Çalışanlar, iş kazaları sonrası maddi ve manevi tazminat talep edebiliyor. Üstelik bakmakla yükümlü olduğu kişiler de 'Destekten yoksun kalma' davası açabiliyor
DİZİMİZİN bu bölümünde iş kazalarından doğan tazminat davaları, ölen işçinin mirasçılarına ödenecek haklar ve Meclis'te yasalaşmayı bekleyen iş güvenliği tasarısının ayrıntılarına değineceğiz.
- İş kazalarında maddi tazminat davası açılması
Maddi tazminat, zarar görenin iktisadi durumunun iş kazası öncesi duruma getirilmesi için zarar veren tarafından yapılan ayni ve nakdi ödemeler olarak anlaşılmalıdır. İş kazasında maddi tazminatın miktarının belirlenmesinde kusur oranı belirleyicidir. İşverenin kusur oranı yüksekse maddi tazminat miktarı da buna paralel olara artmaktadır. Maddi tazminat davasını iş kazasına uğrayan işçi açabileceği gibi işçi ölmüşse mirasçıları da açabilir.
- İş kazalarında manevi tazminat davası açılması
Manevi tazminat davasının konusunu manevi zarar oluşturmaktadır. Manevi zarar denilince iş kazası sonucunda ölen kişi ile ilgili duyulan üzüntü ve acılar anlaşılmalıdır. Manevi tazminat davasını ölenin eşi, çocukları, kardeşleri anne ve babası açabilir.
- Destek yoksun kalma tazminatı
Ölen işçinin desteğinden yoksun kalanların açabilecekleri bir davadır. Ölen işçinin sağlığında yardım ettiği kişiler bu yardımdan ölüm sebebiyle yoksun kaldıklarını ileri sürerek dava açabilirler. Örneğin iş kazasında ölen şahsın oğlu babasının desteğinden yoksun kaldığını ileri sürerek dava açabilir.
Ölen işçinin mirasçılarına ödenecek haklar
- Kıdem tazminatı
İş kazasında ölen işçinin çalışma süresi bir yıl ve üzerinde ise işçi kıdem tazminatına hak kazanır. Ölen işçinin mirasçılarına her tam yıl çalışması karşılığında 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de bu sürelerle orantılı olarak kıdem tazminatı ödenir. Kıdem tazminatının hesaplanmasında ücrete ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi ve kanundan doğan menfaatler de dikkate alınır.
- Kullanılmayan izin ücreti
İşçi çalıştığı süre içerisinde hak etmiş olduğu yıllık izinlerini kullanmadan iş kazasında ölmüş ise işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, son ücreti üzerinden mirasçılarına ödenir.
- Ölen işçinin ödenmeyen ücreti ve diğer hakları
İş kazasından dolayı ölen işçinin mirasçılarına ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ikramiye ve prim gibi alacaklarının işveren veya vekili tarafından ödenmesi gerekir.
- İşveren tarafından ölen işçinin haklarının ödenmemesi halinde mirasçıların başvuru yolları..
İş kazasında ölen işçinin ücret, ikramiye ve prim gibi ücret ve ücret benzeri alacaklarının ödenmemesi durumunda mirasçılar bu alacaklarının ödenmesi için işyerinin bağlı olduğu yerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ilgili bölge müdürlüğüne(çalışma ve iş kurumu müdürlüğüne) dilekçe ile başvurabilirler. Ayrıca mirasçılar ALO 170'i arayabilirler yada iş mahkemesine dava açabilirler.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Tasarısı'nın getirdikleri
Kanun tasarısı işyerlerinde önleyici yaklaşımı esas alarak, bütün işyerlerinde risk değerlendirmesinin yapılması zorunluluğunu getiriyor. Tasarının getirmiş olduğu önemli düzenlemeleri kısa başlıklar halinde açıklayalım.
Tasarı kimleri kapsama alıyor?
Tasarı tüm çalışanları kapsamına almaktadır. Ancak bazı işler/yerler kapsam dışında tutulmuştur. Bunlar;
- Türk Silahlı Kuvvetlerinin, genel kolluk kuvvetlerinin ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının eğitim, operasyon, tatbikat ve benzeri kendine özgü faaliyetlerinde,
- Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetlerinde,
- Ev hizmetlerinde,
- Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar.
İş Kazalarının Bildirimi
Mevcut durumda iş kazaları değişik kurumlara yapılmaktadır. Tasarıya göre İş kazalarında tek bildiriminin yapılması öngörülmüştür. Buna göre iş kazası bildirimleri sadece Sosyal Güvenlik Kurumu'na yapılacaktır. Ayrıca sağlık kuruluşları, kendilerine intikal eden iş kazaları ile meslek hastalığı tanısı koydukları veya şüphelendikleri vakaları, en geç on gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmekle yükümlü tutuluyor.
Birden çok işyerinin bulunduğu yerlere getirilen yükümlülük
Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde iş sağlığı ve güvenliği konusunda işbirliği yapılması yükümlülüğü getiriliyor.
Hayati tehlike durumunda işin durdurulması
Hayati tehlike durumunda tehlike giderilinceye kadar, tehlikeli bölgenin veya işin kısmen veya tehlikenin büyüklüğüne göre tamamen durdurulması esası getirilmektedir.
10'dan Az İşçi Çalıştıran İşyerlerinde İş Güvenliği
Tasarı da 10'dan az çalışanı bulunan işyerlerine yönelik iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yerine getirilmesi konusunda özel düzenlemeler yapılması için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki verilmektedir.
Kamu Kurumlarının İş Sağlığı Hizmetleri
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşları iş sağlığı hizmetlerini Sağlık Bakanlığına ait döner sermayeli kuruluşlardan doğrudan alacak. Sağlık Bakanlığınca hizmet verilemeyen yerlerde iş sağlığı hizmetleri ise 4734 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde satın alınacak.
İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışan Temsilcisi Görevlendirme
İşveren, sağlık ve güvenlikle ilgili çalışmalara katılma, çalışmaları izleme, tedbir alınmasını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda çalışanları temsil etmeye yetkili bir veya daha fazla çalışanı, iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi olarak görev yapmasını sağlamak üzere seçim veya atama yoluyla görevlendirecek. İşyerinde 5/5/1983 tarihli ve 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu hükümleri uyarınca yetkili sendika bulunması halinde işyeri sendika temsilcileri iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi olarak da görev yapabilecek.
Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi Kuruluyor
Tasarı ile ülke genelinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili politika ve stratejilerin belirlenmesi için tavsiyelerde bulunmak üzere Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi kurulması öngörülüyor.
Radyo ve Televizyonlara Yayın Yapma Zorunluluğu
Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu ile ulusal, bölgesel ve yerel yayın yapan özel televizyon kuruluşları ve radyolar, ayda en az altmış dakika iş sağlığı ve güvenliği, çalışma hayatında kayıt dışılığın önlenmesi, sosyal güvenlik, sendikal hayatın geliştirilmesi, işçi ve işveren ilişkileri konularında uyarıcı ve eğitici mahiyette yayınlar yapmak zorunluluğu getiriliyor.
Arif Temir
http://www.gunes.com/2012/03/29/yazar/2182/arif_temir/tazminat_davalari.html