Bazı iş kollarında işçilerden Teminat Senedi alınması ...
Ekonomik yönden zayıf olan bir işçinin işveren olarak gördüğü şirket ortağı ve yöneticisi ile 40.000 $ bedelli alacak verecek ilişkisine girmesi ve senet vermesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davacının çalıştığı iş kolunda işçilerden işe girerken teminat senedi alınması uygulamasına sıkça rastlandığı gibi davacı tanığının da bu hususu doğruladığı, davacının iş sözleşmesinin feshi üzerine tazminat ve alacaklarının tahsili için dava açtıktan sonra davalının dava konusu senede dayanarak icra takibine girdiği, buna göre dava konusu senette alacaklı gözüken davalı şahıs ile işveren olan dava dışı şirket arasındaki organik bağ da dikkate alınarak uyuşmazlığın iş sözleşmesinden kaynaklandığı kabul edilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu hk.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi |
Tarih : 23.09.2010 |
Esas No : 2010/26372 |
Karar No : 2010/253884857 s. İş K. Md. 8 |
BAZI İŞ KOLLARINDA İŞÇİLERDEN TEMİNAT SENEDİ ALINMASI RASTLANAN BİR DURUM OLUP, İŞÇİNİN ŞİRKET YETKİLİSİ İLE ALACAK VERECEK İLİŞKİSİNE GİRMESİ VE YÜKSEK MEBLAĞLI SENET VERMESİNİN YAŞAMIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI OLDUĞU |
İstemin Özeti: Davacı davalının yönetim kurulu üyesi ve şirket müdürü olduğu şirkette tır şoförü olarak çalıştığını, işe girerken kendisinden senet alındığını belirterek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı; davacının almış olduğu borçlar ve tır aracına ortaklık ilişkisi dolayısıyla dava konusu senedin düzenlendiğini savunmuştur.
Mahkemece; senet alacaklısının dava dışı şirketin müdürü olduğu, davalının işçi ve işveren ilişkisi dışında tır aracına ortak olma ve elden makbuz karşılığı para verilme durumu bulunduğu buna ilişkin deliller sunulduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Karar: Ticaret Hukuku hükümlerine dayalı senetlerin, teminat kaydı içerdiğinde, poliçe, bono veya çek olsun vasfını kaybettiği, geçerli olmadığı bilinmektedir. İşçi ve işverenin taraf oldukları iş ilişkisinde başlangıçta işe girerken, bazı iş kollarında işverenin teminat amacı ile bu tür senetler aldığı uygulama ile anlaşmaktadır. Kuşkusuz bu durumun kanıtlanması halinde bu şekilde alınan senet teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır.
Diğer taraftan, İş Hukuku; işçi ve işveren ilişkisi de, işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanında ayrılmış ve farklı kurallar getirerek gelişmiştir.
Bu nedenle iş hukukunda, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi yoluna gidilmektedir.
Dosya içeriğine göre; davalının, dava dışı işverenin ortağı, yöneticisi ve imza yetkilisi olduğu anlaşılmaktadır. Ekonomik yönden zayıf olan bir işçinin işveren olarak gördüğü şirket ortağı ve yöneticisi ile 40.000 $ bedelli alacak verecek ilişkisine girmesi ve senet vermesi hayatın olağan akışına uygun değildir. Davacının çalıştığı iş kolunda işçilerden işe girerken teminat senedi alınması uygulamasına sıkça rastlandığı gibi davacı tanığı da bu hususu doğrulamaktadır. Davacı iş sözleşmesinin feshi üzerine tazminat ve alacaklarının tahsili için dava açtıktan sonra davalı dava konusu senede dayanarak icra takibine girmiştir. Diğer yandan davalı tır aracına ortaklık ilişkisini ve elden alındığı savunulan paraların karşılığı olduğu savunmasını ispatlayamamıştır.
Buna göre dava konusu senette alacaklı gözüken davalı şahıs ile işveren olan dava dışı şirket arasındaki organik bağ da dikkate alınarak uyuşmazlığın iş sözleşmesinden kaynaklandığı kabul edilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi.