YENİ TÜRK TİCARET KANUNU’NA GÖRE MUHTEMEL AVANS KÂR PAYI DAĞITIMI VE ORTAKLARIN TERCİHİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ
I- GİRİŞ
Avans kâr payı dağıtımı müessesesi, eski Türk Ticaret Kanunumuzda yer almamış olmakla birlikte, SPK’nın 15/4. bendinde düzenlenmiştir. Öte yandan, SPK mevzuatına tabi olmayan şirketler için, uygulama olanağı bulunmayan söz konusu müessesenin, bu şirketler için de uygulanması amacıyla, vergi mevzuatımıza 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Tebliği ile düzenleme getirilmiştir. Ancak, Danıştay 4. Dairesi’nin Kararı(1) ile avans kâr payı dağıtımının TTK’da yer almadığı ve Maliye Bakanlığı’nın bu konuda bir düzenleme yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle Tebliğ’in bu bölümünün yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Dolaysıyla, SPK mevzuatına tabi olmayan şirketlerde, avans kâr payı dağıtımı bugüne değin uygulama olanağı bulamamıştır.
Bilindiği üzere, 6102 sayılı yeni TTK’nın yürürlük tarihi 01.07.2012’dir(2). Yeni TTK’nın 509/3. fıkrasında avans kâr payı dağıtımına ilişkin düzenleme aynen şöyledir; “kâr payı avansı, sermaye piyasasına tabi olmayan şirketlerde, sanayi ve ticaret Bakanlığı’nın tebliği ile düzenlenir.” Yeni TTK’da avans kâr payı dağıtımı yer almakla birlikte, yasanın uygulanması için, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın Tebliğ çıkarması gerekmektedir. Bakanlık bu konuda tebliğ çıkarmadığı sürece, Yasa’nın uygulanma olanağı olmayacaktır. Bu düzenlemeden hareketle, Maliye Bakanlığı da, konuya ilişkin düzenleme yapabilmesi için, her halükarda Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın tebliğinin yayımlanmasını bekleyecektir.
Her ne kadar, anılan Yasa maddesi henüz yürürlüğe girmemiş ve bu konuda Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından tebliğ yayımlanmamış olmasına rağmen, müessesenin SPK mevzuatında yer alması ve uygulanması, aynı zamanda, Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı nedeni ile uygulanma olanağı bulmamakla birlikte, Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan Tebliğ’deki açıklamalar göz önünde bulundurulduğunda, müessesenin esas yönünden nasıl uygulanacağı aşağı yukarı bellidir. Müessesenin uygulanması yönünden esasa müteallik farklı bir düzenleme olacağını düşünmüyoruz.
İşte, bu değerlendirmemizi esas alarak, yeni TTK’ya göre, yürürlüğe girecek “avans kâr payı dağıtımının” muhtemel uygulaması ve bu uygulamanın vergisel olarak ortaklar açısından değerlendirilmesi yazımızın konusunu oluşturmaktadır.
II- AVANS KÂR PAYI DAĞITIMI
Avans kâr payı dağıtımı; “ortaklarca hesap dönemi bitmeden ya da bitmiş olsa bile, genel kurul tarafından kâr dağıtım kararı alınmadan, ileride her paya karşılık düşecek temettüye mahsuben avans ödemesi yapılmasıdır.” Avans kâr payı dağıtımını böylece tanımını yaptıktan sonra, yeni TTK’daki düzenlemeye esas alınacak, gerek SPK mevzuatındaki, gerekse daha önceden Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılmış ve yürütülmesi durdurulmuş söz konusu tebliğdeki esasların belirtilmesinde yarar görüyoruz.
A- SPK MEVZUATINDA AVANS KÂR PAYI DAĞITIMI
Ülkemizde de hisse senetlerinin çekiciliğini artırmak ve tasarrufların pay senetlerine yönelmesini teşvik ederek menkul kıymet borsalarımızın gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla, halka açık anonim ortaklıklar açısından 15.12.1999 tarih ve 4487 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle Sermaye Piyasası Kanunu’nun 15. maddesinde değişiklik yapılması yoluna gidilmiştir. Bu değişiklik sonrasında, SPK’nın 15/4. maddesinde yer alan şartlar çerçevesinde halka açık anonim ortaklıklar açısından kâr payı avansı dağıtılması mümkün hale gelmiştir.
