.
.
.
.
Adli tatilde vergi davaları
.
.
Adli tatil, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (İYUK) 61. maddesinde 'Çalışmaya ara verme' başlığı altında yer alıyor. Söz konusu düzenlemeye göre, İdare ve Vergi Mahkemeleri her yıl, ağustos ayının birinden eylül ayının beşine kadar çalışmaya ara veriyorlar. Bu süreçte nöbetçi mahkemeler görev yapıyor..
1 Ağustos başlayan 2011 yılı adli tatili de 5 Eylül'e kadar sürecek. Dava açma ve yargılama ile ilgili süreler üzerinde etkileri bulunan adli tatili, vergi davaları açısından ele alacağız.
ADLİ TATİLİN VERGİ DAVALARINA ETKİSİ
İYUK'un 8. Maddesinin üçüncü fıkrasında; 'Bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır' hükmü yer alıyor.
Buna göre, İdare ve Vergi Mahkemelerinde açılacak davalarda, dava açma süresinin son gününün adli tatile rastlaması halinde, dava açma süresi adli tatilin bitiminden itibaren 7 gün uzuyor.
.
Dikkat edilmesi gereken nokta, sürenin herhangi bir gününün değil; 'son gününün' adli tatile rastlaması. Son günü adli tatile rastlamayan süreler açısından adli tatilde geçirilen sürelerin bir etkisi bulunmuyor.
5 EYLÜL TATİLE DAHİL Mİ DEĞİL Mİ?
Adli tatili düzenleyen İYUK 61. maddesinde adli tatilin bitişini ifade etmek üzere kullanılan 'eylülün beşine kadar' ifadesi, 5 Eylül gününün adli tatile dahil olup olmadığı konusunda duraksama yaratıyor.
İlk olarak, sürenin son günü 5 Eylül'e rastlarsa ve 5 Eylül adli tatile dahil olarak kabul edilmezse sürenin uzaması söz konusu olmayacak.
.
İkinci olarak, sürenin son gününün adli tatil içinde başka bir güne rastlaması halinde adli tatilin bitimi olarak hangi tarihin esas alınacağı sorunu ortaya çıkıyor.
.
5 Eylül'ün adli tatile dahil olduğu kabul edilirse son günü adli tatile rastlayan süreler 12 Eylül'e uzayacak; 5 Eylül'ün adli tatile dahil olmadığı kabul edilirse 11 Eylül'e uzayacak. İYUK kapsamında belirlenen süreler 'hak düşürücü' olarak düzenlendiğinden, bu konuda hak kayıpları ortaya çıkabilecek.
.
Kanunda yer alan 'e kadar' ifadesi sözcük anlamı olarak bir sınırı ifade eder. Yani, oraya gelindiğinde süre biter. Kanun hükmünün sözel yorumundan böyle bir anlam çıkıyor. Ancak, yeni adli yılın her yıl 6 Eylül'de başlaması nedeniyle idari yargı kolu açısından 5 Eylül'ün de tatile dahil edildiği fiili bir durum ortaya çıkmıştır.
Bu noktada yapılması gereken, Kanuna '5 Eylül dahil' şeklinde bir parantez içi hüküm eklenmesidir.
SON GÜNÜ BEKLEMEYİN
Diğer yandan, az da olsa idari yargıda 5 Eylül'ün tatile dahil olmadığı yönünde kararlara rastlanmaktadır. Örneğin, İdari Dava Daireleri'nin 'adli tatile rastlayan dava açma süresinin son gününün 11 Eylül'de sona ereceğine' ilişkin 06.11.2008 tarih ve E. 2006/3528, K. 2008/1889 sayılı Kararı var.
Sürenin son günü adli tatile rastlayan vergi davalarına ilişkin tavsiyemiz, son gün beklenmeden davanın açılması.
DİKKAT!
.
Tahsilat işlemlerine karşı açılacak davalar
.
Adlİ tatilin süre uzatıcı etkisini düzenleyen İYUK 8/3'de 'bu kanunda yazılı süreler' ibaresi yer alıyor. İbarenin sözel (lafzi) yorumundan, düzenlemenin sadece İYUK'ta yazılı olan süreleri ilgilendirdiği anlamı ortaya çıkıyor.
Böyle bir yorum benimsendiğinde; ödeme emri, teminat isteme, ihtiyati haciz gibi işlemlere karşı açılacak olan davalarda sürenin uzamasının söz konusu olmayacağı sonucu ortaya çıkıyor.
Konuyla ilgili farklı yargı kararları var. Ayrıca, uzmanlar arasında da görüş ayrılığı bulunuyor. Konunun yasal olarak düzenlenmeye ihtiyacı var. Yasal düzenleme yapılıncaya kadar bu nitelikteki işlemler üzerine açılacak davalarda süre yönünden dikkatli olunması gerekiyor.
İş kazası halinde iş göremezlik ödeneği
.
İŞ göremezlik ödeneğinin meblağı ne kadardır, belli bir miktarı var mıdır? İş kazası sonucu 9 ay raporlu idim. Raporlu olduğum zaman zarfında tarafıma aylık 600 TL ila 800 TL tutarlarında ödeme yapıldı. Bu normal midir? Selahattin
İş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için iş göremezlik ödeneği verilir. İş kazası halinde verilecek günlük geçici iş göremezlik ödeneğinin hesabında, iş kazasının olduğu tarihten önceki on iki aydaki son üç ay içinde üzerinden prim ödenen prime esas kazançlar toplamı ile bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısı dikkate alınıyor. Son üç aydaki prime esas kazançlar toplamı, yine son üç aydaki prim ödeme gün sayısına bölünerek, verilecek günlük geçici iş göremezlik ödeneğine esas kazanç tutarı bulunuyor.
.
Bulunan bu geçici iş göremezlik ödeneğine esas alınacak kazancın, yatarak tedavilerde yarısı, ayakta tedavilerde ise üçte ikisi günlük geçici iş göremezlik ödeneği olarak ödeniyor.
Yıllık izin ücretinde kısa vadeli sigorta kolları primi
.
4857 sayılı İş Kanununun 61. maddesinde, 'İşçinin izin döneminde kısa vadeli sigorta primi ödenmez.' demektedir. Fakat tüm işyerleri bunu ödemektedir. Zorunluluk var mı? İlhan Karakaş
4857 sayılı İş Kanununun 61. maddesinde yıllık ücretli izin süresi için ödenecek ücret üzerinden iş kazaları ile meslek hastalıkları primi ödenmeyeceği belirtiliyor. Ancak 5510 sayılı SS ve GSS Kanununa göre, kısa vadeli sigorta kolları sadece iş kazası ve meslek hastalıkları sigortalarından oluşmuyor, hastalık ve analık sigortalarını da kapsıyor.
Sigortalı yıllık izin süresi içinde iş kazası veya meslek hastalığı riskine maruz kalmasa da hastalık ve analık haline ilişkin riskleri taşıyor.
.
Bu nedenle de yıllık ücretli izin süresi için ödenecek ücret üzerinden sadece iş kazası ve meslek hastalıkları sigortası için değil, bunları da kapsayan kısa vadeli sigorta kolları için prim hesaplanıyor.
GÜNÜN SÖZÜ
'Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin de adaletli olmaları gerekir.' Blaise Pascal
Akşam
Metin Taş-Sezgin Özcan
KAYNAK : http://www.aksam.com.tr/adli-tatilde-vergi-davalari-3541y.html