güvenlik Kontrol Memuru

(1)  10.06.2003 tarih ve 25134 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(2)  Yrg. 9. HD.’nin, 02.07.2009 tarih ve E. 2008/3062, K. 2009/18488 sayılı Kararı.

(3)  Yrg. 9. HD.’nin, 01.05.2008 tarih ve E. 2008/13255, K. 2008/10991 sayılı Kararı.

(4)  Yrg. 9. HD.’nin, 14.11.2007 tarih ve E. .2007/7418, K.2007/34213 sayılı Kararı.

(5)  12.10.2004 tarih ve 25611 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(6)  Cumhur Sinan ÖZDEMİR, Baş  İşmüfettişi

(7)  Yrg. 19. HD.’nin, 11.11.2005 tarih ve E. 2005/2169, K.2005/11069 sayılı Kararı.

(8)  Yrg. 19. HD.’nin, 04.11.2008 tarih ve E. 2008/3750, K. 2008/10489 sayılı Kararı.

kaynak : http://www.ozdogrular.com/content/view/16749/

750 bin işçiye maaş müjdesi


.


.


.


750 bin işçiye maaş müjdesi


Hükümet'ten taşeron işçilere iyi haber var. 'Taban ücret' sistemi gelecek; bu sayede işçiler asgari ücretten düşük maaş almayacak


.

Bugüne kadar haklarını alamamaktan, özellikle düşük maaşla çalışmaktan yakınan taşeron işçilerin yüzü artık gülecek. Hükümet, yaklaşık 15 yıldır çözülmeyen taşeron işçilerin sorunlarıyla ilgili kapsamlı bir çalışma başlattı.
Sayıları 749 bini bulan taşeron işçilere yapılacak çalışma ile asgari ücretten düşük maaş ödenmeyecek.


TAZMİNAT ÖDENECEK
Taşeron işçilerin sosyal ve özlük haklarıyla ilgili tüm konularda düzenleme yapılacak. Düzenleme, işçi ve işveren temsilcilerinin ortak çalışması ile son şeklini alacak. Bu kapsamda, taşeron şirketlerin ve işçilerin karşılaştığı sorunlar araştırılıyor. Araştırmanın ardından da, taraflarla birlikte ortak metin hazırlanacak. Düzenleme ile taşeron işçilere kıdem tazminatı hakkı getirilecek. Mevcut sistemde, taşeron firmalarda çalışan işçiler kayıt üzerinde her yıl işten çıkarılmış gösteriliyor ve bu şekilde kıdem tazminatı almalarının da önüne geçilmiş oluyor. Taşeron işçilerle ilgili hazırlanacak pakette maaşlarla ilgili düzenleme de yapılacak.

Halen taşeron işçilere ağırlıklı olarak, asgari ücret düzeyinde veya altında ödeme yapılıyor. Yeni dönemde, her sektör için taban ücret belirlenecek. Ücretin geç ödenmesi veya ödenmemesi halinde firmalara yaptırımlar uygulanacak.

YÜZ GÜLDÜREN DÜZENLEMELER
Taşeron işçiler kıdem tazminatı alabilecek.
Taşeron işçilerin alacağı ücretler sektörlere göre farklılık gösterecek.
Ücretler, kadrolu işçilerin seviyesine çıkabilecek.
Taşeron firmalara yönelik denetimler artacak.
İşçilerin ücretlerini ödemeyen veya geç ödeyen firmalara yaptırım uygulanacak.
Bu tür firmaların kamu kurumlarının ihalelerine girmesi engellenecek.
İzin ve diğer sosyal haklarla ilgili de düzenleme olacak. Bu haklar devlet garantisi altına alınacak.

kaynak : http://www.takvim.com.tr/Ekonomi/2011/08/31/750-bin-isciye-maas-mujdesi

İşveren işçiyi bayramda çalışmaya zorlayamaz

 


.


.


İşveren işçiyi bayramda çalışmaya zorlayamaz


.

.

 

.

Özel bir firmada çalışmaktayım. Patronum, bayramda çalışmamızı istiyor. Ben bayramda memleketime gitmek istiyorum, çalışmak istemiyorum. İşe gitmezsem işveren beni tazminatsız işten atar mı? Benim ne gibi haklarım olabilir? Hataylı

.
İş Kanunu'na göre, işçi iş sözleşmesinde veya toplu iş sözleşmesinde herhangi bir hüküm yoksa ya da herhangi bir onay vermemiş ise bayramlarda çalıştırılamaz. İşçi bu günlerde çalışmadığı için bundan dolayı iş sözleşmesi tazminatsız olarak sona erdirilemez. Bu nedenle iş sözleşmeniz sona erdirilirse dava açarak tazminatınızı alabilirsiniz.

Geçen günkü köşenizde vermiş olduğunuz cevaba göre 4 yıl Tarım SSK ödemem son 1260 güne sayılmıyor mu? 5...669379 Nolu SMS:

.
Tarım SSK'lı olduğunuz dönemdeki ödemiş olduğunuz primler 1260 güne sayılmaz. Çünkü ne kadar her ikisi de SSK kapsamında olsada kanunları farklıdır. SSK çalışan primleri 506 sayılı Kanun'a, Tarım SSK primleri 2925 sayılı Kanun'a tabidir. İkisi de ayrı ayrı sigortalılıktır. Bu durum Bağ-Kur'da da aynıdır. Esnaf Bağ-Kurlu'luğu farklı, Çiftçi Bağ-Kurlu'luğu farklı kanunlardır. Bu nedenle 1260 şartını yerine getirirken, emekli olmak istediğiniz hangi kanuna tabi sigortalılıksa oradan prim ödemeniz gerekmekte.

2007 ile 2009 yılları arasında bir sitede yönetime bağlı olarak elektrik teknisyeni olarak çalıştım. Bana asgari geçim indirimi ve çocuk paralarının verilmediğini farkettim. Bu hakkımı nasıl elde edebilirim?

Cengiz İPEK

Ücretli olarak çalışanlara vergi mevzuatına göre asgari geçim indirimi ödenmesi gerekir. Bu ödenmemiş ise Maliye Bakanlığı'na işyeri hakkında ihbarda bulunabilirsiniz.

16.08.1963 doğumluyum, SSK girişim 01.12.1985, 6228 günüm var. 4 aylık askerlik hizmetim var. Askerliğimi ödersem ne zaman emekli olurum? Mehmet ER

.
SSK girişinize göre 25 yıl, 49 yaş ve 5300 prim gün şartlarına tabisiniz. Prim gün sayınız ve 25 yıl şartınız tamamlanmış ancak, 49 yaşınız 2012 yılında dolacağından emekli olacağınız tarih 16.08.2012 tarihi olacaktır. Askerlik süreniz sadece 4 ay ise 4 aylık borçlanma yapmanız emeklilik yaşınızı geriye yani 48 yaşına çekmeye yeterli değildir. 48 yaşa tabi olabilmeniz için en az 6 ay, 8 günlük borçlanma yapmanız gerekmektedir.

NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM?
01.09.1968 doğumluyum, işe giriş tarihim 10.10.1983, toplam gün sayım 7566, ne zaman emekli olurum? İbrahim YAVAŞ

.
SSK girişinize göre 25 yıl, 47 yaş ve 5150 prim gün şartlarına tabisiniz. Prim gün sayınız tamamlanmış ancak, 01 Eylül 2011 tarihinde 25 yıl şartınız, 01 Eylül 2015 yılında da 47 yaş şartınız dolacak. Bu durumda emekli olacağınız tarih 01 Eylül 2015 tarihi olacaktır. SSK girişiniz askerden önce olduğundan borçlanma yapmanız emeklilik yaşınızı geriye çekmez.

15.10.1972 doğumluyum, 6082 günüm var, sigorta başlangıcım 01.04.1987, ne zaman emekli olurum? Battal İPEK
SSK girişinize göre 25 yıl, 50 yaş ve 5375 prim gün şartlarına tabisiniz. Prim gün sayınız tamamlanmış ancak, 25 yıl şartınız 2015 yılında, 50 yaş şartınız 2022 yılında dolacak. Bu durumda emekli olacağınız tarih 15.10.2022 tarihi olacaktır. SSK girişiniz askerden önce olduğundan borçlanma yapmanız emeklilik yaşınızı geriye çekmez.

09.01.1968 doğumluyum, SSK girişim 25.12.1989, ne zaman emekli olurum? Askerliği ne kadar ödersem daha erken emekli olurum? 5...674416 Nolu SMS:

.
SSK girişinize göre 25 yıl, 52 yaş ve 5525 prim gün şartlarına tabisiniz. Prim gün sayınızı yazmamışsınız. SSK girişiniz askerden sonra ise yapacağınız 1.5 aylık askerlik borçlanması sizi 25 yıl, 51 yaş ve 5450 prim gün şartlarına tabi edecektir. Bu durumda 5450 prim gün sayısını tamamlamak şartı ile 09.01.2019 tarihinde emekli olabilirsiniz.

ALİ ŞERBETÇİ

http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/aliserbetci/2011/08/31/isveren-isciyi-bayramda-calismaya-zorlayamaz

30 Ağustos 2011 Salı

Bayramda çalışacak olanlar dikkat!



.

.

.

Bayramda çalışanlara ücret nasıl ödenmeli?

.

.

.

 

...
İş Kanunu'na göre, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işyeri çalışacaksa işçinin onayının alınması gerekir. İşçi onay vermezse zorla çalıştırılamaz.

.
İşveren bu nedenle işçiyi işten çıkarırsa haksız fesih olacağından işçiye tazminat ödemek zorundadır. İşçi izin yapmayarak çalışırsa, çalıştığı her gün için bir yevmiye daha ücret alır.

İşe giriş tarihim 17.11.1990. 6500 gün primim var ve halen çalışıyorum. Eğer işten ayrılırsam kıdem tazminatımı alabilir miyim? 5...499055 Nolu SMS

.
İş Kanunu'na göre, sigortalı hizmet süresini ve prim ödeme gün sayısını doldurmuş olup da yaşı bekleyenler, Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan hizmet sürelerini ve prim ödeme gün sayılarını doldurmuş olduklarına ilişkin alacakları yazı ile işverene başvurmaları halinde kıdem tazminatlarını alarak işten ayrılabilir.