Söz konusu Kanun hükmüne paralel olarak, temettü avansı dağıtılmasına ilişkin usul ve esaslar, SPK’nın Seri IV, 27 No.lu “Sermaye Piyasası Kanunu’na Tabi Olan Halka Açık Anonim Ortaklıkların Temettü ve Temettü Avansı Dağıtımında Uyacakları Esaslar Hakkında Tebliği”nin 9 ve 14. maddeleri arasında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Bu mevzuat düzenlemelerinde, halka açık anonim şirketlerde kâr payı avansı dağıtılabilmesinin şartları şu şekilde belirtilmiştir;
1- Temettü avansının dağıtılabilmesi için şirket ana sözleşmesinde hüküm olması ve genel kurul kararıyla, ilgili yılla sınırlı olmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi gerekmektedir.
2- Temettü avansı, halka açık anonim ortaklıkların, SPK mevzuatına uygun olarak düzenlenmiş ve bağımsız sınırlı denetimden geçmiş, üçer aylık ara dönemler itibarıyla hazırladıkları mali tablolarında yer alan kârları üzerinden dağıtılabilecektir.
3- Dağıtılabilecek temettü avansı, ara mali tablo kârlarından, ayrılması gereken yedek akçeler ile vergi karşılıkları düşüldükten sonra kalan kısmın yarısını geçmeyecektir.
4- Her ara dönemde dağıtılabilecek temettü avansı, bir önceki yıla ait bilanço kârının yarısını da geçmeyecektir.
5- Önceki dönemlerde verilen temettü avansları mahsup edilmeden, ilave temettü avansı verilmesine ve temettü dağıtılmasına karar verilemeyecektir.
B- YÜRÜTÜLMESİ DURDURULAN KURUMLAR VERGİSİ TEBLİĞİ’NE GÖRE AVANS KÂR PAYI DAĞITIMI
Yazımızın “Genel Açıklamalar” bölümünde de belirttiğimiz üzere, Maliye Bakanlığı yeni yürürlüğe giren 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ile ilgili olarak yayımladığı 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 5.6.6 bölümünde, avans kâr payı dağıtımı ve vergisel sonuçları ile ilgili düzenlemelere yer vermiştir. Bu düzenleme incelendiğinde, yukarıda belirtilen SPK mevzuatının esas alındığını görürüz. Zaten farklı bir esasa dayanması da söz konusu olamaz, çünkü şirketler ister halka açık olsun, ister halka açık olmayan şirketler olsun hepsi vergi kanunlarının önünde eşit olmak zorundadır. Dolaysıyla, bu prensibin sağlanması için avans kâr payı dağıtımının aynı esaslara göre düzenlenmesi gerekir.
KVK Genel Tebliği ile anılan SPK Tebliği’nin karşılaştırılmasından da anlaşılacağı üzere, her iki Tebliğ’de yer alan ifadeler önemli oranda aynı olup; KVK Genel Tebliği’nde yer alan diğer farklı açıklamalar ise, SPK Tebliği’ne aykırılık teşkil etmeyecek şekilde alınmak suretiyle uygulamada paralellik sağlanmıştır.
Bu bağlamda, KVK Genel Tebliği’nin anılan bölümünün birinci paragrafında yer alan açıklamalar; Sermaye Piyasası Kanunu’na Tabi Olan Halka Açık Anonim Ortaklıkların Temettü ve Temettü Avansı Dağıtımında Uyacakları Esaslar Hakkında Tebliğ’in üçüncü bölümünde, “Temettü Avansı Dağıtım Kararı” başlıklı 9. maddesinin birinci fıkrası ile “Dağıtılacak Temettü Avansı Tutarının Hesaplanması” başlıklı 10. maddesinin birinci fıkrasında aynen yer almaktadır.
