Yurt Dışında Ödenen Vergilerin Gider Boyutu Nedir?
Tam mükellefiyeti haiz kurumların bir takvim yılını kapsayan hesap dönemi içinde elde etmiş oldukları safi kurum kazancının tespitinde 5520 sayılı K.V.K.’nın 8. maddesinde yer alan indirilecek giderler ve 11. maddesinde yer alan indirilemeyecek giderleri dikkate almak zorundadırlar.
Anılan Kanunun 11. maddesinin (1/d) bendinde bu kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisinin, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmasının mümkün olmadığı hüküm altına alınmıştır. Anılan bent metninde sadece “bu kanuna göre hesaplanan” ibaresi yer aldığından yurt dışında ödenen vergilerin Türkiye’de kurumlar vergisine tabi olacak kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmasının mümkün olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Ancak, yurt dışında ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergilerin Türkiye’de tarh olunacak kurumlar vergisinden mahsup edilmesi imkanı, söz konusu bu kazançların mükerrer olarak vergilendirilmesini engellediğinden bizce yurt dışında ödenen vergilerin Türkiye’de ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınsa dahi mali karın tespitinde kurum kazancına dahil edilmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte yurt dışında ödenen vergilerin sadece yurt dışında elde edilen kazancın kurumlar vergisi oranına isabet eden kısmının Türkiye’de tarh olunan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi mümkün olduğundan bu tutarı aşan kısmının Türkiye’de kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınmasının mümkün olması gerekmektedir.
Örneğin; Tam mükellefiyeti haiz (A) A.Ş., Paris’te bulunan şubesinde yapmış olduğu faaliyetler sonucunda 2008 yılında 3.000.000 YTL tutarında kazanç elde etmiş ve bunun karşılığında mahallinde 1.000.000 YTL karşılığı kurumlar vergisi benzeri vergi ödemiştir. Mükellef kurum aynı dönemde yurt içinde 2.000.000 YTL tutarında kazanç elde etmiştir. (Türkiye ile Fransa arasında Vergi Anlaşmasının bulunmadığı varsayımı ile hareket edilecektir.)
- Kurumlar Vergisi Matrahı - Türkiye'de elde edilen kazanç 2.000.000 - Yabancı memlekette elde edilen kazanç 3.000.000 | 5.000.000 |
- Hesaplanan Kurumlar Vergisi (5.000.000x%20=) | 1.000.000 |
- Yurtdışında ödenen verginin mahsup edilebilecek kısmı (3.000.000x%20=) | 600.000 |
- Yurt dışında ödenen vergi | 1.000.000 |
- Ödenecek Kurumlar Vergisi (1.000.000-600.000=) | 400.000 |
- Yurt Dışında Ödenen ve Türkiye’de Mahsup Edilemeyen Kurumlar Vergisi (1.000.000-600.000=) | 400.000 |
Buna göre bizce örneğimizde yer alan tam mükellef (A) A.Ş.’nin yurt dışında elde etmiş olduğu kazanç üzerinden mahallinde ödemiş olduğu kurumlar vergisinin Türkiye’de tarh olunan kurumlar vergisinden mahsubu mümkün olan tutarı aşan kısmının (400.000 YTL) kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.
Ancak, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen bir muktezada[1] bu tür bir gider indiriminin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Söz konusu mukteza aynen aşağıdaki gibidir.
“İlgide kayıtlı dilekçenizde, Başkanlığımızın …………………… vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuzu, çelik ve plastik boru imalatı ile iştigal ettiğinizi, firmanızın 2006 yılında Cezayir’de elde ettiği ve yıl içerisinde gelir olarak kayıtlarına intikal ettirdiği 1.901.218.-YTL kazançlarına ilişkin ilgili ülke mevzuatı gereğince kesinti yoluyla %24 oranında kurumlar vergisi ödediğinizi belirterek, söz konusu kazançlarınıza %20 kurumlar vergisi oranının uygulanması ile bulunan tutarı aşan ve mahsup edilemeyen vergi tutarının kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Yurt Dışında Ödenen Vergilerin Mahsubu” başlıklı 33’üncü maddesinde; “(1) Yabancı ülkelerde elde edilerek Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançlardan mahallinde ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergiler, Türkiye'de bu kazançlar üzerinden tarh olunan kurumlar vergisinden indirilebilir.”
...
(4)Yurt dışı kazançlar üzerinden Türkiye'de tarh olunacak vergilere mahsup edilebilecek tutar, hiç bir surette yurt dışında elde edilen kazançlara Kanunun 32’nci maddesinde belirtilen kurumlar vergisi oranının uygulanmasıyla bulunacak tutardan fazla olamaz. Bu sınır dahilinde, ilgili bulunduğu kazancın Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirildiği hesap döneminde tamamen veya kısmen indirilemeyen vergiler, bu dönemi izleyen üçüncü hesap dönemi sonuna kadar indirim konusu yapılabilir.” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun 6’ncı maddesinde kurumlar vergisinin bir hesap dönemi içinde elde edilen safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazancın tarifinin yapıldığı 37’nci maddesinde her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu; bilanço esasında ticari kazancın tespiti ile ilgili 38’inci maddesinde de,
“Bilanço esasına göre ticari kazanç teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce;
1- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir.
2- İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulur…” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, safi kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8’inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 40’ıncı maddesinde belirtilen giderler hasılattan indirim konusu yapılabilecektir. Ancak firmanız tarafından yurtdışında ödenen ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 33’üncü maddesinin (4) numaralı bendinde belirlenen yasal sınırı aşması nedeniyle kurumlar vergisinden mahsup edilemeyen vergiler indirilebilecek giderler arasında sayılmadığından, kurum kazancınızın tespitinde gider olarak kabul edilmesi mümkün değildir.”
Cem Tekin
E. Gelirler Başkontrolörü/ YMM
cemtekin@uhg.com.tr
kaynak : http://www.muhasebevergi.com/makale.aspx?id=223