Şike, hakemler, sosyal güvenlik
Sosyal güvenlik, herkes için bir hak olduğu gibi devlet için de bir görevdir.
En son yapılan sosyal güvenlik reformuyla birlikte, sosyal güvenliğin daha geniş kesimlere ulaştığını söyleyebiliriz. Özellikle sağlık güvencesi boyutuyla nüfusun tamamına yakını güvenceye kavuşmuş durumda. Ancak bazı istisnai mesleklerin de hâlâ sosyal güvenliğin dışında kaldığı bir gerçek. Profesyonel hakemler de bu meslek gruplarından birisi.
Evet, işçisi, çiftçisi, jokeyi, sanatçısı, muhtarı ve hatta hayat kadınlarına varıncaya kadar pek çok iş ve meslek kolu sosyal güvence altındayken, profesyonel hakemler kapsam dışında bulunuyor. Hakemlerin kapsam dışında kalmalarında, hakemliği ikinci bir iş olarak icra ettikleri anlayışı etkili oluyor. Gerçekten de pek çok hakemin aslında başka bir meslek (avukat, doktor vb.) sahibi olduğunu biliyoruz. Ancak konuya biraz daha yakından baktığımızda, profesyonel hakemlerin sosyal güvenliğe olan ihtiyaçları daha iyi anlaşılıyor.
Örneğin futbol hakemlerini ele alalım. Aylık yaklaşık olarak 3.900 lira ücret alan bir üst klasman hakem, antrenmanlar da dahil olmak üzere ayda 18 gününü hakemlik faaliyetine ayırıyor. Ulusal hakem ve yardımcılar için de bu süre 16 günün altına düşmüyor. Yani bir hakemin, hakemlik mesleğini icra edebilmesi için mesaisinin yarıdan fazlasını bu işe ayırması gerekiyor. Başarılı hakemler ise zaten zamanının tamamını hakemliğe hasrediyor. Buna göre pek çok hakem, hakemlik dışındaki mesleğini tam olarak icra edemiyor. Dolayısıyla düzenli bir sosyal güvenceden de mahrum kalıyor.
Peki hakemliğin bir meslek olarak sosyal güvence kapsamında sayılmamasının sonucu nedir? Hemen sıralayalım:
· Maçlara gidip gelirken başına bir kaza gelen hakem, kaderiyle baş başa kalıyor.
· Maç esnasında bir iş kazasına maruz kalan hakeme, acil yardım dışında herhangi bir gelir bağlanmıyor.
· Yıllarca hakemlik yaptıktan sonra (yorumcu veya yazar olamayıp) artık mesleğini icra edemeyecek duruma gelen hakeme emekli aylığı bağlanmıyor.
· Görevini yaparken herhangi bir sebeple vefat eden hakemin dul ve yetimlerine aylık bağlanmıyor.
Yani işin özeti; sahaya sosyal güvencesiz ve gelecek kaygısıyla çıkan bir hakem, maça 1-0 mağlup başlıyor.
Futbolda şike konusunun ortalığı kasıp kavurduğu şu günlerde, konunun bir de "sosyal güvencesiz hakemler" üzerinden düşünülmesinde fayda görüyoruz.
.
Doğuştan engelliye malullük aylığı bağlanmaz
.
Soru: Sadettin Bey, benim bir yeğenim var ve doğuştan epilepsi hastası. Kimse risk alıp da kendisini çalıştırmak istemiyor. Acaba malulen emeklilik gibi bir şey olabilir mi? Metin Erbil
Cevap: Metin Bey, malullük aylığı bağlanabilmesi için rahatsızlığın doğuştan değil, işe başladıktan sonra ortaya çıkmış olması gerekiyor. Dolayısıyla doğuştan epilepsi hastası olan yeğeniniz malulen emekli olamaz. Ancak alacağı en az %40 oranlı engelli raporuyla yaş şartına tabi olmaksızın, belirli bir prim gününü doldurarak emekli olabilir.
SGK müdürlüğüne başvurun
Soru: Sadettin Bey, vefat eden babamızdan dolayı anneme dul aylığı bağlanıp bağlanmayacağını nasıl öğrenebiliriz? Bunun için nereye başvurmamız gerekiyor? Aygün İnal
Cevap: Değerli okurum, bulunduğunuz ildeki en yakın SGK müdürlüğüne gidip annenizin imzasıyla ölüm aylığı talep dilekçesi vereceksiniz. Babanızın hizmetleri (gün toplamı) aylık bağlanması için yeterliyse annenize dul aylığı bağlanır. Hizmetleri yetersizse ve aylık bağlanmazsa, olumsuz olarak SGK'dan cevap gelecektir.
.
SADETTİN ORHAN / BUGÜN
22.08.2011