Aynı şekilde;
- KVK Genel Tebliği’nde belirtilen bölümün ikinci ve üçüncü paragraflarında yer alan açıklamalar anılan SPK Tebliği’nin üçüncü bölümünde “Dağıtılacak Temettü Avansı Tutarının Hesaplanması” başlıklı 10. maddesinde ve
- KVK Genel Tebliği’nde belirtilen bölümün beşinci ve altıncı paragrafında yer alan açıklamalar ise anılan SPK Tebliği’nin üçüncü bölümünde “Temettü Avansı Dağıtım Kararı” başlıklı 9. maddesinde aynen yer almaktadır.
KVK Genel Tebliği’ndeki diğer geriye kalan açıklamalar; avans kâr dağıtımında kurum ortakları açısından elde etme zamanına, GVK md. 94 ve KVK md. 15 uyarınca stopaja tabi tutulması, avans olarak fazladan dağıtılan kâr paylarının şirketçe geriye çağrılması ve stopajın iadesi ile avans kâr dağıtımı uygulaması ile transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerinin çelişmemesi için yapılan açıklamalardan ibarettir(3).
C- MUHTEMEL AVANS KÂR PAYI DAĞITIMI UYGULAMASI
Yukarıdaki teorik açıklamaları belirttikten sonra, muhtemel uygulamanın aynı esaslar dahilinde olacağı varsayımıyla konuyu örnek olaylar üzerinde göstermek yararlı olacaktır;
Örnek Olay- 1:
(X) A.Ş. nin 2012 Yılı 3. Geçici Vergi Dönemi kurumlar vergisi beyanı aşağıdaki gibidir;
Ticari Bilanço Kârı | 800.000,00 TL |
Mali Kâr | 1.000.000,00 TL |
Hesaplanan KV | 200.000,00 TL |
Şirketin ödenmiş sermayesi 10.000.000,00 TL olup, 1. tertip yasal yedek akçe sınırına ulaşılmış değildir.
Şirketin bir önceki yıl ticari bilanço kârı, 1.500.000,00 TL, mali kârı 2.000.000,00 TL olup, KV karşılığı 400.000,00 TL eski TTK’ya göre ayrılan 1. tertip yasal yedek akçe (1.100.000 x 0.05=) 55.000,00 TL’dir. Şirket, söz konusu yılda kâr dağıtmamış, söz konusu vergi karşılığı ve yasal yedek akçeden sonra kalan kâr, olağan üstü yedek akçelere ayrılmıştır.
Şirket yönetim kurulu, genel kurulun verdiği yetkiye dayanarak 2012 Yılı 3. geçici vergi döneminde doğan ticari kâr üzerinden ortaklara avans kâr payı dağıtımına karar vermiştir. Dağıtılacak avans kâr payı tutarı; 3. geçici vergi döneminde doğan ticari bilanço kârı üzerinden yasal yedek akçeler ve vergi karşılıkları ayrıldıktan sonra, kalan kısmın mevzuatta öngörüldüğü üzere yarısıdır.
Burada sınır, yalnızca cari kârın yarısıyla değil, aynı zamanda bu sınır da, yukarıda belirtildiği üzere, geçen yılın kârından yasal yedek akçeler ve vergi ve diğer yasal yükümlülük karşılıkları ayrıldıktan sonra kalan kısmın da yarısıyla sınırlı olacaktır. Bu açıklamalarımızı örnek olayımız üzerinde somutlaştırırsak, ortaklara dağıtılacak avans kâr payı aşağıdaki gibi olacaktır;
Ticari Bilanço Kârı | 800.000,00 TL |
Hesaplanan KV | 200.000,00 TL |
KALAN | 600.000,00 TL |
I. tertip y.y.akçe (800x0.05=) | 40.000,00 TL |
(YTTK md. 519) | |
II. tertip y.y. akçe | 6.000,00 TL |
- I.tertip temettü (10.000.000 x 0.05=) | 500.000,00 TL |
- (600.000- 540.000=) x 0.10 | |
KALAN | 554.000,00 TL |
Dağıtılabilir Avans Kâr Payı (554.000/2=) | 277.000,00 TL |
GVK 94/6b-ii (277.000 x 0.15=) | 41.550,00 TL |
Ortaklara dağıtılacak net avans Kâr Payı | 235.450,00 TL |
Ortaklara avans kâr payı olarak dağıtılabilecek 277.000,00 TL’si, aynı zamanda diğer sınır olan, yukarıdaki verilere göre 2011 yılı kârına göre hesaplanan (1.500.000,00 - 400.000,00 - 55.000,00 =)/2= 522.500,00 TL’nin altında olduğu için, söz konusu tutarın ortaklara avans kâr payı olarak dağıtılmasında yasal bir engel olmayacaktır.
