Bağımsız denetim tek elde toplandı
Bildiğiniz gibi bu aralar kanun hükmünde kararnameler (KHK) moda oldu. Bakanlar kurulunun TBMM’den almış olduğu yetki kanunu ile çok sayıda KHK çıkarıldı. 2 Kasım 2011 tarihli resmi gazetede yayımlanan kanun hükmünde ki kararname ile “Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu” kuruldu.(*)
Günümüzde küreselleşmenin, uluslararası-çok uluslu yatırımların ve ticaretin artmasının bir sonucu olarak muhasebe işlemleri ve finansal raporlama standartlarında ortak uygulamaların benimsenmesi bir nevi zaruri hale gelmiştir. Çünkü ülkelere göre farklı muhasebe ve finansal raporlama işlemleri, farklı ülkelerdeki yatırımcıların doğru bilgi sahibi olmasına engel oluyor, bu da yatırım kararlarını olumsuz etkiliyordu. Nihayetinde, standartlaşmamış finansal kurallar, uluslararası şirketlerin maliyetlerinin artmasına neden teşkil ediyordu. Bu duruma bir çare olarak özellikle ABD ve İngiltere gibi ortaklıkların güçlü olduğu, çok uluslu şirketlerin önem kazandığı ülkeler öncülüğünde, içine, dünyanın diğer gelişmiş ekonomilerin de dahil olduğu bir kurum tarafından ortak bir muhasebe dili geliştirilmeye başlanılmıştır.
90’lı yıllarda hız kazanan bu standart çalışmaları halen sürmekte olup, üzerinde anlaşmaya varılan standartlar, tebliğler halinde, merkezi Londra’da bulunan İFRS (İnternational Financial Reporting Standarts) tarafından yayınlanmaktadır. Taraf ülkeler ve ilgili yatırımcılar, ancak bu standartlara göre belirlenen mali tablolara itibar etmektedir. Diğer taraftan, bu standartların mali tabloların güvenilirliği yanında uygulamacı ülkelerdeki ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkilediği de bilinmektedir.(**)
Buna uygun olarak, özellikle 2000’li yılların başından itibaren, birçok ülke uluslararası muhasebe standartlarının (UFRS) kullanımını zorunlu hale getirmiştir. Buradaki amaç, tüm dünyada ortak bir muhasebe dilinin kendi işletmeleri için de kullanılmasının sağlanmasıdır.
UFRS ile uyumlu olacak şekilde, Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) ve Türkiye Finansal Raporlama Standartlarını (TFRS) oluşturmak için 2001 yılında Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu (TMSK) görevlendirilmişti. Uluslararası muhasebe standartları, Türkiye’de, SPK ve BDDK’ya tabi şirketlerde başlatılmıştı. Halen, bu kurulların otorite olduğu piyasalarda işlem yapan şirketlerde uluslararası muhasebe standartlarının uygulanma zorunluluğu vardır. (***) Yeni Türk Ticaret Kanunu ile birlikte bu noktada önemli bir reform yapılmıştır. 01.01.2013 tarihinden itibaren, bankacılık sektörü ve sermaye piyasasında bulunmayan KOBİ’lerin de, TMS’ye uygun biçimde kaydetme, düzenleme ve raporlama zorunluluğu getirilmiştir.
Türkiye’de işletmelerin çok büyük bir kısmının KOBİ niteliğinde olması ve bu işletmeleri de kapsayacak olan bu zorunluluk hasebiyle; muhasebe uygulamaları bakımından güçlü, özerk yapıya sahip ve özerk bütçesi olan bir kuruma ihtiyaç duyulmaktaydı. Kamu gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu kurularak bu gereksinimi karşılamaya yönelik önemli bir adım atılmıştır.
Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumun amaçları
Kanun hükmünde kararnameye göre, kurumun amaçları;
- Uluslararası standartlarla uyumlu Türkiye Muhasebe Standartlarını oluşturmak ve yayımlamak,
- Bağımsız denetimde uygulama birliğini, gerekli güveni ve kaliteyi sağlamak,
- Denetim standartlarını belirlemek,
- Bağımsız denetçi ve bağımsız denetim kuruluşlarını yetkilendirmek ve bunların faaliyetlerini denetlemek
- Bağımsız denetim alanında kamu gözetimi yapmak, şeklinde belirlenmiştir.
