Cari açıkta her şey yoluna girdi mi?
Merkez Bankası Ağustos ayı ödemeler bilançosunu yayınlandı. İlk bakılan kalem olan cari açığın piyasa beklentileri doğrultusunda gerçekleştiği görüldü.
Rakamlara bakıldığında Ağustos ayında ithalatta biraz gerileme olduğu görülüyor.
İthalat 2011 yılının Mart ayından itibaren hep 20 milyar doların üzerinde seyretmişti. Hatta Haziran ayında 21 milyar doları da aşarak rekor kırmıştı.
Temmuz ayında başlayan geriye dönüş, Ağustos’ta iyice belirginleşti ve ithalat 19 milyar doların biraz altında gerçekleşti.
Buna karşılık ihracat tarafında Temmuz ayının çok az gerisinde kalınsa da yine 12 milyar dolara yakın bir gerçekleşme sağlandı.
Böylece ithalat ihracat farkı şubat ayından sonraki tüm aylara oranla önemli ölçüde gerileyerek 7.1 milyar dolar oldu.
İşin içine hizmetler tarafını da koyduğumuzda dış ticaret dengesi 3.7 milyar dolar açıkla noktalandı.
Bu kalemlere gelir ve cari transferlere ilişkin rakamlar da eklendiğinde Ağustos ayı cari açık rakamı 4 milyar doların biraz altında 3,964 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Bu rakam bir önceki aya göre yaklaşık yüzde 33’lük bir azalmayı ifade ediyor. Durum Mart -Haziran ayları ile kıyaslandığında neredeyse yarı yarıya bir azalma olduğu görülüyor.
* * *
Gelelim bu açığı nasıl finanse ettiğimiz kısmına.
Net hata ve noksan kalemi nisan ayından sonra ilk defa bu ayda negatif oldu. Oluşan cari açık Merkez Bankası kaynaklarından karşılandı. IMF’ye olan ödeme de katıldığında Ağustos ayında resmi rezervlerimizden 4.429 milyar dolar kullanılmış oldu.
Kümülatif bazda rakamlara bakıldığında kısaca Ocak –Ağustos döneminde ithalat ihracat dengesinde 61.4 milyar dolar, cari işlemler dengesinde ise 54.2 milyar dolar açık vermişiz.
Bu açığa karşılık net hata ve noksan kaleminde biriken 9.6 milyar dolarlık bir kaynakla birlikte rezervlerimizde 6.6 milyar dolarlık bir ilave ile Ağustos ayını kapatmışız. Bu söylediğimizi daha anlaşılır şekilde ifade edecek olursak; Ağustos ayı sonu itibarıyla sekiz aylık dönemde oluşan cari açığın tamamını finanse etmişiz üzerine de yurda 6.6 milyar dolar net döviz girişi olmuş.
* * *
Bu kadar çok rakamı vermemizin nedeni resmi daha ayrıntılı görelim ve geleceğe yönelik ona göre daha sağlıklı bakabilelim diye. Böyle baktığımızda şunları gördüğümüzü söyleyebiliriz.
İthalattaki azalma geleceğe yönelik olumlu bakışımızın en önemli dayanağıdır.
Yurt dışı piyasalardan kaynaklanan ve yabancı fonların gelişmekte olan ülkelerden belli ölçüde çıkmaları sonucunu doğuran olay Ağustos ayından itibaren bizde de görülmeye başlamıştı.
Bu etkinin Eylül ayında daha bariz, Ekim ayında kısmen devam ettiğini düşünüyoruz. Ama bunun gelecek için tehlike oluşturacak boyutlara ulaşmayacağını, Avrupa’da krize çözüm için; başta krizdeki ülke insanları olmak üzere tüm AB üyesi ülkelerin bedel ödeyerek karşılamaya yönelik gelişmelere bakarak söyleyebiliriz.
TİM tarafından açıklanan eylül ayı ihracat rakamlarına bakarak ihracattaki artış ivmesinin devam ettiği ekonomik büyümede ihracata dayalı sektörlerin rol sahibi olacağını, buna karşılık ithalat tarafında hâlâ daha alınacak yol olduğunu düşünüyoruz. Sonuçta ne cari açık azalıyor her şey rayına giriyor diye rehavete girecek; ne de döviz girişi durdu, rezervlerimiz eriyor diye moral bozacak bir durum yok.
Yayınlanan Orta Vadeli Program ile ve açıklanacak yeni teşvikler ile geleceğe yönelik daha güvenli olabileceğimiz bir yapıyı göreceğiz.
Biz zaten işi sıkı tuttuğumuz zaman sorunlarımızı dünyadaki her ülkeden daha hızlı halledebilme yeteneğine sahibiz.
Bunu bize özgü kriz dönemlerinde defalarca gördük.
Yeter ki biraz soğukkanlı olabilelim ve mali disiplinde olduğu gibi cari açıkla mücadele konusunda da kazanımlarımızı sürekli hale getirelim.
OSMAN ARIOĞLU / İTO