Sosyal Güvenlik Alacakları İçin Tebliğ İşlemleri Nasıl Yapılmaktadır?
6183 sayılı Kanun’un 8. maddesinde, hilafına bir hüküm bulunmadıkça bu Kanun’da yazılı sürelerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında Vergi Usul Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
I- GİRİŞ
Tebligatın amacı, hukuki işlemlerin hukuki sonuçlarından etkilenmeleri amaçlananların bilgilendirilmesi ve bu bilgilendirmenin belgelendirilmesidir.
Tebligat esasları, Vergi Usul Kanunu’nun 93 ila 109. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, hüküm ifade eden belgeler ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta aracılığıyla ilmühaberli taahhütlü, memur eliyle veya adresleri bilinmeyenlere ilan yoluyla tebliğ edilir.
Kural olarak, bir tebliğin hüküm ifade etmesi için usulüne uygun olarak yapılması gerekmektedir.
II- TEBLİĞ KİMLERE YAPILACAK?
A- BORÇLULARA, KANUNİ TEMSİLCİLERE VE UMUMİ VEKİLLERE TEBLİĞ
Tebliğ borçlulara, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine yapılır. Tüzel kişilere yapılacak tebliğ, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine; vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılır. Tüzel kişilerin birden fazla müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılması yeterlidir.
Kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde tebliğ, ikametgâh adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılır. Muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir suretle ehliyetsiz bulunmaması gerekir.
B- VELİ, VASİ VE KAYYIMLARA TEBLİĞ
Velayet veya vesayet altındaki borçlulara borçları nedeniyle yapılacak tebligat bunların veli, vasi ve kayyımlarına yapılır.
Borçlu yerine geçen veli, vasi veya kayyım gibi birden fazla sorumlu olması halinde, tebligat bunlardan yalnız birine yapılabilir. Şayet tebliğin konusu olan işe ayrı bir vasi veya kayyım bakmakta ise tebligat bunlara yapılır.
C- VASITALI TEBLİĞ
Kara, deniz, hava ve jandarma eratına yapılacak tebligat kıta komutanı ve müessese amiri gibi en yakın üst vasıtası ile yapılır. Üst bu evrakı derhal tebliğ olunacak kimseye vermediği takdirde tazminle mahkûm olur.
D- KAMU KURUM VE KURULUŞLARINA TEBLİĞ
Kamu kurum ve kuruluşlarına yapılacak tebliğ, kurum ve kuruluşların en büyük amirlerine veya bunların yardımcılarına veya en büyük amirin yetkili kılacağı memurlara yapılmaktadır.
E- YABANCI MEMLEKETTE BULUNANLARA TEBLİĞ
Yabancı memlekette bulunanlara tebliğ o memleketin yetkili makamı vasıtası ile yapılır. Bunun için anlaşma varsa veya o memleketin kanunları müsait ise o yerdeki Türk siyasi memuru veya konsolosu tebliğin yapılmasını yetkili makamdan ister.
Yabancı ülkede bulunan tebliğ yapılacak kimsenin Türk vatandaşı olması halinde tebliğ, Tebligat Kanunu uyarınca o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla yapılabilmektedir.
III- TEBLİĞ USULLERİ
A- POSTA İLE TEBLİĞ
Genel tebliğ usulü, posta aracılığıyla yapılan tebliğdir.
Borçlunun bilinen adreslerine gönderilen tebliğ evrak posta dairesince muhatabına teslim edildiği tarihte tebliğ edilmiş sayılır.
Tebliğ alındısı, tebliğin ne zaman, nerede ve kime yapıldığını ispatlayan tek belgedir. Tebliğin usulüne göre yapıldığını ortaya koyan bir belge vasfına sahip olması tebliğ alındısına ayrı bir önem yüklenmesine neden olmaktadır. Tebliğin usulüne uygun yapıldığının ispatı, tebliği yapan ve yapıldığını iddia eden idareye düşmektedir. Bu nedenle, idare herhangi bir tereddüde mahal vermemek için tebliğin yapıldığını gösterir belgeleri titizlikle ve eksiksiz düzenlemek ve ispat sırasında ibraz etmek zorundadır.
