Gelir ve Aylıklarda Zamanaşımı Sürelerinin Eski ve Yeni Kanunla Karşılaştırılması
5510 sayılı Kanun’un 97. maddesine göre ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nce hak düşürücü süre ile zamanaşımı uygulanacağı düzenlenmiş olup, hak düşürücü süre, Yasa ile belirlenen süre içinde kullanılmayan bir hakkın bir daha kullanılmayacak duruma gelmesini, zamanaşımı ise Yasa’nın belirlediği koşullarda bir sürenin geçmesi ile hakkın kazanılmasını ifade etmektedir.
I- GİRİŞ
5510 sayılı Kanunla hak düşürücü süre ve zamanaşımı uygulamasında Mülga Kanun uygulamalarında değişiklikler yapılmış, bazı hükümler uygulamadan kaldırılıp yeni düzenlemeler getirilmiştir. Bu yazımızda gelir ve aylıkların zamanaşımının hangi durumlarda ve hangi tarih itibariyle uygulanacağını, Mülga Kanun ve yeni Kanun’a göre değişikliklerle ve örneklerle anlatmaya çalışacağız.
II- İŞ KAZASI, MESLEK HASTALIĞI VE ÖLÜM DURUMLARINDAKİ ZAMANAŞIMI UYGULAMALARI
Mülga Kanunlara ve 5510 sayılı Kanun’a göre sigortalılar sürekli işgöremezlik gelirine iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %10 azalmış olduğunun Kurum’ca tespit edilmesini müteakip hak kazanmakta ve gelir başlangıç tarihi Mülga 506 sayılı Kanun’a göre bağlanan gelirlerde, geçici işgöremezlik halinin sona erdiği tarihten sonra, başka bir deyişle sigortalının çalışır veya çalışamaz kararına ait sağlık kurulu raporunda belirtilen ilk istirahatinin bitim tarihini izleyen günden başlamaktadır. 5510 sayılı Kanun’un 19. maddesine göre sürekli işgöremezlik geliri geçici işgöremezlik ödeneğinin sona erdiği tarihi veya sigortalı geçici işgöremezlik hali tespit edilmeden sürekli işgöremezlik durumuna girmişse buna ait sağlık kurulu raporunun tarihini takip eden aybaşından itibaren başlamaktadır. Zamanaşımı uygulamalarında 506 sayılı Mülga Kanun’un 99. maddesinde “hakkı doğuran olay tarihini”, 5510 sayılı Kanun’un 97. maddesinde ise hakkın kazanıldığı tarihten itibaren 5 yıllık süre için belirleme yapılmıştır. Kanun’un yürürlük tarihinden önce hak kazanılan gelir ve aylıkların durumu öncelikle Mülga Kanunlara göre değerlendirilecek ve beş yıllık sürenin dolup dolmadığının Kanun’un yürürlük tarihi itibariyle bakılacaktır.
III- ÖRNEKLER
Örnek-1: Sigortalı Tevfik Bey’in ölüm tarihi 10.04.2003 olup, hak sahibi eşi Arzu Hanım 14.12.2008 tarihinde tahsis talebinde bulunmuştur. Ölüm aylığının başlangıcı, ölüm tarihini takip eden aybaşı olan 01.05.2003’tür.
01 10 2008
-01 05 2003
00 05 5
zamanaşımı süresi dolduğundan 01.10.2008 tarihine kadar geçen sürelere ilişkin aylıklar ödenmeyecektir.
Örnek-2: Örnek-1’deki hak sahiplerinin tahsis talebi 14.12.2008 olup, ikinci değerlendirme bu tarih ile Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih arasında 5 yıllık sürenin geçip geçmediğine ilişkindir.
14 12 2008
-01 10 2008
13 02 0
hak sahiplerine 01.10.2008 tarihinden itibaren ölüm aylığı ödenecektir.
