1475 sayılı Kanun bağlamında bildirimli veya bildirimsiz fesihte bulunan işveren fesih nedenini belirtmek zorunda değildi.
Ancak 4857 sayılı Kanun ile birlikte işveren, iş güvencesi kapsamındaki işçilere ait iş sözleşmesini işçinin yeterliliğinden, davranışlarından, işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli neden ile feshederken; fesih sebebini yazılı olarak açık ve kesin bir şekilde herhangi bir şarta bağlamadan bizzat işçinin kendisine yapmak zorundadır.
İşveren, işçinin performansı nedeniyle iş akdini sonlandırmışsa, performans düşüklüğünün geçerli neden olabilmesi için öncelikle performans kriterlerinin objektif ölçütlere dayanması gerekmektedir.
Ayrıca işverenin performans kriterlerini önceden saptamış olması, işverenin performans beklentisi için işçiye eğitim verdirmiş olması gerekmekte ve işverenin performans nedeniyle feshinde işçiden mutlaka savunma alınması gerekmektedir.
Bunların tümünün varlığı söz konusu olduğunda işveren işçiyi, performansının düşük olması nedeniyle iş akdini feshedebilir. Bu kriterler söz konusu değilse işveren, işçiye ‘performansın kötü seni işten çıkarıyorum’ diyemez.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesine göre “hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışına ve verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez” şeklindedir.
Uygulama ise işverenler, başka sebeplere dayanmasına karşın işçiye performans yalanını uydurmaktadır. Hâlbuki işveren, işçiyi performans nedeniyle işten çıkarması için yukarıda yazılı olan kriterleri uygulaması gerekmektedir.
İşverenin işçiyi işten çıkarmasının asıl sebebi şahsi veya işletmesel nedenlere dayanmasına karşın performans nedeniyle işten çıkarıldığı durumlarda işçi, manevi olarak rencide edilmiş durumdadır. Bu nedenle işçi, performans sebebiyle işten çıkarılmış ve bu işten çıkarılmanın haksız olduğunu düşünüyorsa işyerine haksız fesih nedeniyle işe iade davası açmalıdır.
Bu haksız fesih nedeniyle işe iade davası tüm işçilik alacakları ödenmiş olsa da dava edilebilir. İşçi, işveren tarafından performans nedeniyle iş akdi feshinin tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde bu işe iade davasını açmalıdır.
İşçi, fesih tebliğ tarihinden itibaren 1 aylık süre içerisinde haksız fesih nedeniyle işe iade davasını açmaz ise bu hakkını kaybetmiş olacaktır. Kıdem ve ihbar tazminatı ve diğer işçilik alacaklarının ödenmesi için açacağı alacak davası hakkı da ayrıca saklı kalmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu, iş güvencesinden yararlanan işçinin iş sözleşmesinin feshi için uyulması zorunlu bir usul öngörmektedir.
“İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez” denilmektedir.
********************
SORU VE CEVAP
Soru: Özgür Bey, 17.11.1968 doğumluyum. 23.03.1989 yılında çalışmaya başladım. İşe girişte sigorta kartı verdiler. Fakat SGK Hizmet Dökümü’nde işe başlama tarihim 25.5.1995 yılı olarak gözüküyor. Ne yapmam gerekir. Ayşe Şen
Cevap: Ayşe Hanım, siz öncelikle SGK’ya bir yazıyla müracaatta bulunun. Arşivden araştırma yaptırın. Gününüz çıkarsa şanslısınız aksi bir durumda hizmet tespit davası açmanız gerekecek. Davayı kazanırsınız fakat en az 1.5 yıl sürer.
Özgür ERDURSUN
http://www.kentgazetesi.com/?p=5608