- 15 yıl sigortalı olmak, kıdem tazminatını almak için bir hak mıdır?
506 sayılı yasanın geçici 81. maddesine bağlı olarak 15 yılını dolduran bir sigortalı emekli olmak için gerekli 3600 iş gününü tamamlayınca kendi isteği ile iş yerinden ayrılsa bile kıdem tazminatını talep edebiliyor.
Bu uygulama son günlerde oldukça yaygın bir şekilde uygulandığı gözlenmektedir. Çalışanların büyük bir çoğunluğu “Ben 15 yılımı tamamladım. Gün sayım da yasada belirtilen 3600 günü geçti” diyerek, işten kendi isteği ile ayrılsa bile kıdem tazminatı almayı mutlak hakkı gibi bakıyor. Bu durumda çalıştığı yerden birazda memnun değilse, SGK’dan bu durumu doğrulayan bir yazı ile işverene başvurarak işten ayrılacağını ve kıdem tazminatını talep ediyor. Bu işçilerin bir kısmı, çalıştığı yerden bu durumu gerekçe göstererek kıdem tazminatını alarak ayrılıyor, hemen başka bir yerde de işe başlıyor. Aslında çalışan kişinin bu eylemi yasayla verilen bir hakkı kötüye kullanmaktır.
Yargıtay 9. Hukuk dairesinin 04.04.2006 tarihinde verdiği bir kararda, “…Düzenlemenin amacı, prim ödeme ve sigortalılık süresi yönünden emeklilik hakkını kazanmış olsa da, diğer bir ölçüt olan emeklilik yaşını beklemek zorunda olan işçilerin, bundan böyle çalışma olmaksızın işyerinden ayrılmaları halinde kıdem tazminatı alabilmelerini sağlamaktır. Şüphesiz işçinin bu ayrılmasından sonra yeniden çalışması gündeme gelebilir ve anayasal temeli olan çalışma hakkının ortadan kaldırılması beklenmemelidir. Bu itibarla işçinin ilk ayrıldığı anda iradesinin tespiti önem kazanmaktadır.
Bu uygulama son günlerde oldukça yaygın bir şekilde uygulandığı gözlenmektedir. Çalışanların büyük bir çoğunluğu “Ben 15 yılımı tamamladım. Gün sayım da yasada belirtilen 3600 günü geçti” diyerek, işten kendi isteği ile ayrılsa bile kıdem tazminatı almayı mutlak hakkı gibi bakıyor. Bu durumda çalıştığı yerden birazda memnun değilse, SGK’dan bu durumu doğrulayan bir yazı ile işverene başvurarak işten ayrılacağını ve kıdem tazminatını talep ediyor. Bu işçilerin bir kısmı, çalıştığı yerden bu durumu gerekçe göstererek kıdem tazminatını alarak ayrılıyor, hemen başka bir yerde de işe başlıyor. Aslında çalışan kişinin bu eylemi yasayla verilen bir hakkı kötüye kullanmaktır.
Yargıtay 9. Hukuk dairesinin 04.04.2006 tarihinde verdiği bir kararda, “…Düzenlemenin amacı, prim ödeme ve sigortalılık süresi yönünden emeklilik hakkını kazanmış olsa da, diğer bir ölçüt olan emeklilik yaşını beklemek zorunda olan işçilerin, bundan böyle çalışma olmaksızın işyerinden ayrılmaları halinde kıdem tazminatı alabilmelerini sağlamaktır. Şüphesiz işçinin bu ayrılmasından sonra yeniden çalışması gündeme gelebilir ve anayasal temeli olan çalışma hakkının ortadan kaldırılması beklenmemelidir. Bu itibarla işçinin ilk ayrıldığı anda iradesinin tespiti önem kazanmaktadır.
.
“İşçinin başka bir işyerinde çalışmak için iş yerinden ayrıldığı anlaşıldığı takdirde, 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca kıdem tazminatına hak kazanılması söz konusu olmaz…” denilerek bu hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçmek istemiştir.
“İşçinin başka bir işyerinde çalışmak için iş yerinden ayrıldığı anlaşıldığı takdirde, 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca kıdem tazminatına hak kazanılması söz konusu olmaz…” denilerek bu hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçmek istemiştir.
.
Çalışanların belki de daha iyi koşullarda bir iş buldu diye, 15 yıllık kıdemini kullanarak çalıştığı yerden ayrılıp, hemen yeni yerde işe başlaması halinde 15 yıllık kıdem tazminatını riske edebileceğini hatırlatmak isteriz.
Çalışanların belki de daha iyi koşullarda bir iş buldu diye, 15 yıllık kıdemini kullanarak çalıştığı yerden ayrılıp, hemen yeni yerde işe başlaması halinde 15 yıllık kıdem tazminatını riske edebileceğini hatırlatmak isteriz.