Kurumlarda Avans Kar Payı Dağıtımı - Yeni Düzenlemeler / Akif Akarca, Dr.Mehmet Şafak
Anonim ve limited şirketler gibi sermaye şirketlerinde her yıl nisan ayında kurumlar vergisi beyannameleri verilir ve tarh edilen vergi nisan ayı sonuna kadar ödenir. Genellikle şirket genel kurulları da bu tarihten sonra yapılır. Kâr dağıtım kararları genel kurullarda alınır.
Şirketin önceki yıl safi kârından vergiler ödendikten sonra kalan kısmın işletme ihtiyaçları için fon olarak mı ayrılacağı, ortaklara mı dağıtılacağı şirketler için karar verilmesi gereken önemli konulardır. Personele kârdan pay verilmesi kararlaştırılacaksa şirket genel kurulu nisan ayında, kurumlar vergisi beyannamesi verilmeden önce toplanmalıdır.
Hesap dönemi kapanmadan, belli dönemler itibariyle avans kar payı dağıtımı da, bazı tartışmalar yapılmış olmakla birlikte mümkündür. Bu yazımızda avans kâr dağıtımı ve dağıtılan kârlardan yapılacak vergi kesintisi ile ilgili düzenlemeler üzerinde duracağız.
Dağıtılacak kârın belirlenmesi
Her şirket içinde bulunduğu ekonomik ve hukuki çevreye ve geleceğe ilişkin planlarına göre kâr dağıtım politikasını oluşturur. Buna göre işletmenin dönem içinde elde ettiği net kârın ortaklar ve şirket yedek akçe ve fonları arasında dağılımı belirlenir. Kârın dağıtılmayıp, işletme bünyesinde bırakılan kısmı büyümenin finansmanında en önemli kaynaktır. Net kârın ne kadarının dağıtılabileceğini belirlemede etkili olan unsurların başlıcaları aşağıda olduğu gibidir.
- Kanun ve şirket ana sözleşmesi gereği olan yedek akçeler ve fonlar ayrılacaktır.
- Şirketin ilgili yıl finansman planı ve likidite durumu önemlidir.
- Borç ödeme gereği; elde edilen kârların borç ödemesinde kullanılması, firmanın yarlığı ve geleceği açısından kâr dağıtımına göre daha öncelikli bir seçim olabilir.
- Yeni yatırım planları, yapılmakta olan yatırımların kısmen oto finansman yoluyla karşılanarak düşük kâr dağıtımına karar verilmesi söz konusu olabilir.
- Borçlanma maliyeti ve borç bulma imkanı verilen kararlarda etkili olur.
- İstikrarlı kâr dağıtımı, firma kârlarının istikrarsızlık gösterdiği durumlarda, her yıl belirli bir kâr miktarını dağıtma politikası seçilirse yüksek kâr elde edilen dönemlerdeki kâr fazlalarının bir kısmı olağanüstü yedek akçe olarak muhafaza edilir ve düşük kar olan yıllarda dağıtım söz konusu yedeklerden yapılır.
- Sermaye piyasası imkanları, şirketin büyüklüğü sermaye piyasası kaynaklarına başvurma yönünden küçük firmalara oranla daha fazla fırsat yaratır. Bu nedenle büyük firmalar daha yüksek oranlarda kâr dağıtılabilir. Küçük firmalar ise doğabilecek finansman sorunlarına karşı alternatif parasal kaynaklar bulmakta zorlanabilecekleri için daha fazla kârı şirket bünyesinde bırakma gereği duyarlar.
Bunların yanında ortaklık yapısı ve dağıtılan kârlar üzerindeki vergi yükü de dağıtım kararlarında etkili olur.
Avans kâr payı dağıtımı
Avans kar payı dağıtımına halen yürürlükte olan 6762 sayılı Ticaret Kanunu'muzda yer verilmemiştir. Kanunun 470'inci maddesinde "Kâr yapı ancak safi kardan ve bu gaye için ayrılan yedek akçelerden dağıtılabilir" denilmektedir. Bu hükümdeki safi kar ifadesi dönem sonu itibariyle belirlenmiş safi kâr olarak kabul edilmektedir. Maliye Bakanlığı'nın geçici vergi dönemleri itibariyle safi kar anlayışıyla yaptığı kar payı avansına ilişkin düzenlemeler Danıştay'ca uygun görülmemiştir.5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 1 No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nin ilgili bölümünün yürürlüğü durdurulmuştur. SPK mevzuatı ile halka açık şirketler için daha önce açıklığa kavuşan konu 6102 Sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu düzenlemeleri ile netlik kazanmıştır.
