Dizimizin dünkü bölümünde, 2000 yılı öncesi emekliler ile süper emeklilerin sorunlarından ve neden intibak istediklerinden bahsettik.
Bugün Bağ-Kur basamak mağdurlarıyla devam edeceğiz. 'Bunlar da kim?' diyen okurlarımız için hemen açıklayalım.
Bağ-Kur basamak mağdurları kimler?
Bildiğiniz üzere 2008 yılına kadar Bağ-Kur sigortalıları basamak sistemine göre prim ödüyor ve yine aynı sisteme göre emekli ediliyorlardı. 1. basamaktan 24. basamağa doğru ne kadar yükselirseniz o kadar yüksek aylık alıyordunuz. Bazen de Bağ-Kur, sigortalılardan toplu para tahsil edebilmek için basamak satıyordu.
İşte bu basamak satışlarından sonuncusu 2003 yılında yapıldı. İleride yüksek aylık alma hayaliyle Bağ-Kur'a toplu para yatıran sigortalılar, emekli olduklarında hayal kırıklığı yaşadılar. Zira kişilerin aylıkları, satın aldıkları ve yükseltildikleri basamaklar üzerinden değil, önceki basamakları üzerinden hesaplandı.
Yargı kararları var ama...
Söz konusu basamak mağduru Bağ-Kur'lulardan mahkemeye gidenler ve kazananlar oldu. Yargıtay, bu kişilere satın aldıkları basamağa göre intibak yapılması ve ona göre aylık bağlanması yönünde kararlar verdi. (Örn: 10. H.D. E.2008/21302, K.2010/4393) Ancak bu kararlar sadece dava açanlar için bağlayıcı olduğundan, dava açmayan veya davası sonuçlanmayanlar için sorun devam ediyor. Şu halde intibak beklentisinde olan üçüncü grup, Bağ-Kur basamak mağdurlarıdır diyebiliriz.
Basamak mağdurlarının talebi de çok net; "Ya bize satın aldığımız basamak üzerinden aylık bağlansın ya da ödediğimiz para iade edilsin" diyorlar. İntibak yapılması durumunda, şu an 750 lira aylık alan bir Bağ-Kur emeklisi 1400 lira almaya başlayacak.
Çalıştıkça aylığı düşenler
İntibak beklentisinde olan bir kesim daha var ama onlar henüz emekli değiller. Bunlar, 2000 yılından önce SSK'lı veya Bağ-Kur'lu olarak girişi bulunan ve hâlâ çalışmaya devam edenler. Bu kesimin sorunu, 2008 Ekim sonrasında çalışmaya ve prim ödemeye devam ettikleri halde, her ay emekli aylıklarında düşüş yaşanması.
Normalde çalışmaya devam ettikçe, ileride bağlanacak aylığın belirli oranda yükselmesi gerekir. Ancak 2000 öncesi çalışmaya başlayan ve halen çalışan SSK'lı ve Bağ-Kur'lulardan aylık brüt kazançları 2700 liranın altında olanlar, çalıştıkları her ay için emekli aylıklarında kayba uğruyorlar.
Peki bu kişilerin aylıkları nasıl oluyor da çalışmaya devam ettikçe düşüyor? Olayın mantığı şu; 2000 öncesi aylık bağlama oranları ve taban aylık tutarları yüksekti. 2000-2008 Ekim arası için bu rakamlar aşağı çekildi, 2008 Ekim sonrasında daha da aşağı çekildi. Bu üç dönemde de çalışması bulunan bir kişinin aylığı, üç ayrı sisteme göre kısım kısım hesaplanıyor ve toplam gün sayısına oranlanarak toplam aylık bulunuyor. Fazla kafa karıştırmadan daha önce verdiğimiz bir örneği tekrar edelim;
Diyelim ki üç ayrı kapta şekerli su var. Birinci kapta şeker oranı %75, ikincide %65, üçüncüde %50 olsun. Elinizdeki bardağa, şeker oranı en yüksek kaptan ne kadar fazla koyarsanız, bardağınızdaki su da o kadar şekerli olur. İşte 2000 öncesi çalışmalar, örneğimizdeki en şekerli suya benziyor. Tabii en şekersiz olansa 2008 Ekim sonrası çalışmalarınız. Buna göre toplam prim gününüz içinde 2008 Ekim sonrası günlerin payı arttıkça, aylığınızın tadı kaçıyor.
2008 yılında yürürlüğe giren sosyal güvenlik reformu sonrasında ortaya çıkan bu durumu, daha önce BUGÜN'ün manşetinden duyurduğumuz gibi bir iftar yemeğinde bir araya geldiğimiz Sayın Faruk Çelik'e de ilettim. Kendisi sorunun farkında olduğunu ve çözüm için çalışma yapıldığını ifade etti. İşte bugünlerde yapılan intibak çalışmasından beklenti içinde olan dördüncü grup, 2000 öncesi çalışmaya başlayıp halen çalışmakta olan SSK'lı ve Bağ-Kur'lulardan oluşuyor.
http://www.bugun.com.tr/kose-yazisi/172582-emekliye-intibak-rehberi-2-makalesi.aspxSadettin ORHAN