24.08.1965 doğumluyum. 01.04.1983 sigorta başlangıcım. Toplam prim ödeme gün sayım 1190.
2 çocuğum var. Çocuk borçlanmasını yaptığım zaman 3600 günden veya hangi şartlarda emekli olabilirim? 5...290471
3600 prim günden emekli olma şartınız için değerlendirirsek; prim gün sayınızın üzerine 2 çocuğa en fazla 4 yıl borçlanma yapmanız durumunda toplamda 2630 güne ulaşırsınız. 3600 prim gün sayınızın tamamlanması için 970 gün daha prime ihtiyacınız olur. Ancak 3600 prim günü tamamlasanız bile hemen emekli olamazsınız. Çünkü, kısmi emeklilik yaş-kademesine göre 58 yaşa tabi olduğunuzdan, 3600 prim günden ancak 24.08.2023 tarihinde kısmi (yaştan) emekli olabilirsiniz. Tam emeklilik için de toplamda 5000 günü tamamlayarak emekli olabilirsiniz. Yani doğum borçlanması da yaptıktan sonra 6 yıl, 7 ay daha prim ödeyerek tam emekli olabilirsiniz.

NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM?

.
Bayanım. Doğum tarihim 10.01.1960. Sigorta girişim 01.06.1996. Toplam 4250 prim gün ödemem var.
Nasıl normal emekli ya da 3600 günden emekli olabilirim? İsimsiz


.
Normal emeklilik için 20 yıl, 53 yaş ve 5900 prim gün şartlarına tabi bulunmaktasınız. 53 yaşınız 2013 yılında dolacak.
Prim gün sayınızın tamamlanması için 1650 gün daha (4 yıl, 7 ay eder) prim ödemeniz gerekmektedir. 20 yıl şartınız 01.06.2016 tarihinde dolacak. Bu durumda Haziran 2016 tarihine kadar prim gün sayınızı tamamlarsanız bu tarihte, tamamlayamazsanız tamamladığınız tarihte tam emekli olabilirsiniz. 3600 prim günden ise; başka prim ödemeden 58 yaşınızın dolacağı 10.01.2018 tarihinde emekli olabilirsiniz.

15.07.1966 doğumluyum. 01.11.1989 tarihinde Bağ-Kur'lu, 06.08.1992 tarihinde SSK'lı oldum. 1986-1987 yıllarında askerdim. Askerliği ödersem, ne zaman emekli olabilirim? 5...208547 Nolu SMS

.
Bağ-Kur girişinize göre SSK'dan 25 yıl, 51 yaş ve 5450 prim gün şartlarına tabisiniz. 18 aylık askerlik öderseniz 50 yaş, 5375 prim gün şartlarına tabi olursunuz. Bu durumda 5375 prim günü tamamlamanız şartıyla 15.07.2016 tarihinde emekli olabilirsiniz.

29.11.1963 doğumluyum. 04.03.1991 sigorta girişliyim. Askerliğimi borçlanmadım. Ne zaman emekli olabilirim? Sadık ZENGİN SSK girişinize göre 25 yıl, 52 yaş ve 5525 prim gün şartlarına tabisiniz. 16 ay askerlik borçlanmanız halinde 51 yaş ve 5450 prim gün şartlarına tabi olursunuz. Bu durumda 5450 prim günü tamamlayarak 29.11.2014 tarihinde emekli olabilirsiniz. Pim güne ihtiyacınız varsa askerliğin tümünü de borçlanabilirsiniz.

KAMUDA İŞ OLANAKLARI


.
SOSYAL Güvenlik Kurumu toplam 50 müfettiş yardımcısı alacak. Son başvuru tarihi 16 Eylül 2011.
HAZİNE Müsteşarlığı sınavla, 10 iktisat, 5 işletme, 5 hukuk, 7 endüstri mühendisliği, 3 bilgisayar mühendisliği mezunu olmak üzere 30 hazine uzman yardımcısı alacak. Başvurular 12 Eylül ile 19 Eylül arasında yapılacak.
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, sınavla 150 iş müfettişi yardımcısı alacak. Başvurular 7 Eylül 2011 ile 22 Eylül 2011 tarihleri arasında yapılacak.

ALİ ŞERBETÇİ

kaynak :http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/aliserbetci/2011/08/30/bayramda-calisacak-olanlar-dikkat

Sigortasız işçi çalıştırmanın yaptırımı

Mevsimlik iş sözleşmesi sürekli hale gelebilir

.
Mevsimlik iş sözleşmeleri, İş Kanunu hükümlerine uygun olarak belirli süreli yapılabileceği gibi belirsiz süreli olarak da yapılabiliyor. Tek bir mevsim için yapılmış belirli süreli iş sözleşmesi, mevsimin bitimi ile kendiliğinden sona eriyor ve bu durumda işçi ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanamıyor.

.
Buna karşılık, işçi ile işveren arasında mevsimlik bir iş için belirli süreli iş sözleşmesi yapılmış ve izleyen yıllarda da zincirleme mevsimlik iş sözleşmeleri yapılmışsa, iş sözleşmesi, belirsiz süreli iş sözleşmesi niteliğini kazanıyor.

.

Sigortasız işçi çalıştırmanın yaptırımı

.

İşletmede sigortasız işçi çalıştırmanın cezası nedir? Arslan Çolak

.
Sigortasız çalıştırılan işçinin işe giriş bildirgesi yasal süresinde verilmemiş olacağından aylık asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır. İşe giriş bildirgesinin verilmediğinin, mahkeme kararından veya kurumun denetim ve kontrol ile görevli memurlarınca ya da diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca yapılan tespitlerden veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden anlaşılması halinde ise uygulanacak idari para cezası iki aylık asgari ücret tutarında oluyor.

.
İşe giriş bildirgesi verilmemiş olan kişinin, aylık prim ve hizmet belgelerinde bildirimi de yapılmamış olacağından, verilecek her bir ek aylık prim ve hizmet belgesi için aylık asgari ücretin sekizde biri kadar, ek belgenin kurumca re'sen düzenlenmesi halinde ise aylık asgari ücretin yarısı tutarında idari para cezası uygulanır.
Sigorta primleri gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir.

.
İşveren beş puanlık prim indiriminden yararlanıyorsa, bir yıl süreyle bu indirim hakkından yararlanamaz.
Akşam

Metin Taş-Sezgin Özcan

Transfer fiyatlandırmasına dikkat!



.


.


Transfer fiyatlandırmasına dikkat!



.

.

Giderek 'tüketim toplumu' modeline yaklaşmamız nedeniyle toplumumuza özgü pek çok değer önemini kaybetmiş durumda. Bununla beraber, bazı geleneksel ilişki ve değerler halen varlığını sürdürüyor. Bunun doğal bir sonucu olarak iş hayatında belli ölçülerde eş-dost, tanıdık, akraba etkenleri belirleyici olabiliyor.

.
Ticari yaşamda bu tür ilişkiler baskın olunca, çoğu zaman alım veya satımda uygulanan fiyat da emsallerine göre düşük olabiliyor. Fiyatın düşük olmasına yönelik bir eleştiri yapıldığında; 'Mal benim değil mi, istediğim fiyattan satarım' türü bir refleksle karşılaşılıyor.

.
Ancak, bu yaklaşım vergi kanunlarıyla uyumlu değil. 'Bunun vergiyle ne ilgisi var?' diyebilirsiniz. Eş, dost, akraba veya ortaklara düşük fiyattan satış yaptığınızda veya onlardan yüksek fiyattan alım yaptığınızda devletin vergi matrahının aşınması sonucu ortaya çıkıyor. İşte bu yüzden kanunlarımız buna izin vermiyor.

.
VERGİ VE CEZA SÜRPRİZİ

.
Vergi kanunlarımıza göre; ilişkili kişilerle 'emsallere uygunluk ilkesine' aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunulursa, kazanç 'transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış' sayılıyor.

.
Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendiriliyor.

.
Bunun sonucu olarak da, emsalini aşan ödemeler gider kabul edilmiyor. Dolayısıyla, cezalı vergi tarhiyatı ile karşılaşılıyor. Ayrıca, bunlar vergisiz dağıtılan kazanç sayılıp, ilişkili kişiye kar dağıtımı yapılmış gibi cezalı stopaj tarhiyatı da söz konusu olabiliyor.

.
İLİŞKİLİ KİŞİ KİM?
Transfer fiyatlandırması bakımından önemli olan, ticari işlemde bulunulan kişinin 'ilişkili kişi' kapsamında olup olmaması.
İlişkili kişi; kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade ediyor.

.
Ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi sayılıyor. Bunun sonucunda da neredeyse selam verilen herkes ilişkili kişi kapsamına giriyor.

.
ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DİKKAT


Torba yasayla pek çok mükellefin matrah artırımında bulunması nedeniyle transfer fiyatlandırması, gelecek dönemde denetim elemanlarının üzerinde ağırlıklı olarak duracakları konuların başında geliyor. Bu durum, vergi mükelleflerini sıkıntıya sokabilir.


.
Konunun karmaşıklığı ve bu konudaki yayınların kısıtlı olması da ayrı bir handikap. Mükelleflerin kendi çıkarları bu konunun üzerinde önemle durmalarını gerektiriyor. Tavsiyemiz, bu konudaki yayınların dikkatli bir şekilde izlenmesi ve muhasebe personelinin konu hakkında bilgilendirilmesi. Olanakları geniş olan mükelleflerin bu ve benzeri konularda eğitim veya danışmanlık hizmeti almalarında da yarar görüyoruz.

KUTLAMA
Bütün okurlarımızın çifte bayramını kutlar, sağlıklı ve mutlu günler dileriz...
Akşam


http://www.aksam.com.tr/transfer-fiyatlandirmasina-dikkat-3598y.html

 

29 Ağustos 2011 Pazartesi

SERMAYE ŞİRKETLERİNİN ÖDENMEYEN KÂR PAYLARININ HAZİNEYE İNTİKALİNİN GEREKTİĞİNİ BİLİYOR MUYDUNUZ ?


.


.


SERMAYE ŞİRKETLERİNİN ÖDENMEYEN KÂR PAYLARININ HAZİNEYE İNTİKALİNİN GEREKTİĞİNİ BİLİYOR MUYDUNUZ ?


.

.

Yoğun olarak gündemde bulunan ve uygulamasını devamlı olarak günlük hayatımızda hissettiğimiz yasaların dışında olan ve yürürlükte bulunan birçok yasadan haberdar olmadığımız bir gerçek.

Bu yasalardan biri de 12.06.1933 tarihinde kabul edilen, 26.06.1933 tarih ve 2437 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2308 sayılı “ŞİRKETLERİN MÜRURU ZAMANA UĞRAYAN KUPON TAHVİLAT VE HİSSE SENEDİ BEDELLERİNİN HAZİNEYE İNTİKALİ HAKKINDA KANUN “

Toplam 4 maddeli olan bu Yasa’nın ilk iki maddesi uygulama ile ilgili, 3 ve 4 maddeleri ise yürürlük ve uygulama makamına yöneliktir.