D- HESAP DÖNEMİ SONUNDA AVANS KÂR PAYI DAĞITIMININ MAHSUP VE İADESİ İLE İLGİLİ İŞLEMLER
1- Hesap Dönemi Sonunda Çıkan Kârın Tamamının Dağıtılması Hali (Bakiye Kârın da Dağıtılması Hali)
Örnek Olay-2:
Yukarıda örnekteki şirketin, 2012 Yılı hesap dönemine ilişkin nihai kurumlar vergisi beyannamesi ile ilgili veriler aşağıdaki gibidir;
Ticari Bilanço Kârı | 1.200.000,00 TL |
Mali Kâr | 1.500.000,00 TL |
Hesaplanan KV | 300.000,00 TL |
KALAN | 900.000,00 TL |
Ödenecek KV (300.000 - 200.000=) | 100.000,00 TL |
Şirketin, 2012 yılı hesap dönemine ilişkin yaptığı genel kurul toplantısında; dönem ticari bilanço kârından vergi ve diğer yasal yükümlülük karşılıkları ile yıl içinde dağıtılan avans kâr payının mahsubu yapıldıktan sonra kalan kısmın tamamının dağıtılmasına karar verilmiştir.
Dağıtılacak Bakiye Kârın Hesabı;
Ticari Bilanço Kârı | 1.200.000,00 TL |
Hesaplanan KV | 300.000,00 TL |
KALAN | 900.000,00 TL |
MAHSUPLAR | |
- I. tertip y.y.akçe | 40.000,00 TL |
(YTTK md. 519) | |
-II.tertip. y.y.akçe | 6.000,00 TL |
- Brüt avans kâr payı | 277.000,00 TL |
KALAN | 577.000,00 TL |
I.tertip y.akçe (60.000 - 40.000=) | 20.000,00 TL |
II. tertip y.y. akçe | 28.000,00 TL |
- I.tertip temettü (10.000.000 x 0.05=) 500.000 | |
- (840.000-500.000=) x 0.10 (34.000-6.000) | |
Dağıtılabilecek Bakiye Kâr | 529.000,00 TL |
GVK Stopaj (529.000 x 0.15=) | 79.350,00 TL |
Ortaklara dağıtılacak Kâr payı | 449.650,00 TL |
2- Hesap Döneminin Zararla Sonuçlanması Hali
Örnek Olay-3:
Yukarıdaki örnekteki şirketin, 4. geçici vergi döneminin, dolaysıyla nihai kurumlar vergisi beyannamesinin aşağıdaki gibi olduğunu varsayalım;
Ticari Bilanço Zararı | 1.000.000,00 TL |
Mali Kâr | (-) 700000,00 TL |
Hesaplanan KV | - |
İade Edilecek KV | 300.000,00 TL |
Yukarıda bahsi geçen kurumlar vergisi tebliğinde, şirketin hesap dönemi faaliyetinin zararla sonuçlanması veya dönem kârının, avans kâr payı dağıtımı yapıldığı dönemin kazancından düşük olması halinde, dağıtımı yapılan kâr payının kazançla karşılanmayan kısmının, izleyen hesap döneminde kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresi sonuna kadar ortaklardan geri çağrılması gerekmektedir. Öte yandan, avans kâr payının dağıtıldığında GVK 94/6-b-ii uyarınca yapılan stopaj, şirkete iade edilecektir.
Bu açıklamalarımızı, yukarıdaki örnek olaya uyguladığımızda, şirketin hesap dönemi faaliyeti, diğer bir deyişle 2012 yılı hesap dönemi zararla sonuçlandığından, dağıtılan avans kâr payının kazançla karşılanan kısmı hiç yoktur. Bu durumda, ortaklar, kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği 2013 yılı nisan ayının sonuna kadar, 3. geçici vergi dönemi ile ilgili olarak dağıtılan 235.450 TL net avans kâr payını şirkete iade etmeleri gerekmektedir.