B- İLANEN TEBLİĞ
1- Tebliğin İlanla Yapılacağı Haller
a) Muhatabın adresi hiç bilinmiyorsa,
b) Muhatabın bilinen adresi yanlış ve değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse,
c) Başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa,
d) Yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa,
e) Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında açıklanan geçici ayrılmalarda bilinen adreslerin hepsine iki kez tebliğ edilemezse
ilanla tebliğ yoluna gidilir.
2- İlanın İçeriği ve Kapsamı
İlanda;
a) Muhataba yönelik bilgiler (borçlu gerçek kişi ise ad ve soyadının, tüzel kişi ise unvanının eksiksiz ve doğru olarak yazılması gerekir.),
b) Tebliğ edilecek borcun nev’i ve miktarına ilişkin bilgiler,
c) Usule yönelik bilgiler
bulunmalıdır. Yapılacak ilanda, ilan tarihinden başlayarak bir ay içinde muhatapların ilanı yapan makama bizzat veya bilvekale (vekil sıfatıyla) müracaat etmeleri veyahut taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslerini bildirmeleri halinde, kendilerine bu süre ile kayıtlı tebliğ yapılacağı ihtar edilir.
3- İlanen Tebliğin Şekil Şartları
İlan yoluyla yapılacak tebliğlerde ilanın şekil şartları ile esasları Vergi Usul Kanunu’nun 104. maddesinde açıklanmıştır.
01.01.2011 tarihinden itibaren, 6183 sayılı Kanun uyarınca yürütülen işlemlerden dolayı tebliğe konu borç tutarının (borç aslı ile gecikme cezası ve gecikme zammı) 1.600,00 TL’den az olması halinde, gazete yoluyla ilanen tebliğ yapılmaksızın ilan yazısının (tebliğ evrakı) sosyal güvenlik il/merkez müdürlüğünün ilan asmaya mahsus (ilan tahtası) mahallinde asılması suretiyle ilanen tebliğ işlemi yapılabilmektedir.
4- İlanın Sonuçları
İlan suretiyle yapılan çağrıya bir ay içinde bizzat sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezine gelerek müracaat edenlere ödeme emrinin tebliği elden yapılır. Bir aylık süre içinde bizzat veya vekil aracılığıyla başvurmayıp adres bildirenler varsa, bunlara da posta ile tebliğ yapılır. Bildirilen adres yanlış veya terkedilmiş olursa ve bu nedenle evrak tebliğ edilemezse, adres bildirilmemiş sayılır. Bu durumda, ilan tarihinden başlayarak bir ay sonunda tebliğ yapılmış kabul edilmektedir.
C- MEMUR VASITASIYLA TEBLİĞ
Vergi Usul Kanunu’nun 107. maddesine göre tahsil dairesi, tebliğleri posta yerine memur vasıtasıyla yaptırmaya yetkilidir.
D- ELEKTRONİK ORTAMDA TEBLİĞ
Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesi gereği Kurum, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü teknik altyapı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye ve kendisine elektronik olarak tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkili kılınmıştır.
Buna verilen yetkiye göre, elektronik ortamda tebligata ilişkin gerekli alt yapının kurulmasını müteakip Sosyal Güvenlik Kurumu’nca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde tebligatın elektronik ortamda yapılmasına başlanılması muhtemeldir.www.ozdogrular.com
IV- SONUÇ
6183 sayılı Kanun’un uygulanmasında tebliği gereken bir evrakın tebellüğünden imtina edilmesi durumunda, söz konusu tebliğ evrakının Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesi gereğince borçlunun önüne bırakılmak suretiyle tebliği yoluna gidilmektedir.
Borçlunun ölümü halinde de, mirası reddetmemiş mirasçılar hakkında 6183 sayılı Kanun hükümleri tatbik edilmektedir.
Borçlunun ölümünden sonra mirası reddetmeyen mirasçılar miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu tutulmaktadırlar.
Mirasçı tarafından mirasın istenmediğinin sulh hukuk mahkemesinden alınan mahkeme kararıyla belgelenmesi ve reddi miras davasının borçlunun ölümünden itibaren üç aylık süre içinde açılması gerekmekte ve ölen borçlunun borcundan dolayı mirasçılar ancak üç aylık sürenin dolmasından sonra sorumlu tutulabileceğinden, bunlar hakkında bu süre içerisinde herhangi bir haciz işlemi yapılamamaktadır. http://www.ozdogrular.com/content/view/17374/
Murat UĞUR*
E-Yaklaşım