Yasa’nın 1. maddesi özgün ifadesi ile şu şekilde.

"Anonim ve limited şirketleriyle sermayesi eshama ayrılmış komandit şirketlerin komanditerlere ait hisse senetlerinin ve tahvillerinin kanuni mazeret bulunmaksızın beş senelik müruruzamana uğrıyan faiz, temettü ve ikramiye gibi menfaatleriyle bu şirketlerin hisse senetleri ve tahvillerinden bedele inkilâp etmiş olanlarının on senelik müruruzamana uğrıyan bedelleri Devlete intikal eder.

Bu şirketler bahsolunan menfaat ve bedelleri müruruzaman müddetlerinin bitmesinden itibaren üç ay içinde mahalli mal sandığına vermeye mecburdurlar.

Nizamnamelerinde müruruzaman müddeti tasrih edilip de Ticaret Kanunu mucibince Hükümetçe tasdik edilmiş olan şirketler için tayin olunmuş müddetler müruruzamana esas tutulur.“

Bu madde ile getirilen hükümlere göre ;

Anonim ve limited şirketler ile sermayesi paylara ayrılmış komandit şirketlerin komanditer ortaklarının ortağı oldukları şirketler ile ilgili olarak sahip bulundukları hisse senetlerine şirketin yıl sonunda yapmış olduğu kârdan yetkili organlar tarafından ödenmesine karar verilen temettüler ile yönetim kurulu üyelerine veya kuruculara ödenmesine karar verilen ikramiyelerde bu kapsam içinde düşünülmüş ve bunların 5 yıl içinde ödenmemesi halinde Devlete intikal ettirilmesi hükmü getirilmiştir.

Bunun yanında Anonim ve limited şirketler ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler tarafından ihraç edilmiş bulunulan ve tahviller için ödenmesi gereken faizlerin bu tahvillere sahip bulunanlar tarafından 5 yıl içinde şirketten alınmaması halinde bunlarında yukarıda sözü edilen yasa hükümlerine göre Devlete intikal ettirilmesi gerekmektedir.

Bu şirketlerin bedelleri nakde dönüşmüş olan diğer bir anlatımla karşılıkları kendisine sahip bulunanlara ödenmek üzere tahakkuk etmiş bulunan hisse senetleri ve tahvillerin ana para bedellerinden şirket tarafından 10 yıl müddetle sahiplerine ödenmeyenleri de,

Devlete intikal edecektir.

Maddenin son fıkrasında bulunan ifadelere göre ana sözleşmelerinde zaman aşımı süreleri (tasrih edilmiş) düzeltilmiş olan, şirketlerde zaman aşımı süresi bu düzeltilmeye göre uygulanacaktır.

Yukarıda sözü edilen ve sahiplerine fiilen ödenmemiş olan menfaatlerin, bu ödemeleri yapmak durumunda bulunan şirketler tarafından zaman aşımı sürelerinin dolmasından itibaren üç ay içinde bağlı bulunulan mal sandıklarına ödenmesi zorunlu bulunmaktadır. Yasanın 2. maddesine göre “bu hükümlere uymayan şirketler vermeye mecbur oldukları parayı üç misli tazminatla birlikte ödemeye mahkum edilirler.” Burada dikkat edilecek nokta söz konusu ödemelerin süresi içinde ödenmemesi durumunda 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanunu hükümleri çerçevesinde gecikme zammına tabi tutulacak olmalarıdır.

Ayrıca, 31.12.2010 tarihli mükerrer Resmi Gazetede yayınlanan 2011 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa bağlı Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri gelirlerinin dayandığı temel hükümler başlıklı C – Cetvelinde devletin gelirlerinin kanuni dayanakları arasında 12.06.1933 tarih ve 2308 no lu Şirketlerin Müruru Zamana Uğrayan Kupon Tahvilat Ve Hisse Senedi Bedellerinin Hazineye İntikali Hakkında Kanun’da bulunmaktadır.

2308 sayılı kanundaki bu hükümler çerçevesinde,

- Ödenecek olan kâr paylarında zaman aşımı süresi yetkili organın ilan ettiği dağıtım tarihinden itibaren,

- Ödenecek olan tahvil faizlerinde ise zaman aşımı süresi faizin ödeme vadesinden itibaren başlamaktadır.

Uzun yıllardır dar boğaz içinde yaşayan küçük çaplı anonim ve limited şirketler ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin Devletin zorunlu olarak getirdiği sermaye artışını bile zorlukla yaptıkları ticari hayatımızda bu yasa hükümleri içinde kalarak ortaklarına ödemeleri gereken temettüleri 5 yıllık zaman aşımı süresi içinde hak sahiplerine ödememiş olabileceklerine pek ihtimal veremiyoruz.

Ancak Ticari hayatımızda önemli yer tutan, özellikle de sermaye piyasası düzeninin gelişmesinden sonra hisse senetleri Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören şirketlerin dağıttıkları temettülerin 5 yıllık bir süre içinde hisselere sahip olanlar tarafından tahsil edilmemiş olabileceği düşünülebilir. Bu durumda da yukarıda sözü edilen 2308 sayılı yasa hükümlerine göre bu temettülerin Hazineye intikal ettirilmesi gerekecektir.

Ayrıca, bu yasa hükümlerine göre gene beş yıllık süre içinde alınmayan yukarıda sözü edilen şirketler tarafından ihraç olunan tahvillerin faizleri de zaman aşımına uğramakta ve devlete intikal ettirilmesi gerekmektedir.

Yasada sözü edilen 10 yıllık zaman aşımı süresi bu şirketlerin ihraç etmiş oldukları hisse senetleri ile tahvillerin bedele dönüşmüş bulunan ana paraları ile ilgili bulunmaktadır. Bunlar ise 10 yıllık zaman aşımına tabi bulunmaktadırlar. Bu 10 yıllık süre içinde alınmayan bedeller hazineye intikal ettirilecektir.

Rüknettin KUMKALE

Yeminli Mali Müşavir

http://www.alomaliye.com/2011/ruknettin_kumkale_odenmeyen_kar_paylari.htm

YENİ TÜRK TİCARET KANUNU’NDA ŞİRKETLER TOPLULUĞU




.


 YENİ TÜRK TİCARET KANUNU’NDA ŞİRKETLER TOPLULUĞU


 

.

 

I- GİRİŞ

Halen yürürlükte olan 6762 sayılı TTK 1956’da kabul edilip ertesi yılın başında yürülüğe girmiştir. 54 yıldır uygulanmakta olan bu Kanun, 6102 sayılı yeni TTK(1) ile yürürlükten kaldırılacaktır. Yeni TTK 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek ve eski TTK bu tarih itibariyle yürürlükten kalkacaktır.

Yeni TTK’da konular kitap, kısım ve bölüm olarak ayrılmıştır(2). Kanun 10 maddelik bir başlangıç kısmından sonra altı kitaptan oluşmuştur. Bunlar, sırasıyla ticari işletme, ticaret şirketleri, kıymetli evrak, taşıma işleri, deniz ticareti ve sigorta hukuku kitaplarıdır(3).

Yeni TTK’da altı kitaptan en çok değişikliğe uğrayanlardan birisi ticaret şirketleri kitabıdır. Öte yandan bu kitapta daha önce hiç bulunmayan kurum ve kavramlar getirilmiştir. Bunlardan birisi de “Şirketler Topluluğu”dur. Bu kavram altında bağlı işletmeler hukuku düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile ana ve yavru ortaklıklar arasındaki ilişkiler, şeffaflık, hesap verilebilirlik ve menfaat dengesi temelinde kurallara bağlanmış, yeni pay sahipliği, özellikle dava hakları getirilmiş ve yeni sorumluluk halleri öngörülmüştür(4).

Kanun’da şirketler topluluğu 195-209. maddelerde 15 madde halinde düzenlenmiştir. Hakim ve bağlı şirket 195. maddede tanımlanmış, 196. maddede pay oranlarının nasıl hesaplanacağı düzenlenmiş, 197. maddede karşılıklı iştirak tanımlanmıştır. Diğer maddelerde şirketler topluğuna dahil şirketlere ait yükümlülükler, sınırlar, sorumluklar ile pay sahipleri ve alacaklıların hakları düzenlenmiştir.

Ülkemizde uzun süredir holding, şirketler grubu veya şirket toplulukları adı altında bu durum fiilen mevcuttur. Hakim veya bağlı şirketin yurt dışında bulunduğu şirketler toplulukları da bulunmaktadır. Ancak, hukuk bu güne kadar bu hayat gerçeğini görmezlikten gelmiş, bir şirketler topluluğunda, başka bir şirketin hakimiyeti altında olsa bile, her bir şirketi bağımsız varsaymıştır. Bu da gerek hakim olmayan ortaklar gerekse alacaklılar açısından hak kaybına neden olmaktaydı. Oysa batılı ülkelerde bu konular çok eskiden beri ayrıntılı olarak düzenlenmişti. Ülkemizde bazı Kanunlarda şirketler topluluğuna belli konularla sınırlı olarak yer verilmiştir. Örneğin Sermaye Piyasası Kanunu’nun md. 15/son ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun md. 13; Bankacılık Kanunu’nun md. 110, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un md. 7; İş Kanunu md. 7 gibi. Yürürlükteki TTK’nın 466/4. maddesi ise dolaylı olarak Holding’den bahsetmektedir(5).

Yeni TTK’nın 195-209. maddeleri ticari hayat için önemli hükümler getirmektedir. Bu nedenle konu ayrıntılı incelemeyi hak etmektedir. Her bir madde ayrı bir makale konusu olabilir. Ancak biz bu yazımızda “şirketler topluluğu” konusunu sınırlı ve özet olarak inceleyeceğiz. Yazımızda şirketler topluluğunun ne olduğu üzerinde duracak, hakim ve bağlı şirketlerin yükümlülük ve sorumlulukları ile bağlı şirket pay sahipleri ile alacaklılarının dava ve talep hakları üzerinde duracağız.