Bu amaçlar doğrultusunda, kurumun muhasebe mesleği üzerindeki etkisinin çok önemli düzeyde olacağı beklenmektedir.
.
Kurumun Oluşumu
Kurumun oluşumu KHK’da yer aldığı üzere şu şekildedir;
Kurum, Kurul ve Başkanlık’tan oluşacaktır.
Kurul; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tarafından önerilecek dörder aday arasından ikişer kişi, Hazine Müsteşarlığı, Sermaye Piyasası Kurulu ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun bağlı olduğu Bakanlıklar ile Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından önerilecek ikişer aday arasından birer kişi olmak üzere, Bakanlar Kurulu tarafından atanan dokuz üyeden oluşur. Bakanlar kurulu üyelerden birini başkan olarak atar.
Kurul üyesi olacak kişilerin devlet memurları olma hakkında sahip olan ve muhasebe denetim gibi konularda 10 yıllık bir tecrübeye sahip olması gerekecektir.
Kurul başkan ve üyeleri 6 yıllığına seçilirler. Bazı istisnalar hariç görev süresi biten başkan ve üyeler bir daha atanamazlar. Bu, son derece önemli ve gerekli bir düzenlemedir. Malumunuz ülkemizde bir kurumun başına gelen bir kişi bir daha göndermek çok zor.
Kurulun Görevleri
Kurulun başlıca görev ve yetkileri şunlardır:
- Uluslararası standartlarla uyumlu Türkiye Muhasebe Standartlarını oluşturmak ve yayımlamak.
- Türkiye Muhasebe Standartlarının uygulamasına yönelik ikincil düzenlemeleri yapmak
- Finansal tabloların; Türkiye Muhasebe Standartları doğrultusunda gerçeğe uygun olarak sunumunu, sağlamak amacıyla, uluslararası standartlarla uyumlu ulusal denetim standartlarını oluşturmak ve yayımlamak.
- Bağımsız denetçiler ve bağımsız denetim kuruluşlarının kuruluş şartlarını ve çalışma esaslarını belirlemek ve bunları yetkilendirmek
- Bağımsız denetçiler ve bağımsız denetim kuruluşlarının faaliyetlerini gözetlemek ve denetlemek.
- Bağımsız denetçiler ve bağımsız denetim kuruluşlarının faaliyet izinlerini askıya almak veya iptal etmek.
- Bağımsız denetim yapacak meslek mensuplarına yönelik sınav, yetkilendirme ve tescil yapmak
- Muhasebe standartları ve denetim standartlarının benimsenmesine yönelik olarak toplantı, konferans ve benzeri etkinlikler ile gerekli yayınlarda bulunmak.
Türmob Gerçeği ve Geleceği
Yapılan düzenleme ile birlikte bağımsız denetim ile ilgili tek yetkili kurum “Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu” oldu. Bu KHK ile TÜRMOB’un bağımsız denetim sistemi ilgili herhangi bir yetkisi artık kalmamıştır. Zaten, TÜRMOB’un bu güne kadar bağımsız denetim konusunda çok verimli çalışmalar yaptığını söylemek, ne yazık ki mümkün değil. (Hatırlarsanız bağımsız denetim ile ilgili çok tepki çeken bir tebliğ yayınladı sonra çekmek zorunda kaldı.) Türkiye’de muhasebe sisteminin vergi tabanlı uygulamalardan ortaklık tabanlı uygulamaya doğru evrilmesi, dış yatırımların önünü açacak şekilde denetim standartlarının güçlü bir şekilde uygulamaya geçecek olması, statükonun ve oligarşik yapıların son nefeslerini vermeleri, son dönemdeki bürokrasiyi yeniden şekillendiren düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde, en iyimser bir bakış açısıyla TÜRMOB’un da kapsamlı bir reformasyona tabi tutulması, ya da tarihin tozlu raflarındaki yerini alması, kuvvetle muhtemel.
.
(*) 660 Sayılı KHK (02.11.2011)
(**) AICPA Backgrounder (www.ifrs.com)
(***)Sermaye Piyasası Kurulu www.spk.gov.tr SPK Mevzuatı
Mahmut Suçiçek
Vergi Müfettişi
mahmutsucicek@gmail.com
KAYNAK :http://muhasebenet.net/haber.php?haber_id=796