SPK mevzuatında avans kâr payı dağıtımı
Ülkemizde hisse senetlerinin çekiciliğini artırmak ve kişileri tasarruflarının pay senetlerine yönelmesini teşvik ederek menkul kıymet borsalarımızın gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla, Sermaye Piyasası Kanunu'nun 15'inci maddesinde değişiklik yapılması yoluna gidilmiştir.1999 yılında yapılan bu değişiklik sonrasında, SPK'nın 15/4'üncü maddesinde yer alan şartlar çerçevesinde halka açık anonim ortaklıklar açısından kar payı avansı dağıtılması mümkün hale gelmiştir.
Söz konusu kanun hükmüne paralel olarak, temettü avansı dağıtılmasına ilişkin usul ve esaslar, SPK'nın Seri IV,27 No.lu "Sermaye Piyasası Kanunu'na Tabi Olan Halka Açık Anonim Ortaklıkların Temettü ve Temettü Avansı Dağıtımında Uyacakları Esaslar Hakkında Tebliği' ile ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Yapılan düzenlemelerde, halka açık anonim şirketlerde kar payı avansı dağıtılabilmesinin şartları şu şekilde özetlenebilir:
- Temettü avansının dağıtılabilmesi için şirket ana sözleşmesinde hüküm olması ve genel kurul kararıyla, ilgili yılla sınırlı olmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi gerekmektedir.
- Temettü avansı, halka açık anonim ortaklıkların, SPK mevzuatına uygun olarak düzenlenmiş ve bağımsız sınırlı denetimden geçmiş, üçer aylık ara dönemler itibarıyla hazırladıkları mali tablolarında yer alan karları üzerinden dağıtılabilecektir.
- Dağıtılabilecek temettü avansı, ara mali tablolarda yer alan karlardan, ayrılması gereken yedek akçeler ile vergi karşılıkları düşüldükten sonra kalan kısmın yarısını geçemeyecektir.
- Her ara dönemde dağıtılabilecek temettü avansı, bir önceki yıla ait bilanço karının yarısını da geçmeyecektir.
- Önceki dönemlerde verilen temettü avansları mahsup edilmeden, ilave temettü avansı verilmesine ve temettü dağıtılmasına karar verilemeyecektir.
Yeni Türk Ticaret Kanunu ve avans kâr payı
Eski TTK'da açık olarak yer almayan avans kar payı dağıtımı düzenlemesi 01.07 2012'de yürürlüğe girecek yeni TTK da yer almıştır. Kanunun 509'uncu uncu maddesinde;
'' (l) Sermaye için faiz ödenemez.
(2) Kâr payı ancak net dönem kârından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabilir.
(3) Kâr payı avansı, Sermaye Piyasası Kanunu'na tabi olmayan şirketlerde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın bir tebliği ile düzenlenir.'' hükmüne yer verilmiştir.
Görüleceği üzere maddenin birinci fıkrasında 6762 sayılı Kanun'un 470'inci maddesinin birinci fıkrasından küçük bir değişiklikle alınmıştır. Mevcut metinde birinci fıkrada "Esas sermaye" denilmişken, kavramın kayıtlı sermaye sistemini de kapsaması için "Sermaye" terimi kullanılmıştır.
İkinci fıkrada , "net dönem kârından" ibaresi kullanılmıştır. Mevcut kanun 470'inci maddedeki "safî kâr" terimi uygulamada ve öğretide açıklıktan yoksun bir kavram olarak nitelendirilerek eleştirilmiştir. "Safi" sözcüğü açık olmakla birlikte "kâr" kavramının bir sıfatla tanımlanması gerektiği haklı olarak İleri sürülmektedir. Hangi kâr? Dönem karı mı yoksa bilançoda geçen yıldan aktarılan kârı da içerebilecek olan bilançodaki kâr mı? "Dönem kârı" bu tartışmaları ortadan kaldıracak açıklıktadır. "Net" kelimesi ise tasarının başka maddelerinde kullanılan ve uluslararası literatürde geçerli olan terim ile de uyumu sağlamaktadır.