II- ŞİRKETLER TOPLULUĞU VE TOPLULUĞA DAHİL OLMANIN HUKUKİ SONUÇLARI

Şirketler topluluğunu, doğrudan veya dolaylı olarak bir başka şirketin kontrolünde veya hakimiyetinde olan bir veya birden fazla şirketin hakim şirket ile birlikte oluşturduğu topluluktur, diye tanımlayabiliriz. Bunu 195/4. madde “Hâkim şirkete doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan şirketler, onunla birlikte şirketler topluluğunu oluşturur” şeklinde tanımlamıştır. Bu toplulukta bağlı olanlar şirket olmak durumundadır. Ancak hakim olan genellikle şirket olmakla birlikte, 195/5. maddede belirtildiği gibi, tepe noktada bulunan ve “hakim” konumunda olan sermaye şirketi olmayan bir şirket, işletme veya gerçek kişi olabilir. Bu şirket veya teşebbüsün yurt dışında bulunması, 205 ila 209. maddelerde düzenlenen topluluk hükümlerinin uygulanmasına engel değildir. Bu durumda, şirketler topluluğunun başındaki hakim teşebbüs tacir sayılacaktır. Yani tacir olmanın sonuçlarına katlanacaktır.

Tanımda belirleyici unsur kontroldür. 195/1. maddede belirtilen unsurlar varsa, hakimiyet varsayılır. Ayrıca fiilen hakimiyetin uygulanıp uygulanmadığına bakılmayacaktır. Ancak maddenin 2. fıkrası “ Birinci fıkrada öngörülen hâller dışında, bir ticaret şirketinin başka bir ticaret şirketinin paylarının çoğunluğuna veya onu yönetebilecek kararları alabilecek miktarda paylarına sahip bulunması, birinci şirketin hâkimiyetinin varlığına karinedir.” diyerek bir karineye işaret etmiştir. Çünkü, her zaman payların çoğunluğuna sahip olmak, şirketi yönetecek oyların çoğunluğuna sahip olmak değildir. Bazen de, halka açık şirketlerde olduğu gibi, % 25-30 gibi hatta daha az bir pay ile şirket yönetimine hakim olunabilir.

Yeni TTK’nın 195/1. maddesine göre;

Bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketinin, doğrudan veya dolaylı olarak;

- Oy haklarının çoğunluğuna sahipse veya

- Şirket sözleşmesi uyarınca, yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabilmek hakkını haizse veya

- Kendi oy hakları yanında, bir sözleşmeye dayanarak, tek başına veya diğer pay sahipleri ya da ortaklarla birlikte, oy haklarının çoğunluğunu oluşturuyorsa,

- Bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketini, bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla hâkimiyeti altında tutabiliyorsa

ortada bir şirketler topluğu vardır. Bu durumda birinci şirket hâkim, diğeri bağlı şirkettir.

Aynı maddeye göre, bu şirketlerden en az birinin merkezi Türkiye’de ise, bu Kanun’daki şirketler topluluğuna ilişkin 205 ila 209. maddelerdeki hükümler uygulanacaktır.

Yukarıda belirttiğimiz gibi, yukarıdaki şartlar bulunmasa bile 195/2. maddeye göre bir ticaret şirketinin başka bir ticaret şirketinin paylarının çoğunluğuna veya onu yönetebilecek kararları alabilecek miktarda paylarına sahip bulunması, halinde birinci şirketin hâkimiyetinin varlığına karine olacaktır.

Hakimiyet doğrudan veya dolayısıyla sağlanabilir. 195/3. maddesine göre, “Bir hâkim şirketin, bir veya birkaç bağlı şirket aracılığıyla bir diğer şirkete hâkim olması, dolaylı hâkimiyettir.” Kanun, hakim şirketlere “ana şirket”, bağlı şirketlere de “yavru şirket” demektedir. Yukarıda belirttiğimiz gibi, ana ve yavru şirketler hep beraber “Şirketler Topluluğu”nu oluşturmaktadır (md. 195/4).

Şirketler topluluğunda “karşılıklı iştirak” durumu olabilir. Bu durum 197. maddede düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre, karşılıklı iştirak, birbirlerinin paylarının en az dörtte birine sahip bulunma halidir. Karşılıklı iştirak halinde hakimlik ve bağlılık durumu doğabilir. Karşılıklı iştirak halindeki şirketlerden biri diğerine hakimse, ikinci şirket bağlı şirket durumundadır. Her ikisi de birbirine hakim ise, iki şirkette hakim ve bağlı şirket kabul edilecektir.

Kanun’un 195/6. maddesine göre, şirketler topluluğuna ilişkin hükümlerin uygulanmasında “yönetim kurulu” terimi limited şirketlerde müdürleri, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile şahıs şirketlerinde yöneticileri, diğer tüzel kişilerde yönetim organını ve gerçek kişilerde gerçek kişinin kendisini ifade eder. Bu fıkra hükmü, 5. fıkra hükmünü tamamlamak, bu hükme daha geniş uygulama alanı sağlamak ve terimlerin anlamını belirgin hale getirmek için öngörülmüştür.

Kanun’un şirketler topluluğu ile ilgili 195-209. maddeler hükümlerinin uygulanmasında pay ve oy oranlarının belirlenmesi önemlidir. Bu konu, “Pay ve oy oranlarının hesaplanması” başlığı altında 196. maddede üç fıkra halinde düzenlenmiştir. Gerekçede belirtildiği gibi, 196. madde, hakimiyetin var olup olmadığının saptanmasında pay ve oy miktarlarının hesaplanmasının yöntemini ve yorumunu belirleyen emredici nitelikte bir hükümdür.

Kanun’un 196/1. maddesine göre, bir ticaret şirketinin bir sermaye şirketindeki iştirakinin yüzdesi, o sermaye şirketindeki payının veya paylarının itibari (nominal) değerleri toplamının, iştirak olunan şirketin sermayesine oranlanmasıyla bulunur. Bu hesaplamada bağlı (yavru) şirketin kendi iktisap ettiği payları düşülür. Bu payların şirket hesabına başkalarında bulunması durumu değiştirmez. Aynı maddenin 3. fıkrasına göre ise, hesaplamada hakim şirketin bağlı şirketlerinin sahip olduğu paylar ile hakim şirket adına alınmış paylar da eklenir (md. 196/3). Yani, oranlamada pay kısmında katılan ticaret şirketinin doğrudan ve dolaylı olarak sahip olduğu payların nominal bedeli yer alacak, payda kısmında ise bağlı şirketin (kendisine katılınan şirketin) sermayesi olacak ancak bundan kendi iktisap ettiği paylar çıkarılacaktır.

Kanun’un 196/2. maddesine göre, bir ticaret şirketinin bir sermaye şirketindeki oy hakkının yüzdesi, o sermaye şirketindeki payının veya payların itibari değerleri toplamının, iştirak olunan şirketin sermayesine oranlanmasıyla bulunur. Bu hesaplamada, birinci fıkrada olduğu gibi, katılınan şirketin kendi iktisap ettiği veya onun adına alınıp da üçüncü kişilerde bulunan paylardan doğan oy hakları düşülecektir.

Yukarıda, şirketler topluluğu ve bu topluluğun oluşma şartlarını ele aldık. Aşağıda da şirketler topluğuna uygulanacak hükümler incelenecektir. Şirketler topluluğu olmanın sonuçları, şirketler topluluğunun aktörlerinin hak ve yükümlülükleri ortaya konacaktır.

Kanun şirketler topluluğunun aktörleri için, topluluğa dahil olma nedeni ile mükellefiyetler yüklemiş, sınırlamalar getirmiş, bazı durumlarda hak ve sorumluluklar öngörmüştür.

Kanunla getirilen yükümlülükler, bildirim, tescil ve ilan yükümlülüğü, bağlılık ve hakimiyet ile ilgili rapor düzenleme zorunluluğu, hakim şirket ortaklarına bağlı şirketler hakkında bilgi verme zorunluluğudur.

Kanun’da belli durumlarda, hakların donması şeklinde sınırlamalar getirilmiştir. Bildirim yapılmaması halinde, bildirim yapılıncaya kadar haklar donar (md. 198/2). Başka bir sınırlama (donma hali) de 201. maddede düzenlenmiştir.

Kanun’a göre, hakimiyet hakkının hukuka aykırı kullanılması sorumluluk nedenidir. Sorumluluk ve bu sorumluluğun şartları 202-206. maddelerde düzenlenmiştir. Ayrıca 209. maddede hakim şirketin güvenden doğan sorumluluğu belirlenmiştir.

Kanun şirketler topluluğu ile ilgili hükümlerde, hakim ve bağlı şirket ortaklarına haklar tanımıştır. Ayrıca, zarar gören bağlı şirket alacaklılarının da dava hakkı bulunmaktadır.

Kanun’un 198. maddesine göre, hakim teşebbüs bir sermaye şirketinin maddede belirlenen (yüzde 5, 10, 20, 25, 33, 50, 65 ve 100) oranlarda payına sahip olduğunda veya bu oranlar düştüğünde, işlemlerin tamamlanmasını izleyen 10 gün içinde bu durumu sermaye şirketine bildirecektir. Bu bildirimi, mevzuatta belirtilen yerler de (Örneğin SPK) yapacaktır. Bu durum yıllık faaliyet ve denetim raporlarında ayrı ayrı başlıklar halinde yer alacak, şirketin internet sitesinde de yayınlanacaktır. Hakim teşebbüsün ve bağlı şirketin yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri ile bunların Kanun’da belirtilen yakınları da, belli oranı geçen pay edinmeleri ve değişmeleri bildirecektir. Bildirim yazılı şekilde yapılacak ve ticaret sicilinde yayımlanacaktır.

Bildirimin yapılmamasının yaptırımı, oy hakkı ve diğer hakların donmasıdır. Ayrıca, bildirim yapmayan, mevzuatın öngördüğü diğer sonuçlara katlanacaktır.

Hakimiyet bir sözleşmeye dayanıyorsa, bu sözleşmenin geçerli olabilmesi için, ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmesi gerekmektedir. Ancak sözleşmenin geçersizliği, şirketler topluluğu ile ilgili yükümlülük ve sorumluluklara ilişkin hükümlerin uygulanmasına engel olmayacaktır.

Kanun’un 199. maddesinin ilk üç fıkrası, bağlı şirket yönetim kurulunca düzenlenecek “bağlılık raporu” hakkındadır. Yönetim kurulu bu raporu faaliyet yılının ilk üç ayında düzenleyecektir. Rapor, doğru ve dürüst hesap verme ilkelerine uygun olacaktır. Bu raporda hakim şirket ile ilgili geçmiş faaliyet döneminde hakim şirket veya ona bağlı bir şirket yararına yapılan veya yapılmasından kaçınılan tüm iş ve işlemler ile bundan doğan yarar ve zararlar belirtilir. Zarar ya da kayıp denkleştirilmişse, bunun nasıl yapıldığı açıklanır. Açıklanması gereken bir hukuki işlem veya tedbir bulunmuyorsa, bu da rapora yazılacaktır.