Diğer taraftan, dağıtılan avans kâr payı ile ilgili olarak örneğimizde görülen 41.550 TL stopaj da, 252 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’ne göre şirkete iade edilecektir.
3- Safi Kazancın, Avans Olarak dağıtımı Yapılan Kârdan Düşük Olması ve Kâr Payının Kazançla Karşılanmayan Kısmının Geri Çağrılması Hali
Her ne kadar, bu başlık altında inceleyeceğimiz konu, yürütülmesi durdurulmuş, daha ötesi de yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girecek olması nedeniyle artık uygulama olanağı kalmamış, 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Tebliği’ne ilişkin olmasına rağmen, olayın özelliği gereği, hesap döneminin safi kazancının, yıl içinde avans kâr payı dağıtımına esas olan kârdan düşük olması her zaman mümkündür ve doğaldır. Dolaysıyla, bu durum yeni uygulamanın da konusu olacaktır. Bu nedenle, Tebliğ’deki açıklamaları esas alarak, söz konusu durumu örnek olay üzerinden somutlaştırmaya çalışalım;
Yukarıda örnek konusu olan şirketin, 2012 yılı hesap dönemi kurumlar vergisi beyanı aşağıdaki gibi olsun;
Ticari Bilanço Kârı | 300.000 TL |
Mali Kâr | 600.000 TL |
Hesaplanan KV | 120.000 TL |
SAFİ KURUM KAZANCI | 180.000 TL |
DAĞITILAN AVANS KÂR PAYI | 235.450 TL |
KARŞILANMAYAN KISIM (235.450-180.000=) | 55.450 TL |
GERİ ÇAĞRILACAK KÂR PAYI | 55.450 TL |
İADE EDİLECEK GV KESİNTİSİ | 9.785 TL |
(55.450/235.450 x 41.550=) |
4- Örtülü Kazanç Dağıtımı Nasıl Ortaya Çıkacaktır?
Yine bahsi geçen tebliğin son paragrafında, ortakların avans kâr payı dağıtımı nedeniyle şirketten aldıkları paralar için, örtülü kazanç dağıtımı hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir. Yine aynı paragrafta, örtülü kazanç dağıtım halinin, hesap dönemi itibariyle zarar doğması veya safi kazancın avans olarak dağıtılan kârdan düşük çıkması hali dışında, avans olarak dağıtılan kâr payının kazançla karşılanan kısmının geriye çağrılması durumunda, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri uygulanacaktır.
Tebliğ’in bu açıklamalarının, muhtemel yeni uygulamada da yer alacağını düşünülmesi gerekir. Zira, avans kâr payı dağıtımı istismar edilerek, ortakların bu şekilde şirketten para çekmeleri suretiyle transfer fiyatlandırılması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri etkisiz hale getirilebilir.
Yukarıdaki örnek olayı, söz konusu açıklamalara uyarladığımızda, örtülü kazanç dağıtımı, ortaklardan geri çağrılacak 55.450 TL’nin dışında, avans kâr payının kazançla karşılanan 180.000 TL’nin de geriye çağrılması halinde, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı gündeme gelebilecektir. Zira, bu durumda, avans kâr payı, artık dağıtılan avans kâr payı değil, o tarih itibariyle ortaklar tarafından çekilen paralar niteliğine dönüşecektir. Söz konusu dağıtım tarihinden, iade ödeme tarihine kadar geçen süre içinde adatlandırılarak faiz hesaplanacak ve tahakkuk eden faiz üzerinden de KDV hesaplanacaktır. Avans kâr payı dağıtımı ile ilgili olarak Tebliğ’deki bu açıklamalar, örtülü kazanç dağıtımı ile ilgili birçok soru işaretlerini ve tartışmaları beraberinde getirmekle birlikte, şu anda yürürlükte olmadığı ve uygulama olanağı bulunmadığı için değerlendirmeleri gereksiz buluyoruz. Ancak, yeni TTK’ya istinaden uygulanacak avans kâr payı dağıtımı ile ilgili Maliye Bakanlığı’nın yayımlayacağı tebliğde, konunun daha detaylı incelenmesi ve değerlendirilmesi yararlı olacaktır.