"Net dönem kârı" ibaresiyle her şeyden önce bilanço zararı düşüldükten sonra kalan kâr kastedilmiştir. Anonim şirkette, bilançoda geçmiş yıl zararı/zararları varken, yıllık kâr dağıtılamaz, Bu yasak sermayenin korunması ilkesi gereğidir ve anonim şirketlere ilişkin evrensel bir kuraldır.
"Net kâr"ın vergi öncesi veya vergi sonrası kârı ifade etmesi ise bir şirketler hukuku sorunu değildir.
Kâr payı avansını halka açık anonim şirketlere özgülemenin haklı bir sebebi yoktur. Bu sebeple avans kar dağıtımı imkanı genelleştirilmiş, uygulama kurallarının kapalı şirketlerde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nca bir tebliğ ile düzenlenmesi uygun görülmüştür.
Yeni yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte söz konusu tebliğ de çıkacak ve hukuki alt yapı tamamlanmış olacaktır.
Avans Kar Payı Dağıtımı ve Yeni Kurumlar Vergisi Genel Tebliğ Taslağı
Daha önce 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği'nde yapılan düzenlemenin Danıştay'ca yürürlüğünün durdurulması dolayısıyla Gelir İdaresi Başkanlığı internet sitesinde ''6 Seri no.lu''Genel Tebliğ taslağı tartışmaya açılmıştır.
Taslaktaki açıklamalara göre,, ''Kurumlar vergisi mükelleflerince avans kâr payı dağıtımı yapılması halinde, dağıtılan kâr payları üzerinden elde edenin hukuki niteliğine göre vergi kesintisi yapılacaktır. Kesilen vergiler, avans kâr payı dağıtımının yapıldığı aya ait muhtasar beyanname ile beyan edilecektir.
Avans kâr payı dağıtımında kurum ortakları açısından elde etme, kurumun yıllık safı kazancının kesinleşip, kârın nakden veya hesaben dağıtıldığı, diğer bir ifadeyle avansın kâr dağıtım kararı uyarınca dağıtılan kârdan mahsup edildiği tarihte gerçekleşecektir. Şu kadar ki; bu süre, ilgili hesap dönemine ilişkin beyannamenin verildiği hesap döneminin sonunu geçemeyecektir.
Avans kâr payı dağıtılması halinde, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri uygulanmayacaktır.
Ancak, hesap dönemi itibarıyla zarar doğması veya safi kazancın avans olarak dağıtımı yapılan kârdan düşük çıkması halinde, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri uygulanacaktır. Aynı husus, birden fazla takvim yılma yaygın inşaat ve onarım işlerinin bitiminde zarar doğması veya safi kazancın avans olarak dağıtımı yapılan kârdan düşük olması halinde de geçerlidir. Bu nedenle Gelir Vergisi Kanunu'nda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılma yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan mükelleflerin, dağıtılabilecek avans kâr payı tutarlarını, devam eden işlerin gerçekleşen maliyet ve hak edişleri arasındaki müspet farktan, kesinti suretiyle ödenen vergiler, varsa geçmiş yıl zararlarının tamamı ile kanunlara ve esas sözleşmeye göre ayrılmak zorunda olan yedek akçeler düşüldükten sonra kalan kısmın yarısı üzerinden hesaplamaları gerekmekte olup bu hesaplanın yapılması için ayrıca bir bilanço düzenlemesine gerek bulunmamaktadır."
Yeni TTK hükümleri uyarınca ortakların şirketten borçlanmaları imkanı ortadan kaldırıldığından yıl içinde avans kar payı dağıtımı daha da önemli hale gelmektedir. Her yıl genel kurulda kar dağıtımı yapılması da kaçınılmaz olabilecektir.
Ortakların, özellikle yıllara sari inşaat faaliyetini sürdüren şirketlerde geçimlerini sağlayabilmeleri bakımından kar dağıtımı gereklidir. Ancak, kar dağıtımı halinde yapılacak vergi kesintisinin yüksekliği engelleyici bir unsur olarak görülebilir. Yeni TTK'nın ilk uygulama yıllarında kar payı üzerindeki vergi yükünün düşürülmesi yararlı olabilir.
Kaynak: Dünya Gazetesi