Kanun’un 199. maddesinin ilk üç fıkrasında düzenlenen ve bağlı şirketlerin kendi aralarındaki ve hâkim şirketle aralarındaki ilişkileri ve bu ilişkilerin kayıp/yarar olarak sonuçlarını açıklanan “Bağlılık raporu”, 202 ve devamı hükümleri, özellikle kayıp ve denkleştirme davaları yönünden önem taşır. Raporun hazırlanmaması, Kanun’un 562/3. maddesine göre iki yıla kadar hapis ve adli para cezasını gerektirir.

Kanun’un 199. maddesinin dördüncü fıkrasında, hâkim şirketin yönetim kurulu üyelerinin, bağlı şirketler hakkında bilgi alma hakkını düzenlemektedir. Bu istemin muhatabı yönetim kurulu başkanıdır. Bilginin kapsamı, maddede ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Yönetim kurulu başkanı, üyelerden herhangi birinin istemi üzerine, bu kapsamda bir rapor hazırlayacaktır. Bu raporun hazırlanmaması da, Kanun’un 562/3. maddesine göre iki yıla kadar hapis ve adli para cezasını gerektirir.

Yukarıda değindiğimiz gibi, Kanun’a göre hakimiyet hakkının hukuka aykırı kullanılması sorumluluk nedenidir. Kanun’a göre hâkim şirket, hâkimiyetini bağlı şirketi kayba uğratacak şekilde kullanamaz. Kayıp zararı da içeren, fakat ondan daha geniş bir kavramdır. Kanun’un 202/1-a maddesinde kayba neden olacak işlem ve eylemler, sınırlayıcı olmayacak şekilde örnek olarak sayılmıştır. Hakim şirket, bunlardan biriyle veya burada sayılmayan başka bir eylem ve işlemle bağlı şirketin kaybına neden olursa ve bunu faaliyet yılı sonuna kadar fiilen denkleştirilmez veya denk bir istem hakkı tanınmaz ise kayba uğrayan bağlı şirket ortaklarının dava etmesi ile bu kaybı gidermek zorundadır. Dava pay sahibi tarafından, hakim şirket ve onun yönetim kurulu üyelerine karşı açılır. Hakim, tazminat yerine, şirketin davacı pay sahiplerinin payını gerçek değer veya genel kabul gören bir yöntemle belirlenmiş bir değerle satın almasına karar verebilir. Keza, davayı duruma uygun düşen başka bir çözüme de kavuşturabilir. (202/1-b).

Maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde davalılar için kurtuluş kanıtı öngörülmüştür. Buna göre, maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan işlem ve fiiller hakimiyet ilişkilerinden doğmayıp da dürüstlük kuralına uygun, özenli, basiretli hareketin bir gereği olarak ortaya çıkıyorsa, bunun ispatı halinde, tazminata hükmedilmeyecektir.

Maddenin 2. fıkrasına göre, hâkimiyetin uygulanması ile gerçekleştirilen ve bağlı şirket bakımından açıkça anlaşılabilir haklı bir sebebi bulunmayan, birleşme, bölünme, tür değiştirme, fesih, menkul kıymet çıkarılması ve önemli esas sözleşme değişikliği gibi işlemlerde, pay sahiplerinin dava hakkı vardır. Bunun için pay sahibinin, genel kurul kararına ret oyu verip tutanağa geçirtmesi veya yönetim kurulunun bu ve benzeri konulardaki kararlarına yazılı olarak itiraz etmesi gerekir. Dava açan pay sahipleri; hâkim teşebbüsten, zararlarının tazminini veya paylarının gerçek değerini veya bulunacak ve bu değere en yakın değeri isteyebilirler. Dava, genel kurul kararının verildiği veya yönetim kurulu kararının yayınlandığı tarihten itibaren başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.

Hakim şirketin doğrudan veya dolaylı pay ve oy oranları yüzde doksandan fazla olduğu durumlarda, pay sahibi veya sahipleri talep etmese de, dürüstlük kurallarına aykırı hareketlerle sorun çıkaranların paylarını, hakim şirket satın alabilir. Bu paylar, borsa değerinden bu yoksa 202/2. maddeye göre belirlenen değerden alınır.

Kanun, bağlı şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu da düzenlemiştir. Hakim şirket veya teşebbüsten gelen talimatları uygulamak, esas itibariyle yönetim kurulu üyelerini sorumluluktan kurtaramayacaktır (Ancak, bunlar doğabilecek tüm sorumlulukların üstlenilmesini bir sözleşme ile hakim teşebbüsten isteyebilirler). Sorumluluğun istisnası, 203 ve 205. maddede düzenlenmiştir. Payların ve oy haklarının yüzde yüzüne sahip olma, yani tam hakimiyet halinde, topluğun politikalarına uygun talimatlara uymak zorundadırlar ve bundan dolayı bağlı şirketin yönetim kurulu üyeleri sorumlu olmazlar. Ancak bu talimatlar 204. madde ile sınırlandırılmıştır. Buna göre bağlı şirketin gücünü aşan ve varlıklarını tehlikeye atan talimat verilemez. Dolayısıyla, bu yöndeki talimata uyan yönetim kurulu üyeleri sorumluluktan kurtulamaz.

Alacaklıların dava hakkına gelince; gerek 202. maddedeki kısmi hakimiyet gerekse 203. maddedeki tam hakimiyet halinde, bağlı şirketin alacaklılarının dava hakkı vardır. Bu hak, 202/1-c ve 206/1. maddede düzenlenmiştir. Davanın nedeni, bağlı şirkete hakim şirketin verdirdiği ve süresinde telafi etmediği kayıptır. Dava, hakim şirkete ve onun kayıptan sorumlu yönetim kuruluna karşı açılacaktır. Dava sonunda hükmedilen meblağ, davacı alacaklıya değil, kayba uğrayan şirkete ödenecektir.

Gerek pay sahiplerinin gerekse alacaklıların açacakları dava ile ilgili uygulanacak hükümler ve yetkili mahkeme 202/1-e maddede düzenlenmiştir.

Hakim ve bağlı şirket pay sahiplerine tanınan haklara gelince; Kanun’un 200. maddesine göre, hakim şirketin her sahibi, bağlı şirketlerle ilgili bilgi alma hakkına sahiptir. Bilgi alma hakkının adresi yönetim kurulu, yeri ise genel kuruldur. Bağlı şirket pay sahiplerinin yukarıda ele alınan dava hakları yanında, 207. madde uyarınca özel denetçi atanmasını isteyebilirler.

Son olarak, hakim şirketin, topluluk itibarının topluma ve tüketiciye güven veren bir noktaya ulaştığı durumlarda, bu güvenden dolayı sorumlu olacağını belirtelim.

III- SONUÇ

Halen yürürlükte olan ve 54 yıldır uygulanan 6762 sayılı TTK’nın yerini, 01.07.2012 tarihi itibariyle, 6102 sayılı yeni TTK alacaktır.

Yeni TTK, özellikle şirketler hukukunda önemli değişiklikler yapmış, daha önce mevcut olmayan kurum ve kavramlara da yer vermiştir. Bunlardan birisi de “Şirketler Topluğu”dur. Böylece, ülkemizde yaygın olarak bulunan, fakat hukuku bulunmayan bu konuda, boşluk doldurulmuştur. Kanun şirketler topluğu ile ilgili önemli yükümlülük, sorumluluk ve sınırlar getirmektedir. Belirlenen durumlarda, bağlı şirketin ortak ve alacaklılarına, hakim şirket veya teşebbüs ile bunların yönetim kurulları aleyhine dava hakkı vermektedir. Belli işlemlerin yapılmaması cezayı gerektirmektedir.

Kanun’un yürürlüğe girmesine fazla bir zaman kalmamıştır. Bu nedenle, şirketler topluluğu aktörlerinin gerekli olan her türlü hazırlığı şimdiden yapmaları tavsiye olunur.

* Avukat

(1) 6102 sayılı yeni TTK, 13.01.2011 tarihinde kabul edilip, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Yürürlük tarihi 01.07.2012’dir.

(2) Halen yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’da konular kitaplara ayrılmıştır. Ancak alt bölümler fasıl ve kısımdır.

(3) 6762 sayılı Kanun’da aynıdır. Ancak araya “Dördüncü Kitap” olarak “Taşıma İşleri” kitabı eklenmiştir.

(4) Genel gerekçe 115. paragraf.

(5) Fıkrada, “İkinci fıkranın 3 numaralı bendi ve üçüncü fıkra hükümleri, gayesi esas itibariyle başka işletmelere iştirakten ibaret olan "Holding" şirketleri hakkında cari değildir.” denmektedir.

YENİ TÜRK TİCARET KANUNU’NDA ŞİRKETLER TOPLULUĞU
Başlıklı Makalenin Tüm Yasal Hakları

Yazar:Bekir BAYKARA*
Yaklaşım / Eylül 2011 / Sayı: 225

Yazarı : Bekir BAYKARA / (Avukat) ait olup Yaklaşım Dergisi Eylül 2011 Sayı 225 de yayınlanmıştır.

