Vergi Kanunları Yeniden Yazılırken
2005 yılında vergi kanunlarının yeniden yazılması gündeme geldi ve bu konuda Vergi Konseyi adında da bir çalışma grubu oluşturuldu.
Konsey ilk çalışmalarını Kurumlar Vergisi Kanunu üzerinde yürüttü ve tamamen yeniden yazılan Kurumlar Vergisi Kanunumuz Haziran 2006 da yürürlüğe girdi.
Ne yazık ki her nedense çalışmalar bu noktada kaldı ve diğer kanunlara yönelik bir faaliyet gerçekleşmedi.
Ancak son günlerde duyuyoruz ki bu konudaki çalışmalar yeniden hız kazanıyor galiba.
Hazır kanunlar yeniden yazılırken mükelleflerin yakınışlarına neden olan bazı düzenlemeleri hatırlatıp bu konulara dikkat çekmek istiyoruz.
Peşincilik esasından vazgeçilmeli
Tahakkuk esası çağın gerçeklerine uyarlanmalı vergilemede peşincilik esasından vazgeçilmelidir.
Mükellefler elde etmedikleri gelirin vergisini, ceplerine girmeyen KDV yi ödemek zorunda kalmamalıdır.
Vergileme standartları uluslararası standartlara uyarlanmalı
Borsada işlem gören şirketler uzun yıllardır uluslararası muhasebe ve raporlama standartlarını uyguluyorlar.
Yeni Ticaret Kanunumuzun 2013 yılı başında yürürlüğe girecek düzenlemeleri gereği tüm işletmelerde yeni muhasebe standartlarını uygulamaya başlayacaklar.
Ancak vergi kanunlarında birçok konuda bu standartlara paralel olmayan düzenlemeler var. Uluslararası standartlara paralel düzenlemeler yapılmadıkça mükellefler birisi ortaklarına yönelik birisi maliyeye yönelik olmak üzere farklı mali tablolar hazırlamak durumunda kalacaklar. Defter kayıtları farklı mali tablolar farklı olacak.
Madem ülkemiz bu uyum sürecine girdi vergi kanunlarının standartlarının da uluslararası düzenlemelere uyumlaştırılması gerekiyor.
Memur Zulmüne son verilmeli
Mevcut kanunlarda memur sorumluluğuna yönelik düzenlemeler yok. Mükellefler bazen çok haksız uygulamalara muhatap kalabiliyorlar.
Bazen kanuna uygun talepleri gerekçesiz olarak yerine getirilmediği için, bazen hak ettikleri iade talepleri süresinde veya sudan gerekçelerle geciktirildiği için büyük mağduriyetler yaşanabiliyor ama kimse bunun bedelini ödemiyor.
İnceleme elemanları bazen kanuna, bakanlık düzenlemelerine, hatta mantığa aykırı rapor düzenleyip kenara çekiliyor. Ben böyle düşünüyorum git derdini mahkemede anlat deniliyor. Mahkeme mükellef hakkını teslim ediyor etmesine de telafisi güç zararlar oluşabiliyor.
Tamam memur ve inceleme elemanları sorumluluk düzenlemelerinin kıskacında ezilip iş yapamaz duruma gelmemeli ama bu konuda mutlaka bazı düzenlemeler yapılmalı.
Bu konudaki görüşlerimizi paylaşmaya devam edeceğiz.
Atilla DÖLARSLAN - Gözlem