Kayıtdışıyla mücadele
Kayıtdışı ekonomi, ortaya çıkardığı vergi ve sigorta primi kaybı nedeniyle her dönem hükümetlerin öncelikli maddeleri arasında yer alıyor. Ne var ki, her seferinde konu temenninin ötesine geçemiyor.
Üzerinde bu kadar önemle durulmasına rağmen sorunun çözümü bağlamında ilerleme kaydedilememesi düşündürücü. Bunun nedenlerine değinmeden önce, konuya 2012 programında nasıl yaklaşıldığında bakalım.
.
2012 HEDEFLERİ
2012 programında ortaya konulan yol haritasına göre, kayıtdışıyla mücadele amacıyla şunlar yapılacak:
- Mükelleflerin vergisel işlemlerde kullandığı beyanname, bildirim ve formlar gözden geçirilecek.
- Yürürlüğe giren elektronik fatura uygulamasının kullanımı genişletilecek ve bankacılık ödeme sistemleri ile entegrasyonu sağlanacak.
- Fatura ve diğer belgelerin elektronik ortamda arşivlenmesine imkan tanıyacak teknik ve hukuki altyapı oluşturulacak.
- Mükelleflerin tutmak zorunda oldukları yevmiye defteri ve defteri kebirin muhasebe kayıtlarının elektronik ortamda oluşturulması, muhafazası ve iletilmesiyle ilgili standartlar belirlenecek, gerekli hukuki ve teknik altyapı oluşturulacak.
- Kamu İhale Kanunu'nda kayıtdışı istihdamla mücadele amacıyla; kayıtdışı işçi çalıştırdığı saptanan işverenin, tüzel kişi olması halinde tüzel kişiliğin yanı sıra ortakları ve onların ortak olduğu diğer şirketler de kamu ihalelerine 5 yıl süreyle giremeyeceklerine dair değişiklik yapılacak.
- Akaryakıt başta olmak üzere, canlı hayvan, et, çay, şeker ve şeker mamulleri ve e-ticaret yoluyla yapılan kaçakçılık mücadelenin ilk hedefi olacak.
KAYITLI KAYITDIŞILIK
Kayıtdışıyla mücadele amacıyla 2012 programında yer verilen adımlara değinmeden önce iki tür kayıtdışılık olduğunu belirtelim. İlk kayıtdışılık türü, hiçbir şekilde kayıtlara girmeyen vergi ve sigorta primi yönünden tamamen kamunun bilgisi dışında yer alan kayıtdışılık.
İkincisi ise kamunun bilgisi dahilinde olmasına karşın vergi ve prim matrahının gerçekte olduğundan daha az gösterilmesi şeklinde karşımıza çıkan 'kayıtlı kayıtdışılık'. Bu tür kayıtdışılık, kayba neden olmasına rağmen kamuya az da olsa kaynak sağlıyor.
NEYLE MÜCADELE EDİLECEK?
Kayıtdışılıkla mücadele için 2012 programında yer verilen 'yapılacak işler listesine' baktığımızda, kayıtlı kayıtdışılığın hedef olarak alındığı anlaşılıyor. Asıl mücadele edilmesi gereken kayıtdışılık konusunda ise bolca 'dilek ve temenniler' dile getiriliyor.
Mevcut şartlar altında, hiçbir şekilde kayıtlara girmeyen ekonomik hareketler konusunda 'cek, cak' şeklinde ifadesini bulan gelecek zaman kipi ile ortaya konulan soyut sözlerin inandırıcılığı yok. Bunun nedeni, denetim açısından kayıtdışı ile mücadelede en fazla gereksinme duyulan araçların olmaması.
Bir zamanlar, kişilerin yaşam düzeyi ile vergi mükellefiyet kayıtlarını karşılaştırma olanağı vardı. Göze batacak şekilde harcama yapanlara bunun kaynağı sorulabiliyordu. Kamuoyunda, 'nerden buldun' olarak bilinen bu en temel araç kaldırılınca denetimin en önemli silahı kaybedilmiş oldu. Böyle bir araç olmadan kayıtdışılıkla etkin şekilde mücadele edilmesi mümkün değil. Dolayısıyla, kayıtlı kayıtdışılığın hedef olarak alınması bu açıdan daha inandırıcı. Bu durum, kayıtdışılıkla bütüncül ve doğru mücadele için bazı güvenlik önlemlerine ihtiyaç olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Umarız, uzun süredir temcit pilavı gibi ısıtılan bu konu temenni noktasından çıkıp hayata geçer.
Ödenen primler geri alınabilir
Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) ödenen primlerin geri alınması; 'yaşlılık toptan ödemesi' ve 'ölüme bağlı toptan ödeme' hallerinde mümkün. Yaşlılık toptan ödemesi, sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılan veya işyerini kapatan sigortalının, yaşlılık (emekli) aylığı bağlanması için gerekli yaş şartını doldurduğu halde, malullük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamaması durumunda söz konusu olabiliyor.
.
Ölüme bağlı toptan ödeme ise, sigortalının ölümü halinde, ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanamaması durumunda söz konusu oluyor. Bu durumda, ölüm tarihi esas alınmak kaydıyla hesaplanan ölüm toptan ödeme tutarı, sigortalının eşine, çocuklarına, ana ve babasına kanunda belirtilen hisseler oranında paylaştırılıyor.
Fazla ödenen primleri sizden isteyemezler
29.06.2011 itibariyle THY'deki işimden ayrıldım. Daha sonra beni arayan bir avukat THY şirketinin ben işten ayrıldıktan sonra 21 gün boyunca SSK primlerimi kesemediği için yatırdığını ve bu meblağı kendilerine geri ödemem gerektiğini söyledi. Haberim bile olmayan, cebime girmeyen ve üstelik yatırılmaması gerektiği halde yatırmış oldukları bu parayı ödemek zorunda mıyım? Ayrıca bu parayı şirket olarak neden SSK'dan talep etmiyorlar? Böyle büyük bir şirketin bu şekilde bir uygulama yapması ne kadar doğrudur? E. Günaydın
.
İşten ayrılmış olmanıza rağmen, işveren tarafından SGK'ya fazla ödenen sigorta primleri sizden istenemez. Fazla bildirilen 21 günlük prime esas kazanç tutarınız ve prim ödeme gün sayınız için işveren tarafından SGK'ya 'iptal' Aylık Prim ve Hizmet Belgesi verilmesi gerekiyor. Böylece, fazla ödenen prim SGK tarafından işverene iade edilir veya bundan sonra ödenecek prim tutarından
mahsup edilir.
GÜNÜN SÖZÜ
'Başarısızlığı göze alamayanlar hiçbir zaman büyük başarılar elde edemez.' Robert Kennedy
Akşam
http://www.aksam.com.tr/kayitdisiyla-mucadele-4508y.html