III- ŞİRKET ORTAKLARI YIL İÇİNDE AVANS KÂR PAYI MI, VEYA ÜCRET Mİ ALMAYI TERCİH EDECEKLER?
Bilindiği üzere, yeni Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin mali haklarını düzenleyen 394. maddesinde; “tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebileceği” hüküm altına alınmıştır. Yine, aynı Kanun’un limited şirketlerde genel kurul yetkilerini düzenleyen 616. maddesinde, “Limited şirket ortaklarının ücretlerinin genel kurul tarafından tespit edileceği” belirtilmiştir.
Öte yandan, Yaklaşım Dergisi’nin 0cak/2011 sayısında yayımlanan “Limited Şirketlerde, Ortakların Şirketten Ücret, Kâr Payı Almaları Ve Şirketten Para Çekmeleri Hallerinin, Vergi Yükleri Yönünden Analizi” makalemizde; şirket ortaklarının, her üç halde de şirketten para almaları durumlarının, vergi yükleri yönünden analizleri ve mukayeseleri yapılmış, en doğru kararın şirket ortaklarının şirketten ücret almaları gerektiği sonucuna varılmıştır. Anılan makalemizde, hesap dönemi safi kazancının genel kurul kararı veya ortaklar kurulu kararı ile dağıtılması esas alınarak değerlendirmeler yapılmış, avans kâr payı dağıtımı ile ilgili hususlara değinilmemişti.
Yazımızı konusu olan avans kâr payı dağıtımı ile ilgili açıklamalar ve hesaplamalar göz önüne alındığında, vergi yükü yönünden ücret almak yine cazip olmaktadır. Kaldı ki, hesap döneminin zararla veya dağıtılan avans kâr payından daha düşük kârla sonuçlanması gibi nedenlerle, dağıtılan avans kâr payının geri çağrılması ve ödenen gelir vergisi stopajının iadesi için vergi dairesine başvurulacak olması, ayrıca, örtülü kazanç dağıtımının gündeme gelebilecek olması gibi nedenlerle, bize göre, avans kâr payı dağıtımının ortaklar tarafından hiçbir zaman tercih edilmeyecek bir yol olduğu sonucuna ulaştırmaktadır.
IV- SONUÇ
Bilindiği üzere, 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek 6102 sayılı yeni TTK’nın 358. maddesi şirket ortaklarının şirketten borç para çekmelerini yasaklamakta, aynı zamanda bu yasağa karşı aykırı hareketi de yine aynı Kanun’un 562/5-c bendi uyarınca, adli para cezası ile cezalandırmaktadır. Öte yandan, KVK’nın 13. maddesi uyarınca, şirket ortaklarının şirketten ödünç para almaları transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı olarak değerlendirilmektedir, Ayrıca, söz konusu borç verme işlemi gereği tahakkuk etmesi gereken faiz üzerinden de, KDV’nin tahakkuku söz konusudur. Görülüyor ki, hem yeni TTK açısından, hem de vergi mevzuatı açısından ortakların şirketten para çekmelerinin maliyeti büyük olduğu gibi, aynı zamanda, kanuna aykırı bir işlem niteliğinde olacaktır. İşte bu durum, yıl içinde avans kâr payı dağıtımını gerekli ve cazip kılsa da, yukarıdaki açıklamalarımız ve tespitlerimizden sonra, bu yolun da cazip olmayacağı ve sıkıntılar yaratabileceğini göstermektedir. Bu nedenle, şirket ortaklarının ücret almalarını gerektiren konumlarının olması halinde, kâr payı yerine şirketten ücret almayı tercih etmeleri, her halükarda kâr payının dağıtımının gerekli olması hallerinde de, avans kâr payı dağıtımı yerine, dönem safi kurum kazancının kâr dağıtımına esas alınmasının tercih edilmesi gerektiği görüşündeyiz.
“Yalnız başına ve sessizlik içindeyken, kulağımıza bir şeylerin
fısıldanmasından korkarız. Bu yüzden sessizlikten nefret ederiz ve
kendimizi sosyal yaşamla uyuştururuz.”
F.W.NİETZCHE
Yazar:Ferhat FAHRAN*
Yaklaşım / Mart 2012 / Sayı: 231
http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/makaleler/20120321237.htm