5510 Sayılı Kanunun 4.Maddesinde Kanun gereği zorunlu 4/b kapsamındaki Sigortalılar açıkça belirtilmiş ve 4.Maddenin aşağıda belirtilen b bendi gereğince;
b) Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise;
1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,
2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar…
.
sigortalı sayılırlar denilerek Bu yukarıdaki maddede sayılanlar bağkur primi ödemek zorunda bırakılmıştır.
Yine 5510 Sayılı Kanunun 92.Maddesi ‘Sigortalılığın zorunlu oluşu, sona ermesi ve sosyal güvenlik sicil numarası’ başlıklı paragrafta ise; Kısa ve uzun vadeli sigorta kapsamındaki kişilerin sigortalı ve genel sağlık sigortalısı olması, genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin ise genel sağlık sigortalısı olması zorunludur. Bu Kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak, vazgeçmek veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersizdir.
Yukarıda anılan kanunda açıkça belirtildiği üzere, iş akdine bağlı olmadan çalışanların isteğine bırakılmamış ve 4/b kapsamında sigortalı olma ve ödeme zorunluluğu getirilmiştir.
Yine 193 Sayılı Gelir vergisi Kanunun 89/1 maddesinde ise Gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden ne tür ödemelerin indirim yapılacağı belirtilmiştir.
Buna göre;
1. Beyan edilen gelirin % 10'unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta primleri için, beyan edilen gelirin % 5'ini) ve asgarî ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla, mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları (sigortanın veya emeklilik sözleşmesinin Türkiye'de kâin ve merkezi Türkiye'de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi nezdinde akdedilmiş olması, prim ve katkı tutarlarının gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olması ve ücret geliri elde edenlerin ücretlerinin safi tutarının hesaplanması sırasında ayrıca indirilmemiş bulunması şartıyla, eşlerin veya çocukların ayrı beyanname vermeleri halinde, bunlara ait prim ve katkı payları kendi gelirlerinden indirilir).
2-Gelir vergisin Kanunun 110 Nolu Genel Tebliğinde İse;
‘1479 Sayılı Bağ - Kur Kanununun 49/3 üncü maddesi hükmünün uygulanmasında tereddüd edilmekte olduğu anlaşıldığından, bu konuda aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.
.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun sâfi ticari kazancın tesbitinde indirilecek giderlere ilişkin 40 ncı maddesinde, teşebbüs sahipleri tarafından kendileri için emekli ve yardım sandıklarına veya sigorta şirketlerine ödenen emekli aidatı ve sosyal sigorta primlerinin,gider yazılmasını öngören bir hüküm yer almamakla beraber; 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (Bağ-Kur) Kanununun 49 uncu maddesinin 3 ncü fıkrasında, sigortalılarca ödenen giriş keseneği ve sigorta primlerinin vergi uygulamasında gider olarak yazılabileceği hükme bağlanmıştır.
.
Bağ-Kur Kanununun bu hükmü karşısında, anılan kanun uyarınca ödenen giriş keseneği ve primlerin, teşebbüs sahipleri tarafından hesaplara gider olarak yazılması gerekmekte ise de, söz konusu Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerinin doğrudan doğruya kayıtlara gider olarak intikal ettirilmesi halinde, özellikle ortaklıklarda, her bir ortağın ortaklıktaki kâr payının her zaman eşit olmayacağı; ödenecek giriş keseneği ve primlerin seçilen aylık gelir basamağına göre değişebileceği ve bu nedenlerle de safi ticari kazancın tesbitinde bazı güçlükler ve sakıncalar doğabileceği açıktır.
Bu durumda ;
1. Bağ-Kur giriş keseneği ve sigorta primlerinin Gelir Vergisi Kanununun 89/1 maddesi hükmüne paralel olarak, gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olduğunun tevsik edilmesi kaydiyle, mükellefler tarafından ticari kazançları dolayısiyle verilecek yıllık beyannamede bildirilen gelirden indirilmesi ;
2. Adî komandit şirketlerinin komanditer ortakları ile limited şirket ortakları hakkında da yukardaki esaslar dairesinde işlem yapılması;
3. Bağ-Kur Kanunu kapsamına giren serbest meslek erbabının, Gelir Vergisi Kanununun 68/8 inci maddesi hükmüne dayanarak hasılâtlarından emekli aidatı veya sosyal sigorta primi indirmemiş olmaları şartiyle, anılan kanun gereğince ödedikleri Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerini gider yazmaları gerekmekte ise de yukarıda belirtilen nedenler karşısında, bu kimselerin de, Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerini serbest meslek kazançları ile ilgili olarak verecekleri yıllık beyannamelerinde gösterdikleri gelirden indirmeleri,
uygun bulunmuştur
.
Bilgi edinilmesi ve gereğinin buna göre yapılması rica olunur.’
3-Aynı zamanda Aydın Gelir İdaresi başkanlığının 02.10.2010 Tarihli B.07.1GİB.4.09.15.01-3.2010.7.GVK.89.md-2 Sayılı özelgesi ile Bursa Vergi Dairesi tarafından verilmiş olan 13.04.2006 Tarih ve Sayı: B.07.1.GİB. 4.16.16.01.GV.05.125/1453
özelgesinde net olarak ‘ Geçmiş Dönemlere Ait Bağkur Prim Ödemelerinin İndirilip İndirilmeyeceği’ hakkında Maliye bakanlığının görüşünü yansıtmaktadır
Sonuç olarak
Bağkur prim ödemelerinin İlgili döneme ait olması gerekmemekte olup Kanunun Tebliğinde belirttiği gibi, yalnızca gelirin elde edildiği dönemde ödenme şartı olması sebebi ile gelirin elde edildiği yılda ödenen geçmiş yıllara veya cari yıla ait olan bağkur primleri toplam tutarını, Gerek ticari ve gerekse serbest meslek kazançları dolayısı ile mükellefler Yıllık gelir vergisi beyannamesinde indirim konusu yapabilirler.
Gelir vergisi beyannamesinde Geçmişe dönük olarak ödenen Bağkur primlerinde bulunan gecikme zamları GVK/90 maddesinde açıklandığı üzere; Amme Alacakları usulü hakkındaki kanun hükümlerine göre ödenen gecikme zamları ve faizler gelir vergisi matrahından ve gelir unsurlarından indirilmez
Hikmet GÜNEŞ
SMMM
hikmetgunes@turmob.org.tr