KAYNAK : http://www.huseyinust.com/Thread-YENI-TURK-TICARET-KANUNU%E2%80%99NDA-SIRKETLER-TOPLULUGU

Blog Arşivi

BU HAFTA EN ÇOK OKUNANLAR

EN ÇOK OKUNANANLAR

Categories

.edevlet.com (1) ‘Gelir Testi’ (1) ‘intibak zammı’ (1) "EŞ DURUMU" (1) "muhasebe" (21) "Pratik Bilgiler "pratik bilgiler (1) (Stopaj (1) 01.01.2012 - 30.06.2012 Asgari Ücret (1) 01.07.2012 - 31.12.2012 Asgari Ücret (1) 12 Eylül mağdurları (2) 15 yıldan az memuriyet (1) 16 Yaşından Büyükler Asgari Ücret (1) 16 yaşını doldurmuş işçiler (1) 18 Yaş GSS (1) 18 Yaş Üstü (1) 2-B arazilerinin satış şartları (1) 2009 askerlik borçlanması hesaplama (1) 2011 enflasyon (1) 2011 kapanış işlemleri (6) 2011 Yılbaşı Milli Piyango (1) 2012 (105) 2012 açılış işlemleri (6) 2012 Amortisman Sınırı (1) 2012 ASGARİ (1) 2012 ASGARİ ÜCRET (2) 2012 Avukatlık Ücret Tarifesi (1) 2012 DAMGA VERGİSİ ORANLARI (1) 2012 defter (1) 2012 Defter tasdi (1) 2012 Defter Tutma Hadleri (1) 2012 DİĞER KAZANÇ (1) 2012 Fatura Düzenleme Sınırları (1) 2012 Geçici Vergi Oranları (1) 2012 Gelir Vergisi (1) 2012 gelir vergisi oranlar (1) 2012 GELİR VERGİSİ ORANLARI (1) 2012 Gelir vergisi tarifesi (2) 2012 Hesap Pusulası (1) 2012 KAPICI MAAŞ HESABI (1) 2012 milli piyango sonuçları (1) 2012 Motorlu Taşıtlar Vergisi (1) 2012 Motorlu Taşıtlar Vergisi Tarifeleri (1) 2012 MTV (1) 2012 Sakatlık indirimi (1) 2012 SGK İDARİ PARA CEZALARI (1) 2012 VERGİDEN MÜSTESNA YEMEK BEDELİ (1) 2012 YEMEK BEDELİ (1) 2012 Yemek İstisnası (1) 2012 Yılbaşı Milli Piyango (1) 2012 YILI (66) 2012 yılı asgari ücret (2) 2012 yılı asgari ücret tutarları (2) 2012 yılı cenaze ödeneği (1) 2012 YILI DEFTER TUTMA (1) 2012 YILI DEFTER TUTMA HADLERİ (3) 2012 yılı emzirme ödeneği (1) 2012 Yılı gelir (1) 2012 Yılı gelir vergisi (1) 2012 Yılı gelir vergisi dilimleri (1) 2012 yılı gelir vergisi oranları (1) 2012 Yılı Sakatlık İndirimi (1) 2012 yılı vergi (1) 2012 yılında uygulanacak yeniden değerleme oranı (1) 2012 Yili Asgari Geçim İndirimi Tablosu (1) 2B Arazi (1) 2B Arazileri (2) 31.10.2011 tarih 292 nolu karar (1) 3600 günle emeklilik (1) 4 ülkede kıdem tazminatı fonu (1) 4/b Sigortalılık Bildirimi (1) 4857 (1) 4857 sayılı (1) 5 lira fazla katılım payı (1) 6111 Sayılı Kanun (1) 65 YAŞ (1) 65 YAŞ AYLIĞI (1) 65 yaş ve özürlü maaşı hangi hallerde kesilir? (2) 657 s.DMK’ya göre istihdam şekilleri (1) 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNU (1) 663 sayılı KHK (1) 666 kanun (1) 666 sayılı (1) 8.000 TL üzerindeki ödemeler (1) 975 lira taban (1) Açık Hesaplarınızın Ne Kadarını Tahsil Edebileceğinizi Biliyormusunuz (1) AGİ (2) AGİ NEDİR? (1) aidatlarını ödememekte direnirken (1) AİLE HEKİMLİĞİ (1) Akaryakıt fişi (1) Akşam Metin Taş (1) Alacak ve Borç Notları (1) Alarm İzleme Merkezi Kurma ve İşletme Yeterlik Belgesi (1) Ali TEZEL (1) almanya (1) Almanya'dan yurtdışı borçlanma (1) ALO 170 (1) Amortisman (1) Amortisman Sınırı (1) Analık sürelerinin borçlanılması (1) Ankara bomba (1) ANONİM ŞİRKET (1) Anonim şirketler (1) Anonim şirketler neden ve nasıl hisse senedi bastırmalıdır (1) ANONİM ŞİRKETLERDE MENKUL KIYMETLER (1) APARTMAN GÖREVLİLERİ AGİ (1) ARAÇLARIN Trafikten Silinmesi (1) Aralık 2011 Vergi Takvimi (1) ASBİS (1) ASBİS Nedir (1) ASGARİ GEÇİM (1) ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ (1) ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ 2012 (1) asgari geçim ücreti (1) Asgari Ücret (8) Asgari ücret 701 (1) Asgari Ücret Maliyeti (1) Asgari Ücret ve Yasal Kesintiler (2) Asgari ücret yeni yılda (1) ASKERİ İŞ MÜFETTİŞLİĞİ (1) askerlik (2) askerlik borçlanma formu (1) askerlik borçlanma hesaplama (1) askerlik borçlanma hesaplaması (1) askerlik borçlanma işlemi (1) Askerlik borçlanması (3) ASKERLİK KANUNU (1) atama (2) Avukat (1) Avukatlık (1) AVUKATLIK ASGARİ (1) AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET (1) AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ (1) Avukatlık Ücret (1) Avukatlık Ücret Tarifesi 2012 Belirlendi (1) Aylığa Hak Kazanma Koşulları (1) AYLIK VE YILLIK ENFLASYON (1) baglilik (1) Bağ (1) Bağ-Kur (5) bağ-kur dökümü (1) Bağ-Kur İntibak (1) Bağ-Kur Tevkifatı (1) Bağımsız Denetçi (2) bağımsız denetçiler (1) Bağımsız denetim (2) Bağımsız Denetleme (1) BağKur (4) bağkur dökümü (1) Bağkur hizmet dökümü (1) bağkurlu dökümü (1) Bahçe Tapusu Olanların Tarım SSK’lısı Olup Olamayacaklarının Açıklanması (1) bakanı (1) Bankalar (1) Basit usul (1) Başbakan Tayyip Erdoğan (1) BAYRAM TATİL GÜNLERİNDE İŞ KAZASI (1) BDDK (1) bedelli (2) BEDELLİ ASKERLİK (4) bedelli askerlik işlemleri (1) Bedelli çalışmaları bayramdan sonra (1) Belediyeden kiralanan seyyar sergi yerleri için kira ödemeleri üzerinden tevkifat yapılmayacağı (1) belli para (1) BEŞ PUANLIK (1) beyanname (100) Bilirkişi (1) Bilirkişilerin (1) Bilirkişiye Başvuru (1) binek (1) Binek otomobilin alım ve satımında KDV oranı kaçtır ? (1) Binek otomobilin KDV’sini (37) Bir Kişi İle Kurulabilecek (1) Bireysel Emeklilik (1) Bireysel Emeklilik Sistemine Yapılan Ödemeler (1) BİRLEŞME İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ: I (1) borçlanma (1) Borçlanma Bedelleri (1) Borçlunun bütün eşyaları haczedilemez (1) Borçlunun haline uygun evi haczedilemez (1) BUGÜNKÜ YAZILAR (5117) bülent deniz (1) C Özel Güvenlik Yöneticisi Kimlik Kartı (1) Cenaze Ödeneği (1) Creditnote (1) Cumhuriyet tarihi rekoru (1) ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENLİĞİ (1) çalışma ve sosyal güvenlik (1) Çalışmayan (1) çek (1) çek yasası (1) çevre temizlik vergisi (1) Çeyiz Yardımı (1) Çocuklar sağlık hizmeti (1) daha az prim (1) Damga Vergisi (1) danışman (1) Dar Mükellefiyet (1) debitnote (1) defter (2) Defter Bilgi Girişi (1) defter Kapanış Tasdiği (1) Defter tasdi (1) Defter Tasdikinde Ek Süre (1) defter tutulma (1) Defter ve belgeleri depremde kaybolanlar (1) Değer Artış KazançI (1) Değer Artış Kazançlarının Vergilendirilmesi (1) değerleme oranı (1) Denetçi olabilme (1) Denetçilerin Atanması (1) Denetçinin seçilmesi (1) Denetim raporu (1) Denetimin (1) Deprem bağışları (1) Deprem bağışlarının vergi matrahından (1) Deprem bölgesinde primi 1 gün bile yatana emeklilik (1) Deprem sigortası (1) deprem vergisi (1) Depremzede işçinin ücreti İş-Kur'dan (1) Depremzedelere müjde (1) DERNEKLER (1) DERNEKLER YÖNETMELİ (1) dilekçe (224) DİLEKÇE ÖRNEĞİ (2) DİLEKÇE ÖRNEĞİ Veri Sorgulama (1) DİLEKÇE ÖRNEKLERİ (12) DİLEKÇEYE (1) Dizi (1) DOĞUM BORÇLANMASI (5) Doğum ücretsiz izni ve izinden dönüşte işe başlama hakkı (1) dönem sonu (6) DÖNEM SONU İŞLEMLERİ (7) Dul aylığı (1) DUYURULAR (568) e devlet (1) E-Defter (1) e-devlet (1) e-haciz (1) ebeyanname (100) ece üner (2) Ecrimisil (1) edefter (1) edefter.gov.tr (1) edevlet (1) EKONOMİ (626) Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan (1) Elektronik Defter (1) Emekli (11) emekli aylığı (1) emekli aylığını yükseltmek (1) Emekli aylıkları haczedilemez (1) Emekli dernekleri (1) Emekli İkramiyesi (1) emekli intibak (1) Emekli Sandığı (3) Emekli Sandığı dökümü (1) Emeklilerin maaşı (1) Emeklilik (1) Emeklinin alım gücü (1) Emeklinin intibakı (1) EMEKLİNİN YILLIK İZNİ (1) Emekliye (1) Emekliye intibak (1) Emekliye müjde (1) Emekliye tazminat (1) Emekliye zam geliyor (1) emlak vergisi (4) Emlak Vergisi bildirimi (1) Emsal kira (1) EMZİRME ÖDENEĞİ (2) ENFLASYON (1) Enflasyon Hesaplama (2) Engelli bakım maaşına konulan hacize mahkeme 'dur' dedi (1) Engelli Sigortalıların (1) Engellilere İş Müjdesi (1) erken emekli (1) Eski memur (1) Esnaf Sicil Kaydı Bağ-Kur'lu (1) Esnek Zamanlı Çalışma (1) eş durumu nakli (1) eşi vefat etmiş (1) EŞİT DAVRANMAMA TAZMİNATI (1) Etiketler: 292 nolu hakem heyeti kararı (1) ev hanımına (1) Ev hanımlarının emekliliği (1) Evlenme Ödeneği (1) evlilik (1) FAİZ (2) Faktoring İşlemlerinin Muhasebe Kaydı (1) FARK ÜCRETİ (1) faruk çelik (1) FASON HİZMETLERDE KDV İADESİ (1) FASON TEKSTİL (1) FATURA (2) Fatura Düzenleme (1) Fatura Düzenleme Sınırları (1) Fatura Kullanımı (1) Faturada Ayrıca Teslim Adresine Yer Verilebilir mi? (1) FATURAYA SÜRESİNDE İTİRAZ (1) fazla çalışma (1) Fazla mesai (1) Fazla mesai nasıl ispatlanacak (1) FESHİ (1) fesihte geçerli neden (1) Fiili Hizmet Zammı (1) Finanasal (1) Finanasal Kiralama (1) Finanasal Kiralama Muhasebe Kayıtları (1) Finansal kiralama (1) FİRMADA KULLANILAN OTOMOBİLİN KAZA YAPMASI SONUCU SERVİS ŞİRKETİ TARAFINDAN KESİLEN FATURANIN SİGORTA ŞİRKETİNE YANSITILMASI MUHASEBE KAYDI (3) FON İSİMLERİ (1) Foreks İşlemi (1) FRANSIZ ÜRÜNLERİ (1) Gayri Maddi Haklar (1) GAZETECİ VE GEMİ ÇALIŞANLARINI (1) GAZETECİLER NE ZAMAN EMEKLİ OLUR (1) Geçici iş göremezlik (1) Geçici iş göremezlik ödeneği (2) Geçici Vergi Oranları (1) Geçici Vergide Yanılma Payı (1) gelir (302) gelir testi (3) GELİR TESTİ NEDİR (1) Gelir Testi Süresi Uzatıldı (1) Gelir testine müracaat bildirimi (1) Gelir Uzman (1) Gelir ve Aylıklarda Zamanaşımı Sürelerinin Eski ve Yeni Kanunla Karşılaştırılması (1) Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması (1) gelir vergisi (2) Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 280) (1) GELİR VERGİSİ ORANLARI (1) gelir.gov.tr (125) gelirler (4772) gelirler.com (192) gelirler.gov.tr (4349) gelirlergov (111) gemlik hakem heyeti (1) gemlik tüketici sorunları ilçe hakem heyeti (1) genek sağlık başvuru (1) Genel Sağlık Sigortalıs (1) Genel Sağlık Sigortası (2) GENEL SAĞLIK SİGORTASI (4) GEREKEN (1) GEREKLİ BİLGİLER (5) ggs (3) GİB (3286) gib.gov.tr (31) gider pusulası (1) Giriş Sınavı (1) Götürü Gider (1) GSS (9) GSS DİLEKÇE ÖRNEĞİ (1) gss Prim Tablosu (1) GSS Sağlık (1) GSS tescil bildirim (1) Gurbetçi ev hanımı (1) GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ (TARİFE-SINIFLANDIRMA KARARLARI) (SERİ NO: 13) (1) GÜNDEM (4934) HABER (4470) habertürk tv (2) haciz (1) Hafta Tatili Ücreti (1) HAFTALIK YAYIN (28) hakem heyeti kararları (1) HASTA SEVK FORMU (1) hastane (1) Hem kocadan hem de anne-babadan aylık bağlanır mı (1) hesap işletim ücreti iadesi (1) hesap işletim ücreti iadesinin kararı (1) hesap işletim ücretine itiraz (1) hesap işletim ücretleri (1) hesap işletim ücretleri iadesi (1) Hesap numaraları (1) hesapişletim ücretinin iadesi (1) hız sınırı (2) hibe kredi (1) HİLELİ İFLAS ETMEK (1) Hizmet Dökümü (1) Hizmet grubu (1) https://www.turkiye.gov.tr/ (1) hukuk (1) Irak (1) iade (1) İbraname (1) ibraname Örneği (2) için (1) İdari Para Cezaları (1) İhaleli İşlerde Kıdem (1) İhbar İkramiyesi (1) İhracat (2) İHRACATTA GVK (1) İhtirazi Kayıtla Beyan (1) ikinci derece usulsüzlük (1) İkramiyenizi güncel (1) İktisap Tarihi (1) İlk Defa Sigortalı Olarak Çalışmaya Başlamadan Önce Malûliyeti Bulananların Emeklilikleri (1) indirilebilir (1) indirim (1) İndirimli Orana (1) İndirimli Orana Tabi Satışlar (1) internet sitesi (1) İNTERNET SİTESİ ZORUNLULUĞU (1) İntibak (6) İntibak 2013'e kaldı (1) İntibak Maaş (1) intibak yasası (3) İNTİBAK YASASI 2012'DE YASALAŞIYOR (1) intibak zammı (1) İstanbul Tapu Kadastrolular Derneği Başkanı Metin Yeşil (1) isteğe bağlı sigorta (1) istifa (1) İstifa eden işçinin hakları (1) istifa evrakları (1) İSTİSNA TUTARLARI (1) İŞ (1) İŞ GÖREMEZLİK BELGESİ (1) İş göremezlik belgesi değişti (1) İş Kanunu Para Cezaları (1) iş kazası (1) iş koçu (1) İş Sözleşmeleri (1) iş sözleşmesi (1) İşçi (1) İŞÇİ 1 ay içinde dava açabilir (1) İŞÇİ ALACAK BELGESİ (1) işçi izin hakları (1) İŞÇİ VE ESNAFIN ÖLÜMÜNDE CENAZE ÖDENEĞİ VERİLME ESASLARI (1) İşçilerin İzinleri (1) İşçilerin İzinleri Hakkında Bilinmesi Gerekenler (1) işçilerinin (1) İŞÇİNİN BİRDEN FAZLA RAPOR (1) İŞÇİNİN HAFTA TATİLİ (1) İŞÇİNİN İSTİFA ETMESİ (1) İŞÇİNİN İSTİFA ETMESİ VE DİĞER ÇIKIŞ İŞLEMLERİNDE YAPILMASI GEREKENLER (1) İŞÇİNİN İŞVERENE ÇEKECEĞİ İHTAR ÖRNEĞİ (1) İşçinin sadakat borcu (1) İŞE İADE EDİLME (1) İŞKUR (4) İşlem Denetçiliği (1) İşlem denetçisi (1) işletim ücreti iadesi (1) İşsizlik (1) İşsizlik maaşı (1) İşsizlik ödeneği (1) İŞSİZLİK ÖDENEĞİ (1) İŞSİZLİK SİGORTASI (1) İşsizlik yardımları (1) İşte yerli otomobilin gerçek fiyatı (1) İşten Ayrıldığımda Ne Kadar Kıdem Tazminatı Alabilirim (1) İşten Ayrılırsam Emeklilik Şartlarım Değişir mi (1) İşveren (2) işveren fesih (1) İşveren işçiden senet alabilir mi? (1) İşverenlerimizin Ücret (1) İZİN (1) KABAHATLER KANUNU (1) Kaçak işçi (1) Kaçak işçi çalıştıranlar (1) Kaçakçılık suçu (1) Kadın ve erkeğin emekli olma yaşları farklı (1) KADINLARIN DOĞUM İZNİ (1) Kadrolulara bayram hediyesi (1) kamu (1) kanun (950) kapanış muhasebe kayıtları (6) karşılıklı edimler (1) KARŞILIKSIZ ÇEK (1) KARŞILIKSIZ ÇEK SUÇ OLMAKTAN ÇIKARILIYOR (1) Kart aidatı (1) kartı (1) KASIM MALİ TAKVİMİ (1) katılım payı (1) Katma Değer Vergisi Oranları (1) Katsayı (1) Katsayı uygulaması (1) Katsayı uygulaması kalktı (1) kayıt (3178) KDV (81) KDV indirimi (1) kdv oranları (1) KDV TEVKİFATI (1) Kenar (1) Kendi adınıza kayıtlı iş yerinde (1) kendisine yöneltilen soruların cevaplarını internetten de yayınlayabilecek (1) KEY (1) kıdem tazminatı (7) Kıdem Tazminatı dikekçe (1) Kıdem Tazminatı Fonu (4) Kıdem Tazminatı Fonu 1 Ocak 2012 (1) KIDEM TAZMİNATI ÖDENMESİ (1) Kıdem ve ihbar tazminatı (1) Kız Çocuklarına GSS (1) Kız Çocuklarına GSS Zorunlu mu (1) Kimler denetçi olabilir (1) Kimler yeşil kart alabilecek (1) Kira Geliri (1) Kiralama Muhasebe (1) Kiralama Muhasebe Kayıtları (1) KKDF (1) Klip ve Reklam Filmlerinde Çalışan Oyuncu ve Set İşçilerinin Sosyal Güvenliği (1) Know-how (1) KOBİ TFRS (1) kobilere-250-bin-tl-geri-odemesiz-destek (1) Kollektif (1) KONFEKSİYON HİZMETLERİNDE KDV (1) Konsinye Satışlar (1) KONUT KİRA GEELİRLERİ İSTİSNA TUTARLARI (1) Kooperatif (1) KRAMİYEDE YENİ DÜZENLEME (1) kredi (1) kredi kartı (2) Kurumlar Vergisinden Müstesna Kazançlarda Kur Farkları ve Vade Farklarının Durumu (1) Leasing (1) limit (2) limited şirket sözleşme (1) Limited şirkette fesih (1) liste (1) lkesi (1) Lütfi Köksal (1) MAAŞINA HACİZ (1) Maden işçisinin emekliliği (1) MADENDE EMEKLİLİK KOŞULLARI (2) MADENDE EMEKLİLİK TABLOSU (2) MAHKEME KARARLARI (304) Mal bildirimi (1) Mali Tablolar (1) MALİ TAKVİM (2) MALİYE (4655) Maliye Bakanlığı (2) Malul (1) malul olanların emekliliği (1) Malulen emekli olmanın şartları (1) Malullük aylığı (1) Malullük aylığı kimlere bağlanır (1) Mavi Kart Nedir (1) MEB’deki memur (1) Mehmet Şimşek (1) memur (7) Memur Emeklisi Avukat (1) memur ikramiye (1) memur maaşı (1) Memur ve emekliye zam (1) memura zam (1) Memurlar (2) Memurlara emekli (1) MEMURLARA GREV HAKKI (1) Memurlara rotasyon (1) Memurların taban aylığı (1) Memurların Yenilenen Hastalık Raporu (1) Memurun 2012 maaş zammı belli oldu (1) Memurun Dul (1) Memurun Dul ve Yetim (1) Meslek Hastalığı (1) Mevsimlik iş (2) Mevsimlik iş