Örnek-3: Sigortalı Şeref Bey’in 11.05.2003 tarihinde vefat ettiğini düşünelim. Eşi Fatma Hanım’ın 20.12.2014 tarihinde tahsis talebinde bulunduğunu varsayarsak;
20 12 2014
-01 10 2008
19 02 6
5 yıllık süre dolduğundan, 5510 sayılı Kanun’un 97. maddesi gereği talep tarihinden geriye doğru 5 yıllık süreye ilişkin aylıklar ödenecektir.
20 12 2014
- 5
20 12 2009
bu tarihi takip eden aybaşından itibaren ölüm aylıkları ödenecektir.
Örnek-4: Sigortalı Erdem Bey’in ölüm tarihi 12.08.2006 olup, hak sahibi eşi Deniz Hanım 18.10.2009 tarihinde tahsis talebinde bulunmuştur. Ölüm aylığının başlangıcı ölüm tarihini takip eden aybaşı olan 01.09.2006’dır. Bu durumda, öncelikle Kanun’un yürürlük tarihi itibariyle 5 yıllık sürenin geçip geçmediğine bakılacaktır.
01 10 2008
-01 09 2006
00 01 2
Görüldüğü üzere, 5510 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığından, hak sahibinin talebi 5510 sayılı Kanun’a göre değerlendirilecektir.
18 10 2009
-01 09 2006
17 01 3
zamanaşımı süresi uygulanmayacak ve hak sahiplerine sigortalının ölüm tarihini takip eden aybaşından yani 01.09.2006 tarihinden itibaren ölüm aylıkları ödenecektir.
Örnek-5: Sigortalı Zübeyir Bey’in ölüm tarihi 19.11.2003 olup, hak sahibi oğlu Bilal Bey 12.04.2010 tarihinde tahsis talebinde bulunmuştur. Ölüm aylığının başlangıcı, ölüm tarihini takip eden aybaşı olan 01.12.2003’tür. Bu durumda öncelikle Kanun’un yürürlük tarihi itibariyle 5 yıllık sürenin geçip geçmediğine bakılacaktır.
01 10 2008
-01 12 2003
00 10 4
Görüldüğü üzere, 5510 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığından, hak sahibinin talebi 5510 sayılı Kanun’a göre değerlendirilecektir.
12 04 2010
-01 12 2003
11 04 6
Hak sahibinin talebi ile ölüm aylığı başlangıç tarihi arasında 5 yıldan fazla sürenin geçmiş olması nedeniyle 5510 sayılı Kanun’un 97. maddesi hükmüne göre değerlendirme yapılarak talep tarihinden geriye doğru 5 yıllık süreye ilişkin ölüm aylıkları ödenecektir.
12 04 2010
- 5
12 04 2005
ölüm aylıkları bu tarihi takip eden aybaşından itibaren ödenecektir.
IV- SONUÇ
Yukarıdaki örneklerden de anlaşılacağı üzere, Kanun’un yürürlük tarihi olan 01.10.2008 öncesinde aylığa hak kazanılırsa, öncelikle zamanaşımı için hak sahiplerinin talep tarihine değil, Kanun’un yürürlük tarihi olan 01.10.2008’e göre 5 yıllık sürenin dolup dolmadığına bakılacaktır. Gelir ve aylığa hak kazanılan tarih ile 5510 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi arasında 5 yıldan fazla sürenin geçmiş olması halinde yapılacak işlem, kanunun yürürlük tarihi ile hak sahiplerinin talebi arasında 5 yıllık sürenin geçip geçmediğine bakılacaktır. Bu tespit 5510 sayılı Kanun’un 97. maddesi hükmüne göre yapılacak olup, sigortalı ve hak sahiplerinin talep tarihinden geriye doğru gidilerek, 5 yıla kadar olan bölümü ödenecek ancak 5 yılı aşan süreler zamanaşımına uğradığından ödenmesine imkan bulunmamaktadır. www.ozdogrular.com
Süleyman UZUNOĞLU*
Yaklaşım
* SGK, Kadıköy Sosyal Güvenlik Merkezi, Müdür Yrd.