Bankalara Verilen Bilançolar
Banka ile çalışmayan firma yoktur. Mali yapısı güçlü, öz kaynakları yeterli olan firmalar ile çalışmak için adeta bankalar yarışır. Ya da finansman ihtiyacı için firmalar yarışır.
Gerek mevzuattan gerekse uygulamalarından bankalar firmaların mali tablolarını mutlaka ister. Her ne kadar kredi kullanımlarında ipotek ve kredinin geri dönüşünü garanti altına alan tedbirler alınsa da, mutlaka işletmenin bilançoları başta olmak üzere mali tabloları istenir. Bu tabloların ayrıca doğruluğunun tasdiki de istenir.
Serbest muhasebeci mali müşavirlik ve yeminli mali müşavirlik mesleğinden önce bu tür tabloların vergi dairesinden tasdikli olması istenirken, bu mesleklerden sonra meslek mensuplarının tasdikleri de yeterli hale geldi.
Neden mali tablolar isteniyor?
Esas itibariyle kredi veren kuruluş kredinin dönüşü ve kredi alan kuruluşun mali yapısını göz önünde bulundurmak zorunda. Verilen kredinin, kime verildiğinin riskinin ölçülmesinde kullanılan kriter, firmanın notu kredinin maliyetini de etkiler.
.
Firmanın bilanço, gelir tablosu gibi mali verilerinin değerlendirilmesi bu firmaya verilecek kredinin taşıyacağı riski ölçer. Bunun için bankaların risk bazlı fiyatlama, bankanın daha çok risk aldığı ürünlerde ve düşük dereceli müşterilerde daha yüksek fiyatlama yapması beklenir. Ancak çoğu zaman bankalar tarafından krediler karşılığı alınan teminat zaten riskleri asgari indirmekte. Bu nedenle risk derecesine fiyatlanması gereken krediler genelde ülkemizde bu ölçü olmaksızın standart olarak fiyatlanmakta.
Bilançolarda aktif değerler güncel olmalı
Geçmişte yeniden değerleme fonu en azından enflasyon oranında bir artışın bilançolara yansımasını sağlıyordu. Daha sonra enflasyon düzeltmesi uygulaması ile birçok işletme 2003 ve 2004 yılı bilançolarını düzeltti. Ancak firmaların bilançolarında yer alan taşınmaz gibi kıymetlerin değerlerindeki artışı sadece enflasyon veya yeniden değerleme oranı ile ölçmek mümkün değil. Gelişen bir bölgede yer alan taşınmazın değeri kısa sürede birkaç kat artabilmekte. Vergi Usul Kanunu'nun yeniden yazıldığı bügünlerde bu husus göz önüne alınmalı.
.
Vergisel açıdan hiçbir kayıp ve kaçağa neden olmayacak bir düzenleme ile bilançoların aktifinde yer alan taşınmaz ve diğer sabit kıymetler için gerek mahkeme kararı ile gerekse sigorta değerleri ile gözterilmesi ve karşılığının pasifte fon hesabında tutulması birçok problemi çözecek.
Mali tablolar güncel değerleri gösterir mi?
Bankaların firmalardan istediği mali tablolar Vergi Usul Kanunu'na göre düzenlenmiş bilanço kalemlerinden oluşmakta. Vergi Usul Kanunu'nda her bir iktisadi kıymetin nasıl değerleneceği ve yasal defter ile mali tablolarda nasıl yer alacağı ayrıntılı olarak açıklanmış. Bir iktisadi kıymetin bilançolarda yer alan değeri maliyet veya satın alma bedeli olmakta. Bankalara ibraz edilen bilançolarda yer alan iktisadi kıymetler Vergi Usul Kanunu'na göre değerlemesi yapıldığı için çoğu zaman güncel değerleri ihtiva etmemekte. Birçok firma aktifinde yer alan fabrika binası, makine ve diğer iktisadi kıymetlerin güncel değerlerini bilançolarına yansıtmadıkları için bankalar ile sorun yaşamakta.
.
Gerek uzun zaman önce satın alınması ve inşa edilmesi gerekse imar uygulamaları nedeniyle değer kazanan bir taşınmazın bilanço değeri ilk satın alma bedeli olarak görünmekte. Oysa birçok işletmede bu taşınmazların güncel değeri kayıtlı değerin onlarca katını bulabilir. Firma aktifinde yer alan taşınmaz bilançoda güncel değeri ile yer almadığı için işletmenin öz sermayesi daha düşük görünmekte.
.
Birçok işletme bunu telafi etmek için daha fazla kazanç beyan ederek mali tablolarını daha iyi göstermek zorunda kalıyor. Kredi ile varlığını devam ettiren firma için bu kaçınılmaz durum birçok firma için haksız vergi yükü doğurmakta.
İsmail Kökbulut
akşam.com