sözleşmesinde kıdem tazminatı (1) Mevsimlik işçi (1) miili (1) milli (1) milli piyango çekilişi sonuçları (1) milli piyango sıralı tam liste 2012 (1) Montaj ve Taşımacılık Faaliyetlerinde Götürü Gider Uygulaması (1) Motorlu Taşıtlar Vergisi (1) MTV (1) mu (1) MUHASEBE (5542) MUHASEBE kayıtları (164) MUHASEBE KAYITLARI (50) Muhasebe Standartları (1) muhasebe uygulaması (1) Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu (1) MUHASEBECI DEFTER BILGI (1) muhasebeci (3178) Mükellefler Ba Bs formlarında düzeltme yapabilirler mi? Düzeltme yapılması durumunda ceza uygulanır mı? (4) müstahsil (1) Müşteri Bildirim Formu (1) Müşteri Devir Teslim Formu (1) NDE ÖDENMESİ (1) NO: 44) (1) noter (2) noter ihtar Örneğl (1) Noterler MUHASEBE (1) Noterlerin SGDP (1) Nüfus cüzdanı (1) Nüsha (1) olur (1) Onarma (1) Organını kendi isteği (1) otomobil (1) Otomotiv Sanayii Derneği (1) Ödediği KDV (1) ÖDEME (1) ÖĞRENCİ VE ÖĞRETMENLERE YARDIMLAR (1) ÖĞRENCİ YAPILAN YARDIMLAR (1) öğretmen (2) öğretmen adayı (2) öğretmen adayları (1) ÖĞRETMENLER (1) ölüm (1) ÖNEMLİ (81) Özel denetçi (1) ÖZEL HASTANE (1) Özel SMMM (1) Özel SMMM Sınav (1) Özel SMMM Sınav Programı (1) ÖZELGE (1364) Özelge nedir (1) ÖZELGELER (240) Özürlü Teşvik (1) Para kazanmanın yolu (1) park yasağı (2) PART-TİME (1) PART-TİME İŞ SÖZLEŞMESİ (1) PARTTİME iş sözleşmesi (1) Pasaport (1) piyango (1) Pratik Bilgiler (1) Prim (2) Prim borcu (1) PRİM KESİLECEK KAZANÇLAR (1) PRİME ESAS KAZANÇ (1) Prof. Abuzer Kendigelen (1) Prof. Dr Erdoğan Moroğlu (1) Prof. Dr. Şükrü Kızılot (1) Prof. Dr. Ünal Tekinalp (1) RESMİ GAZETE (142) RESMİ GAZETEDE BUGÜN (1) Resul KURT (1) S (1) Sağlık (2) Sağlık Bakanlığı (1) Sağlık Bakanlığını (1) Sağlık Bakanlığını Yeniden Yapılandırdık (1) sağlık hizmeti (2) Sağlık prim borcu (1) Sağlık Provizyon ve Aktivasyon Sistemi (1) sağlık sigortası (3) sağlık yardımı (1) sağlıktan nasıl faydalanacak? (1) SAHTE BELGE DÜZENLEME (1) SAHTE fatura DÜZENLEME (1) Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlananların emekliliğe hak kazanma şartları (1) Sakatlık indirimi (1) Sebepsiz İŞTEN atılan (1) Sendikalar (1) serbest meslek (1) SERMAYE KOYMA BORCU (1) SERMAYE ŞİRKETLERİ (1) Sevki olmayan doktora gidemeyecek (1) Sezgin Özcan (1) sgdp (3) SGK (5754) SGK borcu (1) SGK gurbetçi (1) SGK HABER (3115) Sgk Hizmet (1) Sgk Hizmet Dökümü (1) SGK hizmetleri (1) SGK İdari Para Cezaları (1) SGK MAKALE (440) SGK para cezaları (1) SGK Primleri (1) sgk SMS HİZMETLERİ (1) sgk soru ve cevap (1) SGK Taksitlendirmelerinin ödeme süresi uzatılmıştır (1) Sigara (1) sigorta (2) Sigorta başlangıç tarihinde rahatsızlığı olan malulen emekli olamıyor (1) Sigorta Prim Desteği (1) sigorta primi (1) Sigortalılık öncesi doğum (1) SİGORTASIZ ÇALIŞTIRILAN İŞÇİLERİN HAKLARI VE YAPILMASI GEREKENLER (1) Sinema (1) sirali (1) sirkete (1) smmm (3178) SMMM Defter Bilgi Girişi (1) SMMM'ler Defter Tasdik Şifrenizi Aldınız mı? (2) SMS HİZMETLERİ (1) SORU CEVAP (28) SOSYAL GÜVENLİK (3181) SOSYAL GÜVENLİK DESTEK (1) Sosyal Güvenlik Kurumu (3) Sosyal Güvenlik Uygulamalarında İdari Para Cezaları (1) Sosyal Sigortalar (1) söylüyor (1) Sözleşme (1) Sözleşmeli öğretmenlere tanınan yeni özlük hakları (1) sözleşmenin konusu (1) SÖZLEŞMESİNİN (1) SPAS (1) spas sorgulama (1) ssk (4665) SSK (1) SSK’lı normal işe girmeden evvel kaza geçirenler malülen emekli olamazlar (1) STAJYER MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİLERİ (1) Suret (1) Sürekli iş göremezlik (1) Süresi Uzatıldı (1) Şehit çocukları (1) şirket (2) şirketler (1) ŞÜKRÜ KIZILOT (2) T.C. taşınmaz numarası (1) taban aylığı (1) Taksi (1) Taksiciler (1) Taksiciler sigorta (1) talep ve taahhüt formu (1) tam (2) Tapu (2) Tapu Sicili Tüzüğü (1) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü (1) TAPU YASASI (1) Tapunuz kaybolursa (2) tarafları bağlayıcı nitelik. (1) Tarhiyat Öncesi (1) Tarhiyat Öncesi Uzlaşma (1) tarife (1) tarifesi (1) TARİFESİ 2012 (1) Tarihi Eser Niteliğindeki Özel Binaların Yıkılarak Yeniden İnşaasında Asgari İşçilik Uygulaması (1) Tarla (1) Taşeron (1) TAŞERON İŞÇİLERİ (1) TCDD (1) TEBLİĞ (683) TEBLİĞ 281 (1) Tedavi İçin Yurtdışına Gönderilme (1) Telekom (2) tepliğ (3894) tersini (1) teşvik (1) Tevkifat (1) TEVKİFAT (muhasebe kayıtları (1) Tevkifat Uygulaması (1) Ticaret Kanunu (1) Ticaret Unvanı için Dava Şartları (1) Trafik cezaları (1) Trafik cezaları artıyor (1) trafik cezası (2) TTK (4352) ttk Tutulması zorunlu ticari defterler (1) turkiye (3) tutulabilecek defterler (1) Tutulması zorunlu ticari defterler (1) TÜFE (1) TÜİK (1) Tüketici mahkemesi (1) Türev ürünler (1) Türk Telekom (2) türk ticaret kanunu (2) Türkiye İstatistik Kurumu (1) türkiye iş kurumu (1) TÜRMOB (1) UFRS (27) ULUSAL BAYRAM VE GENEL TATİL GÜNLERİNDE İŞ KAZASINA UĞRAYAN ÇALIŞANIN BİLDİRİMİ NE ZAMAN YAPILACAKTIR? (1) Uluslararası Karayolu Taşımacılığında KDV İadesi (1) UMSK (1) UYGULAMASI (1) Uzaktan çalışma (1) Uzlaşma talebi (1) Uzlaşma talep süresi (1) ücret (1) ücret dışı gelirler (2) Ücret Garanti Fonu (1) Ücret Gelirleri (2) Ücret haczi (1) ÜCRETİNDE (1) Ücretlerin Vergilendirilmesi (1) ÜFE (1) VAN (1) Varlık kiralama şirketleri nedir (1) VEDAT İLKİ (1) Veraset Belgesi (1) vergi (1692) VERGİ İNCELEMELERİ (1) vergi oranı (1) vergi oranları (1) Vergi Tarifesi (1) VERGİDEN İSTİSNA YEMEK BEDELİ (1) Vergileme (1) Verileri Nelerdir (2) vize süresi (1) vuk (4569) VUK 410 (1) Web Sitesi (1) www.edefter.gov.tr (3) www.sgk.gov.tr (1) X RESMİ GAZETEDE BUGÜN (29) Yabancı (1) Yabancı çalışanlar (1) Yabancı GSS (1) yabancı hekim (1) Yabancı Sermayeli Şirket Kurulumu İzne Tabi Midir? (1) YABANCI UYRUKLULARIN SİGORTALILIK İŞLEMLERİ (1) Yabancıların çalışma izin kriterleri (1) YABANCILARIN ÇALIŞMA İZNİ İÇİN GEREKLİ BELGELER (1) Yapı Denetim (1) Yapı denetimi hizmet sözleşmeleri (1) yapı kredi bankası hesap işletim ücreti (1) yapı kredi bankası işletim ücretinin iadesi (1) yapı kredi hesap işletim ücreti (1) YAPI MALZEMELERİ YÖNETMELİĞİ (1) yardıma muhtaç kadınlara (1) Yasal Defterler (2) YAŞLILARA SİGORTA (1) Yaşlıya sigortalı bakım (1) yaştan emeklilik (1) Yazılar (1) YAZILAR (358) Yeni Sayıştay Kanunu Neleri Beraberinde Getirdi (1) yeni Ticaret Kanunu (1) Yeni TTK (3110) Yeni TTK'da Şirketler Kendi Hisselerini Edinebilecek (1) Yeni TTK'da Uluslararası Muhasebe Standartları (1) YENİ TÜRK TİCARET KANUNU (9) YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNA GÖRE MALİ MÜŞAVİRLİK RUHSATINA (1) YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNDA LİMİTED ŞİRKETLER (1) YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNDA SÜRELER (1) YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNU (1) Yeniçarşım (1) YERLİ OTOMOBİL (1) yeşil (1) Yeşil kart (9) Yeşil kart kalkmıyor (1) YEŞİL KARTIN DEVİR İŞLEMLERİ (1) Yılbaşından itibaren Yeşil Kart sistemi kalkıyor (1) Yıllar İtibari İle Asgari Ücretler (2) Yıllarında Çalıştığı İçin Aylıkları Kesilen Gurbetçi Emeklilere Müjde (1) YILLIK (1) Yine Kanun Tasarısında Denetçi olamayacaklar (1) yonetim-kurulunun (1) yurt dışı (1) yurt dışı Borçlanm (1) YURT DIŞINA GÖTÜRÜLEN TÜRK İŞÇİLERİ (1) Yurt Dışında İnşaat (1) yurtdışı borçlanması (1) Yurtdışı borçlanmasında emekli aylığı (1) YURTDIŞINDA (1) YURTDIŞINDAN OLAN ALACAKLAR (1) Zayi Olan Mallar (1) Zorunlu Deprem Sigortası (1) Zorunlu Sağlık (2)