Cevap: 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında; “Ticaret ve sanat erbabından aşağıda yazılı şekil ve surette çalışanlar gelir vergisinden muaftır.”hükmü yer almakta olup, aynı maddenin 1 numaralı bendinde; “Motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir işyeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenler (Giyim eşyalarıyla zati ve süs eşyaları, değeri yüksek olan ev eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit işyerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o işyerlerinde satışı yapılan aynı neviden malları satanlar hariç) in esnaf muaflığından yararlanabilecekleri belirtilmiştir.
Ayrıca 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 156 ncı maddesinde; ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyette işyeri; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yer olarak tarif edilmiştir.
Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere işyerinin tanımı yapılırken, ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyetin yapılması ve yürütülmesinde kullanılan yerlerin neler olabileceği nitelenmiş ve tanımda belirtilen yerlerle sınırlandırılmamıştır. Bu nedenle, elektronik ortamda yapılan bu tür faaliyetler için iletişim amacıyla kullanılan yerin işyeri olarak kabul edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Bununla beraber, 2002/3 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu İç Genelgesinde, iştigal konusu itibariyle bir işyeri olmaksızın faaliyetini yürütebilen mükelleflerin ikametgah adreslerinin işyeri olarak kabulü suretiyle mükellefiyet kayıtlarının yapılmasının mümkün olduğu, ancak mükelleflerin yaptıkları faaliyet türleri için mutlaka faaliyetin icra edileceği yerin şart olduğunun vergi dairesince tespit edilmesi halinde, bunların mükellefiyet kayıtlarının işyeri adresi olmaksızın yapılmasına imkan bulunmadığı hususları açıklanmıştır.
Ek olarak, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ticari Kazancın Tarifi” başlıklı 37’nci maddesinde; “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu ve Ticari kazancın, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve bu kanunda yazılı gerçek (Bilanço veya işletme hesabı esası) veya (4369 sayılı Kanunun 81/C-2 maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 1.1.1999) basit usullere göre tespit edileceği” hükmüne yer verilmiş olup, müteakip 103 maddede de,gelir vergisine tabi gelirlerin hangi oranda vergilendirileceği açıkça gösterilmiştir; Buna göre 2011 yılı için
9.400 TL'ye kadar | 15% |
23.000 TL'nin 9.400 TL'si için 1.410 TL, fazlası | 20% |
53.000 TL'nin 23.000 TL'si için 4.130 TL, (ücret gelirlerinde 80.000 TL'nin 23.000 TL'si için 4.130 TL), fazlası | 27% |
53.000 TL'den fazlasının 53.000 TL'si için 12.230 TL, (ücret gelirlerinde 80.000 TL'den fazlasının 80.000 TL'si için 19.520 TL), fazlası | 35% |
Oranında vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, internet üzerinden yapılan ilan ve reklam faaliyeti, Gelir Vergisi Kanununun 9/1 inci maddesi (esnaf muaflığı) kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda söz konusu internet sitesinin işletilmesi nedeniyle ticari kazanç hükümlerine göre mükellefiyet kaydının yapılması gerekmektedir.
Koray ATEŞ
SMMM-E. Öğretim Görevlisi
Akdeniz Denetim YMM Ltd.Şti.
Fax:0224 224 53 54
korayates@muhasebetr.com
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale yazılı veya elektronik ortamda kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)