Önce Cumhurbaşkanımız, sonra Bakan BABACAN diline dolamaya başladı “Türkiye ucuz işgücü merkezi” olmayacak dediler. Bu arada uzlaşmacı ve sosyal paylaşımcı Bakan Faruk ÇELİK’de hem işgüvencesi hem de toplu iş ilişkileri düzenimizi değiştiriyor, hem de çalışanlar lehinde bu düzenlemeler…
Geçen aylarda önce Cumhurbaşkanı aynı cümleleri kullandı şimdi de Bakan Babacan kullanmaya başladı. Türkiye ucuz işgücü merkezi olmayacak artık, ara mallar değil katma değeri yüksek mallar üretip nitelikli çalışanlarımız olmalı demeye başladılar. Umarım dedikleri olur. Zira, şu an ucuz işgücü cennetiyiz. Bu niyetleri Çalışma Bakanı’nın sendikalarla uzlaşı içinde hazırlattığı Sendikalar Kanunu ve Toplu İş Sözleşmesi Grev Lokavt Kanunu’nun yeni hali olan, “Toplu İş İlişkileri Kanun Taslağı’nda da görüyoruz. Tasarı aynen TBMM’den kabul edilirse hatta bazı düzenlemelerde çalışanlar lehine değişiklik olursa her çalışan sendikalı her işletme de toplu sözleşmeli olacak gibi görünüyor zira işyeri sendikacılığının önü açılıyor.
***Baraj sıfıra yakın her işyerinde sendika olabilecek
Halen, bir sendikanın bir işletmede veya işyerinde örgütlenip, işvereni toplu sözleşmeye çağırabilmesi için (aynı işkolundaki) Türkiye çapında tüm işçilerden en az yüzde 10’unu örgütlemesi gerekiyor. Mesela, mesela maden işkolunda ülkede toplam 400 bin işçi varsa sendikanın en başta bu işçilerin en az 40 binini üye yapması şart. Fakat yeni tasarıda bu baraj ya sıfır olacak ya da binde beş olacak. Binde 5 olsa bile 2000 işçiyi sendikasına üye yapan sendika istediği işyerinde toplu sözleşme yapabilecek. Şayet ülke barajı sıfır olursa bu kere sadece herhangi bir işyerindeki işçilerden yarısından bir fazlasını sendikasına üye yapan sendika bu işverenle toplu sözleşme yapabilecek. Umarım baraj yüzde sıfır olur da sendikasız işçi, toplu sözleşmesiz işyeri kalmaz.
***Ucuz işgücü olmaktan kurtuluruz
Şu an ucuz işgücü ülkesiyiz ve zenginden alıp fakire veren değil, fakirden alıp zengine veren ülkeyiz. Mesela 2010 yılında toplam gelir vergilerinin yarısını asgari ücretliler ödemiş öyle ki bir asgari ücretlinin ödediği vergi doktordan, kuyumcudan, market sahibinden, taksi veya minibüs sahibinden daha fazla. Her gün işe gitmek için bindiğiniz minibüsçünün ne kadar kazandığı herkesin dilinde ama yıllık ödediği gelir vergisi bir asgari ücretliden çok az. Ülke sendikalı ve toplu sözleşmeli olursa hem vergi adaleti hem de sosyal adaleti sağlayabiliriz.
***Sendika ağalıkları da biter
Yeni “Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı” aynen kabul görürse sendika kurmak kolaylaşacağı gibi bir sendika ağasının yıllarca süren yöneticiliği de koyla olmayacak. Sendikalara gelecek olan demokrasi ülkedeki demokrasinin de gelişmesine katkısı büyük olacaktır.
2 hatta 3 hatta 4 kocadan da aylık olur
Benim babam Bağ-Kur’lu idi ve 1985 yılında vefat etti. Anneme kendisinden aylık bağlandı. Daha sonra annem 1991 yılında Emekli Sandığı emeklisi bir bey ile evlendi ve Bağ-Kur’dan aldığı aylık kesildi. Evlendiği Emekli Sandığı emeklisi bey 1997 yılında vefat etti ve anneme bu sefer Emekli Sandığından aylık bağlandı ve halen o aylığı almaktadır. Acaba annem Bağ-Kur’lu olan babamdan da aylık alabilir mi? Emekli Sandığı mensubu ikinci eşi vefat ettikten sonra sadece Emekli Sandığı’na aylık için müracaat ettik Bağ-Kur’a bir müracaatımız olmadı çünkü bunun yasak olduğunu zannediyorduk. Annem için geçmişte müracaat etseydik o tarihte aylık bağlanabilecekti. Annemin durumu bir kazanılmış hak sayılabilir mi? Şimdi müracaat etsek aylık bağlanabilir mi? Müracaat ile bağlanmaması durumunda dava açmanın faydası olur mu? M.K.
Sayın okurum, 1 Ekim 2008 günü geçerli olan kanunlarımıza göre kocalar veya karılar (yani eşler) farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olmak şartıyla bütün ölen eşlerden gerek kadınların gerekse erkeklerin dul aylığı alma hakkı vardır. Annenizin de her iki kocası 1 Ekim 2008 gününden önce vefat ettiğinden hem Bağ-Kur’dan hem de Emekli Sandığı’ndan dul aylığı alma hakkı vardı ama bunu bilmediğinizden zamanında müracaat etmemişsiniz. Bu olaylarda müracaat zamanaşımı 5 yıldır. Beş yıl içinde müracaat edilirse birikmişler alınır, beş yıl sonra müracaat edilirse sadece başvurudan sonra alınır. Beş yıl geçmiş geriye yönelik birikmişleri alamazsınız. Bu arada 1 Ekim 2008 gününden sonraki ölümlerde tek aylık var. Son olarak daha oturduğum evin zemin katında oturan yaşlı bir komşum 4 kocasından da dul aylığı alıyordu. Alması da tamamen yasaldır
http://www.alitezel.com/tezel/index.php?sid=yazi&id=4985