Örtülü sermaye düzenlemeleri kapsamında sermaye artış işlemleri.
Özet: Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 12. maddesinde, kurumların ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları her türlü borcun, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin 3 katını aşan kısmının, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılacağına ilişkin düzenleme yer almaktadır.
Yukarıdaki düzenlemede geçen “öz sermaye” kavramı kurumun Vergi Usul Kanunu uyarınca tespit edilmiş olan hesap dönemi başındaki öz sermayesini ifade etmektedir.
Bu çerçevede 2012 yılında ortak veya ortakla ilişkili kişilerden yapılacak borçlanma tutarlarına ilişkin projeksiyonlar çerçevesinde, öz sermaye tutarında bir artış yapılması ihtiyacının ortaya çıkması durumunda, bu artış işlemlerinin yıl sonuna kadar gerçekleştirilmesinde fayda olduğunu hatırlatmak isteriz.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca, kurumların ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları her türlü borcun, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin 3 katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye olarak kabul edilmektedir.
.
Bu hüküm kapsamında işletmede kullanılan borçların örtülü sermaye sayılabilmesi için;
- Doğrudan veya dolaylı olarak ortak veya ortakla ilişkili kişiden temin edilmesi,
- İşletmede kullanılması,
- Bu şekilde kullanılan borcun hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin 3 katını aşması
gerekmektedir.
.
Yukarıdaki düzenlemede geçen “öz sermaye” kavramı, kurumun Vergi Usul Kanunu uyarınca tespit edilmiş olan hesap dönemi başındaki öz sermayesini ifade etmektedir. Vergi Usul Kanununun 192. maddesi uyarınca öz sermaye, aktif (mevcutlar ile alacaklar) toplamı ile borçlar arasındaki farktır.
.
Dolayısıyla, ortak veya ortakla ilişkili kişilerden yapılan borçlanmalarda, bu kişilerden alınan borçların toplamının hesap dönemi başındaki öz sermayenin 3 katı ile karşılaştırılması ve bu oranı aşan borç tutarlarının, oranı aştıkları sürece ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Bu karşılaştırma sırasında; ortak veya ortakla ilişkili kişi olmakla birlikte ana faaliyet konusuna uygun olarak faaliyette bulunan banka veya benzeri kredi kurumlarından yapılan borçlanmalar % 50 oranında dikkate alınmaktadır. Yalnızca ilişkili şirketlere finansman temin eden kredi şirketlerinden yapılan borçlanmalarda % 50 oranı dikkate alınmayacak, genel kurallar çerçevesinde işlem yapılacaktır.
.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Kabul Edilmeyen İndirimler” başlıklı 11. maddesinde örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin kurum kazancının tespitinde indiriminin mümkün olmadığı hükmü yer almaktadır. Ayrıca örtülü sermaye üzerinden ödenen faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar kabul edilmektedir. Kur farkları bu kapsamda değerlendirilmemektedir.
.
Yukarıda örtülü sermaye ile ilgili genel bilgiler verildikten sonra örtülü sermayenin sonuçları özetlenmiştir.
Genel olarak bakıldığında örtülü sermayenin varlığı konusunda temel belirleyicinin öz sermaye tutarı olduğu görülmektedir. Öz sermaye de Kanun’da hesap dönemi başındaki öz sermaye olarak tanımlanmaktadır.
Bu çerçevede 2012 yılında kurumlar tarafından yapılan borçlanmaların örtülü sermaye sayılıp sayılmayacağının belirlenmesinde veya örtülü sermaye sayılan tutarın tespitinde 2012 yılı dönem başı, bir başka deyişle 31.12.2011 tarihli bilançoda yer alan öz sermaye tutarı dikkate alınacaktır. Bu nedenle 2012 yılında ortak veya ortakla ilişkili kişilerden yapılacak borçlanma tutarlarına ilişkin projeksiyonlar çerçevesinde, öz sermaye tutarının yetersizliği nedeniyle vergi matrahının belirlenmesinde bir kısım finansman giderlerinin kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmasının önlenmesi için, uygun düzeyde sermaye artışının yıl sonuna kadar gerçekleştirilmesinde fayda olduğunu hatırlatmak isteriz.
Saygılarımızla.
Kuzey Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş.
Feridun Güngör
Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Ernst & Young ve Kuzey YMM A.Ş.’ye, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.